Türkiye şu anda Avrupa’da en fazla obezite seviyesine sahip ülke olarak yer almakta olup, 4’ü (% 28.1) yetişkin nüfusunun üçte biri obez ve üçte biri (% 63.4) fazla kiloludur.
Önümüzdeki 20 yıl boyunca, ülkedeki obez yetişkin sayısının çok daha fazla kişiye çıkacağı tahmin ediliyor.
Sağlık uzmanlarına göre, böyle bir artış, bir milyondan fazla ekstra tip 2 diyabet , kalp hastalığı ve kanser vakası ve felç riskini artırır . Ayrıca yüksek tansiyon , sağlıksız kolesterol ve yüksek kan şekeri ( şeker ) riskini artırabilir.
Obezite, artık yaşla birlikte artmasına ve artmış gençlere obezite teşhisi konmasına rağmen, artık sadece yaşlıları etkileyen bir durum değildir.
Halk Sağlığı Türkiye’den gelen veriler, 2 ila 15 yaş arası çocukların yaklaşık üçte birinin (% 31,2) obez olduğunu göstermektedir.
Obezite ve tip 2 diyabet arasındaki bağlantılar
Diyabetin kesin nedenleri hala tam olarak anlaşılmamakla birlikte, farklı tipte diyabet gelişme riskini arttırdığı bilinmektedir.
Tip 2 diyabet için bu, fazla kilolu veya obez olmayı içerir (vücut kitle indeksi – BMI – 30 veya daha büyük).
Aslında, obezitenin tip 2 diyabet geliştirme riskinin% 80-85’ini oluşturduğuna inanılırken, son araştırmalar obez insanların 22 yaşın altındaki BMI’ lere kıyasla tip 2 diyabet geliştirme olasılığının 80 kat daha fazla olduğunu göstermektedir .
Obezite, tip 2 diyabete nasıl yol açar?
Aşırı kilolu veya obezseniz, özellikle karnınız (karın) çevresinde aşırı kilonuz varsa, tip 2 diyabet geliştirme riski altında olduğunuz bilinen bir gerçektir.
Obezite; Risk Altın Mısınız ?
Fazla kilolu olmak, tip 2 diyabet , kalp hastalığı ve felç riskini artırır . Ayrıca yüksek tansiyon , sağlıksız kolesterol ve yüksek kan şekeri ( şeker ) riskini artırabilir . Fazla kilonuz varsa, kilo vermek bu koşulları önlemenize ve yönetmenize yardımcı olabiliriz. Sağlığınızı iyileştirmek için çok fazla kilo vermek zorunda değilsiniz. 10-15 kilo bile kaybetmek büyük bir fark yaratabilir.
Obezite, Tip 2 diyabetin en olası nedenidir.
Obezite tanısında en sık kullanılan kriter vücut kitle indeksi (VKİ). Erişkinlerde kg cinsinden ağırlığın metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle ortaya çıkan rakam. VKİ’nin 18.5 – 25 arasında olması normal, 25-30 arası fazla kilo, 30’un üzerinde olması ise obezite olarak değerlendiriliyor. Aslında bu kaba bir rakam ve vücuttaki yağ miktarını her zaman doğru olarak yansıtmayabiliyor. Obezite tanısında daha hassas metotların kullanılması gerektiği konusunda devam eden tartışmalar mevcut.
Obezitenin önlenmesi
Obezitenin belirlenmesinde önemli ölçüm, beden yağ oranıdır. Bu oran kadında, % 20-25; erkekte, % 15-18’dir. Ancak, bu ölçüm hassas olsa da uygulanması güç bir yöntemdir. Bu nedenle, daha kolay uygulanan Beden Kitle İndeksi ( BKİ ) kullanılır. BKİ, ağırlığın boyun karesine bölünmesi ile elde edilir. İdeal olan, 20-25 kg/m2 dir. 25-30 kg/m2, fazla kilolu; 30 kg/m2 üzeri, obez; 40 kg/m2 üzeri, morbid obez olarak tanımlanır.
Obezite ve tip 2 diyabet arasındaki bağlantılar kesin bir şekilde kurulur. Obezitede beden yağı artar demiştik. Bu yağın hangi bölgelerde dağılmış olduğu da önemlidir. Karın ve bel çevresinde artan yağ dokusu, diyabet riskini daha fazla arttırır.
Tip 2 Diyabet ile obezite arasında çok yakın ilişki olup, Tip 2 Diyabet olan bireylerin % 80’i şişmandır. Obezite, insülin direncine neden olmakta, bu da diyabet oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Obezite aynı zamanda diyabet tedavisi ve kan şekeri kontrolünü de zorlaştırmaktadır. Kilo verme ve egzersiz ile kan şekeri kontrolü çok daha kolay olmakta, oral antidiyabetik ilaç dozları da obez hastalara göre belirgin olarak azalmaktadır.
Diyabet ve obezite arasındaki bu yakın ilişki düşünüldüğünde, erken alınacak önlemler ile sonuçların yüz güldürücü olacağı açıktır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, yaşam tarzı değişikliklerinin Bozulmuş Glikoz Toleransı’ nın ( BGT ), Tip 2 Diyabet’ e ilerlemesini engelleyebildiğini göstermiştir.
Örneğin; Finnish Diabetes Prevention Study’de, kilo verme, yüksek posalı, düşük yağ içeren diyet ve artmış egzersizle, Bozulmuş Glikoz Toleransı olan ve aşırı kilolu kişilerde Tip 2 Diyabet’e gidiş % 58 oranında azalmıştır.
Obezite de, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik bir hastalık olarak düşünüldüğünde, tedavisi zor ve uzundur. Egzersiz, düşük kalorili diyet, psikolojik destek gibi çok sayıda komponenti olan obezite tedavisinden önce, obezitenin oluşumunu önlemek her zaman olduğu gibi daha önemlidir. Bu nedenle de bunun hayatın ilk yıllarından itibaren ele alınması gereken bir konu olduğu unutulmamalıdır. Çocukların beslenmesindeki bilinçsiz davranışlar, obezitenin temel taşlarını hazırlamaktadır. Çünkü çocuklukta yağ hücreleri ve adipöz doku kütlesindeki artış, obezite hazırlayıcısıdır. Obezlerde bu adipöz doku kütlesi, normal şahıslardan 5 kat fazladır. Bilindiği gibi diyet yapmak da yağ hücresi sayısını değil, boyutunu azaltır.
You must be logged in to post a comment.