Obezite Cerrahisi Koordinatörü Belkız Keskin
23/02/2019 tarihinde Özel Medicana Bursa Hastanesi’nde Genel Cerrahi Uzmanımız Op.Dr.Ersoy Taşpınar’ın konuşması ile hasta grup toplantısına başlandı. (daha&helliip;)
Bursa Bariatrik Cerrahisi
0 (224) 970 01 23
Email: info@bursabariatric.com
Bursa Bariatric
Odunluk Mahallesi, Liman Cd. No:4, 16110 Nilüfer/Bursa
23/02/2019 tarihinde Özel Medicana Bursa Hastanesi’nde Genel Cerrahi Uzmanımız Op.Dr.Ersoy Taşpınar’ın konuşması ile hasta grup toplantısına başlandı. (daha&helliip;)
Obezitenin çağın en önemli hastalıklarından birisi olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, cerrahi operasyon geçirmiş veya geçireceklere önemli uyarılarda bulundu.
Obezitenin çağın en önemli hastalıklarından birisi olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, cerrahi operasyon geçirmiş veya geçireceklere önemli uyarılarda bulundu.
Özellikle vücut kitle indeksi 35’i geçenlerin diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, bağırsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşturduğunu belirten Özel Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, “Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisidir. Ancak obezite cerrahisi geçirmiş veya geçirecek hastalar bazı önemli noktalara dikkat etmelidir” dedi.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibinin son derece önemli olduğunu belirten Taşpınar, “Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası bazı uyması gereken kurallar vardır. Yemek yerken su içmemeli. Çünkü mide kapasitesi artık eskisi gibi değil daha küçük. Gazlı içeceklerden uzak durulmalı. Çünkü net olmamakla birlikte mide hacmini büyütebilir. Hazır yemeklerden uzak durulmalı. Çünkü dışarıdan alınan gıdaların protein, karbonhidrat, yağ oranlarını ayarlamak zor olabilir. Alkol tüketimi önermiyoruz. Vitamin almamak bir hata olur. Bazı hastaların bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Demir B12, d vitamini, kalsiyum eksikliği olabilir. Ameliyat tipine bağlı olarak belli süreler mutlaka vitamin ve mineral takviyesi alınmalı. Abur cubura dönmek bütün mücadelenizi sekteye uğratabilir. Beslenme planı proteinli gıdalar üzerinde olmalı. Çok karbonhidrat almamalı. Ameliyat sonrası diyetisyen, psikolog, cerrah, sportif danışmanlarla yapılacak takip en az ameliyat kadar önemli. Ameliyat öncesi ve sonrası haftalık menü planları yapılmalı. Düzenli uyku son derece önemli. Tabi ki, ’bütün bunları yapacak olsam cerrahi operasyon geçirmeden kilo veririm’ diye düşünebilirsiniz. Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu sebeple bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki, obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymak son derece kolay olacak” diye konuştu.
obezite_cerrahisi_sonrasi_kritik_uyarilar_obezite_gazete
Obezite çağımızın en önemli hastalıklarından birisidir. Evet hastalık diyorum çünkü özellikle vücut kitle indeksi (boy ve kilo ile yapılan hesaplama) 35’i geçenlerde diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, barsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşur.
Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisi olduğunu belirtmem gerekir.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibi son derece önemlidir. Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası uyarılarım şunlar olabilir;
Tabi bütün bunları okuyunca aklınıza şu gelebilir. ‘’zaten bunları yapacak olsam ben kilo veririm. Neden ameliyat olayım ki? ‘’ Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu nedenle bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymanız son derece kolay olacak. Bu ameliyatların bir mucize olmadığını önemli olanın beslenme alışkanlıklarını değiştirme sürecinde kilo verme konsunda çok ciddi bir destek sağladığını belirtmem gerekir. Asıl olan ameliyat sonrası takip ve destek sürecidir, Bu aşamada sağlıklı beslenmeyi öğrenerek kalıcı olarak sağlıklı bir bedene sahip olmak ana hedef olmalıdır
Merak etmeyin sonraki süreç daha iyi olacak
Hastanın beslenme durumu saptandıktan sonra uygulanan bu programla cerrahi sonrası diyete uyumunun arttırılması hedeflenir.
Ayrıca bu dönemde yağsız vücut kitlesi (kas ve kemik kütlesi) nin korunması için yararlanımı yüksek whey proteini takviyeleri önerilir.
Bu evrede katı-sıvı ayrımı oldukça önemlidir. Küçülen mide hacmine uygun olarak katı besinlerle birlikte sıvı besin tüketimi önerilmez. Katı ve sıvı besin tüketimi arasında 30 dakika zaman farkı bırakılması önerilir.
Bireye bariyatrik yaşama uygun, bariyatrik beslenme piramiti ile beslenme eğitimi verilir. Bireyin beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri izlenir, kilo koruma programı ile hasta düzenli aralıklarla takip edilir.
Tüp mide ameliyatından 24 saat sonra su, 48 saat sonra çorba,meyve suyu,laktozsuz süt içerek sıvı diyet dönemine başlamış oluyorsunuz. Bu 15 günlük sıvı diyet döneminde katı herhangi bir besin tüketmemek bu dönemin en önemli kuralıdır. Bu dönemde içilen sıvılar ılık, şeffaf, berrak, tanesiz, şekersiz olmalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk olması barsak hareketlerini bozacağı için önerilmemektedir.
Bu dönemde taze meyve suyu veya şekersiz komposto, laktozsuz süt, laktozsuz sütten yapılmış ayran, et suyu/ tavuk suyu/ kemik suyu ve proteini arttırılmış içecekler, cerrahi sonrası verilen protein tozları ve bolca su tüketilmelidir.
Taze meyve suları hazırlanırken meyve seçimleri önemlidir. Portakal, mandalina, greyfurt gibi asitli; vişne, nar gibi ekşi meyvelerin suları tercih edilmemelidir. Elma, armut suyu ve ya kayısı, ayva kompostosu bu dönem için güvenilirdir. Bu meyvelerin içerisinde bulunan lif oranları fazla olduğu için hastanın barsak hareketini arttırmakta ve kabızlık gibi problemini minimuma indirmektedir. Meyve suları bu dönemde bir seferde maksimum100 cc. içilmesi tavsiye edilir. Günlük ne kadar içilebileceği diyetisyeniniz tarafından belirlenmelidir.
Laktozsuz süt bu özel dönemde normal süte göre tercih edilmelidir. Laktozsuz süt ile hazırladığınız içecekler sizlere sindirim problemleri yaşatmayacaktır. Obezite cerrahisinden sonra gün içerisinde tansiyonu düşen, tuzlu bir tat arayanlar için laktozsuz yoğurda su ve tansiyon hastası değilse biraz tuz karıştırılarak yapılan ayran tercih edebilirler.
Bir diğer protein kaynağı ise et/tavuk/ kemik suyudur. Bu sularını hazırlarken haşlama suyuna baharat, salça, soğan, sarımsak, limon suyu gibi mide asidini arttıracak gıdalar konulmamalıdır. Tansiyon hastası olmayan bireyler içerisine bir miktar tuz koyabilirler. Tavuk/et suyunun tadını hoş bulmayan hastalar içerisine sonradan süzmek şartı ile gaz yapmayan sebzelerden koyabilir veya laktozsuz yoğurt ile terbiye yapabilirler.
Bu dönemden tüketilmesi gereken bir diğer önemli içecek ise protein tozlarıdır. Hastaların günlük ihtiyacı kadar protein almaları ilerleyen dönemlerde karşılaşılabilecek Saç dökülmesi, tırnak kırılması, kas kaybı, halsizlik, yorgunluk gibi durumların minimumda olmasını ve iyileşme sürecinin daha hızlı olmasını sağlar.
Bu dönemde bolca su tüketilmesi gerekmektedir. Tüketilmemesi durumunda hastalar baş dönmeleri, halsizlik, göz kararmaları, oluşabilir. Bu dönemde ılık açık çay tüketilebilinir. Ancak kahve kesinlikle tüketilmemelidir.
İçecekler çok yavaş ve ufak yudumlarla verilen ölçülerde içilmelidir. Büyük bir yudum aldığında kişiler yemek borusunda tıkanma hissi yaşayabilirler. Sıvı tüketimi ile bazı hastalarda kabızlık veya ishal gibi durumlar görülebilir. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında doktor ve diyetisyenle iletişime geçilmelidir.
Obezite Cerrahisi Koordinatörü Belkız Keskin