
Obezite cerrahisi amacıyla başvurmuş kişilerde ilk görüşme sırasında ayrıntılı bir değerlendirme yapmak gerekir.
Bursa Bariatrik Cerrahisi
0 (224) 970 01 23
Email: info@bursabariatric.com
Bursa Bariatric
Odunluk Mahallesi, Liman Cd. No:4, 16110 Nilüfer/Bursa
Dünya çapında aşırı kilo tedavisinde kullanılan en güvenilir yöntemlerden biri TÜP MİDE ameliyatlarıdır. Türkiye’de de kullanılan bu yönteme, beslenme programı uygulamalarından, egzersiz çalışmalarından sonuç alınamadığında başvurulmaktadır.
Genel anestesiyle gerçekleştirilen bu operasyonları hem hekimler hem de hastalar tarafından yaygınlıkla tercih edilmektedir.
TÜP MİDE prosedürü, Vücut Kitle Endeksi 36 üzerinde olan bireylere uygulanır. Elbette, MİDE BOTOKSU ya da MİDE BALONU gibi cerrahi müdahalenin yer almadığı tedavi metotları da kullanılmaktadır ancak bu yöntemler bazen yetersiz kalabilir, işte bu noktada TÜP MİDE işlemleri devreye girer.
Bursa’da gerçekleştirdiği TÜP MİDE operasyonlarıyla isminden söz ettiren Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Ersoy Taşpınar , yıllardır süren çalışmalarında hem obezite cerrahisi alanında hem de cerrahi kullanılmayan işlemlerde elde edilen sonuçlar sayesinde bireylerin sağlıklı kilo verebilmelerine yardımcı olmaktadır.
Tanımında, mide hacminin küçültülerek kilo vermenin kolaylaştırılması ve bu işlemin genel anestezi altında yapıldığı bulunan TÜP MİDE operasyonu kapalı cerrahi işlem ile gerçekleştirilir.
Kapalı ameliyat yöntemi ile yapılarak iyileşme süreçlerinin kısaltılması ve ortaya çıkabilecek komplikasyonların en aza indirgenmesi sayesinde TÜP MİDE operasyonları birçok hekim tarafından önerilmektedir. Bu işlemler, hastanın bütün organları ve karın içi bölgesi HD görüntü ile ekrana yansıtan endoskopik kamera aracılığıyla, 1,3 santim uzunluğundaki kesiklerden (4-5 kesik) birinden karın içine girilerek gerçekleştirilir. Beklenmedik endikasyonlar oluştuğunda hekimler kolaylıkla kapalı yöntemden açık ameliyat yöntemine geçiş yapabilirler. Örneğin, kontrol edilemeyen kanamalar ya da endoskopik metotla dikilemeyecek organ zedelenmeleri gerçekleşirse açık yönteme dönülebilir. İstenmeyen durumlar ile karşılaşıldığında hastanın sağlığı açısından en doğru yönteme geçiş yapılır.
Obezite tedavisinde TÜP MİDE yönteminin uygulanmasında en önemli etken hastanın kilosu ve nekadar zamandır o kiloda kaldığıdır.
Bu noktada, ‘ne kadar kaldığı’ hususundaki önemli değişken, daha önce ameliyatsız yöntemlerin denenmesidir. Belirgin bir kilo seviyesinde olan bireyler hakkında bizim kliniğimizde geçerliliğini koruyan kriterler başka sağlık kuruluşlarında geçerli olamayabilir. TÜP MİDE tekniğinin gerçekleştirilebilmesi için hastaların bazı kriterlere uygun olması aranır. ‘VİK 40’ve üzeri hasta iseniz, ‘hastalık seviyesinde obez’ sayılırsınız ve obezite cerrahisi yapılacak hasta tanımlaması içine girersiniz. Boyunuzun kilonuza olan oranı ifadesiyle tanımlanan indeksiniz 35-40 birim arasında ise TÜP MİDE işlemine alınabilmeniz için, ek olarak bir başka hastalığınızın daha bulunması kriter olarak alınır. Bu işlem öncesinde yapılacak değerlendirmelerde kalp, akciğer problemleri, psikiyatrik vakalar, alkol ve uyuşturucu sorunları ameliyatı etkiler.
Tüp mide ameliatı süresi ortalaması 45 dakikalık bir süre olarak kaydedilen TÜP MİDE ameliyatları, hazırlık, anestezi işlemleri, ameliyattan sonra hastanın uyandırılması etkenleri hesaba katılınca toplamda 1,5 saati bulabilir.
Sadece ‘ameliyat’ kelimesi yeterince kaygı verici olabilir. Buna rağmen aşırı kilolarından kurtulmak isteyen herkes güvenilir hekimlere başvurabilir. Fazla kilolarından şikayetçi olan ama ameliyata girmek konusunda endişe duyan bireyler için ameliyat yapılmadan uygulanan aşırı kilo tedavi metotları önerilebilmektedir. Ancak buradaki en önemli husus hastaların gereken kriterlere uygun olmasıdır, tersi durumlarda TÜP MİDE ameliyatları kaçınılmaz seçenek olarak kalacaktır.
Bazı hastaların TÜP MİDE ameliyatlarından çekinmesinin temel nedeni olarak basından yayılan bazı yanlış ve abartılı haberler gösterilebilir. Aktüel olarak olumsuz haberlerin yaygınlaşması bu işlemin korkulacak bir teknik olduğu anlamına gelmez. Her operasyonda olduğu gibi TÜP MİDE işlemlerinde de bazı risklerden söz edilebilir fakat bu işlemler zannedildiği gibi karmaşık ve tehlikeli işlemler değildir. Yan etki oranı 3/1000 oranındadır. Operasyon anlamında ‘safra kesesi’ ameliyatı kadar basit olan TÜP MİDE prosedürlerinde de her ameliyatta beklendiği kadar iltihap ya da kaçak gibi gelişmeler yaşanabilir. Bu durumda bile, uzman hekimler tarafından takip edilen hasta, derhal müdahale edilip yine kapalı ameliyat yöntemleriyle sağlığına kavuşturulur.
Kendisini bu işlemden sonra ‘ince ve sağlıklı’ görmek isteyen danışanlar, sportif etkinliklerine mutlaka devam etmeli ve beslenme programına sadık kalmalıdır. Bu prosedür boyunca ve sonrasında danışanlar neyi elde etmek istediklerini kesinlikle hatırlamalıdır. Bu işlem için belirli süreçlerden geçen hasta fit beden ve mutlu bir yaşam için yaptığı fedakarlıkları unutmayarak eski diyet alışkanlıklarından uzak durmalıdır.
Hastalar TÜP MİDE işleminden sonra derhal ‘GASTRIC SLEEVE’ beslenme programına alınır. Bu program yağ açısından düşük oranlıdır ve endüstriyel şeker ürünleri bu programa dahil edilmez. Lif açısından zengin ve dengesi yerinde bir beslenme programını uygulayan hastalar ağırlığının aşağı yukarı yüzde 40’ını ameliyat sonrasındaki 5 ay içinde verir.
TÜP MİDE işleminden sonra hastalar şekeri az berrak sıvılı besin ile beslenir. Bu süreci izleyen zamanlarda protein açısından kuvvetli bir diyet desteği alınır (Protifar Ensure vb.). Takip eden süreçte 3 ile 5 hafta arasında püre formundaki besinlere geçilir. Eklenen diyette ise et ürünleri ve meyveler bulunur. İşlemlerin sonunda ameliyatın 4 ay ardından disiplinli bir beslenme programına geçilir. Hasta, 365 günlük süreçte kiloların önemli kısmından kurtulur. Sonraki 6 ay içinde ise hedeflenen ağırlığa rahatlıkla ulaşılabilir.
Türkiye’nin en deneyimli ekiplerinden birine önderlik eden Op.Dr.Ersoy Taşpınar, Obezite ve Metabolik Cerrahi alanında önemli çalışmalara imza atıyor.
Kliniğimize ulaşan hastalarımızın durumunu kapsamlı biçimde inceledikten sonra kendilerine en uygun tedavi yöntemini belirliyoruz. Tepeden tırnağa sağlık muayenesi olan hastanın tetkiklerini gördükten sonra, hastamızda oluşabilecek, operasyon sonrası komplikasyonları engellemiş oluyoruz.
Obezite hastası olarak tanımlanan hastalarımız için başka yöntemler ile kilo verdirme süreçleri tamamlanamamışsa mide ameliyatına yöneliriz. Pek çok yönden incelediğimiz hastamızın ameliyata uygun olduğuna karar veririz. Mesela hastamızın şeker hastalığı ve ya hipertansiyon problemi varsa ameliyat öncesinde bu problemlerle ilgili tedavi almasını sağlarız. Bunlara ek olarak tütün ve tütün ürünlerinin kullanımından, ameliyattan en az 14 gün önce, vazgeçilmesini sağlayarak hastamıza önemli bire sağlık faydası sağlarız.
Kalp damarlarında ‘stent’ ya da By-pass hikayesi varsa bu durumlar kardiyoloji uzmanı arkadaşlarımızla paylaşılmalıdır.
Bursa’da gerçekleştirdiği birçok metabolik cerrahi ve obezite operasyonu sayesinde hastalarının fit ve sağlıklı yaşamlara kavuşmasına destek olan Op.Dr. Ersoy Taşpınar tedavinin başından sonuna nitelikli sağlık hizmeti sunarak ülke çapında tanınmış bir hekimdir. Kapalı ameliyat yöntemini kullanarak TÜP MİDE işlemlerini gerçekleştirerek KALICI OBEZİTE’yi ortadan kaldıran Op.Dr. Ersoy Taşpınar yaşam kalitesini artıran hastaları ile sürekli görüşerek iyileşmenin ‘sürdürülebilir’ olmasını sağlamaktadır. Siz de daha sağlıklı bir yaşam sürmek ve obezite sorunlarından kurtulmak isterseniz Bursa Bariatric Obezite Cerrahı Op.Dr. Ersoy Taşpınar’dan randevu alabilirsiniz.
Aynalarla barışıp, sağlıklı yaşantınızın keyfini sürmeniz dileğiyle…
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diabet ve aşırı kilo tedavisinde Özel Medicana Bursa Hastanesi bünyesinde, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr.Ersin Öztürk ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar ile deneyimli ekipleri tarafından bu tedavinin gerçekleştirilmesi amacıyla çeşitli ameliyatlar yapılmaktadır.
Modern tıbbi tekniklerden biri olan mide kapasitesinin azaltılması (Mide Küçültme) ve bağırsak uzunluğunun azaltılması yöntemleriyle Obezite ile Diabet Cerrahisi ameliyatları da gerçekleştirilebilmektedir.
Öncesinde kapsamlı incelemelerin yapıldığı bu operasyonlar herkese uygulanamaz. Hasta şikayeti dikkate alınarak detaylı bir teşhis çalışması yapılır. Tanılama işlemlerinden sonra gereken cerrahi girişimler devreye alınır ve ardından gereken ameliyat prosedürleri işletilir.
Aşırı kilo ve şeker hastalığı tedavilerinde uygulanan bu cerrahi işlemler, 18 ile 60 yaş aralığındaki bireylere uygulanabilir. Bu işlemlerin öncesinde diyetisyen, dahiliye uzmanı ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından hastalarda tanılama çalışmaları yapılır.
Beden kitle indeksinin 40 üzerinde tespit edilmesi, altında olması durumunda da metabolik hastalıklara dair bulgunun varlığı değerlendirmelerin ana eksenini oluşturur. 18 yaşındaki hastalara uygulanmayan bu cerrahi tedavi yöntemi, 60 yaşının üzerinde bulunan hastalarda, bireyin fiziksel nitelikleri göz önünde bulundurularak yapılır.
Aşırı kilo ve mide hacminin azaltılması işlemleri her hastaya göre değişen bir süreçler zinciridir. Bireysel nitelikler ve hasta ihtiyaçları doğrultusunda yapılan bu ameliyatlardan önce hastalar bütün özellikleriyle incelenmelidir. Bu ameliyatlardan hastanın maksimum fayda sağlayacağına kanaat getirildikten sonra prosedür başlatılır. Operasyon bittikten sonra bireyin uyum sağlaması çok önemlidir. Bireylere, operasyon sonrasında karşılaşacakları yaşam şekli hakkında detaylı bilgilendirme yapılır ve operasyondan sonraki 1.5 ile 2 sene zarfında yüz yüze geleceği değişiklikler anlatılmalıdır. Bu noktada danışan ile hekimin karşılıklı olarak güven duyması elzemdir.
Tıbbi istatistiklere göre hastalar, Mide Küçültme işlemi sonrasında yaşanan ilk 6 aylık zaman zarfında, ameliyat öncesindeki kilolarının yarısını kaybetmektedir. Sonraki 6 ay içinde yine yüzde 50 oranında kilo kaybı yaşanır. Böylece bir yıl içinde toplam kilonun yüzde 75’i kaybedilir. Danışanların ideal kilolarına 1,5 sene içinde ulaşmaları öngörülür. Bu noktada en önemli husus, hastaların beslenme programına ne kadar sadık kaldığı ve korunma programını harfiyen uygulamasıdır. Kesinlikle 180 günlük ilk zaman zarfı en mühim olanıdır.
Cerrahi müdahale ile gerçekleştirilen aşırı kilo tedavisinde iki önemli hedef ve amaç vardır. Bunlardan ilki; midenin küçültülerek tüketilen besin miktarının otomatik olarak azaltıldığı ‘Kısıtlayıcı Ameliyatlar’dır. İkinci amaç ise bağırsakların kısaltılarak emilimin azaltılması için besin emiliminin düşük seviyelere çekilmesidir.
Obezite Cerrahisi, hormonal rahatsızlığı olmadığına kanaat getirilen ama halen kilo veremeyen ve bunların yanı sıra farklı tedavi metotlarına da cevap vermeyen hastalarda uygulanır. Aşırı kilodan muzdarip her hastaya bu cerrahi işlemler uygulanamayabilir.
Obez bireylerin ameliyatla tedavi edilebilmesi için bazı kıstaslar vardır. Hastanın yaşamsal tehlikesinin olmadığına kanaat getiren hekim bu kararı verebilir.
18-56 yaş aralığında bulunan, VKİ 40 üzerinde olan, kardiyoloji, gastroenteroloji, yüksek kolesterol, uyku apnesi sorunları yaşayan, hormon problemleri bulunan, madde ya da alkol iptilası olan hastalara uygulanmaz. Ayrıca 5 sene boyunca kronik obezite hastalığı bulunan hastalara da uygulanmaz. Hekimler, farklı tedavi yöntemleri ile sonuca ulaşamayan hastalarda obezite cerrahisi yöntemlerini uygularlar.
Obezite cerrahisi amacıyla başvurmuş kişilerde ilk görüşme sırasında ayrıntılı bir değerlendirme yapmak gerekir.
Standart bir hasta değerlendirmesi 20 dk sürebilecekken bu hastalar ile görüşme yaklaşık 45 dk olmaktadır.
Obezite Cerrahisi hasta görüşme sırasında kişinin beslenme şekli, ek hastalıkları, kullandığı ilaçlar, daha önce diyet yapıp yapmadığı, obeziteye neden olabilecek hastalıklar, alkol, sigara, egzersiz durumu, mesleği, evde kaç kişi yaşadığı, bir gününün nasıl geçtiği, tatlı düşkünlüğü, gece horlamaları, ekonomik durum (ameliyat sonrasında vitamin ve protein takviyelerini alabilmesi açısından) değerlendirilir.
Hastaya yöntemin detayları, ameliyat sonrası gelişebilecek komplikasyonlar, yaşamında oluşacak değişiklikler detaylı anlatılır. Bu görüşmeler mümkünse ailesi ile birlikte yapılmalıdır.
Görüşmeden sonra hastaya hemen karar vermemesi, düşünmesi için birkaç gün süre vermek gerekir. İsterse bu süre zarfında daha önce ameliyat olmuş kişilerle görüşmesi sağlanıp fikir alması, empati yapması sağlanabilir.
Tabi ki yukarıda sayılan kriterler uygulanırken hastanın obezite ameliyatı için uygun olup olmadığı da değerlendirilir.Bu bağlamda aşağıdaki kriterler göz önüne alınmalıdır.
Öncelikle kişinin obezite sorunu en az son 3 yıldır var olmalı.Ayrıca daha önce profesyonel yardımla (diyet,spor) kilo vermeye çalışmış ancak başaramamış olmalı.
Obezite ameliyatlarında yaş kriteri için ise 18-74 yaş arasında bu ameliyatların yapılabileceği söylenebilir. Ancak artık adolösan dönmede de 15-18 yaş arasında bu ameliyatlar yapılabiliyor. Bu kriterleri sağlayan kişilerde aşağıdaki kriterlere göre değerlendirme yapılır.
Bu noktada vücut kitle indeksi dediğimiz kavram ortaya çıkar. VKİ kişinin kilosu ile birlikte boyunu da dikkate alan bir hesap sonucudur. Kişinin boyunun metre olarak karesi alınır , çıkan sonuç kg cinsinden kilosuna bölünerek bulunur.
Örneğin bir kişinin boyu 1,60 , kilosu 140 olsun. İlk önce 1,6×1,6= 2,56 daha sonra 140/2,56=54,6. Kişinin VKİ=54,6.
Dünyada pek çok ülkede obezite cerrahisi derneklerinin önerisi doğrultusunda aşağıdaki kriterler uygulanır.
Ancak bazı durumlarda kişi bu kriterlere uysa bile ameliyat etmek doğru olmayacaktır.
VKİ olarak ameliyat kriterlerine uymayan veya ameliyat olmak istemeyen kişilere de ameliyatsız yöntemler olan mide balonu ve mide botoksu uygulanabilmektedir. Başarı şansı ameliyat kadar yüksek olmasa da hastaya kilo verme sürecinde önemli destek sağlayacak bu yöntemleri de uygun hastalarda önerebilmekteyiz.
Obezite Cerrahisinde önemli olan ameliyat veya ameliyatsız yöntemler için uygun hastayı seçip, uygun müdahaleyi yapabilmektir. Ancak o zaman mükemmel sonuçlar alınabilir.
Özellikle son yıllarda obezite cerrahisi hayatımızda sıkça duyduğumuz kavramlar arasında yerini aldı. Hemen hemen herkes günlük yaşamında obezite ameliyatı geçirmiş biriyle karşılaşıyor, hatta aile ve yakın çevresinden kişilerin obezite ameliyatı deneyimine tanıklık ediyorlar.
Her geçen gün aşırı şişmanlık nedeniyle yaşamsal anlamda kalite kaybeden bireyler, birçok sağlık sorunu da yaşamaktadırlar. Bu da obezite cerrahisine başvurmalarına neden olmaktadır. Peki ama bu kolayca tercih edilebilecek bir yol mudur? Elbette ki hayır.
İnsan hayatının söz konusu olduğu obezite alanında uzman hekimler ve obezite merkezleri hastaya uyguladıkları gerekli tetkikler sonucunda obezite ameliyatına karar kılarlar. Tam bu noktada da obezite ameliyatlarında hastane donanımı ve hastanenin uzman ekibinin önemi konusu gündeme gelmektedir. Zira, yaşamsal öneme sahip bu konuda bireyler en doğru yolu izlemek zorundadırlar.
Obezite ameliyatı yoluyla aşırı kilolarıyla mücadele yoluna çıkanlar, hekim ile birlikte hastaya özel ameliyat şekline karar vereceklerdir. Tam bu noktada, hastaların obezite cerrahi merkezlerinde üzerinde durması ve tatmin edici yanıt alması gereken sorular vardır.
Obezite cerrahisi ekibinin kimlerden oluştuğu ve cerrahi merkezinin donanımının ne olduğu akla gelebilecek en önemli iki araştırma sorusudur.
Elbette ki obezite cerrahisinde tercih edilen ameliyatın başarısında operasyonun öncesi, esnası ve sonrasında görev alan ekibin rolü oldukça büyüktür. Obezite hastası, ameliyattan önce yapacağı hastane ve uzman görüşmelerinde bu konulara dikkat etmeli, gerekirse önceden incelemelerde bulunmalıdır. Ki bu, hastanın olmazsa olmaz hakkıdır.
Obezite merkezinin etkin imkân ve teknolojiye sahip donanımıyla birlikte hizmet verecek bu geniş ekibin görevlerini mercek altına yatırmakta fayda bulunmaktadır.
Genel cerrahın ameliyatta baş rolü oynayacağı obezite cerrahisinde hastalar, ameliyat sırasında alacakları anesteziye uygunluk yönünden değerlendirilirler. Ameliyat sırasında anesteziye bağlı oluşabilecek komplikasyonları önlemek adına tedbir alınır. Herhangi bir problem görüldüğü takdirde kardiyoloji veya göğüs hastalıkları uzmanıyla görüşüp ameliyat öncesi dönemde tedavi önerilebilir.
Obezite Ameliyatı Öncesi hastalarımızın kan tahlillerine bakılarak hormonal ve metabolik durumları etraflıca incelenir. Bu nedenle endokrinoloji muayenesi olmazsa olmazlardan biridir. Obeziteye yol açan hastalıklar tespit edilir .
Obezite Ameliyatı olmayı engelleyecek bir durum söz konusu ise önce problemi ortadan kaldırmak için uygun tedaviye başlanır. Tedavi takibi yapıldıktan sonra ameliyat olmaya engel bir durum kalmadıysa obezite ameliyatına onay verilir. Kardiyoloji muayenesindeyse hastalarımızın kan tahlillerine bakılarak ve elektrokardiyografi incelenir.
Obezite Ameliyatı olmayı, anestezi almayı engelleyecek bir durum söz konusu ise önce problemi ortadan kaldırmak için uygun tedaviye başlanır. Tedavi takibi yapıldıktan sonra ameliyat olmaya engel bir durum kalmadıysa, ameliyata onay verilir.
Obezite cerrahisi öncesi hastanın akciğer grafisi de incelenir. Obezite Ameliyatı olmayı, anestezi almayı engelleyecek bir durum söz konusu ise diğerlerinde olduğu gibi yine problemi ortadan kaldırmak yoluna gidilir.
Sıra, KBB (Kulak Burun Boğaz) muayenesine geldiğinde hastada ameliyata engel olabilecek herhangi bir enfeksiyonun varlığı araştırılır. Eğer gribal bir durum varsa gerekli tedaviye başlanır. Enfeksiyonel durum ortadan kaltığında ameliyat aşamasına geçilir.
Obezite ameliyatından önce ve sonra olmazsa olmazlar arasında psikolog muayenesi yer alır. Tüp mide ameliyatı öncesinde psikolog muayenesi ile obezitenin ruhsal ve davranışsal nedenleri incelenir. Psikolog, hasta gerçekten bu ameliyata hazır hissediyor mu, ne kadar araştırdı ve ne kadar bilinçli, kilo vermeyi gerçekten istiyor mu yoksa yakınlarının baskısıyla mı ameliyat oluyor gibi soruların yanıtlarını doğru bir şekilde elde etmelidir.
Obezite Ameliyatı sonrasında ise psikolog, hastanın yaşamsal anlamdaki yeni düzeninde yanında olmalı ve duygu durumunu, davranışlarını kontrol altında tutması için destek vermelidir.
Obezite cerrahisinde hasta belirlenecek ameliyat öncesinde tüm bu konularda bilinç sahibi olmalıdır ki uzmanlar en doğru tespitleri ortaya koyabilsinler. Bu bakımdan, hasta obezite merkezindeki cerrahlar kadar diğer uzmanlardan oluşacak ekiple ilgili de araştırma yapmalı ve bilgi sahibi olmalıdır.
Obezite cerrahisinde oluşturalacak tıbbi ekibin rolü önemlidir. Obezite cerrahisinde belirlenecek ameliyat türü öncesi muayeneler yapılır. Obezite cerrahisinde doktorlardan oluşan ekibin muayeneleri sonucu ameliyata onay verilir.
Obezite cerrahisinde görev alan ekip, genel cerrah, endokrinolog, göğüs hastalıkları uzmanı, psikiyatr, kardiyolog, bariatri konusunda uzman diyetisyen, obezite koordinatörü, ameliyat ve servis hemşiresi, anestezi doktoru, kulak burun boğaz doktoru ve psikolog’ tan oluşur.
Obezite, günümüzde dünyanın en öncelikli sorunlarından birisidir. Ülkemizde her 10 kişiden 4’ünün obez olduğunu biliyoruz.
Obezite, boya göre vücut ağırlığının ileri derecede arttığı, kardiyovasküler hastalıklara yol açabilen kronik metabolik bir hastalıktır.
Tanısı, vücut kitle indeksi (VKİ), bel çevresi, bel-kalça oranı ölçümleri veya iç organ yağlanmasını değerlendirme imkânı sunan çeşitli ölçüm ve görüntüleme yöntemleri ile konulur.
VKİ, obezite tanısı ve derecesinin saptanmasında boy ve kiloya bakarak hesaplanan, pratik ve kolay bir ölçüm tekniğidir ve vücuttaki toplam yağ miktarı ile ilişkilidir. Pratik olarak boy ölçüsü cm olarak karesi alınır ve çıkan sonuç kiloya bölünür. Ortaya çıkan sonuç vki’dir
Fazla kilolu terimi VKİ’ nın 25-29.9 kg/m² arasında olması ile tanımlanırken, obezite için bu değer 30 kg/m² ve üstü olarak kabul edilir. VKİ ‘nin 20-25 kg/m² arasında olması, iç organ yağ dokusunun fazla olmaması ve 18 yaşından sonra 10 kg’dan fazla kilo alınmaması halinde kardiyovasküler riskte herhangi bir artış yaratmamaktadır.
VKİ 26-30 kg/m² arasında olanlar kardiyovasküler hastalıklar açısından düşük risk, 31-35 kg/m² arasında olanlar ise ılımlı risk artışı ile ilişkilendirilmiştir. VKİ 35 kg/m²’den fazla olanlar yüksek ve çok yüksek kardiyovasküler hastalık riski taşırlar.
Bir meta-analizde, 25 kg/m²’nin üzerindeki VKİ’ye sahip erişkinlerde, her 5 kg/m²‘lik artışta tüm nedenlere bağlı ölüm oranı %30 oranında artarken, kardiyovasküler nedenlere bağlı ölüm artışı yaklaşık %40’lara ulaşmıştır.
Bununla birlikte güncel veriler, bel çevresi ölçümünün ya da bel-kalça oranının, risk belirlemede VKİ’ye göre daha üstün olabileceği ve obez hastalarda artmış bel-kalça oranının VKİ’ye göre risk profilini 3 kat daha fazla arttırabileceğini ortaya koymuştur.
Artık biliyoruz ki obeziteyle mücadelede en etkili tedavi yöntemi obezite ameliyatlarıdır.
Obez olarak yaşamak hayatta birçok yönden kısıtlanmaya neden oluyor. Örneğin yürümekte zorlanmak, çabuk yorulmak, kıyafet seçiminde zorluk, iş hayatında zorluklar, okul hayatında zorluklar, yürümeyen evlilikler gibi.
Obezite ayrıca pek çok hastalığın da kapısını açıyor. Erken dönemde yol açtığı yüksek tansiyon, şeker hastalığı, insülin direnci, karaciğer yağlanması, bel fıtığı, felç geçirme riski, uyku apnesi gibi birçok problemle sağlımızı bozuyor ve insan ömrünü kısaltıyor.
Amerika’da önde gelen sağlık kuruluşlarından biri olan Clivlend Klinik’te yapılan bir çalışmada obezite ve şeker hastalığı olan kişilerden obezite ameliyatı olan ve olmayan 15000 kişiyi 8 yıl boyunca takip etmişler. Çalışmanın sonuçları çok çarpıcı.
Obezite ameliyatı olanlarda kalp krizi, felç, böbrek hastalıkları ameliyat olmayanlara göre %40 oranında daha az görüldüğü ortaya çıkmış.
Bu 8 yıllık süreçte obezite cerrahisi geçiren grupta obezite ile ilişkili hastalıklardan ölüm oranı yarı yarıya azalmış.
Bu çalışma gösteriyor ki; şişmanlık ameliyatı olanlar sadece fazla kilolarından kurtulmuyor. Obeziteye bağlı mevcut veya ileride oluşabilecek şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp damar hastalığı, yüksek kolesterol, karaciğer yağlanması ve siroz gibi ciddi hastalıklardan da kurtulmuş oluyor.
Mide balonunun en büyük avantajı , minimal invaziv olmasıdır, cerrahi içermez ve günübirlik bir işlem olarak yapılabilir.
Kişilerin sağlıklı yeme düzenini hayatlarına adapte etmeleri ile birlikte uzun süreli kilo kaybı sağlanır. Uzun süreli kilo kaybı, obezite ile ilgili şeker hastalığı, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sağlık problemlerini iyileştirmesi ve kişinin kendine duyduğu saygı ve özgüvenin artışını sağlamaktadır.
Mide balonun en önemli dezavantajı geçici olmasıdır. Balon 6 ay veya 1 sene sonra çıkarılır. Fakat edinilmiş sağlıklı alışkanlıkların devam ettirilmesiyle bu dezavantaj ortadan kaldırılır. Genellikle 6 aylık bir süre kilo kontrolü için yeterlidir.
Mide balonları çeşit bakımından öncelikle sınıf farkına göre incelenir. İlk çeşitlendirmeler sıvılı veya havalı olup olmamasına göre değerlendirilmektedir. Bunları kısaca açıklayacak olursak;
Mideye yerleştirilen sıvılı mide balonuna dışarıdan (katater vasıtasıyla) Metilen adlı mavimsi renkte bir sıvı verilir. Metilen’in yanı sıra Serum Fizyolojik de vardır. Sıvılı balonlar 400 – 500 ml’e kadar ulaştırılır. Metilen sıvısı herhangi bir delinme, kaçak gibi durumlar yaşandığında idrarda açıkça belli olarak hastayı uyarır. Ağırlık oluştururlar.
Ağırlık oluşturmazlar. Kateter yoluyla hava verilerek 500 – 750 mililitre hacme ulaştırılması sağlanır. Fundus alanına takılırlar. Mide balonundan hava kaçıp kaçmadığı hasta tarafından anlaşılamayacak düzeydedir, sadece grafi çekilerek tespit edilebilir.
Mide balonu içine hava ya da sıvı gönderilir. Mide balonu çıkartılana dek herhangi bir işlem – müdahale gerçekleştirilmez. Sıklıkla 6 ay kalır. Süre uzatılırsa mide ülseri oluşturma riski oluşturabilir. Bu grupta yer alan mide balonu çeşitleri havayla ve sıvıyla şişirilen balonlar olarak iki alt grupta incelenir;
Dışı silin iç katmanlı polimer olan mide balonlarıdır. Toplam ağırlığı 30 gramdır. 6 ay midede kalır.
En yaygın tercih edilen türdür. Şeffaf silikon materyaller kullanılarak üretilmiştir. Tuzlu su çözeltileriyle dıştan şişirilmektedir. Bu çözeltiye mavi boya eklenir. Kaçak, delik olması durumunda dışkı mavi renkli olarak gelir ve hastayı uyarmayı sağlar.
Sıvılı balonlardır. 500 milimetre sıvı alabilirler. Gerekirse ek sıvı ilave edilebilir ya da sıvı alınabilir. Spatz mide balonu tek türüdür. Uç kısmında çıpa vardır ve sönmesi durumunda ince bağırsağa kaçmasını engellemek için yerleştirilmiştir. 12 aya kadar midede bırakılabilmesi en önemli avantajıdır.
Mide balon uygulaması fiyatı, öncelikli unsurunuz olmamalıdır. İlk olarak, güvenilir bir klinik seçmek, tecrübeli bir cerrahın ameliyatınızı yapması, ameliyatın fiyatından daha önemlidir.
Gelişen ve değişen teknoloji doktorun kullanacağı yöntemlere de etki edeceği için mide balon fiyatlarının 2021 yılına göre farklılık göstermesi oldukça doğaldır. Mide balonu takılması işlemi hastaya herhangi bir yan etki sağlamamaktadır, hasta kolaylıkla eski hayatına dönebilecektir.
Mide balonu takıldıktan sonra beslenme diğer ameliyatlara göre oldukça kolaydır. İdeal kilonuza ulaşmak için yaptırmanız gereken tek şey mide balonu ameliyatı değildir, mide balon takıldıktan sonra beslenme planı ve egzersizler hayatınızın odak noktası haline gelmelidir. Spor ve diyet yaşam tarzınız olmalıdır. Dikkat edilmediği takdirde eski kilonuza geri dönme ihtimaliniz her ameliyatta olduğu gibi mide balonu işleminde de mümkündür.
Türkiye’de mide balonuyla tedavi masrafları şu anda oldukça değişken biçimde farklılık göstermektedir. Fiyatlar mide balonunun tipine ve ilgili tedavi tekniğine ve süresine, ayrıca ilgili destek programına bağlıdır. Mide balonunun tamamen yerleştirilmesi ve çıkarılması, tüm kullanım süresi boyunca beslenme ve egzersiz tavsiyeleri, koçluk ile çok yönlü bakımı içeren tedavilere kıyasla elbette daha ucuzdur. Ek tedavi hizmetlerinin teklifine veya seçimine ve mide balonu tedavisinin süresine bağlı olarak oldukça astronomik rakamlara kadar fiyatlar yükselebilir.
Genellikle temel tedavi, yani mide balonunun yerleştirilmesi ve çıkarılmasıyla ilgilidir. Tedavi konsepti mide balonu implantasyonu ve çıkarılmasının ötesine geçerse daha yüksek fiyatlar ortaya çıkar ve uzun süreli kilo kaybını desteklemek için ek hizmetler sunulur. Yutulabilir Elipse ™ mide balonu ile mide balonu tedavisinin maliyetleri, ek hizmetler olmaksızın klasik bir mide balonu tedavisinin fiyatlarından önemli ölçüde yüksektir. Elipse ™ mide balonu tek başına bir tedavi değil, uzmanlar tarafından tasarlanmış bir programdır, yeni beslenme alışkanlıklarına ve daha sağlıklı bir yaşam tarzına yardımcı olacaktır. Örneğin, eğitimli beslenme uzmanlarından tavsiyeler, tavsiye ve koçluk, bir destek ekibinden sürekli destek vb. gibi ekstraları içerir.
Mide balonu fiyatları ve fiyatları etkileyen faktörleri merak ediyorsanız bu videoyu kaçırmayın.