İLETİŞİM
Odunluk Mahallesi, Liman Cd. No:4, 16110 Nilüfer/Bursa
(0224) 970 01 01 Dahili No: -
info@bursabariatric.com
Bariatric Ofis
Bağlarbaşı Mh. 1. Sedir Sk. Medi Loft-2 Bina No:1/5 - Osmangazi/Bursa
T: (0546) 970 11 23
T: (0224) 970 01 23
Bursa Bariatrik Cerrahisi
0 (224) 970 01 23
Email: info@bursabariatric.com
Bursa Bariatric
Odunluk Mahallesi, Liman Cd. No:4, 16110 Nilüfer/Bursa
(0224) 970 01 01 Dahili No: -
info@bursabariatric.com
T: (0546) 970 11 23
T: (0224) 970 01 23
Tüp mide ameliyatı, fazla kilolarından kurtulmak isteyen hastaların başvurdukları cerrahi bir yöntemdir. Obezite cerrahisi öncesi ve sonrası bir süreç olup, hastaların doktorlarının önerdikleri kuralları uygulamaları önemlidir. Mide küçültme ameliyatı sonrası kişinin verdiği kilolar ve kazandığı sağlığı gibi bir çok faydasını görecek ve hayatına yeni bir başlangıç yapmış olacaktır.
Tüp mide ameliyatları, obezite tedavisine için uygulanan cerrahi işlemdir. Ameliyat öncesi mide kapasitesi 1 – 1.5 litrelik bir hacme sahip iken aşağıdan dikey olarak yukarıya doğru kesip, midenin dışarıda alan büyük kısmı çıkarma işlemidir. Ameliyattan sonra mide dar, uzun tüpe benzer görünüme sahip olur. Tüp mide ameliyatından sonra midenin kapasitesi 100 – 150 mililitrelik bir hacme sahip olacaktır. Böylece ameliyat ile midenin %80 – % 85 bir kısmı alınarak işlev dışı bırakılır. Geri kalan mide küçük, dar ve uzun olacaktır. Bu küçülme ile kişilerin yeme – içme düzeninde azalma görülecektir. Çıkarılan mide kısmıyla beraber açlık hormonun daha az salgılanması sonucu açlık hissi de azalmış ve böylece kişinin kilo vermesi daha kolay olacaktır.
Tüp mide ameliyatı, hastaların fazla kilolarından kurtulması için cerrahi bir yöntemdir. Aşırı kilolu kişilerin ve obez hastalarının hayatlarında spor ya da diyet yapıp fayda görmedikleri tıbbi müdahale ile hayatlarına yeniden başlayabilir. Kendilerinde gerçekleşecek değişimlere sahip olabilirler. Tüp mide ameliyatı sonrası dikkat etmeleri gerekenler olacağı gibi, dikkat ettiklerinin sonuçlarını en iyi şekilde alacaklardır. Tüp mide ameliyatı faydaları hastanın hayatında büyük değişiklere neden olacaktır.
Laparoskopik yani kapalı olarak uygulanması mümkün olup, bu şekilde yapılması hastanın yara iyileşmesini hızlandırır ve hasta daha az ağrı çeker. Dolayısıyla hastanede daha az süre kalmış olur.
Mide kapasitesi bu ameliyatla küçültülür, birçok besinin daha az miktarda tüketilmesine sebep olur.
Midenin açlık hormonu (Ghrelin) üreten kısmı çıkarıldığı için, kişilerde iştah azalması ve hızlı kilo kaybı görülür.
Mide kapakçığı (pilor) korunduğu için, dumping sendromunun önüne geçilmiş olur. Alınan besinler mideyi geç terk etiği için midedeki tokluk hissi uzun sürer.
Ameliyat sırasında ülser oluşumu en az seviyeye indirilir.
Tüp mide ameliyatı ile yiyeceğiniz porsiyonunuz azacak hatta yemek yeme isteğiniz azalacaktır.
Bağırsak tıkanıklığı, anemi, osteoporoz( kemik erimesi), protein vitamin eksikliği, marjinal ülser yaşanma riski ortadan kalkar.
İki aşamalı ameliyatlarda, vücut kitle indeksi yüksek yani 55kg/m2 olan hastalar, birinci aşama ameliyatlarda çok etkili sonuçlar alır.
Bağırsak by-pass riski taşıyan, anemisi olan kişiler, crohn hastalığı (ağızdan makata kadar olan bir bölümde herhangi bir iltihabi hastalık) olan kişiler için iyi bir tercihtir.
Tüp mide operasyonu gerekli durumlarda Doudenal Switche ve Gastrik Bypassa ameliyatına çevrilmesi mümkündür.
Aşırı kilolu olan hastalarda kapalı ameliyat uygulandığından, operasyon sonrası daha az yara, daha az akciğer sorunu yaşanır ve daha hızlı iyileşme süreci geçirirler.
İstediğiniz gıdalardan yiyebilirsiniz böylece dengeli beslenmiş olursunuz.
Ameliyat sonrası mide daralır böylece az gıda yiyerek doyma hissine ulaşırsınız.
Mide bağırsak yani sindirim sistemindeki doğallık korunur.
İştahınız azalır çünkü iştah hissi veren hormon üretimi azalmaktadır.
Bir yıl içerisinde fazla kilolarınızı kaybetmiş, ideallerinize yaklaşmış olursunuz.
Obezite cerrahisi yöntemlerinde tüp mide ameliyatı başta olmak üzere daha bir çok ameliyat bulunmaktadır. Mide küçültme ameliyatlarının birden farklı yarar ya da zararları görülebilir.
Tüp mide ameliyatı gerekli durumlarda diğer obezite ameliyatlara çevrilebir.
Gastrik Band yani mide kelepçesi ameliyatında mideye kalıcı cisim yerleştirilirken, tüp mideye ameliyatında yerleştirilmez.
Mide katlama ameliyatına göre tüp mide ameliyatı daha çok rahat bir süreç izler.
Mide katlama ameliyatlarında geriye kalan mide hacmi değişiklik gösterebilirken, tüp mide ameliyatlarında bu standart bir hacime sahip olur.
Gastrik Bypass ameliyatlarına göre hastanede kalış süresi tüp mide ameliyatlarında daha kısadır.
Gastrik Bypass ameliyatına göre tüp mide ameliyatı daha kolay bir ameliyattır.
Gastrik Bypass ameliyatına göre tüp mide ameliyatı kısa süreli bir ameliyattır.
Gastrik Bypass ameliyatlarında bağırsak fonksiyonları devre dışı bırakılabilir ve bazı komplikasyonlar görülür ama tüp mide ameliyatlarında böyle bir durumla karşılaşılmaz.
Obezite cerrahisi olduysanız, geçirdiğiniz sorun ya da tecrübelerinizi, ameliyat sonrası fark ettiğiniz faydalarını bizlerle paylaşabilirsiniz. Mide küçültme ameliyatı olduğunuz için mutlu musunuz ya da keşke olmasaydım diyor musunuz? Eğer tüp mide ameliyatı olmak istiyor korkuyorsanız korkularınızı beraber yenebiliriz.
Hangi tip obezite ameliyatı uygulanılırsa uygulansın düşük oranlarda (%5-15) yetersiz kilo verimi veya tekrar kilo alma riski mevcuttur. Birinci obezite ameliyatı sonrası tekrar kilo alan grupta ikinci obezite ameliyatı uygulanabilir ve buna revizyon ameliyatları adı verilir.
Revizyon cerrahisi; herhangi bir ameliyatın, hastaya bağlı veya teknik problemden dolayı olması gerektiği gibi sonuç vermemesi durumunda yapılan ikinci ameliyata verilen isme revizyon cerrahisi denilmektedir. Günümüzde en çok revizyon cerrahisi; mide bandı olarak adlandırdığımız ‘ mide kelepçesi’ nin yetersiz kilo verimi ve oluşan komplikasyonlar nedeniyle çıkarılıp işlemin başka bir obezite cerrahisine çevrilmesidir.
Obezite ameliyatlarının tamamında düşük de olsa tekrar kilo alma ihtimali vardır. Bu hastalara ikinci bir cerrahi işlem uygulanarak tekrar aldılarsa aldıkları kiloyu vermeleri, kilo vermeleri durmuşsa tekrar kilo vermenin başlaması sağlanabilir.
Günümüzde obezite, morbid obezite, süper ve hiper obeziteyle savaşmanın en akılcı ve etkili yolu ‘ Bariatrik Cerrahi’dir. Kişinin yaşam tarzı, yeme alışkanlıkları ve yandaş hastalıklarına göre değişen cerrahi prosedürleri, hastanın kaliteli ve sağlıklı bir hayata adım atmasındaki en güvenilir yaklaşımdır.
Her zaman dediğimiz gibi amaç kişilere ameliyat sonrası ‘ yeni alışkanlıklar’ kazandırmaktır. Beslenme alışkanlıklarının kökten değiştirip, fiziksel aktiviteyi yaşamlarının bir parçası haline getirmeyi hedef olarak koymalıdırlar.
Kimi zaman işler pek umulduğu gibi gitmeyebiliyor.
İşte Bu noktada devreye ‘ Revizyon Cerrahisi’ giriyor.
18 ay boyunca kişi sağlıklı beslenme alışkanlıklarını oturtamayan, yeterli kilo verimini sağlayamayan veya kişide tekrar kilo alımları gözlemleniyorsa revizyon cerrahisine ihtiyaç duyulabilir. Teknik yetersizlikler sonucu (operasyonun optimal şekilde yapılmamış olması) , tecrübe edinmemiş cerrah veya yeterli kilo kaybı sağlanmadığında revizyon cerrahisi başvurulan bir yöntemdir.
Bilmeliyiz ki revizyon cerrahisi ilk yapılan ameliyata göre daha zor ve deneyim isteyen bir cerrahi müdahaledir. İlk olduğunuz ameliyat revizyon cerrahisiyle farklı birçok ameliyata dönüştürülebilir.
Mide küçültme ameliyat( Sleeve Gastrektomi); Re-Sleeve Gastrektomi yani daha küçük bir mide hacmine veya By-pass türü cerrahi prosedürlerine,
By-pass türü ameliyatlar; Roux-N Y Gastrik By-pass veya Duodenal Switch gibi bir çok ameliyat türüne revize edilebilirler
Eğer hekiminiz tecrübeli ve revizyon cerrahisi yapmış bir hekimse ikinci ameliyatınızı da aynı hekimde olmak fayda sağlayacaktır.
Revizyon Cerrahisi Ameliyatı
Revizyon Cerrahisi ameliyatı yetersiz teknik ile yapılmış ve yeteri kadar iştah azalması sağlanmamış olabilir. Diğer bir sebep, hasta aşırı şekerli ve yüksek kalorili gıdalarla besleniyor olabilir. Bazen özellikle tüp mide ameliyatından sonra midenin ortasında belli belirsiz bir darlık gelişir ve bu darlığın üst tarafındaki mide yıllar içinde yavaş yavaş büyüyerek hastanın daha çok yemek yemesine neden olabilir. Revizyon ameliyatına karar vermeden önce tekrar kilo almanın veya yetersiz kilo vermenin nedenleri ortaya konulmalı ve tedavi ona göre planlanmalıdır.
Revizyon cerrahisi ameliyatları oldukça özellikli olan ve ciddi tecrübe ve beceri gerektiren ameliyatlardır. İşlemi yapacak hekimin ve hastanenin mutlaka aşağıdaki özelliklerin tamamını taşıması gereklidir.
Cerrahın her türlü obezite cerrahisi ameliyatını yapabiliyor olması ve revizyon ameliyatları konusunda da tecrübesinin olması gerekir.
Cerrahın endoskopik müdahaleler konusunda tecrübe sahibi olması ve hastanenin tam donanımlı bir endoskopi ünitesinin olması gerekir.
Ameliyatın yapılacağı hastanenin ileri seviye yoğun bakıma sahip olması gerekir.
Ameliyatın yapılacağı hastanede kardioloji, endokrinoloji, göğüs hastalıkları, psikiatri ve yoğun bakım hekimlerinin olması yani tam teşekküllü olması gereklidir.
Aksine bunlar obezitenin neden olduğu hastalıklardır ve obeziteyi tedavi ettiğimizde büyük oranda iyileşecek hastalıklardır. Bu nedenle asıl bu hastalıkları olan hastaların ameliyat olması gereklidir.
Hayır revizyon ameliyatları da birinci obezite ameliyatları gibi kapalı (laparoskopik) yöntemle yapılabilir. Muhtemelen ilk ameliyatta kullanılan yerlerden tekrar giriş sağlanacaktır. Yani yeni bir iz oluşmayacaktır.
Revizyon cerrahisi sonrası normal hayata dönüş ilk ameliyatla çok benzerdir. Her şey yolunda giderse, hastanede 3-4 gün yattıktan sonra taburcu olunur ve 7-10 gün içinde normal hayata dönülür.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası genel olarak mide hacmi ufaltıldığından dolayı vücudumuza giren gıdaların azalması ile beraber almamız gereken vitamin oranı da azalmaktadır. Bunu kontrol altına almak için tüp mide ameliyatı obezite cerrahisi sonrasında doktorunuzun kontrolünde bazı vitaminleri ön görülen süre içinde alınması gerekmektedir. Vitamin almanın nedenleri arasında;
• Az gıda alınacağı için vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin vücudun belli bir seviyeye kadar alınmasını sağlamak
• Vitamin yetersizliğinden dolayı oluşacak hastalıklara karşı önlem almak
• Bazı vitaminlerin eksik alınması sonunda beslenme sisteminde de bozulmalar olmaktadır. Özellikle bu bozulmalar obezite ameliyatı sonrası ciddi önem taşımaktadır.
Bu sorunun cevabı hastanın vücut metabolizmasına göre doktorun belirlemesi gerekmektedir. Fakat en sık kullanılanlar arasında;
• B12 Vitamini
• Multi vitaminler
• Kalsiyum
• Demir
Her insanın sağlık durumunun, vücudun ihtiyacının farklı olması nedeniyle herkesin farklı bir vitamin eksikliği durumu söz konusu olabilir. Bunun mutlaka doktor tarafından belirlenmesi gerekir. Çünkü doktor hastanın yaşına, kilosuna, sağlık durumuna hâkim olacağından bazı tahliller sonucunda hastanın ihtiyaçlarını belirleyecektir. Bazen vitamin takviyesine ihtiyaç olmadığı durumlar da görülebilmektedir.
Hastalar ne kadar düzenli beslenme alışkanlığını elde etmiş olsalar bile mide hacmindeki küçülme nedeniyle bazı vitaminleri yeteri kadar elde edemiyor olabilir.
Daha önce çok hastada karşılaşılan vitamin eksiklikleri rahatsızlıklarının görülmesi tecrübesi ile hastaların bu rahatsızlık başlamadan öncesinde bu riski en aza indirecek önlemler alınması amacının olması.
Hala yeterli şekilde düzenli beslenme alışkanlığı elde
edemeyen hastaların bu yetersizliğini karşılamak isteği.
Tüp Mide Ameliyatı Operasyonundan sonra hastalarda en çok görünen vitamin ve mineral eksiklikleri; B1 ve B2 vitaminleri ve kalsiyum eksikliğidir.
Tüp Mide Ameliyatı geçirmiş hastalarda vitamin eksikliğine bağlı şikayetlere rastlanabilir. Fakat tecrübeli bir uzman hekim tarafından gerçekleştirilen ve yine tecrübeli diyetisyenler tarafından takibi yapılan operasyonların ardından, hastaların diyetlerine eklenen vitamin destekleriyle, bu risk ortadan kaldırılabilir.
Son zamanlarda obezite cerrahisi, hastalarda bazen beslenme bozukluklarının oluşmasına neden olduğu için gelişmiş ülkelerde pek kullanılan bir yöntem değildir. Mide hacminin tüp şeklinde küçültülmesi hastaların vücudun ihtiyacı olan vitamin ve minerali almasına engel olabilmektedir. Bu yüzden bazen haplar vasıtasıyla bazen de kas enjeksiyonu yoluyla hastaların bu yetersiz beslenmelerini karşılamak amacı ile takviye yapılabilmektedir. Bu takviyeler arasında B1 vitamini en önemli vitaminlerden biridir.
Tiamin olarak da bilinen B1 vitamini ince bağırsağın 2. kısmında emilir. B1 vitamininin bilinen en önemi özelliği lipid ve karbonhidratta koenzim olarak rol almasıdır. Gelişmiş ülkelerde çok fazla alkol tüketimi, karbonhidrat ve kalori değeri yüksek olan yiyecek ve içeceklerin tüketimi ve rafineli unlu gıdalar tüketimi çok fazla olduğu için B1 vitamini eksikliğine rastlanması ihtimali çok daha yüksek olacaktır.
Tüp Mide Ameliyatı hastayı fazla kilolarından bir anda kurtararak tüm sorunları çözen bir ameliyat değildir. Hastanın öncelikle bu sürecin nasıl işlediği konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Hastanın yeterli bilinçte olmaması ameliyat sonrasında verilen kiloların yeniden alınmasına neden olabilmektedir.
Obezite cerrahisinin temel amacı hastanın mide hacmini tüp şeklinde küçülterek hastanın acıkma isteğini en aza indirmektir. Bu tedavi yöntemi ile hastalar çok az besinle beslenerek çok kolay bir şekilde doygunluk hissine kapılırlar.
Obezite cerrahisi tedavisinden yararlanan hastalar genellikle artık fazla kilolarından kurtulduğunu ve bundan sonraki süreçte dilediği her besini yiyebileceğini zanneder. Oysaki asıl yenilen besinlerin kalori miktarlarına dikkat edilmesi gereken zaman cerrahi müdahalenin olmasından hemen sonrasında başlayan zamandır. Hasta bu süreçte yediği besinlerin hepsinin tek tek listesini çıkarmalı ve düzenli bir beslenme alışkanlığı edinmelidir. Aksi takdirde yapılan operasyonun hiçbir anlamı kalmaz ve hasta eski kilosuna yeniden döner.
Hastaların düzenli bir şekilde beslenmeye dikkat etmesine ve hastaların vücudundaki emilim miktarında bir değişiklik olmamasına rağmen hastalarda mide hacminin küçülmesine bağlı olarak bazı vitaminlerin yeterli düzeyde olmaması gibi bir durum söz konusu olabilir. Bu tür durumlarda vitamin takviyesini mutlaka yapılması gerekir. Ancak hangi vitamine ne denli ihtiyaç olduğu doktorlar tarafından tayin edilmelidir. Hasta kendi düşüncesinden hareketle vitamin hapları vs. asla almamalıdır!
Kalsiyumun güçlü kemiklerin oluşması için çok etkili bir mineral olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Kalsiyum eksikliği ise kemiklerin zayıflamasına neden olur. Tüp Mide Ameliyatı olduktan sonrasında ciddi oranda kalsiyum eksikliği olan hastaların çoğunluğunda el ve ayak kemikleri başta olmak üzere farklı kemiklerde kırılma sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. O yüzden Tüp Mide Ameliyatı geçirmiş olan hastalardaki kalsiyum oranının takip edilmesi son derece önemlidir.
B12 vitamininin fonksiyonları genellikle mide ile alakalıdır. Mide asidi vücuttaki kan vasıtası ile B12 vitaminlerini alır. Ancak obezite cerrahisinde kullanılan tüp ya da başka etkiler nedeniyle vücuda yeterli düzeyde B12 vitamininin alınmaması, metabolizmanın işleyişini olumsuz şekilde etkiler. O yüzden B12 vitamini takviyesinin mutlaka her gün alınması gerekir. B12 vitamini 3 şekilde vücuda verilmektedir. Birincisi kan içi enjeksiyon yöntemi, ikincisi halk arasında da bilinen dil altı tablet yöntemi ve üçüncüsü ise burun spreyi yöntemi iledir.
Hastaların ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrasındaki kan değerlerine ve tahlillerine bakılır. Bu değerlere göre hastanın neye ihtiyacı olup olmadığı doktor tarafından belirlenir ve buna göre de hastalara düzenli bir şekilde vücudun ihtiyacını karşılayacak besinler ve ilaçlar uygulanır. Bazen başka vitamin eksiklikleri ya da protein eksiklikleri de görülebilmektedir. D vitamini eksikliği de çok sık olmamakla birlikte karşılaşılan problemler arasında yer almaktadır.
Kısacası obezite cerrahisi olarak söylenen yöntem sadece hastanın ameliyat masasına yatarak fazla kilolarından kurtulması ve hemen sonrasında normal hayatına geri dönmesinden ibaret bir yöntem değildir. Bunun aksine hasta o ameliyat masasına yattığı andan itibaren bundan sonraki kalan hayatında yediği her besinin miktarına özen göstermesi gerektiğini aklından çıkarmamalıdır.
Hastaların vitamin eksiklikleri ile karşılaşılmaması adına vitamin takviyeleri tüm ömrü boyunca devam edebilir. Genellikle hastalar cerrahi müdahaleden 2-3 sene sonrasında tüm eski alışkanlıklarına devam ederek yeniden aynı sorunlar ile karşılaşabilmektedir. Bu durumun yeniden oluşmaması için gerekirse psikolojik tedavi almaktan da geri durmamak gerekir.
Ameliyat olduktan sonrasında artık hastanın tüm hayatı boyunca çok düzenli beslenmesi gerekir. Alınan tüm vitaminlerin miktarı, yenilen her besinin kalori değerleri hayat boyunca titiz bir şekilde hesaplanmalı ve ona göre hareket edilmelidir.
En az 1 yıllık süreçte kontrollerinizin dahilinde laboratuvar sonuçlarınıza bakılarak doktorunuzun önereceği demir, kalsiyum, multivitamin dönemsel olarak kullanım gerektirebilir.
Mide küçültme ameliyatı sonrası spor yapılmaktadır. Fakat ilk önce doktorun yönlendirilmesi dikkate alınmalıdır. İlk bir ay zaten doktor yenmesi gereken yiyecekler hakkında hastayı bilgilendirmektedir. Bu kurallara uyulma zorundadır. Daha sonra ameliyat sonrası doktorlar küçük yürüyüşler ile hastayı motive etmektedir. Hasta eve geçtiği zaman yürümeye devam etmelidir. Tabi ki de fazla zorlamadan yürüyüşe izin verilmektedir. Hemen ameliyat sonrası ağır egzersizler yapılmamaktadır. Bu zaman 1 ay ya da 2 ay olabilir. Doktorunuzun dediğine bağlıdır. Bu süreç sonrası istediğiniz sporları yapmanız mümkün olmaktadır.
İnsanları kilo psikolojik olarak çok yıpratır. Mide artık daha fazla yemek ile doymaya başlamaktadır. Çünkü midenin bir sınırı yoktur. İnsanlar ne kadar çok yerse mide o kadar çok genişleme göstermektedir. Burada en önemli kısım az yemek ve spor yapmaktır. Düzensiz bir şekilde spor yapılmamalıdır. Her gün belli saatlerde spor yapılmalıdır.
Uzman obezite cerrahisi başarısı için en önemli etken; kişilerin uzman gözetimi altında önerilen diyet ve egzersizleri benimseyerek, eksiksiz uygulamasıdır. Bu durumun kişinin iyileşme süresini hızlandırdığı araştırmalar sonucu kanıtlanmış bir durumdur. Daha önceden hiç egzersiz ve diyet yapmayan bir kimsenin böyle bir durumu benimseyip, kabullenmesi zor bir durum olabilir. Ancak bu programlar uygulandıkça verilen kilolar ve zaman içinde sevdiği egzersizleri yapması kişinin motivasyonunu artıracaktır.
Her hasta için özel diyet ve egzersiz programları oluşturuluyor olsa da obezite cerrahisi sonrasında bazı temel prensiplere uymak gerekir.
Yapmayı planladığınız bütün egzersizleri doktorunuza anlatarak onun onayını almalısınız. Kendi başınıza bir program uygulamamalısınız.
Doktorunuz sizin kişisel faktörlerinize göre gereken diyet ve egzersiz programları önerecektir. Kesinlikle önerilenin dışına çıkıp, hızlı kilo vereceğim diye uzun süreli spor ve egzersiz yapmayın.
İlk başta uzman doktorunuzun sizin için önerdiği süre ve tempoda yürüyüşler yapmaya ve bunları aksatmamaya hassasiyet gösterin.
Operasyondan sonra doktorunuz onay verene kadar ağırlık ve karın hareketleri çalışmayın.
Hem kas hem de kemik yapınızı geliştirecek, sevebileceğiniz egzersizleri yapmanız daha uzun vadede size fayda sağlar.
Eğer imkanınız varsa önce hekiminize danışarak yüzme ve su jimnastiği gibi ideal egzersizlere yönelin. Doktorunuz bunlardan bahsettiğinizde sizin için ideal bir program düzenleyebilir.
Egzersiz ve spor yapmak obezite hastalığı olan veya olmayan herkes için son derece olumlu etkilere sahiptir. Obezite tedavisinde egzersiz programları, kilo kaybı sürecini hızlandırmak ve yaşanan kilo kaybının daha uzun süre korunmasına yardımcı olmak adına son derce önemli bir rol almaktadır.
Egzersizin Diğer Olumlu Etkileri;
Stres oranını aşağı çekerek, kaliteli bir yaşam sunar.
Kalp ve damar rahatsızlıklarının azalmasına yol açar.
Uyku kalitesini artırır.
Kalp ve akciğerlerin güçlenmesine sebep olur.
Kemik erimesini azalmasında etkilidir.
Kas ve eklem bağlarının güçlenmesini sağlar.
Obezite Cerrahisi Sonrası Egzersiz Türleri
Egzersizlerin çeşitlerini; aerobik, kas güçlendirici, kemik güçlendirici, gerdirme olarak dört bölüme ayırabiliriz.
Obezite tedavisinde egzersiz tercihinde yalnızca vücut kitle indeksi ele alınmaz. Bu tercihte her hasta kendi fiziksel durumlarına göre değerlendirilerek, ihtiyacına göre hangi egzersiz programı kullanılacağı belirlenir. Morbid obezite hastalarına genellikle orta-ağır egzersiz programı kullanılır. Kişiler egzersiz programına alınmadan önce kalp ve damar rahatsızlıkları ve kalp kapasitesi bakımından değerlendirmeye alınmalıdır. Solunum testleri de dikkate alınmalıdır. Herhangi bir sorun görüldüğünde öncelikle bu sorunun tedavisi yapılmalıdır. Hangi egzersiz programı uygulanacağına ise bu tedavinin bitiminde karar verilmelidir.
Devamlı olarak yapılan egzersizler programlarında kişi kendini fazla yormadan süreleri de uzun tutmadan ilerlemelidir. İlk başta onar dakika olarak başlayabilir. Bütün egzersizlerin ağırlığı, temposu yavaş yavaş artırılmalıdır. Ciddi sağlık problemleri olan kişilere ağır egzersiz programları tavsiye edilmez.
En çok tavsiye edilen egzersizler yürüyüş, yüzme ve merdiven çıkmaktır. Bütün egzersiz ve sporlar ısınma sağlanmadan uygulanmamalıdır. On dakikalık hafif yürüyüş ısınma için yeterli olacaktır. Daha sonra yavaş yavaş tempo yükseltilebilir.
Yaklaşık olarak 30 dakikalık bir egzersizden sonra hemen durulmamalı 5-10 dakika hafif hareketlerle yavaşlama sağlanmalıdır. Bu kasların dinlenmesine ve vücudun enerji harcamasından dinlenme pozisyonuna geçişini sağlar. Bu işleme soğutma denir. Soğutma yapılmadan aniden bitirilen hareketler sonucunda kaslarda yaralanmalar ve kramplar meydana gelebilir.
Aerobik egzersizleri kilo verdikçe oluşabilecek deri sarkmalarını önleyici ve sıkılaşmanıza yardımcı olacaktır.
Gideceğiniz yere varmadan bir durak önce inip yürümeniz basit olsa da etkili bir yürüyüş olacaktır.
Eğer eviniz için asansör var ise asansöre binmek yerine merdivenleri kullanarak çıkmanız yaralı olacaktır.
Eve sipariş vermek yerine, dışarıya çıkıp yürüyerek markete gidip ihtiyaçlarınızı almanız daha iyi olacaktır.
Ev içerisinde eskileri göz önüne getirerek kumanda kullanmaktan kaçının, ya da kumandayı uzan yere bırakarak otur kalk hareketleri yapılabilir.
Gideceğiniz yerlere araba ya da bisiklet gibi araçlar kullanmak yerine yürümeyi tercih edin.
Pilates topunuz olsun, üzerine oturup dengede kalmaya çalışmaya çalışın böylece kalça ve göbek sorunlarınıza iyi gelecektir.
Morbit obezite rahatsızlığı insanlar hayatını zorlaştırarak strese girmelerine sebep olur. Egzersiz ve spor programları uygulamak sağlıklı bir şekilde kilo verilmesine sebep olur. Fakat morbit obezite hastalığına sahip kişiler spor salonlarına gitmeye çekinebilirler. Bu durum anormal olmayıp gayet normal bir histir. Spor salonlarındaki aletlerin çoğu da bu hastalara uygun olmayabilir. Bu durum morbid obezite hastalarını daha çok strese sokabilir. Böyle bir durumda yüzmek veya merdiven çıkmak gibi tek başına uygulanabilen sporlara yönelme olabilir. Kişi fazla yorulmadan kalori yakımını bu sporlarla sağlayabilir.
Spora her insan yaşamında yer vermesi gerekmektedir. Yenilen her şey kontrollü olmalıdır. Ameliyat olmak zorunda olan kişiler devlet hastanelerinde ücretsiz hizmetten faydalanmaktadır. Fakat birçok insan da mide küçültme ameliyatları için özel hastaneleri tercih etmektedir. Obezite cerrahi ücretleri için 6 bin ya da 30 bin TL’yi gözden çıkarmalısınız. Çünkü doktorların uzmanlığına ve ününe göre fiyatlarda değişiklik olması çok normal bir durumdur. Hiç kimse sporsuz bir sağlıklı yaşam düşünmemelidir.
Obezite cerrahileri sonrasında oluşabilecek sarkmalar oluştu mu? Tüp mide ameliyatları sonrasında nasıl bir spor programınız var mı? Ya da spor yaptınız mı? Ne zaman spor yapmaya başladınız? Bizlerle paylaşabilirsiniz.