Mide Botoksu Nedir?
Türkiye‘ de yeni yeni uygulanmaya başlanan mide botoksu dünyada uzun zamandır uygulanmaktadır Mide botoksu, endoskopik olarak uygulanan, midenin iştah ve açlık üzerinde etkili olan sinir ve kaslarını geçici olarak etkisiz hale getirmeyi amaçlayan ameliyatsız bir obezite tedavi yöntemidir.
Mide Botoksu mideye botilinum toksin (botoks) uygulanması endoskopik yöntem ile midenin belirli bölgelerine Botilinum toksin enjekte edilmesi esasına dayanan nispeten yeni bir kilo verdirme yöntemidir
Mide botoksu, özellikle vücut kitle indeksi 27 ve üzeri olan bireyler için, ameliyat olmak istemeyen kişilerin de tercih ettiği, son dönem gittikçe yaygın kullanılan bir yöntemdir.
Mide Botoksu işlemi endoskopik bir yöntem olduğu için ameliyat hazırlığına gerek duyulmadan yapılıyor.
Mide Botoksunun amacı, insanların genel olarak daha fazla gıda tüketimini büyük ölçüde azaltarak, daha hızlı ve daha uzun süre toklukhissetmelerine yardımcı olmaktır. Mide botoksu, oldukça kolay bir işlemdir.
Mide botoksu işlemi on dakika gibi kısa bir sürede tamamlanıyor. İşlemden sonra hasta bir ya da iki saat tedavi merkezinde dinlendirilip evine gidebiliyor.
Mide botokosu 3. Gün kendini göstermeye başlıyor. Yedinci gün etkisi maksimuma ulaşıyor. İşlemden sonra hastalar 6-8 ay sonra ideal kiloya ulaşıyor. Az gıda ile uzun süre tokluk sağladığı için ideal kiloya kısa sürede ulaşılıyor.
Mide botoksu işlemi özel bir hazırlık gerektirmiyor. Endoskopik olarak yapıldığı için ameliyatın gerektirdiği bir hazırlığa ihtiyaç duyulmuyor. Endoskopi işlemi sırasında hastalar uyutuluyor, sonra mide botoksu işlemi tamamlanıyor. İşlemden sonra hasta uyandırılıyor, daha sonra ise hastanede yatmaya gerek kalmadan, kısa sürede evine gidebiliyor. Kilo verme sürecinde ise düzenli kontroller yapılıyor. Mide botoksu için özel bir diyet yapmak gerekmiyor. Midenin iştah ve açlık hormunu sinirler geçici olarak felç ediliyor. Bu sayede de çok az gıdayla tokluk sağlanabiliyor.
MİDE BOTOKSU
Mide Botoksu Kimlere Uygulanabilir?
Mide botoksu uygulaması, son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaygın olarak kullanılmaya başlanan etkin bir obezite tedavi yöntemidir. Özellikle, zayıflama diyeti programlarına uymakta ve düzenli egzersiz yapmakta zorlanan, obeziteye bağlı sağlık sorunları olup diyetle kilo vermede sürekli başarısız olan kişiler için devrim niteliğinde bir tedavidir. Uluslararası kriterlere göre vücut kitle indeksi (VKİ)* 35’in altında olan kişilere uygulanabilmektedir. Vücut kitle indeksi 35’in üzerinde olan kişilere, mide botoksu uygulaması önerilmez.
Mide botoksu alerjisi olanlarda, mide ülseri, gastrit, on iki parmak bağırsağı ülseri gibi durumlarda uygulanması önerilmiyor ve öncelikle bu problemin düzeltilmesi gerekiyor. Bu nedenlerle gastroskopi ile işlem öncesi mutlaka midenin değerlendirilmesi gerekir. İşlem sonrası çok sık olmayarak bulantı, şişkinlik şikayetleri olabiliyor. Botoks işleminden sonra ilk 6 aylık sürecin iyi değerlendirilmesi gerekir. Botoksun etki süresi ortalama 4-6 ay kadardır. Bundan sonraki süreçte botoksun tekrarlanıp tekrarlanmaması hastanın genel durumuna bağlıdır. Hastanın sağlık problemleri düzelirse botoksun yenilenmesine gerek duyulmaz ancak diyet ve spor programını devam ettirmelidir. 6 aydan sonra bir miktar daha kilo kaybına ihtiyaç olduğu düşünülürse ve yapılan teknikten başarı elde edilmişse botoks tekrarlanabilir. Literatür bilgilerinde 3 seansa kadar öneriliyor.
• Genellikle 27 ve 35 arasında bir BMI (Vücut Kitle İndeksi) ile kilo kaybı isteyen hastalara uygulanır.
• 10-20 kg kaybetmek isteyenler için uygundur.
• Kişinin 18 yaşından büyük ve 55 yaşından büyük olmaması gerekir.
• Hastanın geçmiş 6 ay boyunca diyet ve egzersizle geçmişte önemli kilo verememiş olması gerekir.
Mide botoksu nasıl uygulanır?
İlk olarak mideye endoskopik olarak yani ağızdan bir hortum aracılığı ile ulaşılır. Ancak bu aşama, hastalar için ameliyatla yapılacak bir işlem değildir. İşlem tamamen endoskopiktir. Ardından genellikle ciltteki kırışıklıkları düzeltmek için kullanılan ve tanınan botoks, midenin ilgili bölgelerine dikkatli şekilde transfer edilir. Ortalama olarak 30 dakikalık bir işlem sonrasında mide motoksu tamamlanır.
Mideye enjekte edilen botoks sayesinde bazı kasların kasılması engellenir. Bundan dolayı da genellikle yüz bölgesinde kullanılır. Mide duvarındaki kasların kasılmasını engellemesi sayesinde de iştah hormonları kontrol altına alınır. Kişi, oldukça küçük porsiyonlarla daha uzun süre tokluk yaşar. Kişinin iştahı kapanır ve daha uzun süre tokluk yaşar. Bunun dışında, mide kaslarının kasılması azaldığında, mide daha erken dolmaya başlar ve kısa sürede doyuma ulaşılır. Bu sayede kilo verme süreci desteklenir. Elbette kişinin bu tedaviyi spor ve beslenme alışkanlıklarını değiştirerek desteklemesi de oldukça önem teşkil ediyor.
Mide Botoksu Medicana Bursa Hastanesi
Mide botoksu uygulaması Op.Dr. Ersoy Taşpınar tarafından Bursa’da Medicana Hastanesi Bünyesinde yapılmaktadır. Şehir dışından gelen hastalarımız (İzmir, Ankara, İstanbul vb.) ve yurtdışından hasta kabulu, yapan hastaneler arasında yer almaktayız.
Mide Botoksu Bursa
Mide botoksu Bursa ilinde Medicana Bursa Hastanesi Bünyesinde Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Ersoy TAŞPINAR, 1000’in üzerinde başarılı uygulaması ise, bu alanda çalışmaları olan bir cerrahi hekimidir. Sizlerde ücretsiz ön görüşme randevusu alabilmek için 0 546 970 1123 numaralı telefondan daha ayrıntılı olarak bilgi alabilir, muayene randevusu oluşturabilirsiniz.
Mide botoksu için Genel Cerrahi uzmanı Op.Dr. Ersoy Taşpınar ile irtibat kurabilirsiniz.
Mide botoksu nasıl etki ediyor?
Mide botoksu, mide kaslarına enjekte ediliyor. Bu sayede kasların kasılma süresi yavaşlıyor ve besinler daha uzun sürede sindiriliyor. Bu sayede de tokluk hissi uzun sürerek kilo verme kolaylaşıyor. Obezite ile mücadelede devrim niteliğinde bir yenilik mide botoksu, dünyada da yaygınlaşmaya başladı. Kilo sorunu yaşayan kişiler, mide botoksu yöntemi sayesinde amaçladıkları kiloya kısa sürede ulaşabiliyor. Kilo kaybı ile ile hayat kalitesi artıyor, sağlıklı bir yaşamın kapıları açılıyor.
Mide botoksu uygulamasının yan etkisi veya riski var mı?
Mide botoksunun bilinen herhangi bir ciddi ya da uzun vadeli yan etkisi yoktur. Cilde yaptırdıktan sonra dahi, altı ay içinde etkisini kaybeder. Mide botoksunda da ulaşılmak istenen kiloya 6 ayda ulaşmak mümkündür. Bu altı aylık süreçte, kişi beslenme, spor ve yaşam alışkanlıklarını değiştirdikten sonra mide botoksunun etkisi geçse de kilo verme devam eder.
Mide botoksunun etkisi 4-6 ay sürmektedir. Mide botoksu uygulamasının yan etkisi veya riski yoktur. Obezite tedavisinde başarı oranları yüksek olan güvenilir bir yöntemdir. Konuğumuz, uygulamadan 1-2 saat sonra yürüyerek hastaneden ayrılabilmektedir. Uygulamadan sonra nadir olarak gözlenebilen yan etkiler arasında bulantı, hazımsızlık ve şişkinlik gibi şikayetler sayılabilir.
Mide Botoksu Güncel Fiyatları 2019
Mide botoksu fiyatları 2019 Ocak ayına özel %20 indirimli olarak planlamıştır. Uygulamaya hastane ücreti, gastroskopi ücreti dahildir.
Mide botoksu Bursa, Balıkesir, Ankara, Mide botoksu İstanbul ve diğer illerden, yurtdışından gelen hastalar için, mide botoksu uygulaması sonrası, diyetisyen görüşmeleri Bursa dışından gelen hastalarımız ise 6 aylık diyetisyen paketi aldıklarında Online görüşebilirler ayrıca 2 haftada bir listeleri yenilenmektedir.
Mide botoksu fiyatları 2019 için 0 546 970 1123 numaralı telefondan bilgi edinebilirsiniz.
Bursa’dan Mide Botoksu İçin iletişime geçen hastalarımız için
Mide Botoksu ön görüşme randevusu alabilirsiniz.
Mide botoksu Bursa dışından gelen hastalarımız için
Mide botoksu Bursa, Balıkesir, Ankara, Mide botoksu İstanbul ve diğer illerden, yurt dışından gelen hastalar için, mide botoksu uygulaması sonrası, diyetisyen görüşmeleri 2 haftada bir listeleri yenilenmektedir.
Bursa dışından gelen hastalarımız ise 6 aylık diyetisyen paketi aldıklarında Online görüşebilirler ayrıca 2 haftada bir listeleri yenilenmektedir.
Mide botoksu öncesi sonrası
Mide Botoksu Uygulamaları 18 yaş ve üstü yetişkin bireylere yapılmaktadır. Uygulamada hastaneye yatış yapılmamaktadır. Ortalama 45 dakika – 1 saat sürede gerçekleştirilmektedir. Sonrasında 1-2 saat dinlenme yapılmaktadır. Uygulama öncesi endoskopi ile mide görüntülemesi yapılmakta, sorun olmadığı takdirde mide botoksu uygulaması yapılmaktadır.
Mide Botoksu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Mide botoksu nedir?
Mideye Botilinum toksin (botoks) uygulanması endoskopik yöntem ile midenin belirli bölgelerine Botilinum toksin enjekte edilmesi esasına dayanan nispeten yeni bir kilo verdirme yöntemidir. Mide botoksu yöntemde mide kaslarının kasılması sınırlandırılarak mide boşalma süresi gecikir ve hastada iştah kaybı elde edilir.
Mide Botoksu kimler için uygundur?
Mide botoksu aslında kilo vermek isteyen herkese uygulanabilir. Bu işlem bir ameliyat değildir. Ancak hasta seçimi önemlidir. Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan ve ameliyat ile başarı elde edilebilecek hastalarda mide botoksunun çok faydalı olmayacağını söylemek gerekir. Bu noktada fazla kiloları olan ama ameliyat edilecek kadar da obez olmayan ve kilo vermek isteyen hastalar ideal hasta grubunu oluşturur. Midesinde ülser veya gasrit olan hastalarda ise öncelikle bu hastalıkların uygun tedavisi gerçekleştirildikten sonra mide botoksu uygulanabilir.
Mide botoksunun yan etkileri var mı?
Botoks esas olarak ciltte kırışık azaltmak amacıyla çok yaygın kullanılmaktadır ve tehlikeli bir yan etkisi bilinmemektedir. Mide botoks uygulaması ise standart bir endoskopik işlem olduğundan literatürde bildirilmiş önemli bir yan etkisi bulunmamaktadır. Kas hastalığı olanlar ve botoksa karşı alerjisi olan kişilerde işlemin uygulanması uygun değildir.
Mide botoksunun kilo verdirme garantisi var mıdır?
Mide botoksu da dahil olmak üzere hiç bir yöntemin kilo verdirme garantisi yoktur. Mide botoksuna mucizevi tedavi gibi davranmak doğru değildir.
Mide botoksunun iştahı azaltıcı etkisi olduğu ve diyete yardımcı olduğu bilinmekle beraber, botoks uygulaması sonrası yüksek karbonhidratla beslenen hastalarda başarısız olma ihtimali de mevcuttur.
Mide botoksu uygulaması tekrar edilebilir mi?
Mide botoksu uygulaması ile 6-8 ay içinde ideal kiloya ulaşılması sağlanabilmektedir. Bu süre zarfında bir miktar kilo veren ancak ideal kilosuna ulaşamayan kişilere, kilo kaybının devamı için yeniden mide botoksu uygulanabilir.
Mide botoksu işlemi ne kadar süre, hastanede yatmak gerekli midir?
Mide botoksu bir ameliyat değildir. Tamamen endoskopik olarak ağızdan girilerek yapılan bir işlemdir. Kesi yoktur. İşlem ortalama 20 dakika sürer. Hastalar, işlem esnasında anestezi hekimi eşliğinde uyutulur. Hastanede yatmak gerekli değildir. İşlem sonrası genellikle 1-2 saatlik müşahede yeterlidir.
Mide botoksu midede kalıcı hasar oluşturur mu?
Mide botoksunda kullanılan ilacın tüm etkisinin 4-6 ay içinde vücuttan tamamen silindiği bilinmektedir. Bu nedenle kalıcı bir hasar oluşturma ihtimali yoktur.
Benim bağırsaklarım zaten tembel, botoks ile daha fazla şişkinlik yaşar mıyım?
Mide botoks işlemi sadece midenin düz kaslarına yönelik uygulanmaktadır, sinir hücrelerine ve bağırsakların hareketine bir etkisi yoktur. Dolayısıyla bağırsak tembelliğini arttırıcı bir etki yapmamaktadır.
Mide botoksu sonrası size özel hazırlanacak diyette, (bu durumu diyetisyeninize belirtiniz),bağırsakların çalışmasına yönelik gıdaların diyete eklenmesiyle bağırsak tembelliğinde düzelme de görülebilir.
Botoks vücuduma dağılır mı?
Yapılan çalışmalarda mide botoks işleminden sonra sistemik yayılım gösterilmemiş olup tamamen lokal olarak sinir iletimini bloke ettiği ve dolayısıyla acıkmayı geciktirdiği gözlenmiştir.
Mide Botoksu gebelerde ve emzirenlerde uygulanabilir mi?
Mide botoksu Gebelerde ve emzirenlerde kullanımı ile ilgili yeterli çalışma yapılmamıştır.
Mide Botoksu uygulamasından beklenti nedir?
Hastaların toplam ağırlığının %10-15 kadarını 3-6 aylık süre içinde kaybetmesi beklenir. Verilen kilo miktarı; yaş, metabolizma hızı ve yapılan egzersiz sıklığına göre kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Mide botoksu sonrasında nelere dikkat etmek gerekir?
Fastfood gibi hızlı tüketilen gıdalar, asitli içecekler tüketilmesi zararlıdır. Botoks uygulanan hastalar daha geç acıkmakta, daha az porsiyonlarla doymakta, daha erken tokluk hissetmektedir.
Mide botoksunun mide balonundan ne farkı vardır?
Mide balonu da kilo vermek için yapılan endoskopik müdahalelerden biridir. Ancak mide balonunun hacminin hastaya göre ara sıra ayarlanması gerekir ki bu da her seferinde endoskopi yapmayı gerektirir.
Mide botoksu tek uygulama ile 3-6 ay etkili bir iştah kaybı sağlar. Mide balonunda mide içinde bir yabancı cisim olması nadiren de olsa bulantılara neden olmaktadır. Ayrıca mide balonu çekildikten sonra bir çok hasta iştahının aniden tekrar açıldığından şikayet etmektedir.
Mide botoksunun etkisi yavaş yavaş geçtiğinden bu şekilde ani iştah artışı yaşanmamaktadır, iştah yavaş yavaş normale dönmektedir.
Özellikle son yıllarda obezite cerrahisi hayatımızda sıkça duyduğumuz kavramlar arasında yerini aldı. Hemen hemen herkes günlük yaşamında obezite ameliyatı geçirmiş biriyle karşılaşıyor, hatta aile ve yakın çevresinden kişilerin obezite ameliyatı deneyimine tanıklık ediyorlar.
Her geçen gün aşırı şişmanlık nedeniyle yaşamsal anlamda kalite kaybeden bireyler, birçok sağlık sorunu da yaşamaktadırlar. Bu da obezite cerrahisine başvurmalarına neden olmaktadır. Peki ama bu kolayca tercih edilebilecek bir yol mudur? Elbette ki hayır.
İnsan hayatının söz konusu olduğu obezite alanında uzman hekimler ve obezite merkezleri hastaya uyguladıkları gerekli tetkikler sonucunda obezite ameliyatına karar kılarlar. Tam bu noktada da obezite ameliyatlarında hastane donanımı ve hastanenin uzman ekibinin önemi konusu gündeme gelmektedir. Zira, yaşamsal öneme sahip bu konuda bireyler en doğru yolu izlemek zorundadırlar.
Obezite ameliyatı yoluyla aşırı kilolarıyla mücadele yoluna çıkanlar, hekim ile birlikte hastaya özel ameliyat şekline karar vereceklerdir. Tam bu noktada, hastaların obezite cerrahi merkezlerinde üzerinde durması ve tatmin edici yanıt alması gereken sorular vardır.
Obezite cerrahisi ekibinin kimlerden oluştuğu ve cerrahi merkezinin donanımının ne olduğu akla gelebilecek en önemli iki araştırma sorusudur.
Obezite Cerrahisi Ameliyatlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Elbette ki obezite cerrahisinde tercih edilen ameliyatın başarısında operasyonun öncesi, esnası ve sonrasında görev alan ekibin rolü oldukça büyüktür. Obezite hastası, ameliyattan önce yapacağı hastane ve uzman görüşmelerinde bu konulara dikkat etmeli, gerekirse önceden incelemelerde bulunmalıdır. Ki bu, hastanın olmazsa olmaz hakkıdır.
Obezite cerrahisindeki ekipte kimler vardır sorusunun yanıtı şu sırayla verilebilir: Genel cerrah, endokrinolog, göğüs hastalıkları uzmanı, psikiyatr, kardiyolog, bariatri konusunda uzman diyetisyen, obezite koordinatörü, ameliyat ve servis hemşiresi, anestezi doktoru, kulak burun boğaz doktoru ve psikolog.
Obezite merkezinin etkin imkân ve teknolojiye sahip donanımıyla birlikte hizmet verecek bu geniş ekibin görevlerini mercek altına yatırmakta fayda bulunmaktadır.
Genel cerrahın ameliyatta baş rolü oynayacağı obezite cerrahisinde hastalar, ameliyat sırasında alacakları anesteziye uygunluk yönünden değerlendirilirler. Ameliyat sırasında anesteziye bağlı oluşabilecek komplikasyonları önlemek adına tedbir alınır. Herhangi bir problem görüldüğü takdirde kardiyoloji veya göğüs hastalıkları uzmanıyla görüşüp ameliyat öncesi dönemde tedavi önerilebilir.
Obezite Ameliyatı Öncesi Ayrıntılı Tetkikler…
Obezite Ameliyatı Öncesi hastalarımızın kan tahlillerine bakılarak hormonal ve metabolik durumları etraflıca incelenir. Bu nedenle endokrinoloji muayenesi olmazsa olmazlardan biridir. Obeziteye yol açan hastalıklar tespit edilir .
Obezite Ameliyatı olmayı engelleyecek bir durum söz konusu ise önce problemi ortadan kaldırmak için uygun tedaviye başlanır. Tedavi takibi yapıldıktan sonra ameliyat olmaya engel bir durum kalmadıysa obezite ameliyatına onay verilir. Kardiyoloji muayenesindeyse hastalarımızın kan tahlillerine bakılarak ve elektrokardiyografi incelenir.
Obezite Ameliyatı olmayı, anestezi almayı engelleyecek bir durum söz konusu ise önce problemi ortadan kaldırmak için uygun tedaviye başlanır. Tedavi takibi yapıldıktan sonra ameliyat olmaya engel bir durum kalmadıysa, ameliyata onay verilir.
Obezite cerrahisi öncesi hastanın akciğer grafisi de incelenir. Obezite Ameliyatı olmayı, anestezi almayı engelleyecek bir durum söz konusu ise diğerlerinde olduğu gibi yine problemi ortadan kaldırmak yoluna gidilir.
Sıra, KBB (Kulak Burun Boğaz) muayenesine geldiğinde hastada ameliyata engel olabilecek herhangi bir enfeksiyonun varlığı araştırılır. Eğer gribal bir durum varsa gerekli tedaviye başlanır. Enfeksiyonel durum ortadan kaltığında ameliyat aşamasına geçilir.
Obezite ameliyatından önce ve sonra olmazsa olmazlar arasında psikolog muayenesi yer alır. Tüp mide ameliyatı öncesinde psikolog muayenesi ile obezitenin ruhsal ve davranışsal nedenleri incelenir. Psikolog, hasta gerçekten bu ameliyata hazır hissediyor mu, ne kadar araştırdı ve ne kadar bilinçli, kilo vermeyi gerçekten istiyor mu yoksa yakınlarının baskısıyla mı ameliyat oluyor gibi soruların yanıtlarını doğru bir şekilde elde etmelidir.
Obezite Ameliyatı sonrasında ise psikolog, hastanın yaşamsal anlamdaki yeni düzeninde yanında olmalı ve duygu durumunu, davranışlarını kontrol altında tutması için destek vermelidir.
Obezite cerrahisinde hasta belirlenecek ameliyat öncesinde tüm bu konularda bilinç sahibi olmalıdır ki uzmanlar en doğru tespitleri ortaya koyabilsinler. Bu bakımdan, hasta obezite merkezindeki cerrahlar kadar diğer uzmanlardan oluşacak ekiple ilgili de araştırma yapmalı ve bilgi sahibi olmalıdır.
Obezite cerrahisinde oluşturalacak tıbbi ekibin rolü önemlidir. Obezite cerrahisinde belirlenecek ameliyat türü öncesi muayeneler yapılır. Obezite cerrahisinde doktorlardan oluşan ekibin muayeneleri sonucu ameliyata onay verilir.
Obezite cerrahisinde görev alan ekip, genel cerrah, endokrinolog, göğüs hastalıkları uzmanı, psikiyatr, kardiyolog, bariatri konusunda uzman diyetisyen, obezite koordinatörü, ameliyat ve servis hemşiresi, anestezi doktoru, kulak burun boğaz doktoru ve psikolog’ tan oluşur.
Temel olarak obezite cerrahisi kriterlerine uygun olan herkes tüp mide ameliyatı için de adaydır. Öncelikle kilo probleminizin uzun bir sürece yayılıyor olması gerekir. Yani sadece son 6 ayda hızla kilo aldıysanız bunun altında mutlaka başka bir problem aranmalıdır. Ayrıca, ameliyatsız diğer yöntemleri ve diyeti mutlaka denemiş olmanız gerekir, yani kilo vermek için bir motivasyonunuzun olduğuna emin olunmalıdır. Ailesinin ya da eşinin baskısıyla ameliyata yönlenen ama hiç diyet uygulamamış ya da kilo vermek için bir isteği olmayan hastalar uygun adaylar değildir.
Obezite cerrahisine uygunluğunuzu belirlemekte en önemli kriter boy ve kilonuzdan hesaplanan vücut kitle indeksi (body mass index, BMI) değerinizdir. Bu değerin 40 ve üzerinde olduğu kişiler morbid obez grubundadır ve doğrudan obezite cerrahisine adaydır. Vücut kitle indeksi 35 olup, obeziteyle ilişkili bir veya birden çok yandaş hastalığı olan kişiler de obezite ameliyatı olabilirler. BMI 35’in altındaki hastalarda çok dikkatli seçim yapılmalıdır. Kişisel olarak bu değerin altında ancak ağır diyabet varlığında veya ek konsültasyonlarla da saptanan ve belgelenen ağır yeme bozukluğu durumunda ameliyat kararı alıyorum.
Ağır psikotik bozukluk, alkol ya da madde bağımlılıkları obezite cerrahisine engeldir. Laparoskopik ameliyata izin vermeyecek oranda bozuk kalp ya da akciğer problemlerinde de obezite cerrahisi uygulanamaz. 18 yaş ve altında ancak çocuk endokrinoloji uzmanından onay alarak ameliyat öneriyoruz. Üst yaş sınırı ise tamamen hastanın sağlık parametrelerine bağlıdır. Hastanın performansı iyi, yaşam beklentisi uzun ve obeziteye bağlı yandaş hastalıkları ağırsa 65 ve üstünde dahi operasyon uygun olabilir.
Tüp Mide Ameliyatı
Ülkemizde ve dünya genelinde son zamanlarda en çok kullanılan obezite cerrahi modeli tüp mide ameliyatıdır.
Obezite cerrahisi (Tüp Mide Ameliyatı), Şeker Hastalığı Ameliyatı (Tip2 Diyabet), Mide Balonu, Revizyon Cerrahisi konularında çağdaş teknolojileri en iyi şekilde kullanarak hastalarımızın ihtiyaçlarına ve isteklerine en kısa zamanda en doğru uygulamalarla cevap veriyoruz.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara İçebilir miyim?
Midedeki dikiş hattındaki dokunun beslenmesini ve iyileşmesini azalttığı ve kaçak gelişme riskini arttırdığı için ameliyat sonrasındaki ilk 1 ay sigara kullanmanızı önermiyoruz.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara İçilir mi? Tüp Mide Sonrası Sigara İçmenin Zararı Var mıdır?
Obezite ve sigara kullanımı bağımsız iki sağlık sorunu gibi görünse de aslında bu iki tehdit edici unsur aynı sonuçları doğurabiliyor. Obezite Cerrahisi Sonrası Sigara İçmenin Zararları Nelerdir? Obezite ile sigaranın ilişkisi bulunduğu gibi, mide küçültme ameliyatı olmak isteyen ya da olan kişilerin sigarayı bırakmaları doktorlar tarafından önerilmektedir.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara Kullanımı
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası sigara kullanımı en sık karşılaşılan problemlerden biridir. Sigara kullanımı tek başına bile insan sağlığına zararlı iken, bir de obeziteyle birleşme daha da zararlı hale getirmektedir. Bu iki etken bir araya geldiği zaman; gırtlak, akciğer, mide ve yemek borusu kanserlerinin olasılığı artmaktadır.sigarayı bırakmaları doktorlar tarafından önerilmektedir.
Tüp Mide Ameliyatı ve Sigara Bağımlılığı
Tütün ve sigara bağımlılığı oluşan hastalıklardan bir çok insan hayatını kaybetmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün gerçekleştirdiği araştırmalara göre sigara ve tütüne bağlı oluşmuş hastalıklardan yılda 7 milyon insan yaşamını yitiriyor. Sigara alışkanlık değil bir madde bağımlılığıdır.
Yapılan araştırmalarda sigara içildiği zaman dumanının ağız yoluyla hızlı süreçte akciğerler yoluyla kan dolaşımına iletilmesi ile çok kısa sürede 8 saniye de beyne ulaştığı görülmüştür. Sigara nikotin içerir ve nikotin, beyin ve sinir sisteminde bulunan nikotin reseptörlerine iletişim içerisinde olur böylece maddelerin salınmasına sebep olur. Bu süreçte verdiği dopamin yani mutluluk hormonu salgılar böylece kısa süreli ve geçici olarak sigarayı bırakmayı zorlaşmaktadır.
Sigara Bırakma Yöntemleri
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmada sigara içenlerin % 60 – %70’’inin sigarayı bırakmak istediği öğrenilmiştir Sigarayı bırakmak için mide küçültme ameliyatı sizin için fırsat olabilir. Yeni hayatınızda yeme içme, yaşam tarzınızı değiştirebileceğiniz gibi sigarayı da bırakmalısınız. Sigarayı bırakmak için bir kaç öneri öğrenmeniz ve uygulamanız hem sizin sağlığınız hemde çevrenizin sağlığı açısından önemlidir.
İlk yapmanız gereken öncelikle sigarasız ortamlarda bulunulmalıdır.
Sigara içmenin kalp krizi gibi bir çok hastalığa neden olabileceği unutulmamalıdır.
Sigara bırakıldı zaman yiyecek ve içeceklerin tadı daha çok almaktadır.
Sigara aklınıza geldiği zaman 1 bardak su içmelisiniz.
Sigara içme isteğiniz olduğunda kuruyemiş yemek isteğinizi geçirecektir.
Yemeklerden sonra yürüyüş yapmak sigara isteğini azaltacaktır.
Sigaranın Tüp Mide Ameliyatında Etkisi
Ameliyattan önce sigara içen hastaların ameliyatında risklerin ortaya çıkma ihtimali diğer hastalara oranla daha yüksektir. Mide küçültme ameliyatı sonra da yaraların iyileşmesi daha uzun sürmektedir. Hem dış yaraların iyileşmesi, hem de mide içindeki yaraların iyileşmesi daha uzun sürmektedir. Sigaranın içinde yer alan kimyasal maddeler damarlarda kan dolaşımını da azaltabilmektedir. Aynı zamanda da yara iyileşmesi bu nedenlerden dolayı diğer hastalara oranla daha zor olacaktır.
Tüp mide ameliyatı sonrasında ghrelin etkisi yani açlık hissi nedeniyle yemeklerde ağır kokulara, pişirirken dumanlara ve rahatsız edici bir çok şeylere karşı hoşlanmama belkide tiksinme hissi oluşabilir. Sigara içimi kilo vermede başarınızı olumsuz etkileyecek, kilo vermenizi yavaşlatacaktır.
Özetle, kısa ve öz şekilde ifade edecek olursak, sigara kullanımını ameliyattan önce bırakılması tavsiye edilmektedir. Ameliyat öncesi bırakmamış olsa daha mide küçültme ameliyatı sonrasında yemek içme düzeni değiştireceğiniz bu süreçte, hayatınıza baştan başlayabileceğiniz bu ameliyat ile yeni hayatınızda sigarayı bırakıp, tekrardan başlamanız önerilmektedir. Sigarayı bırakmanız hayatınız için önemlidir. Riskleri azaltmış, iyileşme sürecinin yavaşlamasa sebep olmamış hemde kilo verme sürecinizde uzun vadede sağlıklı kilo vermiş olursunuz.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara İçilebilir mi?
Tüm dünyanın ortak ve en önemli iki sağlık sorunu olan sigara kullanımı ve obezite birbiri ile ilişkileri açısından düşündürücü bir problem. Bu iki büyük sağlık sorunu ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde daha da sık görülürken bu da sağlığımız için tehditlerin büyümesi anlamına geliyor. Peki obeziteye en yeni ve etkili çözümlerden biri olarak görülen mide küçültme ameliyatı sonrası sigara kullanmak uygun mu? Sigara kullanan ve cerrahi adayı olan kişiler için kaleme aldığımız yazımızı okuyarak bu sorunun ve çok daha fazlasının cevabını bulabilirsiniz.
Mide küçültme ameliyatı sonrasında midede olan dikiş dokularının beslenmesini sağlamak amacıyla ve yaranın iyileşmesini azaltma riskini arttığı için mide küçültme ameliyatı sonrası süreçte ilk 1 ay sigara kullanımı tavsiye edilmez.
Mide küçültme ameliyatı sonrası sigara içme bırakılmadığı takdirde, sigaranın içinde bulunan nikotinden kaynaklı olarak kandaki oksijen miktarı azalacaktır. Bu da yine yaraların çok daha geç iyileşmesine ve bu süreçte çok zorluk çekilmesine sebep olacaktır.
Ameliyattan sonra içilen sigaranın etkisiyle midede asit fazlalığı oluşur. Bu da midede ve on iki parmak bağırsağında ülser oluşumuna sebep olabilir.
Tüp mide ameliyatından sonra vücuda verilen ilaçlar sebebiyle balgam oluşabilir. Sigara içmeye devam eden hastalarda ise bu balgam miktarı daha da artar ve solunum yollarında probleme sebep olabilir. Nefes alıp verme açısından sorunlar doğabilir.
Ameliyat öncesinde il yapmanız gereken bu durumu doktorunuza haber vermektir. Ameliyattan önce bırakmasanız bile, ameliyattan sonra bu bağımlılığın devam etmemelisiniz. Sigara içmeye devam edilirse, mide küçültme ameliyatı sonrasında yaraların iyileşmesi açısından ve diğer sağlık problemleri açısından kendinizi zora sokmamalısınız. Yaptığınız diyetlerle birlikte sigarayı da bırakma diyetine girmelisiniz.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sigara
Tüp mide ameliyatı sonrası sigara içilir mi? gibi sorular sık sorulsa da öksürme etkisi ile mide dikişlerinde hasar meydana gelmesi ya da sigaranın hassas olan ameliyat noktalarında yaralara yol açması gibi riskler bu sorunun cevabının kesin olarak hayır olmasını işaret etmektedir.
Ameliyat öncesi ya da sonrasında sigaradan uzak durmakta güçlük çekiyorsanız bu konuda uzmanlardan yardım ve destek alabileceğinizi asla unutmamalı, yeni bir hayata adım atmakta olduğunuzu düşünerek kendinizi motive etmelisiniz.
Ameliyat esnasında alınan anestezi etkisi sigara ile birleştiği takdirde yoğun sekresyon yani balgam oluşmakta bu da solunum fonksiyonlarını belirgin şekilde olumsuz etkilemektedir.
Mide küçültme sigara kullanan kişilerde kanlanmanın azalması ile daha geç sürelerde etkileri iyileşen bir ameliyat olmakta ve kişiler normal yaşam düzenlerine çok daha geç dönmektedirler.
Araştırmalarda mide küçültme ameliyatı öncesinde sigara kullanan ya da mide küçültme sonrası sigara içmeye devam eden kişilerin, içmeyen kişilere göre komplikasyon riskinin çok daha yüksek olduğu görülmüştür.
Mide küçültme ameliyatı sonrası sigara kullanmaya devam etmek isteyenlerin bu konuda en büyük bahanesi sigarayı bırakmanın iştah arttırıcı etkisi olduğu yönündedir. Ancak tamamen şehir efsanesi olan bu bilginin hiçbir doğruluğu yoktur.
Mide Küçültme Ameliyatı Oldunuz mu? Olduysanız bizlerle tüp mide ameliyatı sonrasında yaşadığınız sorunları paylaşır mısınız? Özellikle dikkat ettiğiniz konular nelerdi? Sigarayı bıraktınız mı? Bırakmayı düşünüyor musunuz?
Tüm tetkikleri yapılıp, diyetisyen ve psikolog görüşmelerini tamamlayan hastalar, klinikten çıktıkları anda obezite ameliyatı olacakları güne biraz daha yaklaşırlar.
Obezite ameliyatı gününe kadar geçen sürede kişi endişe, korku hissedebilir. Bu olumsuz duygular obezite ameliyatının risklerine ya da ameliyat sonrası beslenmeye dair olabilir. İki durumun aynı anda görülmesi de kişinin kaygılı olmasına sebep olabilir.
Kilolarından dolayı ortopedik rahatsızlıkları, şeker ve tansiyonu, düşük özgüveni, kanser riski ve gittikçe kötüleşen ruh sağlığına sahip olan hastalar obezite küçültme ameliyatına ve obezite ameliyatı sonrasına dair kaygılarıyla nasıl baş edebilirler?
Obezite doktorlarımız tetkiklerinizi inceleyip, obezite ameliyatı gününe kadar yapmanız gerekenleri size belirteceklerdir. Olası riskler ve çözüm yolları sizinle paylaşılacaktır. Aklınızdaki soru işaretlerini sormanız, belirsizlikten dolayı yaşadığınız kaygıyı azaltmanızda yardımcı olacaktır.
Obezitenin günümüzde gittikçe artması, obezite ameliyatına başvurma oranını da arttırmıştır. Cerrahi yola başvuran kişi sayısı arttıkça, yakın çevrede ameliyat olmuş kişilere ulaşmak daha kolay hale gelmiştir. Bu durum sizin için hem avantajı hem de dezavantajı olabilir.
Avantajı; bilgi paylaşımının sağlanması ve tüp mide ameliyatı olmayı düşünmeyen birinin sağlığını geri kazanmak için atacağı adımda tetikleyici rol oynayabilir.
Dezavantajları ise; obezite ameliyat tekniklerinin farkını, yaşı, metabolizmayı, daha önceki kilo verme girişimlerini ve vücut kitle indeksi farklılıklarını göz önünde bulundurmayıp, kilo verme açısından gerçeği yansıtmayan hedefler belirlemektir. Mide küçültme ameliyatı sonrası aynı dönemde olan iki kişi, iki farklı süreç yaşayabilir. Özellikle sosyal medya paylaşımları hastaların kendilerini diğer kişilerle karşılaştırmaları açısından en ulaşılabilir araç haline gelmiştir. Ama bu durum kişide zaman zaman mutsuzluk ve kaygı uyandırabilir. Sizin gidişatınızı ve sağlıklı kilo değerinizi takip edecek, size en doğru yolu gösterecek olan kişiler obezite cerrahisi Özellikle ameliyat sonrası takip sürecinden çıkmamak sizi hem kaygıdan uzaklaştıracak hem de uzun dönemde kilo verme başarısını kalıcı kılmanızı sağlayacaktır.
Hastalarda obezite ameliyatı öncesinde ya da hastanedeki yatışları sırasında yemeğin onlar için eski anlamının, değerinin olmayacağını ve eskisi gibi yemekten haz/tatmin almayacakları düşüncesi oluşabilir. Böyle bir fikre kapılmak için ameliyat öncesi ya da ameliyat sonrası ilk ay çok uygun zaman dilimleri değildir. Özellikle 3.-4. aylardan itibaren hastalar istedikleri şeyleri yiyebildiklerini görürler. Burada üzerinde durulması gereken nokta yemeğe yüklenen anlamdır.
Yemek yemek neden mutluluk ve tatmin aracıdır? Hayatta size yemekten başka mutluluk veren bir şey yok mudur?
Yemek hayatınızın ne kadarlık kısmını kapsamakta? Yemeğe çok vakit harcamaktan mı yoksa yemek yemeği geçiştirdiğiniz ve düzensiz beslendiğiniz için mi kilo aldınız?
Bu sorulara vereceğiniz cevaplar belki de doyduğunuz halde “aç hissetmenizin” ya da yemekten eskisi gibi zevk alamadığınızı düşündürten sebepleri bulmanızda size yardımcı olacaktır.
Tüp Mide Ameliyatınız bittikten sonra tamamen ayılana kadar ameliyathane ayılma ünitesinde tutulacaksınız. Ardından eğer çok ciddi uyku apneniz yoksa veya ameliyatınızda solunum problemi yaşanmadıysa ve çok yüksek risk grubunda değilseniz odanıza transfer edileceksiniz. Obezite cerrahisi sonrası rutin yoğun bakım gereksinimi olmamakta, oran yaklaşık % 1civarında kalmaktadır.
Ameliyatın ilk günü ağrı yakınmanız için kuvvetli narkotik ağrı kesiciler içeren hasta kontrollü ağrı pompası kullanılmaktadır. Ameliyat sonrası ağrı, bulantı kusma gibi yakınmalar ilk 4-5 saat sonrasında pek görülmemektedir. Ameliyattan 5-6 saat sonra yatağınızdan kalkabilir ve ilk yürüyüşlerinize başlayabilirsiniz. Hemen hiçbir ameliyatımızda burundan mideye yerleştirilen nazogastrik sonda veya idrar sondası kullanmıyoruz. Bu nedenle, hareketlenme çok hızlı olmakta ve ameliyat sonrası konforunuz ciddi şekilde yükselmektedir.
Ameliyatta herhangi bir ekstra problem yaşanmadıysa akşam saatlerinde yudum yudum su almaya başlayabilirsiniz. Ameliyatın ilk günü bu 2 bardak su, ikinci günü ise 1 bardak elma suyu, 1 bardak soya sütü ve 2 bardak suyaçıkarılır. Ameliyattan sonraki 2. gün akşamında evinize çıkabilirsiniz.
Tüp mide ameliyatı sonra çekilen kaçak grafisi konusu tartışmalıdır. Bir grup araştırmacı bunun rutin yapılması gerektiğini ileri sürerken, diğerleri ise kaçak grafisinde kaçak görülmese de kaçak oluşabildiğini, grafide kaçak yakalanma olasığının çok düşük olduğunu ve rutin kullanıma gerek olmadığını iddia etmektedir. Biz de uzun süre rutin kaçak grafisi çeken grupta yer aldık. Ancak, gerek kaçak oranlarımızın binde 7 düzeyinde düşük olması, gerekse 700’ün üzerinde vakada ameliyat sonrası grafide yakalanan kaçak sayısının sadece 1 olması nedeniyle, rutin uygulamayı bıraktık. Şu anki protokolümüz, ameliyat sırasında rutin metilen mavisi kaçak testi, ameliyat sonrasında ise sadece teknik zorluklar yaşanan veya kaçak şüphesi olan vakalarda ameliyat sonrası kaçak grafisi çekmek şeklindedir.
Ameliyattan sonra en çok korkulan ve merak edilen yakınmalar ağrı ve kusmadır. Hastalarımızın büyük çoğunluğu ilk gün dışında bunlardan yakınmamaktadır. Çoğu hasta ilk günden itibaren ağrı kesicilerini dahi istememektedir. Bulantı için hastanede yatarken damar yolu ile, taburcu olduğunuzda da tablet olarak güçlü ilaçlar verilmektedir. Teknik sorun olmadıkça hiçbir tüp mide hastası şiddetli bulantı-kusma yaşamamaktadır.
Ameliyat sonrası ilk günlerde göğüs kafesinde sıkışma, kramp, mide üstünde burkulma şeklinde ağrı veya omuz ağrısı hissedilebilir. Omuz ağrısının nedeni laparoskopik ameliyatlarda karın içine verilen karbondioksid gazının diafragmatik siniri uyarmasıdır. Yara yerinde ağrı ya çok az hissedilmekte, ya da hissedilmemektedir.
Ameliyattan sonra ilk yudumlarınızda ağrı veya kasılma hissetmeniz doğaldır. Mide hacminiz çok küçük olduğundan hızlıca şişkinlik oluşacaktır. Aynı zamanda sıvılar barsağa çok hızlı geçeceğinden ilk günlerde özellikle meyve suyu veya süt içtiğinizde Dumping sendromu belirtileri, yani çarpıntı, halsizleşme ve terleme görülebilir. Bazen ilk günlerde ishal oluşabilir. Bu dönemde yeterli sıvı alınması en önemli konudur. Bir haftadan uzun süren ishal mutlaka araştırılmalıdır.
Ameliyattan sonra ilk ayda halsizlik beklenebilir. Aldığınız kalori miktarı çok düştüğünden normaldir. Ancak, olabildiği kadar hareketsiz kalınmamalı ve önce kısa, sonra giderek uzun yürüyüşler alışkanlık haline getirilmelidir. Emboliyi önlemek için bu çok önemli bir tedbirdir. Öte yandan, kan sulandırıcı iğneleriniz de ameliyattan sonra en az 10 gün devam edecektir. Egzersizlere başlarken, erken dönemde ağır kaldırılmamalıdır. Yara yeri fıtığı riski açısından ortalama 4-6 hafta ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır. Yara yerleri iyileştikten sonra yüzme en çok tavsiye ettiğimiz spordur. Ortalama 4-6 haftada her türlü rutininize dönebilirsiniz.
Tüp mide ve gastrik bypass ameliyatlarının uzun vadeli sonuçlarını karşılaştıran İsveç çalışması, 5 yıl gibi bir sürede iki ameliyatın neredeyse eşit kilo kaybı sağladığını, yandaş hastalıkların da yine benzer oranlarda ortadan kalktığını göstermiştir. Hastaların neredeyse tümü, ilk 12 ayda fazla kilolarının % 60-90’ını kaybederler. Eğer iki basamaklı bir planın ilk basamağı olarak uygulandıysa bu oran % 30-50 olabilir. Duodenal switch gibi bir ikinci basamak operasyon ortalama 12-24 ay sonra yapılabilir. İki basamaklı plan yapılan hastaların bir çoğu da, tüp mide ameliyatından sonra motivasyonlarını ve uyumlarını korurlarsa, kilo kaybının 2-3. Yıllarda bile devam ettiği gösterilmiştir.
Verebileceğiniz en önemli kararlardan birisi doktorunuzu seçmektir. Günümüz de özellikle ameliyat planlanan durumlarda ameliyat öncesinde karar aşamasında ameliyat sırasında ve ameliyat sonrasındaki takip ve tedavi süresince multidisipliner ve çalışma şekli esas alınmalıdır.
Bu anlamda cerrahhınızın sizin hastalığınız konusunda ki tecrübesi tabi ki en önemli konu olsa da bunun yanında hastanenin bu anlamdaki donanımı sizin hastalığınız ile ilgili diğer yardımcı branşların mevcudiyeti acil durumlarda ani olarak ihtiyaç duyulabilecek donanım ve teçhizata hastanede kolaylıkla ulaşabilmesi.
Bunun dışında konsey kararları ile alınması gereken bazı durumlarda hastanede konsey sisteminin olması sizin güvenliğinizi arttırması açısından hem bilimsel hem profesyonel anlamda son derece faydalıdır.
Tabi ki cerrahınız ile kuracağınız iletişim herhangi bir zorluk anında bu süreci daha kolay atlatmanız için hem sizin için hem cerrahınız için daha faydalı olacaktır.
ŞİMDİ DOĞRU BESLENME ZAMANI…
Obezite hastasıydınız. Doğru hekimi buldunuz ve ameliyat oldunuz. Uzman kontrolünde kilo vermeye başladınız. Hatta ideal kilonuza bile ulaştınız. Bitti mi? Hayır! Bu, yaşam boyu sürecek bir serüven… Artık doğru beslenme zamanı!
Obezite Ameliyatı sonrası yapılan beslenme programı ve önerileri obezite ameliyat tipine bağlı ufak farklılıklar göstermekle birlikte hemen hemen benzer yönler taşıyor.
Obezite ameliyatı ile geride bırakılan midenin hacmi 30-150 ml arasında değişiklik gösteriyor. Bu nedenle, tasarlanan yeni midenin kapasitesi eskisinden farklılık gösteriyor. Uzmanlar, bu bilincin hastada iyice yerleştirilmesi konusunda hayati önem taşıdığında hemfikir.
Öncelikle, ameliyat esnasında mide boylu boyuna ‘stapler’ dediğimiz bir zımba çeşidi ile kesildiği için bu midenin iyileşmesi için bir zaman gerekli. Bu süre yaklaşık 4 hafta kadardır. Bu 4 hafta boyunca özellikle ilk zamanlar sulu ve yumuşak gıdalar tüketilir. İlerleyen günlerde ise püre haline getirilmiş gıdalar alınmaya başlanır. Buradaki asıl amaç, kilo vermenin yanında iyileşmekte olan mideye zarar vermemek olarak düşünülmelidir.
Obezite AmeliyatI sonrasında sağlıklı kilo verebilmek için doğru gıda seçimi ve uygun beslenmeyle birlikte egzersiz hayati önem taşır. Ameliyat sonrasında beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişikliği kalıcı kilo kaybı için esastır.
Hastaların normal diyetlerine geçmek için bir de ‘geçiş diyeti’ ihtiyaçları vardır. Zamanla yaralarını iyileştirmeye ve yeni boyutuna alışmaya çalışan mide, uygulanan programlarla işlevine geri döner, kendini toparlar. Bu aşamalar arası geçişte ameliyatı yapan hekim ya da hekimlerin yönlendirmeleri de son derece önem taşır. Böylece hastalar bir önceki aşamadaki beslenmeyi yapabildikleri ölçüde diğer aşamaya geçmeliler. Bir sonraki aşamaya geçince zorlanıyorlarsa bir önceki aşamaya geri dönmeliler. Bazen bazı gıdaları ilk etapta tüketirken rahatlıkla tolere edemeyebilirsiniz. Bu durum normal karşılanır. Unutulmaması gereken, ameliyat sonrası beslenme düzeni emek ve sabır isteyen, sonunda da sağlık ve mutluluk getiren bir sistemdir. Zorlanılan noktalarda uzman desteği ve sabırla hareket etmek en kurtarıcı plandır.
Yine de birkaç öneri vermek gerekirse… Eğer pürelenmiş yiyecekleri tolere etme sorunu yaşıyorsanız, yeme hızınızı ve porsiyonu azaltın. Nohut büyüklüğünde lokmalar en idealdir. Bu parçaları acısız baharatlarla cazip hale getirebilirsiniz. Bu konuda uzmana danışın. Yine de tüketmekte zorlanıyorsanız bir de alternatifi olarak püre halindeki bebe mamalarını da kullanabilirsiniz. Azar miktarda öğünler şeklinde günde 6 öğünden daha fazla alarak günlük 700 ml civarında gıda tüketilmelidir. Öğünler arasında günlük 1.5 litreden daha fazla sıvı alınması sakıncalı olabilir.
Tüm bunların yanı sıra, doktorun önereceği vitamin takviyesi yaşamsal önem taşır. Demir ve çinko gibi mineralleri de içeren bir multivitamin, ameliyattan dört hafta sonra çiğnenebilir veya hap şeklinde alınabilir. Aynı durum, ağrı kesici ve antibiyotikler için de geçerlidir. 12 aydan sonra özellikle tüp mide ameliyatı yapılan hastalarda genellikle vitamin ihtiyacı olanlar dışında vitamin takviyesine ise gerek yok.
Obezite ameliyatlarından sonra ölüm riski yüksek midir?
Obezite hastaları genel durumları itibari ile risk altında kişilerdir. Özellikle bu ameliyatı çok fazla yapan merkezlerde bu tarz komplikasyonların yaşanması olağan bir süreçtir. Hiç komplikasyon olamayan bir ameliyat hiç yapılmamış bir ameliyattır.
Obezite ameliyatlarında genel olarak bakacak olursak ölüm riski ‰ 1 binde bir ve ‰ 4 binde dört arasındadır. Karşılaştıracak olursak bir koroner bypass ameliyatında evrensel olarak öngörülen ölüm oranı yüzde iki buçuktur. Bu şu anlama geliyor bir merkez yılda yüz tane koroner bypass ameliyatı yapıyor bunlardan 2 yada 3 tanesi hayatını kaybedebiliyor.
Bu istatistiksel olarak kabul edilebilir bir sınırlar içerisinde yer alır. Ancak bu oranın üzerindeki ölüm tabi ki bu merkezi sorgulanabilir bir hale getirebilir.
Tabi ki evrensel istatistiklere uygun olarak kabul edilebilir riski aşmamak lazım. Buda kendini bu işe adamış cerrahi ekibin 7 gün 24 saat hastaya hizmet verebilmesi hastanenin donanımı üstün teknoloji cihazlarla ameliyatları yapabilen güncel gelişmeleri takip edebilen hastasıyla ilgilenebilen bir ekip tarafından sağlanır.