Obezite Cerrahisi Koordinatörü Belkız Keskin
Obezitenin çağın en önemli hastalıklarından birisi olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, cerrahi operasyon geçirmiş veya geçireceklere önemli uyarılarda bulundu.
Obezitenin çağın en önemli hastalıklarından birisi olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, cerrahi operasyon geçirmiş veya geçireceklere önemli uyarılarda bulundu.
Özellikle vücut kitle indeksi 35’i geçenlerin diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, bağırsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşturduğunu belirten Özel Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, “Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisidir. Ancak obezite cerrahisi geçirmiş veya geçirecek hastalar bazı önemli noktalara dikkat etmelidir” dedi.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibinin son derece önemli olduğunu belirten Taşpınar, “Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası bazı uyması gereken kurallar vardır. Yemek yerken su içmemeli. Çünkü mide kapasitesi artık eskisi gibi değil daha küçük. Gazlı içeceklerden uzak durulmalı. Çünkü net olmamakla birlikte mide hacmini büyütebilir. Hazır yemeklerden uzak durulmalı. Çünkü dışarıdan alınan gıdaların protein, karbonhidrat, yağ oranlarını ayarlamak zor olabilir. Alkol tüketimi önermiyoruz. Vitamin almamak bir hata olur. Bazı hastaların bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Demir B12, d vitamini, kalsiyum eksikliği olabilir. Ameliyat tipine bağlı olarak belli süreler mutlaka vitamin ve mineral takviyesi alınmalı. Abur cubura dönmek bütün mücadelenizi sekteye uğratabilir. Beslenme planı proteinli gıdalar üzerinde olmalı. Çok karbonhidrat almamalı. Ameliyat sonrası diyetisyen, psikolog, cerrah, sportif danışmanlarla yapılacak takip en az ameliyat kadar önemli. Ameliyat öncesi ve sonrası haftalık menü planları yapılmalı. Düzenli uyku son derece önemli. Tabi ki, ’bütün bunları yapacak olsam cerrahi operasyon geçirmeden kilo veririm’ diye düşünebilirsiniz. Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu sebeple bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki, obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymak son derece kolay olacak” diye konuştu.
Obezite çağımızın en önemli hastalıklarından birisidir. Evet hastalık diyorum çünkü özellikle vücut kitle indeksi (boy ve kilo ile yapılan hesaplama) 35’i geçenlerde diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, barsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşur.
Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisi olduğunu belirtmem gerekir.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibi son derece önemlidir. Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası uyarılarım şunlar olabilir;
- Yemek yerken su içmeyin. Çünkü mide kapasiteniz artık eskisi gibi değil daha küçük. Siz öğünlerinizde hem katı hem sıvıyı birlikte alırsanız mideniz daha erken dolar ve özellikle ameliyat sonrası beslenme önerimiz olan protein alımı azalır. Hatta daha çok su içilirse kusulabilir. Neticede bir bardağa bir sürahi suyu doldurursanız taşacaktır. Su yemekten yarım saat önce veya yarım saat sonra içilmelidir.
- Gazlı içeceklerden uzak durun. Özellikle ameliyat öncesinde muhtemelen çok içiyordunuz. Ameliyat sonrası bu alışkanlıklar devam ederse çalışmalarda net olmamakla birlikte mide hacmini büyütebilir. Peki ömür boyu mu içmeyeceksiniz? Özellikle kalorili olanları içmemenizi öneriyoruz. Özellikle ilk 6 ay kalorisiz olanları da önermiyoruz.
- Hazır yemeklerden uzak durun. Sürekli ev yemeği hazırlamak, işe götürmek elbette zor olabilir. Ancak hazır gıdalar çok sık tüketilirse sorun yaratabilir. Çünkü dışarıdan alınan gıdaların protein, karbonhidrart, yağ oranlarını ayarlamanız zor olabilir.
- Alkol alımını ilk bir yıl önermiyoruz. Her şeyden önce kilo verme sürecinizi yüksek kalori içeriğinden dolayı olumsuz ekiler. Ayrıca çapraz etkilerden dolayı ileriki dönemlerde ana yemek yerine alınan alkol oranı artabilir. Özellikle gastrik by pass sonrası alınan gıdalar barsağa direkt geçtiği için alınan alkolün etkisi artar ve az miktarla bile sarhoş yapabilir.
- Vitamin almamak bir hata olur. Bazı hastaların bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Demir B12, d vitamini, kalsiyum eksikliği olabilir. Ameliyat tipine bağlı olarak belli süreler mutlaka vitamin ve mineral takviyesi alınmalı.
- Yeterince su içmelisiniz. Su içmek kilo kaybı daha fazla olmasına yardımcı olur. Özellikle erken dönemde az su içerseniz dehidratasyon olur ve bunun sonucunda halsizlik, bulantı, kusma gibi bulgular oluşabilir. Böbrekler olumsuz olarak etkilenebilir.
- Abur cubura dönmek bütün mücadelenizi sekteye uğratabilir. Bu tarz gıdaları almanın psikolojik komponenti de var tabi ki. Bu nedenle ameliyat sonrası beslenme alışkanlıklarınızın takip edilmesi gerektiği gibi psikolojik durumunuzun ve sosyal hayatınızın da obezite tedavisi ekibinde bulunan psikoloğunuz tarafından takip edilmesi gerekecektir. Ancak sosyal hayatınızın düzenlenmesinde finalde top sizde.
- Beslenme planınız proteinli gıdalar üzerinde olmalı. Çok karbonhidrat almamalısınız. Özellikle basit karbonhidratlar çok alınırsa kilo kaybı yavaşlayabilir.
- Balayı dönemine aldanmayın. 1 yıl mekanik etkiyle kilo kaybı belirgin derecede olur ancak daha sonra bu etki azalır bu sürede beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmiş olmanız, sağlıklı beslenmeyi öğrenmiş olmanız lazım. Bu nedenle hep söylüyorum ameliyat bu işin 1. kısmı. Daha sonraki diyetisyen, psikolog, cerrah, sportif danışmanlarınızla yapılacak takip en az ameliyat kadar önemli.
- Çevrenizde size daha çok destek olanlarla birlikte olun. Tek başlına bu yükü sırtlamaktansa çevrenizden motivasyon anlamında da olsa destek alın Pozitif destek başarıyı artırır.
- Ameliyat öncesi ve sonrası haftalık menü planları yapın. Hekiminiz ve ekibinin bunları size detaylı olarak anlatması ve takip etmesi gerekiyor.
- Yeni tatlara açık olun. Protein ağırlıklı beslenmeye uygun yeni tarifler öğrenin. İnternette, sosyal medyada bu konuda pek çok seçenek bulunabilir.
- Düzenli uyku son derece önemli. Çalışmalara göre 6 saatten az uyuyanlarda iştah hormonu artarken tokluk hormonu azalıyor. Dolayısıyla az uyuyanlarda obezite riski artıyor. Hayatınıza düzen getirin, uykunuzu gece almaya çalışın.
- Uzun döneme odaklanın. Birbirinizi takip etmeye çalışmayın. Herkesin vereceği kilo değişir. Elbette ki daha çok kilolu olanlar daha çok kilo kaybeder ama oransal olarak yaklaşık herkes dikkat ettiği sürece aynı oranda kilo verir
- Ameliyat olacağınız hekimi ve hastaneyi iyi seçin. Hekimin tecrübesi, sorunlarla karşılaştığında durumu yönetebilme yeteneği ve tecrübesi, psikolog, diyetisyen, göğüs hastalıkları, psikiyatri, gibi pek çok branşla ekip olarak çalışması ayrıca hastanenin obezite cerrahisi hastalarına bakış açısı, hastanenin donanımı, teknolojik alt yapı son derece önemli noktalardır.
Tabi bütün bunları okuyunca aklınıza şu gelebilir. ‘’zaten bunları yapacak olsam ben kilo veririm. Neden ameliyat olayım ki? ‘’ Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu nedenle bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymanız son derece kolay olacak. Bu ameliyatların bir mucize olmadığını önemli olanın beslenme alışkanlıklarını değiştirme sürecinde kilo verme konsunda çok ciddi bir destek sağladığını belirtmem gerekir. Asıl olan ameliyat sonrası takip ve destek sürecidir, Bu aşamada sağlıklı beslenmeyi öğrenerek kalıcı olarak sağlıklı bir bedene sahip olmak ana hedef olmalıdır
Merak etmeyin sonraki süreç daha iyi olacak
Tüp mide ameliyatından 24 saat sonra su, 48 saat sonra çorba,meyve suyu,laktozsuz süt içerek sıvı diyet dönemine başlamış oluyorsunuz. Bu 15 günlük sıvı diyet döneminde katı herhangi bir besin tüketmemek bu dönemin en önemli kuralıdır. Bu dönemde içilen sıvılar ılık, şeffaf, berrak, tanesiz, şekersiz olmalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk olması barsak hareketlerini bozacağı için önerilmemektedir.
Bu dönemde taze meyve suyu veya şekersiz komposto, laktozsuz süt, laktozsuz sütten yapılmış ayran, et suyu/ tavuk suyu/ kemik suyu ve proteini arttırılmış içecekler, cerrahi sonrası verilen protein tozları ve bolca su tüketilmelidir.
Taze meyve suları hazırlanırken meyve seçimleri önemlidir. Portakal, mandalina, greyfurt gibi asitli; vişne, nar gibi ekşi meyvelerin suları tercih edilmemelidir. Elma, armut suyu ve ya kayısı, ayva kompostosu bu dönem için güvenilirdir. Bu meyvelerin içerisinde bulunan lif oranları fazla olduğu için hastanın barsak hareketini arttırmakta ve kabızlık gibi problemini minimuma indirmektedir. Meyve suları bu dönemde bir seferde maksimum100 cc. içilmesi tavsiye edilir. Günlük ne kadar içilebileceği diyetisyeniniz tarafından belirlenmelidir.
Laktozsuz süt bu özel dönemde normal süte göre tercih edilmelidir. Laktozsuz süt ile hazırladığınız içecekler sizlere sindirim problemleri yaşatmayacaktır. Obezite cerrahisinden sonra gün içerisinde tansiyonu düşen, tuzlu bir tat arayanlar için laktozsuz yoğurda su ve tansiyon hastası değilse biraz tuz karıştırılarak yapılan ayran tercih edebilirler.
Bir diğer protein kaynağı ise et/tavuk/ kemik suyudur. Bu sularını hazırlarken haşlama suyuna baharat, salça, soğan, sarımsak, limon suyu gibi mide asidini arttıracak gıdalar konulmamalıdır. Tansiyon hastası olmayan bireyler içerisine bir miktar tuz koyabilirler. Tavuk/et suyunun tadını hoş bulmayan hastalar içerisine sonradan süzmek şartı ile gaz yapmayan sebzelerden koyabilir veya laktozsuz yoğurt ile terbiye yapabilirler.
Bu dönemden tüketilmesi gereken bir diğer önemli içecek ise protein tozlarıdır. Hastaların günlük ihtiyacı kadar protein almaları ilerleyen dönemlerde karşılaşılabilecek Saç dökülmesi, tırnak kırılması, kas kaybı, halsizlik, yorgunluk gibi durumların minimumda olmasını ve iyileşme sürecinin daha hızlı olmasını sağlar.
Bu dönemde bolca su tüketilmesi gerekmektedir. Tüketilmemesi durumunda hastalar baş dönmeleri, halsizlik, göz kararmaları, oluşabilir. Bu dönemde ılık açık çay tüketilebilinir. Ancak kahve kesinlikle tüketilmemelidir.
İçecekler çok yavaş ve ufak yudumlarla verilen ölçülerde içilmelidir. Büyük bir yudum aldığında kişiler yemek borusunda tıkanma hissi yaşayabilirler. Sıvı tüketimi ile bazı hastalarda kabızlık veya ishal gibi durumlar görülebilir. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında doktor ve diyetisyenle iletişime geçilmelidir.
OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA PÜRE DÖNEMİNDE NELER TÜKETİLMELİDİR?
Obezite cerrahisinden sonra oluşan yeni midenin alışma süreci için normal ( katı ) beslenme sürecine aşamalı diyetler ile geçmek gerekir. Bu aşamalarının olmasının sebebi midenin alışma sürecini tamamlaması ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak için adeta beyine format atmayı amaçlamaktadır . Berrak sıvı dönemini, yumuşak püre diyeti dönemini takip etmektedir.
Püre diyetinde dikkat etmeniz gerek en önemli husus tüm besinleri blender yardımı ile tanesiz püre haline getirilmiş olmasıdır. Bu dönemde pürenin açık kıvamlı olması, mideyi yormamak ve normal beslenmeye geçiş döneminde midenin alışması açısından önemlidir.
Bu dönemde kısıtlı miktarda besin tüketimi sağlandığı için besinlerin protein içeriğinin yüksek olması, kas kaybının minimum düzeyde olması için önemli bir rol oynamaktadır.
Püre Döneminde Hangi Besinleri Tüketebillirim ?
-Porsiyonunda şeker oranı 10 gr’dan az olan bebek püreleri
-Blenderize edilmiş çorbalar ( Gaz yapmayacak gıdaların olmasına özen gösterilmelidir.)
-Yumurta (rafadan ile başlayıp ilerleyen günlerde yağsız omlet veya menemen tarzında devam edilebilir.)
– Tercihe göre; az yağlı veya yağsız peynir
-Haşlama ızgara veya buharda pişirilmiş sebzelerin püreleri
-Ton Balığı ( yağsız )
-Kabuksuz elma,şeftali,muz,kayısı gibi yumuşak meyveler.( Asitli meyveler hariç )
-Orta boy bir patatesin püresi
Obezite Cerrahisi Koordinatörü Belkız Keskin
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Hangi Vitaminleri Almak Gerekir?
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası genel olarak mide hacmi ufaltıldığından dolayı vücudumuza giren gıdaların azalması ile beraber almamız gereken vitamin oranı da azalmaktadır. Bunu kontrol altına almak için tüp mide ameliyatı obezite cerrahisi sonrasında doktorunuzun kontrolünde bazı vitaminleri ön görülen süre içinde alınması gerekmektedir. Vitamin almanın nedenleri arasında;
• Az gıda alınacağı için vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin vücudun belli bir seviyeye kadar alınmasını sağlamak
• Vitamin yetersizliğinden dolayı oluşacak hastalıklara karşı önlem almak
• Bazı vitaminlerin eksik alınması sonunda beslenme sisteminde de bozulmalar olmaktadır. Özellikle bu bozulmalar obezite ameliyatı sonrası ciddi önem taşımaktadır.
Obezite Ameliyatı Sonrası Hangi Vitaminleri Almalıyız?
Bu sorunun cevabı hastanın vücut metabolizmasına göre doktorun belirlemesi gerekmektedir. Fakat en sık kullanılanlar arasında;
• B12 Vitamini
• Multi vitaminler
• Kalsiyum
• Demir
Her insanın sağlık durumunun, vücudun ihtiyacının farklı olması nedeniyle herkesin farklı bir vitamin eksikliği durumu söz konusu olabilir. Bunun mutlaka doktor tarafından belirlenmesi gerekir. Çünkü doktor hastanın yaşına, kilosuna, sağlık durumuna hâkim olacağından bazı tahliller sonucunda hastanın ihtiyaçlarını belirleyecektir. Bazen vitamin takviyesine ihtiyaç olmadığı durumlar da görülebilmektedir.
Obezite Hastalarında Vitamin Takviyesine İhtiyaç Duyulmasının Sebepleri
Hastalar ne kadar düzenli beslenme alışkanlığını elde etmiş olsalar bile mide hacmindeki küçülme nedeniyle bazı vitaminleri yeteri kadar elde edemiyor olabilir.
Daha önce çok hastada karşılaşılan vitamin eksiklikleri rahatsızlıklarının görülmesi tecrübesi ile hastaların bu rahatsızlık başlamadan öncesinde bu riski en aza indirecek önlemler alınması amacının olması.
Hala yeterli şekilde düzenli beslenme alışkanlığı elde
edemeyen hastaların bu yetersizliğini karşılamak isteği.
Tüp Mide Ameliyatı Operasyonundan sonra hastalarda en çok görünen vitamin ve mineral eksiklikleri; B1 ve B2 vitaminleri ve kalsiyum eksikliğidir.
Tüp Mide Ameliyatı geçirmiş hastalarda vitamin eksikliğine bağlı şikayetlere rastlanabilir. Fakat tecrübeli bir uzman hekim tarafından gerçekleştirilen ve yine tecrübeli diyetisyenler tarafından takibi yapılan operasyonların ardından, hastaların diyetlerine eklenen vitamin destekleriyle, bu risk ortadan kaldırılabilir.
Obezite Ameliyatı Sonrası B1 Vitamini Takviyesi
Son zamanlarda obezite cerrahisi, hastalarda bazen beslenme bozukluklarının oluşmasına neden olduğu için gelişmiş ülkelerde pek kullanılan bir yöntem değildir. Mide hacminin tüp şeklinde küçültülmesi hastaların vücudun ihtiyacı olan vitamin ve minerali almasına engel olabilmektedir. Bu yüzden bazen haplar vasıtasıyla bazen de kas enjeksiyonu yoluyla hastaların bu yetersiz beslenmelerini karşılamak amacı ile takviye yapılabilmektedir. Bu takviyeler arasında B1 vitamini en önemli vitaminlerden biridir.
Tiamin olarak da bilinen B1 vitamini ince bağırsağın 2. kısmında emilir. B1 vitamininin bilinen en önemi özelliği lipid ve karbonhidratta koenzim olarak rol almasıdır. Gelişmiş ülkelerde çok fazla alkol tüketimi, karbonhidrat ve kalori değeri yüksek olan yiyecek ve içeceklerin tüketimi ve rafineli unlu gıdalar tüketimi çok fazla olduğu için B1 vitamini eksikliğine rastlanması ihtimali çok daha yüksek olacaktır.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrasında Kalsiyum Alımı
Tüp Mide Ameliyatı hastayı fazla kilolarından bir anda kurtararak tüm sorunları çözen bir ameliyat değildir. Hastanın öncelikle bu sürecin nasıl işlediği konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Hastanın yeterli bilinçte olmaması ameliyat sonrasında verilen kiloların yeniden alınmasına neden olabilmektedir.
Obezite cerrahisinin temel amacı hastanın mide hacmini tüp şeklinde küçülterek hastanın acıkma isteğini en aza indirmektir. Bu tedavi yöntemi ile hastalar çok az besinle beslenerek çok kolay bir şekilde doygunluk hissine kapılırlar.
Obezite cerrahisi tedavisinden yararlanan hastalar genellikle artık fazla kilolarından kurtulduğunu ve bundan sonraki süreçte dilediği her besini yiyebileceğini zanneder. Oysaki asıl yenilen besinlerin kalori miktarlarına dikkat edilmesi gereken zaman cerrahi müdahalenin olmasından hemen sonrasında başlayan zamandır. Hasta bu süreçte yediği besinlerin hepsinin tek tek listesini çıkarmalı ve düzenli bir beslenme alışkanlığı edinmelidir. Aksi takdirde yapılan operasyonun hiçbir anlamı kalmaz ve hasta eski kilosuna yeniden döner.
Hastaların düzenli bir şekilde beslenmeye dikkat etmesine ve hastaların vücudundaki emilim miktarında bir değişiklik olmamasına rağmen hastalarda mide hacminin küçülmesine bağlı olarak bazı vitaminlerin yeterli düzeyde olmaması gibi bir durum söz konusu olabilir. Bu tür durumlarda vitamin takviyesini mutlaka yapılması gerekir. Ancak hangi vitamine ne denli ihtiyaç olduğu doktorlar tarafından tayin edilmelidir. Hasta kendi düşüncesinden hareketle vitamin hapları vs. asla almamalıdır!
Kalsiyumun güçlü kemiklerin oluşması için çok etkili bir mineral olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Kalsiyum eksikliği ise kemiklerin zayıflamasına neden olur. Tüp Mide Ameliyatı olduktan sonrasında ciddi oranda kalsiyum eksikliği olan hastaların çoğunluğunda el ve ayak kemikleri başta olmak üzere farklı kemiklerde kırılma sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. O yüzden Tüp Mide Ameliyatı geçirmiş olan hastalardaki kalsiyum oranının takip edilmesi son derece önemlidir.
Obezite Ameliyatı Sonrası B12 Vitamini Takviyesi
B12 vitamininin fonksiyonları genellikle mide ile alakalıdır. Mide asidi vücuttaki kan vasıtası ile B12 vitaminlerini alır. Ancak obezite cerrahisinde kullanılan tüp ya da başka etkiler nedeniyle vücuda yeterli düzeyde B12 vitamininin alınmaması, metabolizmanın işleyişini olumsuz şekilde etkiler. O yüzden B12 vitamini takviyesinin mutlaka her gün alınması gerekir. B12 vitamini 3 şekilde vücuda verilmektedir. Birincisi kan içi enjeksiyon yöntemi, ikincisi halk arasında da bilinen dil altı tablet yöntemi ve üçüncüsü ise burun spreyi yöntemi iledir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrasında Vitamin Eksikliği
Hastaların ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrasındaki kan değerlerine ve tahlillerine bakılır. Bu değerlere göre hastanın neye ihtiyacı olup olmadığı doktor tarafından belirlenir ve buna göre de hastalara düzenli bir şekilde vücudun ihtiyacını karşılayacak besinler ve ilaçlar uygulanır. Bazen başka vitamin eksiklikleri ya da protein eksiklikleri de görülebilmektedir. D vitamini eksikliği de çok sık olmamakla birlikte karşılaşılan problemler arasında yer almaktadır.
Kısacası obezite cerrahisi olarak söylenen yöntem sadece hastanın ameliyat masasına yatarak fazla kilolarından kurtulması ve hemen sonrasında normal hayatına geri dönmesinden ibaret bir yöntem değildir. Bunun aksine hasta o ameliyat masasına yattığı andan itibaren bundan sonraki kalan hayatında yediği her besinin miktarına özen göstermesi gerektiğini aklından çıkarmamalıdır.
Hastaların vitamin eksiklikleri ile karşılaşılmaması adına vitamin takviyeleri tüm ömrü boyunca devam edebilir. Genellikle hastalar cerrahi müdahaleden 2-3 sene sonrasında tüm eski alışkanlıklarına devam ederek yeniden aynı sorunlar ile karşılaşabilmektedir. Bu durumun yeniden oluşmaması için gerekirse psikolojik tedavi almaktan da geri durmamak gerekir.
Ameliyat olduktan sonrasında artık hastanın tüm hayatı boyunca çok düzenli beslenmesi gerekir. Alınan tüm vitaminlerin miktarı, yenilen her besinin kalori değerleri hayat boyunca titiz bir şekilde hesaplanmalı ve ona göre hareket edilmelidir.
Tüp Mide Operasyonundan Sonra Ne Kadar Süre Vitamin Kullanacağım?
En az 1 yıllık süreçte kontrollerinizin dahilinde laboratuvar sonuçlarınıza bakılarak doktorunuzun önereceği demir, kalsiyum, multivitamin dönemsel olarak kullanım gerektirebilir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Spor
Mide küçültme ameliyatı sonrası spor yapılmaktadır. Fakat ilk önce doktorun yönlendirilmesi dikkate alınmalıdır. İlk bir ay zaten doktor yenmesi gereken yiyecekler hakkında hastayı bilgilendirmektedir. Bu kurallara uyulma zorundadır. Daha sonra ameliyat sonrası doktorlar küçük yürüyüşler ile hastayı motive etmektedir. Hasta eve geçtiği zaman yürümeye devam etmelidir. Tabi ki de fazla zorlamadan yürüyüşe izin verilmektedir. Hemen ameliyat sonrası ağır egzersizler yapılmamaktadır. Bu zaman 1 ay ya da 2 ay olabilir. Doktorunuzun dediğine bağlıdır. Bu süreç sonrası istediğiniz sporları yapmanız mümkün olmaktadır.
İnsanları kilo psikolojik olarak çok yıpratır. Mide artık daha fazla yemek ile doymaya başlamaktadır. Çünkü midenin bir sınırı yoktur. İnsanlar ne kadar çok yerse mide o kadar çok genişleme göstermektedir. Burada en önemli kısım az yemek ve spor yapmaktır. Düzensiz bir şekilde spor yapılmamalıdır. Her gün belli saatlerde spor yapılmalıdır.
Tüp Mide Ameliyatları Sonrası Egzersiz
Uzman obezite cerrahisi başarısı için en önemli etken; kişilerin uzman gözetimi altında önerilen diyet ve egzersizleri benimseyerek, eksiksiz uygulamasıdır. Bu durumun kişinin iyileşme süresini hızlandırdığı araştırmalar sonucu kanıtlanmış bir durumdur. Daha önceden hiç egzersiz ve diyet yapmayan bir kimsenin böyle bir durumu benimseyip, kabullenmesi zor bir durum olabilir. Ancak bu programlar uygulandıkça verilen kilolar ve zaman içinde sevdiği egzersizleri yapması kişinin motivasyonunu artıracaktır.
Her hasta için özel diyet ve egzersiz programları oluşturuluyor olsa da obezite cerrahisi sonrasında bazı temel prensiplere uymak gerekir.
Yapmayı planladığınız bütün egzersizleri doktorunuza anlatarak onun onayını almalısınız. Kendi başınıza bir program uygulamamalısınız.
Doktorunuz sizin kişisel faktörlerinize göre gereken diyet ve egzersiz programları önerecektir. Kesinlikle önerilenin dışına çıkıp, hızlı kilo vereceğim diye uzun süreli spor ve egzersiz yapmayın.
İlk başta uzman doktorunuzun sizin için önerdiği süre ve tempoda yürüyüşler yapmaya ve bunları aksatmamaya hassasiyet gösterin.
Operasyondan sonra doktorunuz onay verene kadar ağırlık ve karın hareketleri çalışmayın.
Hem kas hem de kemik yapınızı geliştirecek, sevebileceğiniz egzersizleri yapmanız daha uzun vadede size fayda sağlar.
Eğer imkanınız varsa önce hekiminize danışarak yüzme ve su jimnastiği gibi ideal egzersizlere yönelin. Doktorunuz bunlardan bahsettiğinizde sizin için ideal bir program düzenleyebilir.
Obezite Ameliyatları ile Egzersizin Önemi
Egzersiz ve spor yapmak obezite hastalığı olan veya olmayan herkes için son derece olumlu etkilere sahiptir. Obezite tedavisinde egzersiz programları, kilo kaybı sürecini hızlandırmak ve yaşanan kilo kaybının daha uzun süre korunmasına yardımcı olmak adına son derce önemli bir rol almaktadır.
Egzersizin Diğer Olumlu Etkileri;
Stres oranını aşağı çekerek, kaliteli bir yaşam sunar.
Kalp ve damar rahatsızlıklarının azalmasına yol açar.
Uyku kalitesini artırır.
Kalp ve akciğerlerin güçlenmesine sebep olur.
Kemik erimesini azalmasında etkilidir.
Kas ve eklem bağlarının güçlenmesini sağlar.
Obezite Cerrahisi Sonrası Egzersiz Türleri
Egzersizlerin çeşitlerini; aerobik, kas güçlendirici, kemik güçlendirici, gerdirme olarak dört bölüme ayırabiliriz.
Obezite tedavisinde egzersiz tercihinde yalnızca vücut kitle indeksi ele alınmaz. Bu tercihte her hasta kendi fiziksel durumlarına göre değerlendirilerek, ihtiyacına göre hangi egzersiz programı kullanılacağı belirlenir. Morbid obezite hastalarına genellikle orta-ağır egzersiz programı kullanılır. Kişiler egzersiz programına alınmadan önce kalp ve damar rahatsızlıkları ve kalp kapasitesi bakımından değerlendirmeye alınmalıdır. Solunum testleri de dikkate alınmalıdır. Herhangi bir sorun görüldüğünde öncelikle bu sorunun tedavisi yapılmalıdır. Hangi egzersiz programı uygulanacağına ise bu tedavinin bitiminde karar verilmelidir.
Mide Küçültme Ameliyatları Sonrası Egzersizler Nasıl Yapılmalı?
Devamlı olarak yapılan egzersizler programlarında kişi kendini fazla yormadan süreleri de uzun tutmadan ilerlemelidir. İlk başta onar dakika olarak başlayabilir. Bütün egzersizlerin ağırlığı, temposu yavaş yavaş artırılmalıdır. Ciddi sağlık problemleri olan kişilere ağır egzersiz programları tavsiye edilmez.
En çok tavsiye edilen egzersizler yürüyüş, yüzme ve merdiven çıkmaktır. Bütün egzersiz ve sporlar ısınma sağlanmadan uygulanmamalıdır. On dakikalık hafif yürüyüş ısınma için yeterli olacaktır. Daha sonra yavaş yavaş tempo yükseltilebilir.
Yaklaşık olarak 30 dakikalık bir egzersizden sonra hemen durulmamalı 5-10 dakika hafif hareketlerle yavaşlama sağlanmalıdır. Bu kasların dinlenmesine ve vücudun enerji harcamasından dinlenme pozisyonuna geçişini sağlar. Bu işleme soğutma denir. Soğutma yapılmadan aniden bitirilen hareketler sonucunda kaslarda yaralanmalar ve kramplar meydana gelebilir.
Aerobik egzersizleri kilo verdikçe oluşabilecek deri sarkmalarını önleyici ve sıkılaşmanıza yardımcı olacaktır.
Gideceğiniz yere varmadan bir durak önce inip yürümeniz basit olsa da etkili bir yürüyüş olacaktır.
Eğer eviniz için asansör var ise asansöre binmek yerine merdivenleri kullanarak çıkmanız yaralı olacaktır.
Eve sipariş vermek yerine, dışarıya çıkıp yürüyerek markete gidip ihtiyaçlarınızı almanız daha iyi olacaktır.
Ev içerisinde eskileri göz önüne getirerek kumanda kullanmaktan kaçının, ya da kumandayı uzan yere bırakarak otur kalk hareketleri yapılabilir.
Gideceğiniz yerlere araba ya da bisiklet gibi araçlar kullanmak yerine yürümeyi tercih edin.
Pilates topunuz olsun, üzerine oturup dengede kalmaya çalışmaya çalışın böylece kalça ve göbek sorunlarınıza iyi gelecektir.
Obezite ile Spor İlişkisi
Morbit obezite rahatsızlığı insanlar hayatını zorlaştırarak strese girmelerine sebep olur. Egzersiz ve spor programları uygulamak sağlıklı bir şekilde kilo verilmesine sebep olur. Fakat morbit obezite hastalığına sahip kişiler spor salonlarına gitmeye çekinebilirler. Bu durum anormal olmayıp gayet normal bir histir. Spor salonlarındaki aletlerin çoğu da bu hastalara uygun olmayabilir. Bu durum morbid obezite hastalarını daha çok strese sokabilir. Böyle bir durumda yüzmek veya merdiven çıkmak gibi tek başına uygulanabilen sporlara yönelme olabilir. Kişi fazla yorulmadan kalori yakımını bu sporlarla sağlayabilir.
Spora her insan yaşamında yer vermesi gerekmektedir. Yenilen her şey kontrollü olmalıdır. Ameliyat olmak zorunda olan kişiler devlet hastanelerinde ücretsiz hizmetten faydalanmaktadır. Fakat birçok insan da mide küçültme ameliyatları için özel hastaneleri tercih etmektedir. Obezite cerrahi ücretleri için 6 bin ya da 30 bin TL’yi gözden çıkarmalısınız. Çünkü doktorların uzmanlığına ve ününe göre fiyatlarda değişiklik olması çok normal bir durumdur. Hiç kimse sporsuz bir sağlıklı yaşam düşünmemelidir.
Obezite cerrahileri sonrasında oluşabilecek sarkmalar oluştu mu? Tüp mide ameliyatları sonrasında nasıl bir spor programınız var mı? Ya da spor yaptınız mı? Ne zaman spor yapmaya başladınız? Bizlerle paylaşabilirsiniz.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Hamile Kalabilir miyim ?
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de fazla kilo ve obezite oranları salgın düzeyinde artış göstermektedir. Ekim 2015’de yayınlanan TUIK raporuna göre, ülkemizde kadınların üçte biri, erkeklerin ise beşte biri obez hale gelmiştir. Yani neredeyse 10 kişiden 3’ü obeziteden muzdariptir.
TÜP MİDE AMELİYATI SONRASI GEBELİK VE DOĞUM
Obezite, sağlık üzerindeki birçok zararlı etkisi gibi, üreme sağlığı üzerinde de ciddi kötü etkilere sahiptir. Bu etkinin en önemli nedenleri, yumurtalıklar etrafında yağ birikiminin ovulasyon dengesini bozması, polikistik over sendromuna bağlı yumurtlama ve adet düzensizlikleri, biriken fazla yağ dokusunun tetiklediği hormonal dengesizlikler ve elbette obeziteye bağlı özbenlik algısı ve seksüel istekte azalmadır.
Obezite cerrahisi uygulanma oranlarını artmasıyla her geçen gün daha çok sayıda genç kadın da obeziteden kurtulmakta ve doğurganlık çağındaki bu kadınların hamileliği de ayrı bir inceleme konusu olmaktadır. Bu konuda en çok merak edilenler ise tüp mide ameliyatından sonra gebe kalmanın güvenli olup olmadığı, obezite ameliyatından sonra hamilelik için ne kadar beklenilmesi gerektiği, gebelik ve doğumun sağlıklı bir şekilde gerçekleşip gerçekleşemeyeceğidir.
Şimdiye kadar yapılan çalışmalar obezite cerrahisi geçirmenin sağlıklı bir gebeliğe engel olmadığı gibi, bir çok açıdan riskleri azalttığını göstermektedir. Morbid obez kadınların çoğunda sterilite (kısırlık) problemi görüldüğü gibi, gebe kalırlarsa bu gebelikler gebelik diyabeti, preeklampsi ve fetal distress gibi nedenlerle yüksek riskli gebelikler olacaktır. Oysa bilinmektedir ki, gerçekleşen gebeliklerin neredeyse yarısı istemsiz gebeliklerdir. Bu da, obez kadınlardaki gebeliklerin ne kadar büyük bir risk yarattığını göstermektedir.
Sadece ABD’de 1998-2005 yılları arasında % 83’ü doğurganlık çağındaki kadınlar olmak üzere, obezite ameliyatlarının oranı % 800 düzeyinde artmıştır. Obezite cerrahisi kısırlığın en önemli nedeni olan obeziteyi ortadan kaldıracağından, bu kadınların çoğunun hamile kalacağı önceden tahminlenebilir.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Gebelik Güvenli midir?
Bir çok obez anne adayı, obezite cerrahisinden sonra gebelik ve doğumun riskli olacağı, kansızlık, beslenme sorunları ve bebekte gelişme geriliği yaratacağı gibi nedenlerle endişelidir. Oysa çalışmalar göstermiştir ki, obezite cerrahisi başta gebelik diyabeti, yüksek tansiyon gibi gebeliği riske atabilecek problemleri yarıya yakın oranda azaltmaktadır. Makrosomi, yani aşırı kilolu bebek riski azalacağından sezaryen oranları da düşmektedir. 2008’de, o zamana kadarki 75 çalışmayı birleştiren bir incelemeye göre, obezite cerrahisinden sonra gebelik ve doğum, obezken olandan kesinlikle daha az risklidir. Üstelik obezite cerrahisi olan gebelerde gebelik sırasında kilo alımı da, geçirmeyenlerden çok daha az olmaktadır.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Gebe Kalmak İçin Ne Kadar Beklenmelidir?
Yapılan birçok çalışmanın sonucuna göre, gebe kalmak için idealde 18-24 ay beklenmesi gerektiği, minimum bekleme süresinin ise 12 ay olması gerektiği bildirilmiştir. Bu bekleme süresi anne adayının yeni beslenme düzenine alışıp gerekli besin alımını düzene sokabilmesi, bu dönemde gelişebilecek komplikasyonların gebelikle etkileşiminin önlenmesi ve iyileşme sürecinin ideal şekilde tamamlanabilmesi için gereklidir. Çünkü gebelik başlı başına tüm metabolizmayı etkileyen bir olaydır. Bu dönemde besin maddelerinin, vitamin ve minerallerin çoğunluğu bebeğe yönlendirilecektir. Yine enerji ve vitamin ihtiyacının arttığı bir dönemdir. Gebelik nedeniyle yaşanabilecek sindirim problemleri, mide bulantısı ve kusma gibi yan etkilerin obezite cerrahisiyle etkileşmesi durumu karmaşıklaştıracaktır.
Tüp Mide Ameliyatı Geçiren Biri Normal Doğum Yapabilir mi?
Obezite cerrahisinden sonra doğumda sezaryenin gerekli olduğuna yönelik hiçbir zorunluluk yoktur. Hatta sezaryene neden olan iri bebek gibi problemler obezite cerrahisinden sonra azalmaktadır. Ancak bu gebelikler kıymetli ve riskli gebelik kapsamında olduğundan sezaryenin daha fazla tercih edildiği de bir gerçektir.
Obezite Cerrahisinden Sonra Gebelikte Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Obezite ameliyatı sonrası sağlıklı bir gebelik ve doğum için en önemli konu beslenmedir. Beslenme programı geçirdiğiniz ameliyat türüne göre ve sizin bireysel ihtiyaçlarınıza göre değişebilir. Tüp mide ameliyatlarından sonra ağız yolundan alınan destek vitaminler yeterli olurken, bypass ve emilimi kısıtlayan ameliyatlarda bazen damar yolundan takviye gerekebilir. Gebelik süresinde özel takip gerektiren ve desteklenmesi gereken en önemli vitaminler folat, B12, demir, kalsiyum ve D vitaminidir.
Özel beslenme danışmanlığı obezite ameliyatından sonra çok önemlidir ve gebelik süresince de yakınen sürdürülmelidir. Normalde geçerli olan günde 60 gram protein gibi temel kurallar gebelikte de biraz daha arttırılarak geçerlidir. Bunun yanısıra ilgili uzmanlarca ultrason ve kan tahlilleriyle takiplerin düzenli olarak sürdürülmesi ve gerekli vitamin takviyelerinin eklenmesi sorunsuz bir gebelik süreci sağlayacaktır.
Obezite Cerrahisinden Sonra Gebe Kalınırsa Kilo Geri Alımı Görülür mü?
Gebelik yüzünden ameliyatla verilen kiloların alınması söz konusu değildir. Hatta, obezite cerrahisi geçiren hastalar, geçirmeyen gebelere göre daha az kilo alırlar. Aslında temel olan gebelik sırasında hiçbir şekilde sağlıklı beslenme düzeninden sapmamak ve asla gereksiz kalori almamaktır. 2008’de yapılan bir araştırma, gebelik sırasında normalin üstünde kilo alımının anne ve bebeğin sağlık risklerini iki kat arttırdığını göstermiştir. İdeal olan gebelik süresince bariatrik diyetisyenle birlikte sağlıklı beslenme planına devam etmektir.
Özetleyecek olursak, obezite cerrahisinden sonra gebe kalmayla ilgili bir çok sorun düzeleceğinden korunma ihmal edilmemelidir, ideal süre olan 18 ay veya en az 12 ay beklenmelidir, beslenme ve vitamin düzeyi takibi ihmal edilmemelidir. Kadın doğum uzmanı geçirilen ameliyat hakkında mutlaka bilgilendirilmelidir.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara İçebilir miyim?
Midedeki dikiş hattındaki dokunun beslenmesini ve iyileşmesini azalttığı ve kaçak gelişme riskini arttırdığı için ameliyat sonrasındaki ilk 1 ay sigara kullanmanızı önermiyoruz.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara İçilir mi? Tüp Mide Sonrası Sigara İçmenin Zararı Var mıdır?
Obezite ve sigara kullanımı bağımsız iki sağlık sorunu gibi görünse de aslında bu iki tehdit edici unsur aynı sonuçları doğurabiliyor. Obezite Cerrahisi Sonrası Sigara İçmenin Zararları Nelerdir? Obezite ile sigaranın ilişkisi bulunduğu gibi, mide küçültme ameliyatı olmak isteyen ya da olan kişilerin sigarayı bırakmaları doktorlar tarafından önerilmektedir.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara Kullanımı
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası sigara kullanımı en sık karşılaşılan problemlerden biridir. Sigara kullanımı tek başına bile insan sağlığına zararlı iken, bir de obeziteyle birleşme daha da zararlı hale getirmektedir. Bu iki etken bir araya geldiği zaman; gırtlak, akciğer, mide ve yemek borusu kanserlerinin olasılığı artmaktadır.sigarayı bırakmaları doktorlar tarafından önerilmektedir.
Tüp Mide Ameliyatı ve Sigara Bağımlılığı
Tütün ve sigara bağımlılığı oluşan hastalıklardan bir çok insan hayatını kaybetmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün gerçekleştirdiği araştırmalara göre sigara ve tütüne bağlı oluşmuş hastalıklardan yılda 7 milyon insan yaşamını yitiriyor. Sigara alışkanlık değil bir madde bağımlılığıdır.
Yapılan araştırmalarda sigara içildiği zaman dumanının ağız yoluyla hızlı süreçte akciğerler yoluyla kan dolaşımına iletilmesi ile çok kısa sürede 8 saniye de beyne ulaştığı görülmüştür. Sigara nikotin içerir ve nikotin, beyin ve sinir sisteminde bulunan nikotin reseptörlerine iletişim içerisinde olur böylece maddelerin salınmasına sebep olur. Bu süreçte verdiği dopamin yani mutluluk hormonu salgılar böylece kısa süreli ve geçici olarak sigarayı bırakmayı zorlaşmaktadır.
Sigara Bırakma Yöntemleri
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmada sigara içenlerin % 60 – %70’’inin sigarayı bırakmak istediği öğrenilmiştir Sigarayı bırakmak için mide küçültme ameliyatı sizin için fırsat olabilir. Yeni hayatınızda yeme içme, yaşam tarzınızı değiştirebileceğiniz gibi sigarayı da bırakmalısınız. Sigarayı bırakmak için bir kaç öneri öğrenmeniz ve uygulamanız hem sizin sağlığınız hemde çevrenizin sağlığı açısından önemlidir.
İlk yapmanız gereken öncelikle sigarasız ortamlarda bulunulmalıdır.
Sigara içmenin kalp krizi gibi bir çok hastalığa neden olabileceği unutulmamalıdır.
Sigara bırakıldı zaman yiyecek ve içeceklerin tadı daha çok almaktadır.
Sigara aklınıza geldiği zaman 1 bardak su içmelisiniz.
Sigara içme isteğiniz olduğunda kuruyemiş yemek isteğinizi geçirecektir.
Yemeklerden sonra yürüyüş yapmak sigara isteğini azaltacaktır.
Sigaranın Tüp Mide Ameliyatında Etkisi
Ameliyattan önce sigara içen hastaların ameliyatında risklerin ortaya çıkma ihtimali diğer hastalara oranla daha yüksektir. Mide küçültme ameliyatı sonra da yaraların iyileşmesi daha uzun sürmektedir. Hem dış yaraların iyileşmesi, hem de mide içindeki yaraların iyileşmesi daha uzun sürmektedir. Sigaranın içinde yer alan kimyasal maddeler damarlarda kan dolaşımını da azaltabilmektedir. Aynı zamanda da yara iyileşmesi bu nedenlerden dolayı diğer hastalara oranla daha zor olacaktır.
Tüp mide ameliyatı sonrasında ghrelin etkisi yani açlık hissi nedeniyle yemeklerde ağır kokulara, pişirirken dumanlara ve rahatsız edici bir çok şeylere karşı hoşlanmama belkide tiksinme hissi oluşabilir. Sigara içimi kilo vermede başarınızı olumsuz etkileyecek, kilo vermenizi yavaşlatacaktır.
Özetle, kısa ve öz şekilde ifade edecek olursak, sigara kullanımını ameliyattan önce bırakılması tavsiye edilmektedir. Ameliyat öncesi bırakmamış olsa daha mide küçültme ameliyatı sonrasında yemek içme düzeni değiştireceğiniz bu süreçte, hayatınıza baştan başlayabileceğiniz bu ameliyat ile yeni hayatınızda sigarayı bırakıp, tekrardan başlamanız önerilmektedir. Sigarayı bırakmanız hayatınız için önemlidir. Riskleri azaltmış, iyileşme sürecinin yavaşlamasa sebep olmamış hemde kilo verme sürecinizde uzun vadede sağlıklı kilo vermiş olursunuz.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara İçilebilir mi?
Tüm dünyanın ortak ve en önemli iki sağlık sorunu olan sigara kullanımı ve obezite birbiri ile ilişkileri açısından düşündürücü bir problem. Bu iki büyük sağlık sorunu ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde daha da sık görülürken bu da sağlığımız için tehditlerin büyümesi anlamına geliyor. Peki obeziteye en yeni ve etkili çözümlerden biri olarak görülen mide küçültme ameliyatı sonrası sigara kullanmak uygun mu? Sigara kullanan ve cerrahi adayı olan kişiler için kaleme aldığımız yazımızı okuyarak bu sorunun ve çok daha fazlasının cevabını bulabilirsiniz.
Mide küçültme ameliyatı sonrasında midede olan dikiş dokularının beslenmesini sağlamak amacıyla ve yaranın iyileşmesini azaltma riskini arttığı için mide küçültme ameliyatı sonrası süreçte ilk 1 ay sigara kullanımı tavsiye edilmez.
Mide küçültme ameliyatı sonrası sigara içme bırakılmadığı takdirde, sigaranın içinde bulunan nikotinden kaynaklı olarak kandaki oksijen miktarı azalacaktır. Bu da yine yaraların çok daha geç iyileşmesine ve bu süreçte çok zorluk çekilmesine sebep olacaktır.
Ameliyattan sonra içilen sigaranın etkisiyle midede asit fazlalığı oluşur. Bu da midede ve on iki parmak bağırsağında ülser oluşumuna sebep olabilir.
Tüp mide ameliyatından sonra vücuda verilen ilaçlar sebebiyle balgam oluşabilir. Sigara içmeye devam eden hastalarda ise bu balgam miktarı daha da artar ve solunum yollarında probleme sebep olabilir. Nefes alıp verme açısından sorunlar doğabilir.
Ameliyat öncesinde il yapmanız gereken bu durumu doktorunuza haber vermektir. Ameliyattan önce bırakmasanız bile, ameliyattan sonra bu bağımlılığın devam etmemelisiniz. Sigara içmeye devam edilirse, mide küçültme ameliyatı sonrasında yaraların iyileşmesi açısından ve diğer sağlık problemleri açısından kendinizi zora sokmamalısınız. Yaptığınız diyetlerle birlikte sigarayı da bırakma diyetine girmelisiniz.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara
Tüp mide ameliyatı sonrası sigara içilir mi? gibi sorular sık sorulsa da öksürme etkisi ile mide dikişlerinde hasar meydana gelmesi ya da sigaranın hassas olan ameliyat noktalarında yaralara yol açması gibi riskler bu sorunun cevabının kesin olarak hayır olmasını işaret etmektedir.
Ameliyat öncesi ya da sonrasında sigaradan uzak durmakta güçlük çekiyorsanız bu konuda uzmanlardan yardım ve destek alabileceğinizi asla unutmamalı, yeni bir hayata adım atmakta olduğunuzu düşünerek kendinizi motive etmelisiniz.
Ameliyat esnasında alınan anestezi etkisi sigara ile birleştiği takdirde yoğun sekresyon yani balgam oluşmakta bu da solunum fonksiyonlarını belirgin şekilde olumsuz etkilemektedir.
Mide küçültme sigara kullanan kişilerde kanlanmanın azalması ile daha geç sürelerde etkileri iyileşen bir ameliyat olmakta ve kişiler normal yaşam düzenlerine çok daha geç dönmektedirler.
Araştırmalarda mide küçültme ameliyatı öncesinde sigara kullanan ya da mide küçültme sonrası sigara içmeye devam eden kişilerin, içmeyen kişilere göre komplikasyon riskinin çok daha yüksek olduğu görülmüştür.
Mide küçültme ameliyatı sonrası sigara kullanmaya devam etmek isteyenlerin bu konuda en büyük bahanesi sigarayı bırakmanın iştah arttırıcı etkisi olduğu yönündedir. Ancak tamamen şehir efsanesi olan bu bilginin hiçbir doğruluğu yoktur.
Mide Küçültme Ameliyatı Oldunuz mu? Olduysanız bizlerle tüp mide ameliyatı sonrasında yaşadığınız sorunları paylaşır mısınız? Özellikle dikkat ettiğiniz konular nelerdi? Sigarayı bıraktınız mı? Bırakmayı düşünüyor musunuz?
Tüp Mide Ameliyatınız bittikten sonra tamamen ayılana kadar ameliyathane ayılma ünitesinde tutulacaksınız. Ardından eğer çok ciddi uyku apneniz yoksa veya ameliyatınızda solunum problemi yaşanmadıysa ve çok yüksek risk grubunda değilseniz odanıza transfer edileceksiniz. Obezite cerrahisi sonrası rutin yoğun bakım gereksinimi olmamakta, oran yaklaşık % 1civarında kalmaktadır.
Ameliyatın ilk günü ağrı yakınmanız için kuvvetli narkotik ağrı kesiciler içeren hasta kontrollü ağrı pompası kullanılmaktadır. Ameliyat sonrası ağrı, bulantı kusma gibi yakınmalar ilk 4-5 saat sonrasında pek görülmemektedir. Ameliyattan 5-6 saat sonra yatağınızdan kalkabilir ve ilk yürüyüşlerinize başlayabilirsiniz. Hemen hiçbir ameliyatımızda burundan mideye yerleştirilen nazogastrik sonda veya idrar sondası kullanmıyoruz. Bu nedenle, hareketlenme çok hızlı olmakta ve ameliyat sonrası konforunuz ciddi şekilde yükselmektedir.
Ameliyatta herhangi bir ekstra problem yaşanmadıysa akşam saatlerinde yudum yudum su almaya başlayabilirsiniz. Ameliyatın ilk günü bu 2 bardak su, ikinci günü ise 1 bardak elma suyu, 1 bardak soya sütü ve 2 bardak suyaçıkarılır. Ameliyattan sonraki 2. gün akşamında evinize çıkabilirsiniz.
Tüp mide ameliyatı sonra çekilen kaçak grafisi konusu tartışmalıdır. Bir grup araştırmacı bunun rutin yapılması gerektiğini ileri sürerken, diğerleri ise kaçak grafisinde kaçak görülmese de kaçak oluşabildiğini, grafide kaçak yakalanma olasığının çok düşük olduğunu ve rutin kullanıma gerek olmadığını iddia etmektedir. Biz de uzun süre rutin kaçak grafisi çeken grupta yer aldık. Ancak, gerek kaçak oranlarımızın binde 7 düzeyinde düşük olması, gerekse 700’ün üzerinde vakada ameliyat sonrası grafide yakalanan kaçak sayısının sadece 1 olması nedeniyle, rutin uygulamayı bıraktık. Şu anki protokolümüz, ameliyat sırasında rutin metilen mavisi kaçak testi, ameliyat sonrasında ise sadece teknik zorluklar yaşanan veya kaçak şüphesi olan vakalarda ameliyat sonrası kaçak grafisi çekmek şeklindedir.
Ameliyattan sonra en çok korkulan ve merak edilen yakınmalar ağrı ve kusmadır. Hastalarımızın büyük çoğunluğu ilk gün dışında bunlardan yakınmamaktadır. Çoğu hasta ilk günden itibaren ağrı kesicilerini dahi istememektedir. Bulantı için hastanede yatarken damar yolu ile, taburcu olduğunuzda da tablet olarak güçlü ilaçlar verilmektedir. Teknik sorun olmadıkça hiçbir tüp mide hastası şiddetli bulantı-kusma yaşamamaktadır.
Ameliyat sonrası ilk günlerde göğüs kafesinde sıkışma, kramp, mide üstünde burkulma şeklinde ağrı veya omuz ağrısı hissedilebilir. Omuz ağrısının nedeni laparoskopik ameliyatlarda karın içine verilen karbondioksid gazının diafragmatik siniri uyarmasıdır. Yara yerinde ağrı ya çok az hissedilmekte, ya da hissedilmemektedir.
Ameliyattan sonra ilk yudumlarınızda ağrı veya kasılma hissetmeniz doğaldır. Mide hacminiz çok küçük olduğundan hızlıca şişkinlik oluşacaktır. Aynı zamanda sıvılar barsağa çok hızlı geçeceğinden ilk günlerde özellikle meyve suyu veya süt içtiğinizde Dumping sendromu belirtileri, yani çarpıntı, halsizleşme ve terleme görülebilir. Bazen ilk günlerde ishal oluşabilir. Bu dönemde yeterli sıvı alınması en önemli konudur. Bir haftadan uzun süren ishal mutlaka araştırılmalıdır.
Ameliyattan sonra ilk ayda halsizlik beklenebilir. Aldığınız kalori miktarı çok düştüğünden normaldir. Ancak, olabildiği kadar hareketsiz kalınmamalı ve önce kısa, sonra giderek uzun yürüyüşler alışkanlık haline getirilmelidir. Emboliyi önlemek için bu çok önemli bir tedbirdir. Öte yandan, kan sulandırıcı iğneleriniz de ameliyattan sonra en az 10 gün devam edecektir. Egzersizlere başlarken, erken dönemde ağır kaldırılmamalıdır. Yara yeri fıtığı riski açısından ortalama 4-6 hafta ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır. Yara yerleri iyileştikten sonra yüzme en çok tavsiye ettiğimiz spordur. Ortalama 4-6 haftada her türlü rutininize dönebilirsiniz.
Tüp mide ve gastrik bypass ameliyatlarının uzun vadeli sonuçlarını karşılaştıran İsveç çalışması, 5 yıl gibi bir sürede iki ameliyatın neredeyse eşit kilo kaybı sağladığını, yandaş hastalıkların da yine benzer oranlarda ortadan kalktığını göstermiştir. Hastaların neredeyse tümü, ilk 12 ayda fazla kilolarının % 60-90’ını kaybederler. Eğer iki basamaklı bir planın ilk basamağı olarak uygulandıysa bu oran % 30-50 olabilir. Duodenal switch gibi bir ikinci basamak operasyon ortalama 12-24 ay sonra yapılabilir. İki basamaklı plan yapılan hastaların bir çoğu da, tüp mide ameliyatından sonra motivasyonlarını ve uyumlarını korurlarsa, kilo kaybının 2-3. Yıllarda bile devam ettiği gösterilmiştir.
ŞİMDİ DOĞRU BESLENME ZAMANI…
Obezite hastasıydınız. Doğru hekimi buldunuz ve ameliyat oldunuz. Uzman kontrolünde kilo vermeye başladınız. Hatta ideal kilonuza bile ulaştınız. Bitti mi? Hayır! Bu, yaşam boyu sürecek bir serüven… Artık doğru beslenme zamanı!
Obezite Ameliyatı sonrası yapılan beslenme programı ve önerileri obezite ameliyat tipine bağlı ufak farklılıklar göstermekle birlikte hemen hemen benzer yönler taşıyor.
Obezite ameliyatı ile geride bırakılan midenin hacmi 30-150 ml arasında değişiklik gösteriyor. Bu nedenle, tasarlanan yeni midenin kapasitesi eskisinden farklılık gösteriyor. Uzmanlar, bu bilincin hastada iyice yerleştirilmesi konusunda hayati önem taşıdığında hemfikir.
Öncelikle, ameliyat esnasında mide boylu boyuna ‘stapler’ dediğimiz bir zımba çeşidi ile kesildiği için bu midenin iyileşmesi için bir zaman gerekli. Bu süre yaklaşık 4 hafta kadardır. Bu 4 hafta boyunca özellikle ilk zamanlar sulu ve yumuşak gıdalar tüketilir. İlerleyen günlerde ise püre haline getirilmiş gıdalar alınmaya başlanır. Buradaki asıl amaç, kilo vermenin yanında iyileşmekte olan mideye zarar vermemek olarak düşünülmelidir.
Obezite AmeliyatI sonrasında sağlıklı kilo verebilmek için doğru gıda seçimi ve uygun beslenmeyle birlikte egzersiz hayati önem taşır. Ameliyat sonrasında beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişikliği kalıcı kilo kaybı için esastır.
Hastaların normal diyetlerine geçmek için bir de ‘geçiş diyeti’ ihtiyaçları vardır. Zamanla yaralarını iyileştirmeye ve yeni boyutuna alışmaya çalışan mide, uygulanan programlarla işlevine geri döner, kendini toparlar. Bu aşamalar arası geçişte ameliyatı yapan hekim ya da hekimlerin yönlendirmeleri de son derece önem taşır. Böylece hastalar bir önceki aşamadaki beslenmeyi yapabildikleri ölçüde diğer aşamaya geçmeliler. Bir sonraki aşamaya geçince zorlanıyorlarsa bir önceki aşamaya geri dönmeliler. Bazen bazı gıdaları ilk etapta tüketirken rahatlıkla tolere edemeyebilirsiniz. Bu durum normal karşılanır. Unutulmaması gereken, ameliyat sonrası beslenme düzeni emek ve sabır isteyen, sonunda da sağlık ve mutluluk getiren bir sistemdir. Zorlanılan noktalarda uzman desteği ve sabırla hareket etmek en kurtarıcı plandır.
Yine de birkaç öneri vermek gerekirse… Eğer pürelenmiş yiyecekleri tolere etme sorunu yaşıyorsanız, yeme hızınızı ve porsiyonu azaltın. Nohut büyüklüğünde lokmalar en idealdir. Bu parçaları acısız baharatlarla cazip hale getirebilirsiniz. Bu konuda uzmana danışın. Yine de tüketmekte zorlanıyorsanız bir de alternatifi olarak püre halindeki bebe mamalarını da kullanabilirsiniz. Azar miktarda öğünler şeklinde günde 6 öğünden daha fazla alarak günlük 700 ml civarında gıda tüketilmelidir. Öğünler arasında günlük 1.5 litreden daha fazla sıvı alınması sakıncalı olabilir.
Tüm bunların yanı sıra, doktorun önereceği vitamin takviyesi yaşamsal önem taşır. Demir ve çinko gibi mineralleri de içeren bir multivitamin, ameliyattan dört hafta sonra çiğnenebilir veya hap şeklinde alınabilir. Aynı durum, ağrı kesici ve antibiyotikler için de geçerlidir. 12 aydan sonra özellikle tüp mide ameliyatı yapılan hastalarda genellikle vitamin ihtiyacı olanlar dışında vitamin takviyesine ise gerek yok.