
Obezite cerrahisi amacıyla başvurmuş kişilerde ilk görüşme sırasında ayrıntılı bir değerlendirme yapmak gerekir.
Bursa Bariatrik Cerrahisi
0 (224) 970 01 23
Email: info@bursabariatric.com
Bursa Bariatric
Odunluk Mahallesi, Liman Cd. No:4, 16110 Nilüfer/Bursa
Obezite Cerrahisi Blog
Mide balonu, morbid obeziteyi gideren bir işlem ya da obezite cerrahisinin alternatifi değildir. Mide balonu bir mide küçültme ameliyatı yöntemi değildir, yani bu uygulamada bir ameliyat yapılmaz.
Mide balonu yöntemi sadece morbid obezite cerrahisine hazırlanan aşırı kilolu süper obezlerde, ameliyat öncesinde kilo verme amacıyla kullanılır. Ayrıca hafif kilolu olup ameliyata kabul edilmeyen hastalarda bir yardımcı yöntem olarak, çok nadir de olsa uygulanabilmektedir.
Bu yöntemde; endoskopi yoluyla hastanın midesinin içine yumruk büyüklüğünde, içi su ile doldurulmuş bir balon koyulur ve böylece gıda alımı kısıtlanır.
Mideye balón takılması, ameliyatsız bir zayıflama yöntemidir. Hastanede yatış gerektirmez. 15 dakikada takılan balon sonrasında hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Bir yıl boyunca midede kalan balon, erken doymayı sağlar ve porsiyonların küçülmesi sayesinde, kişinin daha az kalori ile beslenmesini temin eder.
Mide balonu yöntemiyle hastalar sınırlı oranda kilo verebilir ve balon en fazla 1 yıl sonra çıkarılmak zorundadır. Ayrıca karında gerginlik, ağrı, kusma gibi nedenlerle hastaların önemli bir kısmı zamanından önce balonun çıkartılmasını istemektedir.
Bu yeni kilo verme yönteminde hastalar kapsülü yutuyor ve daha sonra kapsül tokluk hissini canlandırmak için midenin içinde şişiyor. Bir mide balonu olan O balon, ameliyat gerektiren diğer yöntemlerle kıyaslandığında hastaların faydalanabileceği müdahalesiz en etkili yöntemdir.
Cerrahi bir yöntem değildir. İşlem anestezi altında hasta tamamen uyuduktan sonra endoskopi eşliğinde gerçekleştirilir. Öncelikle midenin iç yüzü incelenir. Midede balon yerleştirmeye engel bir durum olmadığı görüldükten sonra endoskop yardımıyla balon yerleştirilir ve balonun özelliğine göre belli ölçüde hava veya sıvıyla şişirilir. Midede kalma süresine ve balon içindeki sıvı miktarının ayarlanabilir olma özelliğine göre aynı amaca hizmet eden çeşitli balonlar modelleri bulunmaktadır. İşlemi gerçekleştirecek doktorunuz sizi bu konuda detaylı olarak bilgilendirecektir. İşlemden 12 saat önce yemek yemeyi, 6 saat önce de sıvı alımını durdurmalısınız. Balon şişirildikten sonra mide bulantısı olabileceği için buna uymak son derece önemlidir. İşlem yaklaşık 20 dakika sürmektedir. İşlemden sonra 1-2 saat gözlem altında kalacaksınız sonra evinize gidebilirsiniz. Bu işlem anestezi altında yapılacağı için sonrasında o gün araba kullanamazsınız. Mide balonuyla, cerrahi yöntemler kadar olmasa da etkili kilo kaybı sağlanabilir.
Mide balonu mide içerisinde 6 ay kalacak şekilde dizayn edilmiştir. Bazı balonlar 1 seneye kadar kalabilmektedir. Sonrasında yine anestezi altında balon söndürülerek endoskopi yardımıyla çıkarılır.
Bu size bağlı olmakla birlikte balonla 10-25 kg arasında verilebilir. Kaybettiğiniz miktar, başlangıç ağırlığınıza ve yeni bir diyet ve egzersiz rejimini uygulama ve sürdürme yeteneğinize bağlıdır. Mide balonu çıkarıldıktan sonra belli bir diyet ve egzersiz rejimini devam ettirmek mecburidir.Yapılan çalışmalarda total vücut ağırlığının ortalama %15-20’sinin balonla verilebildiğini gösterilmiştir.
Balon takıldıktan sonra ilk günler kendinizi biraz konforsuz hissedebilirsiniz. Bazı hastalar gıda alımıyla mide bulantısı hissedebilir. Zaman zaman kusma atakları olabilir. Birinci haftadan sonra bu şikayetler geçer. İlk hafta açlık hissi baskılanır. İkinci hafta açlık hissi yavaş yavaş geri gelir ancak az yemekle doygunluk hissedilir. 3-6 haftalar arasında mideniz balona tamamen adapte olur ve daha fazla gıda tüketebilir hale gelirsiniz. Bu süreçte yeme alışkanlıklarınız düzeltmeye çalışmalısınız. Hızlı yememelisiniz, doygunluk hissi oluştuğunda yemeyi bırakmalısınız. Bu süreçte, yemek sonrası mide bulantısı ve hıçkırık gibi belirtiler olursa bu çok fazla veya hızlı yediğinizi gösterir. Sonraki haftalarda kilo vermenizin devam etmesi için yaşam tarzı değişiklikleri (egzersiz ve doğru beslenme alışkanlıkları) son derece önemlidir.
Obezite; vücut sistemleri (endokrin sistem, kardiyovasküler sistem, solunum sistemi, gastrointestinal sistem, deri, genitoüriner sistem, kas iskelet sistemi) ve psikososyal durum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerden dolayı pek çok sağlık problemlerine neden olmaktadır.
Obezitenin çeşitli hastalıklarla ilişkisi bilinmekte olup morbidite ve mortaliteyi artırıcı etkisi de ortaya konulmuştur. Fazla kilolu olma Avrupa Bölgesinde her yıl 1 milyondan fazla ölümün ve hasta olarak geçirilen 12 milyon yaşam yılının sorumlusudur.
Obezitenin Yol Açtığı Sorunlar;
gibi birçok soruna neden olmaktadır.
Lütfen tedavi için bir hekime başvurunuz.
Obezite hastası olanlar ve obezite ameliyatı için bir merkeze ve hekime başvurmayı düşünen hastalar için gerek sosyal medya platformlarında, gerek televizyon programlarında, gerekse internet sitelerinde en çok merak edilen soru belki de, “Tüp Mide Ameliyatı Riskli midir?” sorusudur. O kadar haklı bir soru ki. Söz konusu olan en önemli hazineniz, sağlığınız…
Bunu düşünerek açtığımız başlığımızda Bursa Bariatric ve Medicana Obezite Akademisi gibi tüp mide ameliyatlarında en çok tercih edilen merkezlerde başarılı tüp mide ameliyatlarına imza atan Op. Dr. Ersoy Taşpınar’ın vereceği güvenilir bilgilere başvurduk.
Öncelikle tüp mide ameliyatının kimlere yapılabileceğini açıklığa kavuşturmak gerekir. Bu ameliyat vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde veya 35 in üzerinde olup ek hastalıkları olan veya 30-35 arası olup kontrolsüz diyabet veya metabolik sendromu olanlara uygulanabilir. Kişi zayıflamaz ise gelecekte ciddi hastalıkların başlaması muhtemeldir. Yani obezite kozmetik bir sorun değil ciddi bir sağlık sorunudur.
Tüp mide ameliyatı aşırı kilolu ve obez olduğu hekimce karar verilenlerin birden fazla hastalıklarını iyileştirmek ve yaşam kalitelerini artırmak amacıyla midenin büyük bölümünün alınması işlemidir.
Tüp mide ameliyatının başarılı olma yüzdesi, doğru obezite merkezi seçimi ve cerrahi ekibe bağlı olduğu kadar, obezite hastasına da bağlıdır elbette. Ameliyat öncesinde öngörülen fazla kiloların tüp mide ameliyatı sonrasında 18-20 ay içerisinde yaklaşık olarak yüzde 70-90 oranında sağlıklı bir şekilde azalması, başarılı bir obezite ameliyatı geçirildiğinin göstergesidir.
Buradan yola çıkarak, tüp mide ameliyatında karşılaşılabilecek olası komplikasyonları tüm cerrahi girişimler için de geçerli olan kanama, organ yaralanması, emboli ve anesteziye bağlı komplikasyonlardır. Elbette bu genel risklerdir ve yeniden altını çizmek gerekir ki tüm mide ameliyatında genel cerrahi müdahalelerde karşılaşılabilecek riskler vardır. Yapılan çalışmalarda kanama riski %0,9, emboli atma riski %0,3-4 olup bu riskler obezite ameliyatına değil kişinin obez olmasından kaynaklı risklerdir. Yanı bu kişi başka bir ameliyat olsa da aynı riskler söz konusudur. Kaçak riski%1-2 olup bu risklerin gelişmemesi için doktorun alacağı tedbirler ;tecrübe, kalliteli tek kullanımlık malzeme, hastanede yardımcı personel bakımı, hastaya ait tedbirler ; ameliyat öncesi ve sonrası diyete uyum, sigarayı bırakmak, bol bol yürüyüş yapmaktır.
Hekim gözetiminde tüp mide ameliyatından sonraki hastanın sağlık durumunun seyrine göre bazen ikinci bir ameliyat ya da ameliyatsız müdahaleler gerekebilir. Bu anlamda hastanenin donanımı ve ekibin tecrübesi son derece önemlidir
Tüm bunların yanı sıra tüp mide ameliyatında cerrahi operasyona bağlı ölüm riski yüzde 0.2 gibi çok düşük orandır. Yapılan çalışmalarda , kalp, beyin, yemek borusu ameliyatlarında ölüm oranlarının daha yüksek olduğu görülmektedir.
Risksiz bir ameliyat tabi ki yoktur. Ancak önemli olan komplikasyonların öngörülen oranların üzerinde olmaması ve komplikasyon gelişirse de hastanenin ve ekibin donanımının bu durumu çözebilecek yetide olmasıdır.
Son yılların en çok konuşulan cerrahi müdahalelerinden biri tüp mide ameliyatlarıdır. Git gide sağlıksız beslenme nedeniyle dünyada ve
Türkiye’de hızla artış gösteren obezite hastalığından kurtulmak isteyenler, tüp mide ameliyatları için obezite merkezlerine ve obezite cerrahisi yapan hekimlere başvuruyorlar.
Tüp mide ameliyatı 2019 güncel fiyatlarını öğrenmek içi bizimle iletişime geçebilirsiniz?
Detayları öğrenmek için tıklayınız.
Her makalemizde olduğu gibi bu makalede de vurgulamak isteriz ki obezite ameliyatı merkezinin ve obezite ameliyatını gerçekleştirecek hekimin önemine vurgu yaparak insan hayatının söz konusu olduğu böylesi bir konuda iyi bir araştırma yapıldıktan sonra karar kılınmalıdır.
Tüp mide ameliyatı denince ilk akla gelen ve uzman kadrosuyla dikkat çeken merkezlerden Bursa Bariatric ve Medicana Obezite Akademisi başarılı hekimi Op. Dr. Ersoy Taşpınar, obezite hastalarını bu konuda bir kez daha uyarıyor ve “Sağlık ucuza gelmez” diye belirtiyor.
Başarılı ameliyatlarıyla adından söz ettiren ve obezite ile mücadelede birçok hastayı sağlığına kavuşturan Taşpınar, tüp mide ameliyatının obezite ameliyatları arasında en çok başvurulan cerrahi müdahale olduğunu söyledi. Böylesi önemli bir ameliyatın maliyetlerini göz önünde bulunduracak olursak hastanın en güvenilir obezite tedavi ve obezite ameliyatı merkezinde uygun fiyatlarla sağlığına kavuşmasının mümkün olduğunun altını çizdi.
Obezite gibi yaşam kalitesini azaltmasının yanı sıra pek çok diğer hastalıkları da beraberinde getiren bir sorunun güvenilir ellerdeki tedavisi paha biçilmez olsa da gelin tüp mide ameliyatı maliyetlerine ve maliyetleri etkileyen faktörlere göz atalım:
2019 yılında obezite merkezleri ve hekim tercihine göre değişen bu fiyatlar, skalanın ucuzlayan ucu hakkında soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Yani, hastanenin desteğine ve kalitesine göre değişim gösteriyor. Tüp mide ameliyatı fiyatlarının hastane ve hekime göre değişiklik göstermesinin nedenleri arasında; hekim maaşı, uzman ekip maliyeti, malzeme fiyatı, refakatçı maliyeti, yoğun bakım maliyeti gibi unsurlar yer alıyor.
Obezite ameliyatı öncesinde güvenilir kaynaklardan yapacağınız araştırma, görüşme ve incelemelerden sonra obezite ameliyatı olacağınız merkezi en doğru şekilde belirleyebilirsiniz. Bunun için internet elbette ki sınırsız bilgiye ulaşma imkanını sağlıyor. Ancak, hangi bilgi en doğrusu? İşte tam bu noktada Medicana Obezite Akademisi’nde söz etmek gerekiyor.
Obezite denince ilk akla gelen merkezlerinde, Bursa Bariatric olan Medicana Obezite Akademisi’nde, imza attığı başarılı cerahi operasyonlarla bilinen ve güvenilen hekimi Op. Dr. Ersoy Taşpınar, obezite hastalarını hekim tercihi kadar seçecekleri hastane konusunda da uyarıyor.
Obezite ameliyatı olacak hastaların, tercih ettikleri hastanelerde geniş teknoloji altyapısı, uzman ekip, yeterli acil müdahale donanımı, güvenilir ve steril müdahale alanları ve hasta bakım sistemlerinin yanı sıra kullanılan malzemeleri önemsemeleri gerekiyor. Hayati önem taşıyan bu konu, ancak donanımlı hastanelerde/obezite merkezlerinde güvenilir ölçüde ihtiyaçlara cevap verebiliyor.
Cerrahi müdahale, obezite tedavisinde hiçbir zaman ilk seçenek değildir. Ameliyat, yalnızca belli durumlarda gereklidir. Eğer obezite tedavi sürecinden istenilen sonuç alınamamışsa, cerrahi müdahale geçerli bir seçenek olarak kabul edilebilir. Yanlış beslenme biçimi obezitenin en yaygın ve belirgin sebebidir. Glisemik indeksi yüksek gıdalarla beslenmek, vücutta aşırı yağ birikimine sebep olur. Bu yüzden, ilk olarak bu yağ birikimiyle doğal yollardan mücadele edilmeli, diyet ve egzersiz tedavisi uygulanmalıdır. Besin değeri yüksek ve düşük kalorili ürünlerden oluşan bir diyet programı, egzersiz ile birlikte uygulandığı takdirde istenen sonucu vermiyorsa, cerrahi müdahale düşünülebilir.
Tam bu noktada kapsamlı bir araştırmaya ihtiyaç vardır. Elbette ki internet üzerinden özel hastanelerin web sitelerinde obezite konusu ile ilgili hastanenin kendisine ve hekimlerine ait ayrıntılı bilgiler vardır. Gerekli görülürse şahsen de bu merkezlerle görüşme yapılıp, uzmanlarla yüz yüze yapılan görüşmelerde sorulara yanıt alınabilir.
Burada önemli olan seçilen hekimin emsal teşkil edecek başarılı operasyonları, hasta ve hekim uyumu, hekimin çalıştığı hastanelerin donanımıdır. Ayrıca ameliyat sonrasında hastanın takibi de sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam bilinci oluşturması açısından son derece önemli olup , obezite akademisinin çalışmaları bu anlamda tüm Türkiye’ye örnek teşkil edecek niteliktedir.
Vücut Kitle İndeksi kişinin boy ve kilosunun matematiksel bir hesaplama ile elde edilen oranı demektir. Bu hesaplamaya göre hasta; VKİ 30-35 arasında ise 1.sınıf obezite, 35-40 arasında ise 2.sınıf obezite, 40 ve üzerinde ise mobid obezite hastası olarak sınıflandırılır.
Tüp mide ameliyatının gerçekleşebilmesi için hastanın VKİ 35 ve 35in üzerinde olması gerekir.
Tüp Mide Ameliyatı VKİ 35 ve üzeri olan hastalarda uygulanan bir operasyon türüdür. Tüp Mide ameliyatı laparoskopi yoluyla karnınıza 4 delikten girilmesiyle gerçekleşen bir ameliyattır.
Tüp Mide ameliyatı ile midenizin 4%3 lük bölümü alınır. Kapalı yöntem ile gerçekleşen bir ameliyat olduğundan konforlu ameliyat sınıfına girer.
Tüp mide ameliyatları kapalı yöntemle gerçekleşen operasyonlar olduğundan konforlu ameliyat sınıfına girer. Tüp mide ameliyatının yüksek olmamakla birlikte kaçak,kanama, emboli ve anesteziye bağlı riskleri bulunmaktadır. (daha&helliip;)
Türkiye şu anda Avrupa’da en fazla obezite seviyesine sahip ülke olarak yer almakta olup, 4’ü (% 28.1) yetişkin nüfusunun üçte biri obez ve üçte biri (% 63.4) fazla kiloludur.
Önümüzdeki 20 yıl boyunca, ülkedeki obez yetişkin sayısının çok daha fazla kişiye çıkacağı tahmin ediliyor. (daha&helliip;)
Obezite cerrahisi amacıyla başvurmuş kişilerde ilk görüşme sırasında ayrıntılı bir değerlendirme yapmak gerekir.
Standart bir hasta değerlendirmesi 20 dk sürebilecekken bu hastalar ile görüşme yaklaşık 45 dk olmaktadır.
Obezite Cerrahisi hasta görüşme sırasında kişinin beslenme şekli, ek hastalıkları, kullandığı ilaçlar, daha önce diyet yapıp yapmadığı, obeziteye neden olabilecek hastalıklar, alkol, sigara, egzersiz durumu, mesleği, evde kaç kişi yaşadığı, bir gününün nasıl geçtiği, tatlı düşkünlüğü, gece horlamaları, ekonomik durum (ameliyat sonrasında vitamin ve protein takviyelerini alabilmesi açısından) değerlendirilir.
Hastaya yöntemin detayları, ameliyat sonrası gelişebilecek komplikasyonlar, yaşamında oluşacak değişiklikler detaylı anlatılır. Bu görüşmeler mümkünse ailesi ile birlikte yapılmalıdır.
Görüşmeden sonra hastaya hemen karar vermemesi, düşünmesi için birkaç gün süre vermek gerekir. İsterse bu süre zarfında daha önce ameliyat olmuş kişilerle görüşmesi sağlanıp fikir alması, empati yapması sağlanabilir.
Tabi ki yukarıda sayılan kriterler uygulanırken hastanın obezite ameliyatı için uygun olup olmadığı da değerlendirilir.Bu bağlamda aşağıdaki kriterler göz önüne alınmalıdır.
Öncelikle kişinin obezite sorunu en az son 3 yıldır var olmalı.Ayrıca daha önce profesyonel yardımla (diyet,spor) kilo vermeye çalışmış ancak başaramamış olmalı.
Obezite ameliyatlarında yaş kriteri için ise 18-74 yaş arasında bu ameliyatların yapılabileceği söylenebilir. Ancak artık adolösan dönmede de 15-18 yaş arasında bu ameliyatlar yapılabiliyor. Bu kriterleri sağlayan kişilerde aşağıdaki kriterlere göre değerlendirme yapılır.
Bu noktada vücut kitle indeksi dediğimiz kavram ortaya çıkar. VKİ kişinin kilosu ile birlikte boyunu da dikkate alan bir hesap sonucudur. Kişinin boyunun metre olarak karesi alınır , çıkan sonuç kg cinsinden kilosuna bölünerek bulunur.
Örneğin bir kişinin boyu 1,60 , kilosu 140 olsun. İlk önce 1,6×1,6= 2,56 daha sonra 140/2,56=54,6. Kişinin VKİ=54,6.
Dünyada pek çok ülkede obezite cerrahisi derneklerinin önerisi doğrultusunda aşağıdaki kriterler uygulanır.
Ancak bazı durumlarda kişi bu kriterlere uysa bile ameliyat etmek doğru olmayacaktır.
VKİ olarak ameliyat kriterlerine uymayan veya ameliyat olmak istemeyen kişilere de ameliyatsız yöntemler olan mide balonu ve mide botoksu uygulanabilmektedir. Başarı şansı ameliyat kadar yüksek olmasa da hastaya kilo verme sürecinde önemli destek sağlayacak bu yöntemleri de uygun hastalarda önerebilmekteyiz.
Obezite Cerrahisinde önemli olan ameliyat veya ameliyatsız yöntemler için uygun hastayı seçip, uygun müdahaleyi yapabilmektir. Ancak o zaman mükemmel sonuçlar alınabilir.
Kilo vermek için yardımcı yollara başvurmak isteyenler için yeni bir yöntem daha geliştirildi. Mide Botoksu yöntemi olarak adlandırılan bu yöntem kilo vermek isteyenlerin sıklıkla başvurduğu yöntemlerden biri haline geldi. Ancak Mide Botoksu yöntemi bazı tartışmaları da beraberinde getirdi. Çıkan tartışmalar üzerine ise uzmanlar Mide Botoksu tekniğinin başarısız olmasının nedenleri üzerinde duruyor. Uzmanların Mide Botoksu başarısı konusunda altını çizdikleri nokta ise diyete sadık kalınması. (daha&helliip;)
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası genel olarak mide hacmi ufaltıldığından dolayı vücudumuza giren gıdaların azalması ile beraber almamız gereken vitamin oranı da azalmaktadır. Bunu kontrol altına almak için tüp mide ameliyatı obezite cerrahisi sonrasında doktorunuzun kontrolünde bazı vitaminleri ön görülen süre içinde alınması gerekmektedir. Vitamin almanın nedenleri arasında;
• Az gıda alınacağı için vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin vücudun belli bir seviyeye kadar alınmasını sağlamak
• Vitamin yetersizliğinden dolayı oluşacak hastalıklara karşı önlem almak
• Bazı vitaminlerin eksik alınması sonunda beslenme sisteminde de bozulmalar olmaktadır. Özellikle bu bozulmalar obezite ameliyatı sonrası ciddi önem taşımaktadır.
Bu sorunun cevabı hastanın vücut metabolizmasına göre doktorun belirlemesi gerekmektedir. Fakat en sık kullanılanlar arasında;
• B12 Vitamini
• Multi vitaminler
• Kalsiyum
• Demir
Her insanın sağlık durumunun, vücudun ihtiyacının farklı olması nedeniyle herkesin farklı bir vitamin eksikliği durumu söz konusu olabilir. Bunun mutlaka doktor tarafından belirlenmesi gerekir. Çünkü doktor hastanın yaşına, kilosuna, sağlık durumuna hâkim olacağından bazı tahliller sonucunda hastanın ihtiyaçlarını belirleyecektir. Bazen vitamin takviyesine ihtiyaç olmadığı durumlar da görülebilmektedir.
Hastalar ne kadar düzenli beslenme alışkanlığını elde etmiş olsalar bile mide hacmindeki küçülme nedeniyle bazı vitaminleri yeteri kadar elde edemiyor olabilir.
Daha önce çok hastada karşılaşılan vitamin eksiklikleri rahatsızlıklarının görülmesi tecrübesi ile hastaların bu rahatsızlık başlamadan öncesinde bu riski en aza indirecek önlemler alınması amacının olması.
Hala yeterli şekilde düzenli beslenme alışkanlığı elde edemeyen hastaların bu yetersizliğini karşılamak isteği.
Tüp Mide Ameliyatı Operasyonundan sonra hastalarda en çok görünen vitamin ve mineral eksiklikleri; B1 ve B2 vitaminleri ve kalsiyum eksikliğidir.
Tüp Mide Ameliyatı geçirmiş hastalarda vitamin eksikliğine bağlı şikayetlere rastlanabilir. Fakat tecrübeli bir uzman hekim tarafından gerçekleştirilen ve yine tecrübeli diyetisyenler tarafından takibi yapılan operasyonların ardından, hastaların diyetlerine eklenen vitamin destekleriyle, bu risk ortadan kaldırılabilir.
Son zamanlarda obezite cerrahisi, hastalarda bazen beslenme bozukluklarının oluşmasına neden olduğu için gelişmiş ülkelerde pek kullanılan bir yöntem değildir. Mide hacminin tüp şeklinde küçültülmesi hastaların vücudun ihtiyacı olan vitamin ve minerali almasına engel olabilmektedir. Bu yüzden bazen haplar vasıtasıyla bazen de kas enjeksiyonu yoluyla hastaların bu yetersiz beslenmelerini karşılamak amacı ile takviye yapılabilmektedir. Bu takviyeler arasında B1 vitamini en önemli vitaminlerden biridir.
Tiamin olarak da bilinen B1 vitamini ince bağırsağın 2. kısmında emilir. B1 vitamininin bilinen en önemi özelliği lipid ve karbonhidratta koenzim olarak rol almasıdır. Gelişmiş ülkelerde çok fazla alkol tüketimi, karbonhidrat ve kalori değeri yüksek olan yiyecek ve içeceklerin tüketimi ve rafineli unlu gıdalar tüketimi çok fazla olduğu için B1 vitamini eksikliğine rastlanması ihtimali çok daha yüksek olacaktır.
Tüp Mide Ameliyatı hastayı fazla kilolarından bir anda kurtararak tüm sorunları çözen bir ameliyat değildir. Hastanın öncelikle bu sürecin nasıl işlediği konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Hastanın yeterli bilinçte olmaması ameliyat sonrasında verilen kiloların yeniden alınmasına neden olabilmektedir.
Obezite cerrahisinin temel amacı hastanın mide hacmini tüp şeklinde küçülterek hastanın acıkma isteğini en aza indirmektir. Bu tedavi yöntemi ile hastalar çok az besinle beslenerek çok kolay bir şekilde doygunluk hissine kapılırlar.
Obezite cerrahisi tedavisinden yararlanan hastalar genellikle artık fazla kilolarından kurtulduğunu ve bundan sonraki süreçte dilediği her besini yiyebileceğini zanneder. Oysaki asıl yenilen besinlerin kalori miktarlarına dikkat edilmesi gereken zaman cerrahi müdahalenin olmasından hemen sonrasında başlayan zamandır. Hasta bu süreçte yediği besinlerin hepsinin tek tek listesini çıkarmalı ve düzenli bir beslenme alışkanlığı edinmelidir. Aksi takdirde yapılan operasyonun hiçbir anlamı kalmaz ve hasta eski kilosuna yeniden döner.
Hastaların düzenli bir şekilde beslenmeye dikkat etmesine ve hastaların vücudundaki emilim miktarında bir değişiklik olmamasına rağmen hastalarda mide hacminin küçülmesine bağlı olarak bazı vitaminlerin yeterli düzeyde olmaması gibi bir durum söz konusu olabilir. Bu tür durumlarda vitamin takviyesini mutlaka yapılması gerekir. Ancak hangi vitamine ne denli ihtiyaç olduğu doktorlar tarafından tayin edilmelidir. Hasta kendi düşüncesinden hareketle vitamin hapları vs. asla almamalıdır!
Kalsiyumun güçlü kemiklerin oluşması için çok etkili bir mineral olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Kalsiyum eksikliği ise kemiklerin zayıflamasına neden olur. Tüp Mide Ameliyatı olduktan sonrasında ciddi oranda kalsiyum eksikliği olan hastaların çoğunluğunda el ve ayak kemikleri başta olmak üzere farklı kemiklerde kırılma sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. O yüzden Tüp Mide Ameliyatı geçirmiş olan hastalardaki kalsiyum oranının takip edilmesi son derece önemlidir.
B12 vitamininin fonksiyonları genellikle mide ile alakalıdır. Mide asidi vücuttaki kan vasıtası ile B12 vitaminlerini alır. Ancak obezite cerrahisinde kullanılan tüp ya da başka etkiler nedeniyle vücuda yeterli düzeyde B12 vitamininin alınmaması, metabolizmanın işleyişini olumsuz şekilde etkiler. O yüzden B12 vitamini takviyesinin mutlaka her gün alınması gerekir. B12 vitamini 3 şekilde vücuda verilmektedir. Birincisi kan içi enjeksiyon yöntemi, ikincisi halk arasında da bilinen dil altı tablet yöntemi ve üçüncüsü ise burun spreyi yöntemi iledir.
Hastaların ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrasındaki kan değerlerine ve tahlillerine bakılır. Bu değerlere göre hastanın neye ihtiyacı olup olmadığı doktor tarafından belirlenir ve buna göre de hastalara düzenli bir şekilde vücudun ihtiyacını karşılayacak besinler ve ilaçlar uygulanır. Bazen başka vitamin eksiklikleri ya da protein eksiklikleri de görülebilmektedir. D vitamini eksikliği de çok sık olmamakla birlikte karşılaşılan problemler arasında yer almaktadır.
Kısacası obezite cerrahisi olarak söylenen yöntem sadece hastanın ameliyat masasına yatarak fazla kilolarından kurtulması ve hemen sonrasında normal hayatına geri dönmesinden ibaret bir yöntem değildir. Bunun aksine hasta o ameliyat masasına yattığı andan itibaren bundan sonraki kalan hayatında yediği her besinin miktarına özen göstermesi gerektiğini aklından çıkarmamalıdır.
Hastaların vitamin eksiklikleri ile karşılaşılmaması adına vitamin takviyeleri tüm ömrü boyunca devam edebilir. Genellikle hastalar cerrahi müdahaleden 2-3 sene sonrasında tüm eski alışkanlıklarına devam ederek yeniden aynı sorunlar ile karşılaşabilmektedir. Bu durumun yeniden oluşmaması için gerekirse psikolojik tedavi almaktan da geri durmamak gerekir.
Ameliyat olduktan sonrasında artık hastanın tüm hayatı boyunca çok düzenli beslenmesi gerekir. Alınan tüm vitaminlerin miktarı, yenilen her besinin kalori değerleri hayat boyunca titiz bir şekilde hesaplanmalı ve ona göre hareket edilmelidir.
En az 1 yıllık süreçte kontrollerinizin dahilinde laboratuvar sonuçlarınıza bakılarak doktorunuzun önereceği demir, kalsiyum, multivitamin dönemsel olarak kullanım gerektirebilir.
Obezite ameliyatları 14 yaş ile 74 yaş arasında; yandaş hastalık, Hastamızın genel durumu, yapılan tahlillerin sonuçları ve konsültasyonlarına göre yapılabilmektedir. Hayatınızı ertelemeyin her yaşınızı güzelliklerle yaşayın.
Detaylı Bilgi ve Randevu için:
GSM: 0546 970 11 23 ( Obezite İletişim Hattı )
☎ (0224) 970 01 01 (Özel Medicana Bursa Hastanesi )
Gastrik bypass ameliyatlarının alternatifi olarak, MİNİ GASTRİK BYPASS ameliyatları geliştirilmiştir ve hastalar tarafından sıkça tercih edilir hale gelmiştir. Operasyon süresi kısa olan ve teknikleri açısından ‘gastrik bypass’a göre daha kolay olan Mini Gastrik Bypass’ta komplikasyonlar daha az gözlemlenmektedir. Bu ameliyat hem bağırsak emilimini bozan hem de besin tüketimini kısıtlayan bir ameliyattır.
Teknikleri: Kapalı olarak yapılan bu ameliyatta genel anestesi kullanılır. Önce trokar yerleştirmesi ardından karbondioksit insuflasyonu yapılır. Bu işlemden sonra da mide içine orogastrik tüp koyulur. Pilordan 3-4 cm proksimalden başlanıp ince ve uzun bir mide hazırlanır. Treitzdan itibaren 200 cm ince bağırsak ölçümüyle oluşturulan mideye anastomoz işlemi gerçekleştirilir.
* Fazla kilolardan kurtulmak amacıyla diğer tedavileri denedikten sonra başarısız olan hasta,
* Vücüt Kitle Endeksi (VİK) 35 üzeri olan hasta,
* Anestezi ve ameliyat işlemlerini kaldırabilecek hasta,
* 18 ile 65 yaşları arasında olan hastalar. Kurul kararlarıya da özel durumlarda 18 altı ve 65 üstü hastalar,
* VİK 35 üzeri olup, fazla kiloya bağlı kolesterol, şeker hastalığı, uyku apnesi, kalp yetmezliği, metabolik sendrom ve hipertansiyonlu hastalar Mini Gastrik Bypass ameliyatı olabilir.
* Kanser hastaları,
* Uyuşturucu ve alkol bağımlıları,
* Önemli hormon hastalıkları olanlar,
* Ağır psikiyatrik rahatsızlıklar yaşayanlar,
* Beslenme programı ve sportif programlara uyum sağlayamayacak hastalar,
* Bir sene içinde çocuk doğurma planı olan hastalar ve yaşam biçimini değiştiremeyecfek olan hastalar “mini gastrik bypass” ameliyatı olamazlar.
Metabolik cerrahi ve obezite operasyonlarının ücretlerini belirleyen kriterlerin başında hastane gelir. Hastanelerin hangi segmentte olduğuna göre değişen tarifeler farklılık göstermektedir. Otellerde olduğu gibi A+, A, B, C olarak belirlenen hastane segmentlerini belirleyen bazı faktörler bulunur. Bu faktörleri; klinikler, sınıf, donanım, teknolojik ekipman, malzeme kalitesi, laboratuvar, görüntüleme hizmetleri olarak sıralamak mümkündür.
A+ segmentindeki hastanelerin sayısı oldukça azdır ve bu segmentteki tesislerde yüksek seviyeli imkanlar bulunur. Ani durumda anjiyo işlemi dahil olmak üzere birçok farklı hizmete sunabilirler. Bursa’daki Özel Medicana Bursa Hastanesi, A+ segmenttedir ve BURSA BARİATRİC ekibimiz operasyonlar için bu hastaneyi tercih etmektedir.
Obezite ve Metabolik Cerrahi ameliyat fiyatlarının belirlenmesindeki ikincil önemli etmen hastanedeki yatış süreleridir. Segmentlerin farklılaşmasıyla birlikte yatış süreleri ücret tarifeleri de farklılaşır. Hastanın yoğun bakım izleme süreçleri ise maliyetleri artıran bir başka etmendir. Hastalar ve hasta yakınları bu ameliyatlardan önce kendilerine bildirilen pakette neler olduğunu ayrıntılı biçimde öğrenmelidir.
Vakanın seyrine göre beslenme programı ve diyet uzmanı fiyatları ya da ameliyat sonrası kontrol için hekim muayene ücreti değişiklik gösterebilir. Hastaya önerilen tarifeye bu hizmetlerin dahil olup olmadığı mutlaka önceden öğrenilmelidir. Uygun ameliyat tarifelerinin, sonradan ekleme ücretler yüzünden artış göstermesi bütçeleri zorlayabilir.
* Op. Dr. Ersoy Taşpınar ile Bursa Bariatric’te ücretsiz ön görüşme,
* Ameliyat öncesinde, alanında uzman Medicana Bursa Hastanesi hekimlerinden oluşan kardiyoloji, uzman psikolog, endokrin, uzman diyet ekibi ile rutin hazırlık muayenesi. Tahliller, ameliyattan sonra takibi ve Özel oda ile refakatçi birlikte konaklama hizmetleri sunulmaktadır.
* Uzman diyetisyen takibi ve yıllık doktor kontrolü için Bursa Bariatric’ (Kontrollerde istenecek tahlil ve tetkikler ücrete tabi olacaktır).ekibinden bilgi alınız.
* Fazla kilolardan kurtulma oranı TÜP MİDE işlemine göre daha yüksektir.
* Kilo yüzünden ortaya çıkan hastalıklardan kurtulma oranı’tüp mide’ye göre fazladır.
* Risklere ve zorluklara rağmen kısmen geriye dönüşüm olasılığı vardır.
* Emilim bozukluğu ile yemek kısıtlaması özelliğine sahiptir
* Mini Gastrik Bypass yöntemi, mide bypass yöntemine göre daha kolaydır.
* Metabolik cerrahi ve obezite operasyonlarından biri olan ‘Mini Gastrik Bypass’ emilim deformasyonu gerçekleştirdiği için ömür süresince minimum 2 mineral ve vitamin desteği gerektirmektedir.
* Hastane kalış zamanı biraz daha uzun olabilir.
* Komplikasyon olasılığı biraz daha fazladır çünkü karmaşık bir ameliyattır ve operasyon süresi anlamında daha uzundur.
* Diğerlerine göre daha yakın izleme gerektiren bir obezite ve metabolik cerrahi operasyonudur.
* Mini Gastrik Bypass’ta ‘Dumping Sendromu’na rastlanabilir.
* Kapalı ameliyat tekniği ile karın içinde görüntülenemeyen mide kısmı kalabilir.
* Bu ameliyat sonrasında barsaklar ile ilgili ülserlenme ya da tıkanma problemleri yaşanabilir.
Bursa Bariatrics’te Mini Gastrik Bypass ameliyatı sonrasındaki kontroller
Op.Dr.Ersoy Taşpınar ile Bursa Bariatric’te gerçekleştirilen MİNİ GASTRİK BYPASS ameliyatınızın sonrasında 10. günde ilk kontrolünüz yapılacaktır. Sonraki ilk ayın bitiminde genel bedensel durum ve ameliyatla ilgili komplikasyon kontrolü, varsa diyet problemleri incelenir ama kan tahlili yapılmaz.
İlerleyen süreçlerde, izleyen 3,6 ve 12. aylarda kliniğimiz tarafından aksi belirtilmedikçe, aşağıda listelenen tahlilleri ‘aç karnına sabah’ yaptırıldıktan sonra;
info@bursabariatric.com adresli e-postaya;
* İsim ve soyisim
* Kullanılmakta olan telefon ve e-posta bilgileri
* O günkü tartı ağırlığı ile birlikte göndermenizi rica ederiz.
Bursa Bariatric’e gönderdiğiniz verilerin incelenmesinin ardından, bize gönderdiğiniz adres üzerinden, 1-2 iş günü içerisinde sonuç bildirimi yapılacaktır, lütfen takipte kalınız.
KONTROL RANDEVULARI HAKKINDA
* Saat 14:00’ten sonra Bursa Bariatric kliniğinde kontrol randevuları gerçekleştirilir.
* E-posta adresi bulunmayan hastalarımı ‘whatsapp’ uygulamasını kullanabilirler.
* Danışanlarımız tahlillerini herhangi bir devlet kuruluşunda ya da özel sağlık kuruluşunda yaptırabilirler.
* Özel Medicana Bursa Hastanesi’nde ya da aşağıda listelenmiş anlaşmalı kurumlarda da indirimli olarak bu tetkikleri yaptırmak mümkündür.
* Bursa Bariatric Sağlık Hizmetleri: İş yerinizde ya da konutunuzda kan alma hizmetlerimiz bulunmaktadır.
Dünya çapında aşırı kilo tedavisinde kullanılan en güvenilir yöntemlerden biri TÜP MİDE ameliyatlarıdır. Türkiye’de de kullanılan bu yönteme, beslenme programı uygulamalarından, egzersiz çalışmalarından sonuç alınamadığında başvurulmaktadır.
Genel anestesiyle gerçekleştirilen bu operasyonları hem hekimler hem de hastalar tarafından yaygınlıkla tercih edilmektedir.
TÜP MİDE prosedürü, Vücut Kitle Endeksi 36 üzerinde olan bireylere uygulanır. Elbette, MİDE BOTOKSU ya da MİDE BALONU gibi cerrahi müdahalenin yer almadığı tedavi metotları da kullanılmaktadır ancak bu yöntemler bazen yetersiz kalabilir, işte bu noktada TÜP MİDE işlemleri devreye girer.
Bursa’da gerçekleştirdiği TÜP MİDE operasyonlarıyla isminden söz ettiren Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Ersoy Taşpınar , yıllardır süren çalışmalarında hem obezite cerrahisi alanında hem de cerrahi kullanılmayan işlemlerde elde edilen sonuçlar sayesinde bireylerin sağlıklı kilo verebilmelerine yardımcı olmaktadır.
Tanımında, mide hacminin küçültülerek kilo vermenin kolaylaştırılması ve bu işlemin genel anestezi altında yapıldığı bulunan TÜP MİDE operasyonu kapalı cerrahi işlem ile gerçekleştirilir.
Kapalı ameliyat yöntemi ile yapılarak iyileşme süreçlerinin kısaltılması ve ortaya çıkabilecek komplikasyonların en aza indirgenmesi sayesinde TÜP MİDE operasyonları birçok hekim tarafından önerilmektedir. Bu işlemler, hastanın bütün organları ve karın içi bölgesi HD görüntü ile ekrana yansıtan endoskopik kamera aracılığıyla, 1,3 santim uzunluğundaki kesiklerden (4-5 kesik) birinden karın içine girilerek gerçekleştirilir. Beklenmedik endikasyonlar oluştuğunda hekimler kolaylıkla kapalı yöntemden açık ameliyat yöntemine geçiş yapabilirler. Örneğin, kontrol edilemeyen kanamalar ya da endoskopik metotla dikilemeyecek organ zedelenmeleri gerçekleşirse açık yönteme dönülebilir. İstenmeyen durumlar ile karşılaşıldığında hastanın sağlığı açısından en doğru yönteme geçiş yapılır.
Obezite tedavisinde TÜP MİDE yönteminin uygulanmasında en önemli etken hastanın kilosu ve nekadar zamandır o kiloda kaldığıdır.
Bu noktada, ‘ne kadar kaldığı’ hususundaki önemli değişken, daha önce ameliyatsız yöntemlerin denenmesidir. Belirgin bir kilo seviyesinde olan bireyler hakkında bizim kliniğimizde geçerliliğini koruyan kriterler başka sağlık kuruluşlarında geçerli olamayabilir. TÜP MİDE tekniğinin gerçekleştirilebilmesi için hastaların bazı kriterlere uygun olması aranır. ‘VİK 40’ve üzeri hasta iseniz, ‘hastalık seviyesinde obez’ sayılırsınız ve obezite cerrahisi yapılacak hasta tanımlaması içine girersiniz. Boyunuzun kilonuza olan oranı ifadesiyle tanımlanan indeksiniz 35-40 birim arasında ise TÜP MİDE işlemine alınabilmeniz için, ek olarak bir başka hastalığınızın daha bulunması kriter olarak alınır. Bu işlem öncesinde yapılacak değerlendirmelerde kalp, akciğer problemleri, psikiyatrik vakalar, alkol ve uyuşturucu sorunları ameliyatı etkiler.
Tüp mide ameliatı süresi ortalaması 45 dakikalık bir süre olarak kaydedilen TÜP MİDE ameliyatları, hazırlık, anestezi işlemleri, ameliyattan sonra hastanın uyandırılması etkenleri hesaba katılınca toplamda 1,5 saati bulabilir.
Sadece ‘ameliyat’ kelimesi yeterince kaygı verici olabilir. Buna rağmen aşırı kilolarından kurtulmak isteyen herkes güvenilir hekimlere başvurabilir. Fazla kilolarından şikayetçi olan ama ameliyata girmek konusunda endişe duyan bireyler için ameliyat yapılmadan uygulanan aşırı kilo tedavi metotları önerilebilmektedir. Ancak buradaki en önemli husus hastaların gereken kriterlere uygun olmasıdır, tersi durumlarda TÜP MİDE ameliyatları kaçınılmaz seçenek olarak kalacaktır.
Bazı hastaların TÜP MİDE ameliyatlarından çekinmesinin temel nedeni olarak basından yayılan bazı yanlış ve abartılı haberler gösterilebilir. Aktüel olarak olumsuz haberlerin yaygınlaşması bu işlemin korkulacak bir teknik olduğu anlamına gelmez. Her operasyonda olduğu gibi TÜP MİDE işlemlerinde de bazı risklerden söz edilebilir fakat bu işlemler zannedildiği gibi karmaşık ve tehlikeli işlemler değildir. Yan etki oranı 3/1000 oranındadır. Operasyon anlamında ‘safra kesesi’ ameliyatı kadar basit olan TÜP MİDE prosedürlerinde de her ameliyatta beklendiği kadar iltihap ya da kaçak gibi gelişmeler yaşanabilir. Bu durumda bile, uzman hekimler tarafından takip edilen hasta, derhal müdahale edilip yine kapalı ameliyat yöntemleriyle sağlığına kavuşturulur.
Kendisini bu işlemden sonra ‘ince ve sağlıklı’ görmek isteyen danışanlar, sportif etkinliklerine mutlaka devam etmeli ve beslenme programına sadık kalmalıdır. Bu prosedür boyunca ve sonrasında danışanlar neyi elde etmek istediklerini kesinlikle hatırlamalıdır. Bu işlem için belirli süreçlerden geçen hasta fit beden ve mutlu bir yaşam için yaptığı fedakarlıkları unutmayarak eski diyet alışkanlıklarından uzak durmalıdır.
Hastalar TÜP MİDE işleminden sonra derhal ‘GASTRIC SLEEVE’ beslenme programına alınır. Bu program yağ açısından düşük oranlıdır ve endüstriyel şeker ürünleri bu programa dahil edilmez. Lif açısından zengin ve dengesi yerinde bir beslenme programını uygulayan hastalar ağırlığının aşağı yukarı yüzde 40’ını ameliyat sonrasındaki 5 ay içinde verir.
TÜP MİDE işleminden sonra hastalar şekeri az berrak sıvılı besin ile beslenir. Bu süreci izleyen zamanlarda protein açısından kuvvetli bir diyet desteği alınır (Protifar Ensure vb.). Takip eden süreçte 3 ile 5 hafta arasında püre formundaki besinlere geçilir. Eklenen diyette ise et ürünleri ve meyveler bulunur. İşlemlerin sonunda ameliyatın 4 ay ardından disiplinli bir beslenme programına geçilir. Hasta, 365 günlük süreçte kiloların önemli kısmından kurtulur. Sonraki 6 ay içinde ise hedeflenen ağırlığa rahatlıkla ulaşılabilir.
Türkiye’nin en deneyimli ekiplerinden birine önderlik eden Op.Dr.Ersoy Taşpınar, Obezite ve Metabolik Cerrahi alanında önemli çalışmalara imza atıyor.
Kliniğimize ulaşan hastalarımızın durumunu kapsamlı biçimde inceledikten sonra kendilerine en uygun tedavi yöntemini belirliyoruz. Tepeden tırnağa sağlık muayenesi olan hastanın tetkiklerini gördükten sonra, hastamızda oluşabilecek, operasyon sonrası komplikasyonları engellemiş oluyoruz.
Obezite hastası olarak tanımlanan hastalarımız için başka yöntemler ile kilo verdirme süreçleri tamamlanamamışsa mide ameliyatına yöneliriz. Pek çok yönden incelediğimiz hastamızın ameliyata uygun olduğuna karar veririz. Mesela hastamızın şeker hastalığı ve ya hipertansiyon problemi varsa ameliyat öncesinde bu problemlerle ilgili tedavi almasını sağlarız. Bunlara ek olarak tütün ve tütün ürünlerinin kullanımından, ameliyattan en az 14 gün önce, vazgeçilmesini sağlayarak hastamıza önemli bire sağlık faydası sağlarız.
Kalp damarlarında ‘stent’ ya da By-pass hikayesi varsa bu durumlar kardiyoloji uzmanı arkadaşlarımızla paylaşılmalıdır.
Bursa’da gerçekleştirdiği birçok metabolik cerrahi ve obezite operasyonu sayesinde hastalarının fit ve sağlıklı yaşamlara kavuşmasına destek olan Op.Dr. Ersoy Taşpınar tedavinin başından sonuna nitelikli sağlık hizmeti sunarak ülke çapında tanınmış bir hekimdir. Kapalı ameliyat yöntemini kullanarak TÜP MİDE işlemlerini gerçekleştirerek KALICI OBEZİTE’yi ortadan kaldıran Op.Dr. Ersoy Taşpınar yaşam kalitesini artıran hastaları ile sürekli görüşerek iyileşmenin ‘sürdürülebilir’ olmasını sağlamaktadır. Siz de daha sağlıklı bir yaşam sürmek ve obezite sorunlarından kurtulmak isterseniz Bursa Bariatric Obezite Cerrahı Op.Dr. Ersoy Taşpınar’dan randevu alabilirsiniz.
Aynalarla barışıp, sağlıklı yaşantınızın keyfini sürmeniz dileğiyle…
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diabet ve aşırı kilo tedavisinde Özel Medicana Bursa Hastanesi bünyesinde, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr.Ersin Öztürk ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar ile deneyimli ekipleri tarafından bu tedavinin gerçekleştirilmesi amacıyla çeşitli ameliyatlar yapılmaktadır.
Modern tıbbi tekniklerden biri olan mide kapasitesinin azaltılması (Mide Küçültme) ve bağırsak uzunluğunun azaltılması yöntemleriyle Obezite ile Diabet Cerrahisi ameliyatları da gerçekleştirilebilmektedir.
Öncesinde kapsamlı incelemelerin yapıldığı bu operasyonlar herkese uygulanamaz. Hasta şikayeti dikkate alınarak detaylı bir teşhis çalışması yapılır. Tanılama işlemlerinden sonra gereken cerrahi girişimler devreye alınır ve ardından gereken ameliyat prosedürleri işletilir.
Aşırı kilo ve şeker hastalığı tedavilerinde uygulanan bu cerrahi işlemler, 18 ile 60 yaş aralığındaki bireylere uygulanabilir. Bu işlemlerin öncesinde diyetisyen, dahiliye uzmanı ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından hastalarda tanılama çalışmaları yapılır.
Beden kitle indeksinin 40 üzerinde tespit edilmesi, altında olması durumunda da metabolik hastalıklara dair bulgunun varlığı değerlendirmelerin ana eksenini oluşturur. 18 yaşındaki hastalara uygulanmayan bu cerrahi tedavi yöntemi, 60 yaşının üzerinde bulunan hastalarda, bireyin fiziksel nitelikleri göz önünde bulundurularak yapılır.
Aşırı kilo ve mide hacminin azaltılması işlemleri her hastaya göre değişen bir süreçler zinciridir. Bireysel nitelikler ve hasta ihtiyaçları doğrultusunda yapılan bu ameliyatlardan önce hastalar bütün özellikleriyle incelenmelidir. Bu ameliyatlardan hastanın maksimum fayda sağlayacağına kanaat getirildikten sonra prosedür başlatılır. Operasyon bittikten sonra bireyin uyum sağlaması çok önemlidir. Bireylere, operasyon sonrasında karşılaşacakları yaşam şekli hakkında detaylı bilgilendirme yapılır ve operasyondan sonraki 1.5 ile 2 sene zarfında yüz yüze geleceği değişiklikler anlatılmalıdır. Bu noktada danışan ile hekimin karşılıklı olarak güven duyması elzemdir.
Tıbbi istatistiklere göre hastalar, Mide Küçültme işlemi sonrasında yaşanan ilk 6 aylık zaman zarfında, ameliyat öncesindeki kilolarının yarısını kaybetmektedir. Sonraki 6 ay içinde yine yüzde 50 oranında kilo kaybı yaşanır. Böylece bir yıl içinde toplam kilonun yüzde 75’i kaybedilir. Danışanların ideal kilolarına 1,5 sene içinde ulaşmaları öngörülür. Bu noktada en önemli husus, hastaların beslenme programına ne kadar sadık kaldığı ve korunma programını harfiyen uygulamasıdır. Kesinlikle 180 günlük ilk zaman zarfı en mühim olanıdır.
Cerrahi müdahale ile gerçekleştirilen aşırı kilo tedavisinde iki önemli hedef ve amaç vardır. Bunlardan ilki; midenin küçültülerek tüketilen besin miktarının otomatik olarak azaltıldığı ‘Kısıtlayıcı Ameliyatlar’dır. İkinci amaç ise bağırsakların kısaltılarak emilimin azaltılması için besin emiliminin düşük seviyelere çekilmesidir.
Obezite Cerrahisi, hormonal rahatsızlığı olmadığına kanaat getirilen ama halen kilo veremeyen ve bunların yanı sıra farklı tedavi metotlarına da cevap vermeyen hastalarda uygulanır. Aşırı kilodan muzdarip her hastaya bu cerrahi işlemler uygulanamayabilir.
Obez bireylerin ameliyatla tedavi edilebilmesi için bazı kıstaslar vardır. Hastanın yaşamsal tehlikesinin olmadığına kanaat getiren hekim bu kararı verebilir.
18-56 yaş aralığında bulunan, VKİ 40 üzerinde olan, kardiyoloji, gastroenteroloji, yüksek kolesterol, uyku apnesi sorunları yaşayan, hormon problemleri bulunan, madde ya da alkol iptilası olan hastalara uygulanmaz. Ayrıca 5 sene boyunca kronik obezite hastalığı bulunan hastalara da uygulanmaz. Hekimler, farklı tedavi yöntemleri ile sonuca ulaşamayan hastalarda obezite cerrahisi yöntemlerini uygularlar.