Obezite çağımızın en önemli hastalıklarından birisidir. Evet hastalık diyorum çünkü özellikle vücut kitle indeksi (boy ve kilo ile yapılan hesaplama) 35’i geçenlerde diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, barsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşur.
Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisi olduğunu belirtmem gerekir.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibi son derece önemlidir. Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası uyarılarım şunlar olabilir;
- Yemek yerken su içmeyin. Çünkü mide kapasiteniz artık eskisi gibi değil daha küçük. Siz öğünlerinizde hem katı hem sıvıyı birlikte alırsanız mideniz daha erken dolar ve özellikle ameliyat sonrası beslenme önerimiz olan protein alımı azalır. Hatta daha çok su içilirse kusulabilir. Neticede bir bardağa bir sürahi suyu doldurursanız taşacaktır. Su yemekten yarım saat önce veya yarım saat sonra içilmelidir.
- Gazlı içeceklerden uzak durun. Özellikle ameliyat öncesinde muhtemelen çok içiyordunuz. Ameliyat sonrası bu alışkanlıklar devam ederse çalışmalarda net olmamakla birlikte mide hacmini büyütebilir. Peki ömür boyu mu içmeyeceksiniz? Özellikle kalorili olanları içmemenizi öneriyoruz. Özellikle ilk 6 ay kalorisiz olanları da önermiyoruz.
- Hazır yemeklerden uzak durun. Sürekli ev yemeği hazırlamak, işe götürmek elbette zor olabilir. Ancak hazır gıdalar çok sık tüketilirse sorun yaratabilir. Çünkü dışarıdan alınan gıdaların protein, karbonhidrart, yağ oranlarını ayarlamanız zor olabilir.
- Alkol alımını ilk bir yıl önermiyoruz. Her şeyden önce kilo verme sürecinizi yüksek kalori içeriğinden dolayı olumsuz ekiler. Ayrıca çapraz etkilerden dolayı ileriki dönemlerde ana yemek yerine alınan alkol oranı artabilir. Özellikle gastrik by pass sonrası alınan gıdalar barsağa direkt geçtiği için alınan alkolün etkisi artar ve az miktarla bile sarhoş yapabilir.
- Vitamin almamak bir hata olur. Bazı hastaların bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Demir B12, d vitamini, kalsiyum eksikliği olabilir. Ameliyat tipine bağlı olarak belli süreler mutlaka vitamin ve mineral takviyesi alınmalı.
- Yeterince su içmelisiniz. Su içmek kilo kaybı daha fazla olmasına yardımcı olur. Özellikle erken dönemde az su içerseniz dehidratasyon olur ve bunun sonucunda halsizlik, bulantı, kusma gibi bulgular oluşabilir. Böbrekler olumsuz olarak etkilenebilir.
- Abur cubura dönmek bütün mücadelenizi sekteye uğratabilir. Bu tarz gıdaları almanın psikolojik komponenti de var tabi ki. Bu nedenle ameliyat sonrası beslenme alışkanlıklarınızın takip edilmesi gerektiği gibi psikolojik durumunuzun ve sosyal hayatınızın da obezite tedavisi ekibinde bulunan psikoloğunuz tarafından takip edilmesi gerekecektir. Ancak sosyal hayatınızın düzenlenmesinde finalde top sizde.
- Beslenme planınız proteinli gıdalar üzerinde olmalı. Çok karbonhidrat almamalısınız. Özellikle basit karbonhidratlar çok alınırsa kilo kaybı yavaşlayabilir.
- Balayı dönemine aldanmayın. 1 yıl mekanik etkiyle kilo kaybı belirgin derecede olur ancak daha sonra bu etki azalır bu sürede beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmiş olmanız, sağlıklı beslenmeyi öğrenmiş olmanız lazım. Bu nedenle hep söylüyorum ameliyat bu işin 1. kısmı. Daha sonraki diyetisyen, psikolog, cerrah, sportif danışmanlarınızla yapılacak takip en az ameliyat kadar önemli.
- Çevrenizde size daha çok destek olanlarla birlikte olun. Tek başlına bu yükü sırtlamaktansa çevrenizden motivasyon anlamında da olsa destek alın Pozitif destek başarıyı artırır.
- Ameliyat öncesi ve sonrası haftalık menü planları yapın. Hekiminiz ve ekibinin bunları size detaylı olarak anlatması ve takip etmesi gerekiyor.
- Yeni tatlara açık olun. Protein ağırlıklı beslenmeye uygun yeni tarifler öğrenin. İnternette, sosyal medyada bu konuda pek çok seçenek bulunabilir.
- Düzenli uyku son derece önemli. Çalışmalara göre 6 saatten az uyuyanlarda iştah hormonu artarken tokluk hormonu azalıyor. Dolayısıyla az uyuyanlarda obezite riski artıyor. Hayatınıza düzen getirin, uykunuzu gece almaya çalışın.
- Uzun döneme odaklanın. Birbirinizi takip etmeye çalışmayın. Herkesin vereceği kilo değişir. Elbette ki daha çok kilolu olanlar daha çok kilo kaybeder ama oransal olarak yaklaşık herkes dikkat ettiği sürece aynı oranda kilo verir
- Ameliyat olacağınız hekimi ve hastaneyi iyi seçin. Hekimin tecrübesi, sorunlarla karşılaştığında durumu yönetebilme yeteneği ve tecrübesi, psikolog, diyetisyen, göğüs hastalıkları, psikiyatri, gibi pek çok branşla ekip olarak çalışması ayrıca hastanenin obezite cerrahisi hastalarına bakış açısı, hastanenin donanımı, teknolojik alt yapı son derece önemli noktalardır.
Tabi bütün bunları okuyunca aklınıza şu gelebilir. ‘’zaten bunları yapacak olsam ben kilo veririm. Neden ameliyat olayım ki? ‘’ Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu nedenle bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymanız son derece kolay olacak. Bu ameliyatların bir mucize olmadığını önemli olanın beslenme alışkanlıklarını değiştirme sürecinde kilo verme konsunda çok ciddi bir destek sağladığını belirtmem gerekir. Asıl olan ameliyat sonrası takip ve destek sürecidir, Bu aşamada sağlıklı beslenmeyi öğrenerek kalıcı olarak sağlıklı bir bedene sahip olmak ana hedef olmalıdır
Merak etmeyin sonraki süreç daha iyi olacak
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Hamile Kalabilir miyim ?
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de fazla kilo ve obezite oranları salgın düzeyinde artış göstermektedir. Ekim 2015’de yayınlanan TUIK raporuna göre, ülkemizde kadınların üçte biri, erkeklerin ise beşte biri obez hale gelmiştir. Yani neredeyse 10 kişiden 3’ü obeziteden muzdariptir.
TÜP MİDE AMELİYATI SONRASI GEBELİK VE DOĞUM
Obezite, sağlık üzerindeki birçok zararlı etkisi gibi, üreme sağlığı üzerinde de ciddi kötü etkilere sahiptir. Bu etkinin en önemli nedenleri, yumurtalıklar etrafında yağ birikiminin ovulasyon dengesini bozması, polikistik over sendromuna bağlı yumurtlama ve adet düzensizlikleri, biriken fazla yağ dokusunun tetiklediği hormonal dengesizlikler ve elbette obeziteye bağlı özbenlik algısı ve seksüel istekte azalmadır.
Obezite cerrahisi uygulanma oranlarını artmasıyla her geçen gün daha çok sayıda genç kadın da obeziteden kurtulmakta ve doğurganlık çağındaki bu kadınların hamileliği de ayrı bir inceleme konusu olmaktadır. Bu konuda en çok merak edilenler ise tüp mide ameliyatından sonra gebe kalmanın güvenli olup olmadığı, obezite ameliyatından sonra hamilelik için ne kadar beklenilmesi gerektiği, gebelik ve doğumun sağlıklı bir şekilde gerçekleşip gerçekleşemeyeceğidir.
Şimdiye kadar yapılan çalışmalar obezite cerrahisi geçirmenin sağlıklı bir gebeliğe engel olmadığı gibi, bir çok açıdan riskleri azalttığını göstermektedir. Morbid obez kadınların çoğunda sterilite (kısırlık) problemi görüldüğü gibi, gebe kalırlarsa bu gebelikler gebelik diyabeti, preeklampsi ve fetal distress gibi nedenlerle yüksek riskli gebelikler olacaktır. Oysa bilinmektedir ki, gerçekleşen gebeliklerin neredeyse yarısı istemsiz gebeliklerdir. Bu da, obez kadınlardaki gebeliklerin ne kadar büyük bir risk yarattığını göstermektedir.
Sadece ABD’de 1998-2005 yılları arasında % 83’ü doğurganlık çağındaki kadınlar olmak üzere, obezite ameliyatlarının oranı % 800 düzeyinde artmıştır. Obezite cerrahisi kısırlığın en önemli nedeni olan obeziteyi ortadan kaldıracağından, bu kadınların çoğunun hamile kalacağı önceden tahminlenebilir.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Gebelik Güvenli midir?
Bir çok obez anne adayı, obezite cerrahisinden sonra gebelik ve doğumun riskli olacağı, kansızlık, beslenme sorunları ve bebekte gelişme geriliği yaratacağı gibi nedenlerle endişelidir. Oysa çalışmalar göstermiştir ki, obezite cerrahisi başta gebelik diyabeti, yüksek tansiyon gibi gebeliği riske atabilecek problemleri yarıya yakın oranda azaltmaktadır. Makrosomi, yani aşırı kilolu bebek riski azalacağından sezaryen oranları da düşmektedir. 2008’de, o zamana kadarki 75 çalışmayı birleştiren bir incelemeye göre, obezite cerrahisinden sonra gebelik ve doğum, obezken olandan kesinlikle daha az risklidir. Üstelik obezite cerrahisi olan gebelerde gebelik sırasında kilo alımı da, geçirmeyenlerden çok daha az olmaktadır.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Gebe Kalmak İçin Ne Kadar Beklenmelidir?
Yapılan birçok çalışmanın sonucuna göre, gebe kalmak için idealde 18-24 ay beklenmesi gerektiği, minimum bekleme süresinin ise 12 ay olması gerektiği bildirilmiştir. Bu bekleme süresi anne adayının yeni beslenme düzenine alışıp gerekli besin alımını düzene sokabilmesi, bu dönemde gelişebilecek komplikasyonların gebelikle etkileşiminin önlenmesi ve iyileşme sürecinin ideal şekilde tamamlanabilmesi için gereklidir. Çünkü gebelik başlı başına tüm metabolizmayı etkileyen bir olaydır. Bu dönemde besin maddelerinin, vitamin ve minerallerin çoğunluğu bebeğe yönlendirilecektir. Yine enerji ve vitamin ihtiyacının arttığı bir dönemdir. Gebelik nedeniyle yaşanabilecek sindirim problemleri, mide bulantısı ve kusma gibi yan etkilerin obezite cerrahisiyle etkileşmesi durumu karmaşıklaştıracaktır.
Tüp Mide Ameliyatı Geçiren Biri Normal Doğum Yapabilir mi?
Obezite cerrahisinden sonra doğumda sezaryenin gerekli olduğuna yönelik hiçbir zorunluluk yoktur. Hatta sezaryene neden olan iri bebek gibi problemler obezite cerrahisinden sonra azalmaktadır. Ancak bu gebelikler kıymetli ve riskli gebelik kapsamında olduğundan sezaryenin daha fazla tercih edildiği de bir gerçektir.
Obezite Cerrahisinden Sonra Gebelikte Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Obezite ameliyatı sonrası sağlıklı bir gebelik ve doğum için en önemli konu beslenmedir. Beslenme programı geçirdiğiniz ameliyat türüne göre ve sizin bireysel ihtiyaçlarınıza göre değişebilir. Tüp mide ameliyatlarından sonra ağız yolundan alınan destek vitaminler yeterli olurken, bypass ve emilimi kısıtlayan ameliyatlarda bazen damar yolundan takviye gerekebilir. Gebelik süresinde özel takip gerektiren ve desteklenmesi gereken en önemli vitaminler folat, B12, demir, kalsiyum ve D vitaminidir.
Özel beslenme danışmanlığı obezite ameliyatından sonra çok önemlidir ve gebelik süresince de yakınen sürdürülmelidir. Normalde geçerli olan günde 60 gram protein gibi temel kurallar gebelikte de biraz daha arttırılarak geçerlidir. Bunun yanısıra ilgili uzmanlarca ultrason ve kan tahlilleriyle takiplerin düzenli olarak sürdürülmesi ve gerekli vitamin takviyelerinin eklenmesi sorunsuz bir gebelik süreci sağlayacaktır.
Obezite Cerrahisinden Sonra Gebe Kalınırsa Kilo Geri Alımı Görülür mü?
Gebelik yüzünden ameliyatla verilen kiloların alınması söz konusu değildir. Hatta, obezite cerrahisi geçiren hastalar, geçirmeyen gebelere göre daha az kilo alırlar. Aslında temel olan gebelik sırasında hiçbir şekilde sağlıklı beslenme düzeninden sapmamak ve asla gereksiz kalori almamaktır. 2008’de yapılan bir araştırma, gebelik sırasında normalin üstünde kilo alımının anne ve bebeğin sağlık risklerini iki kat arttırdığını göstermiştir. İdeal olan gebelik süresince bariatrik diyetisyenle birlikte sağlıklı beslenme planına devam etmektir.
Özetleyecek olursak, obezite cerrahisinden sonra gebe kalmayla ilgili bir çok sorun düzeleceğinden korunma ihmal edilmemelidir, ideal süre olan 18 ay veya en az 12 ay beklenmelidir, beslenme ve vitamin düzeyi takibi ihmal edilmemelidir. Kadın doğum uzmanı geçirilen ameliyat hakkında mutlaka bilgilendirilmelidir.
YA SONRA?
Obezite, dünyanın hemen hemen her ülkesinde kendini gösteren, bireyin sağlığı kadar yaşamsal özelliklerini de etkileyen bir ‘modern çağ hastalığı’ olarak göze çarpıyor. Neden modern çağ hastalığı olarak adlandırıyoruz sorusunun cevabı da değişen yaşam standartlarının altında yatıyor.
Masa başı işler, otomobil kullanımına olan düşkünlük, besin değeri olmayan yiyeceklerin hızlıca tüketilmesi, spordan uzak yaşam, televizyon ve bilgisayar başında tüketilen zararlı atıştırmalar, bilinçsiz besin alışverişi, paket ve konserve gıdalara yönelim, şekere düşkünlük gibi birçok neden günümüzde obeziteyi artıran bir yaşama evrilmemize neden oldu.
Tüm bunların yanı sıra gerek televizyon gerekse sosyal medya aracılığıyla bireylere pompalanmaya çalışılan kusursuz beden algısı, obezite hastalarının halihazırda zor olan yaşamlarına daha fazla güçleştirmektedir. Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı bir birey olmayı sağlayacak bilinçli yaklaşımlar yerine -sözde- güzellik otoritelerinin standartlarını belirleyip dayattığı bedenler, algı yönetimiyle birlikte yanlış çözümleri beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, obezite ile mücadelede ölümle sonuçlanan ilaç alımı ya da insan yaşamını tehdit eden yanlış diyetlere zemin hazırlanmıştır.
Neyse ki bilim var…
Tıp bilim, diğer rahatsızlıklarda olduğu gibi obezite ile ilgili geliştirdiği çözümler arasında cerrahi bir mücadele ile hastalarına yeni bir yaşamın mümkün olacağını gösteriyor.
Tüp mide ameliyatlarıyla bugün birçok obezite hastası, yeni yaşamlarındaki ilk adımlarını mutlu ve sağlıklı bir şekilde atıyor. Bu konuda en çok dikkat edilmesi gereken noktaysa tüp mide ameliyatı sonrasında gelişebilecek cerrahi komplikasyonlara karşı önlemler almak.
En sık rastlanılan komplikasyonlar arasında kanama ve dikiş hattının kısmen ayrılması yer alır. Farklı gerekçeler ile yapılan mide ameliyatları sonrasında bile aynı komplikasyonlar görülme ihtimali olsa da bilinmelidir ki, burada önemli olan obezite ameliyatları vücut kitle indeksi (VKİ) 40 ve üzerinde olan aşırı kilolu bireylerde yapılmalıdır. Bu kuralın dışında, ancak yaşamı etkileyecek kadar obeziteye bağlı sorunları olan hastalarda VKİ 35-40 arası ise, obezite cerrahisi yapılabilir. Diğer taraftan, vücut kitle indeksi düşük olanlarda cerrahi komplikasyonlar daha sık gelişmekte olduğunun da altı çizilmelidir.
Tüp mide ameliyatı, her ne kadar mideyi küçülterek kilo verilmesini hedefleyen bir ameliyat olsa da, ameliyat geri dönüşümsüz olması nedeni ile uzun yıllara yayılan sonuçları beraberinde getirir.
Ameliyat olan kişinin bir ömür boyu kendine emek vermesini gerektirecek olan cerrahi müdahale, sonrasında dikkatli bir yaşam ve beslenme planını beraberinde getirir. Örneğin, tüp mide ameliyatında, mide by-pass ameliyatına göre daha az görülse de, B vitamini, demir, folik asit, ve D vitamini eksikliği gelişebilir. Bu nedenle, düzenli aralıklarla, bazı vitamin ve elementler için kan tahlilleri yapılmalı ve bir beslenme uzmanı kontrolü altında tüketime yönlenmelidir.
Burada en dikkat edilmesi konu da kontrolsüz kaçamaklara fırsat vermemektir. Uzman denetiminin dışına çıkmak, ‘bir kereden ne olacak’ düşüncesi hayatı riske atan, bedelleri büyük olan sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle, ameliyat sonrası oluşabilecek bu riski en aza indirmek, bireysel kontrolü geliştirmek adına bir psikologla birlikte hareket etmenin faydası göze çarpıyor. Burada kişi, risk almak yerine kendine dürüst olup bir uzmandan destek alırsa, ameliyat sonrası oluşan ya da oluşabilecek psikolojik sorunlardan da kurtulmuş olacak, kendinden daha emin ve sağlıklı adımlarla yeni yaşamında yol alacaktır.
Böylece yeme alışkanlığı konusunda psikoloji uzmanı destekli bir program, hastanın yaşamını kolaylaştıracak ve yaşamsal tehlikeden uzak tutacaktır.