Obezite Cerrahisi Koordinatörü Belkız Keskin
Obezite Cerrahisi Blog
Obezite, günümüzde dünyanın en öncelikli sorunlarından birisidir. Ülkemizde her 10 kişiden 4’ünün obez olduğunu biliyoruz.
Obezite, boya göre vücut ağırlığının ileri derecede arttığı, kardiyovasküler hastalıklara yol açabilen kronik metabolik bir hastalıktır.
Tanısı, vücut kitle indeksi (VKİ), bel çevresi, bel-kalça oranı ölçümleri veya iç organ yağlanmasını değerlendirme imkânı sunan çeşitli ölçüm ve görüntüleme yöntemleri ile konulur.
VKİ, obezite tanısı ve derecesinin saptanmasında boy ve kiloya bakarak hesaplanan, pratik ve kolay bir ölçüm tekniğidir ve vücuttaki toplam yağ miktarı ile ilişkilidir. Pratik olarak boy ölçüsü cm olarak karesi alınır ve çıkan sonuç kiloya bölünür. Ortaya çıkan sonuç vki’dir
Fazla kilolu terimi VKİ’ nın 25-29.9 kg/m² arasında olması ile tanımlanırken, obezite için bu değer 30 kg/m² ve üstü olarak kabul edilir. VKİ ‘nin 20-25 kg/m² arasında olması, iç organ yağ dokusunun fazla olmaması ve 18 yaşından sonra 10 kg’dan fazla kilo alınmaması halinde kardiyovasküler riskte herhangi bir artış yaratmamaktadır.
VKİ 26-30 kg/m² arasında olanlar kardiyovasküler hastalıklar açısından düşük risk, 31-35 kg/m² arasında olanlar ise ılımlı risk artışı ile ilişkilendirilmiştir. VKİ 35 kg/m²’den fazla olanlar yüksek ve çok yüksek kardiyovasküler hastalık riski taşırlar.
Bir meta-analizde, 25 kg/m²’nin üzerindeki VKİ’ye sahip erişkinlerde, her 5 kg/m²‘lik artışta tüm nedenlere bağlı ölüm oranı %30 oranında artarken, kardiyovasküler nedenlere bağlı ölüm artışı yaklaşık %40’lara ulaşmıştır.
Bununla birlikte güncel veriler, bel çevresi ölçümünün ya da bel-kalça oranının, risk belirlemede VKİ’ye göre daha üstün olabileceği ve obez hastalarda artmış bel-kalça oranının VKİ’ye göre risk profilini 3 kat daha fazla arttırabileceğini ortaya koymuştur.
Artık biliyoruz ki obeziteyle mücadelede en etkili tedavi yöntemi obezite ameliyatlarıdır.
Obez olarak yaşamak hayatta birçok yönden kısıtlanmaya neden oluyor. Örneğin yürümekte zorlanmak, çabuk yorulmak, kıyafet seçiminde zorluk, iş hayatında zorluklar, okul hayatında zorluklar, yürümeyen evlilikler gibi.
Obezite ayrıca pek çok hastalığın da kapısını açıyor. Erken dönemde yol açtığı yüksek tansiyon, şeker hastalığı, insülin direnci, karaciğer yağlanması, bel fıtığı, felç geçirme riski, uyku apnesi gibi birçok problemle sağlımızı bozuyor ve insan ömrünü kısaltıyor.
Amerika’da önde gelen sağlık kuruluşlarından biri olan Clivlend Klinik’te yapılan bir çalışmada obezite ve şeker hastalığı olan kişilerden obezite ameliyatı olan ve olmayan 15000 kişiyi 8 yıl boyunca takip etmişler. Çalışmanın sonuçları çok çarpıcı.
Obezite ameliyatı olanlarda kalp krizi, felç, böbrek hastalıkları ameliyat olmayanlara göre %40 oranında daha az görüldüğü ortaya çıkmış.
Bu 8 yıllık süreçte obezite cerrahisi geçiren grupta obezite ile ilişkili hastalıklardan ölüm oranı yarı yarıya azalmış.
Bu çalışma gösteriyor ki; şişmanlık ameliyatı olanlar sadece fazla kilolarından kurtulmuyor. Obeziteye bağlı mevcut veya ileride oluşabilecek şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp damar hastalığı, yüksek kolesterol, karaciğer yağlanması ve siroz gibi ciddi hastalıklardan da kurtulmuş oluyor.
1. Ameliyat sonrası kontrollere düzensiz gelmek
Hastalarımızı ameliyat sonrası 1., 3., 6. ve 1. yılda kontrollere çağırmaktayız.
Kontrollere geldiğinizde beslenme parametrelerini değerlendirmek için bazı tahliller yapıyoruz. Eksiklik varsa zamanında müdahale ediyoruz. Ayrıca yaşanılan süreci karşılıklı görüşerek önerilerde bulunabiliyoruz.
2. Tecrübeli Bariatrik Dyt. İle çalışmamak
Ameliyat öncesi hastanın beslenme durumunun saptanması ve ameliyat sonrası beslenme takibi, olası beslenme komplikasyonlarının önlenmesi için son derece önemlidir.
3. Kilo alımını ameliyatın başarısızlığına bağlamak
Obezite ameliyatları bir mucize değildir. Ameliyatın başarısı kadar sonrasındaki takip ve hastanın performansı da önemli. Düzenli beslenme alışkanlığı, düzenli uyku bu konuda çok önemlidir
4. Ameliyat sonrası kurallara uymamak
Düzenli kontroller, belirli dönemde yapılacak tahliller, hayat tarzı değişikliği, protein ve vitamin takviyelerini almak, katı-sıvı ayrımı başlıca uyulması gereken kurallardır
5. Egzersizi önemsememek
Egzersiz bir hayat tarzı haline gelmeli. Hem kilo verme sürecini desteklemek hem sarkmaları önlemek için kritik öneme sahiptir. Kas kütlesindeki artış metabolizmayı hızlandırarak kilo verdikten sonra sabitlenmesi için de fayda sağlayacaktır.
6. Alkol vb. ürün tüketimini arttırmak
Alkol veya kalorisi yüksek gıdalar tüketmek kilo verimi sürecini olumsuz etkiler. Ancak ideal kiloya indikten sonra diyette denge oluşturarak ölçülü şekilde alkol tüketilebilir.
7. Obezite ekibinde beslenme bozukluğu ile ilgilenen bir psikolog olmaması
Obezite ameliyatları tek başına bir mucize değildir. Beslenme psikolojisini de düzeltmek esastır. Bu anlamda ameliyat sonrası bu açıdan da takip etmek gerekir
———————————-
Sağlıklı bir hayat için;
(0224) 970 01 01
(0224) 970 01 23 OBEZİTE HATTI
(0546) 970 11 23
Numaralı telefonlardan bize ulaşabilirsiniz.
Obezitenin çağın en önemli hastalıklarından birisi olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, cerrahi operasyon geçirmiş veya geçireceklere önemli uyarılarda bulundu.
Obezitenin çağın en önemli hastalıklarından birisi olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, cerrahi operasyon geçirmiş veya geçireceklere önemli uyarılarda bulundu.
Özellikle vücut kitle indeksi 35’i geçenlerin diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, bağırsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşturduğunu belirten Özel Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, “Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisidir. Ancak obezite cerrahisi geçirmiş veya geçirecek hastalar bazı önemli noktalara dikkat etmelidir” dedi.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibinin son derece önemli olduğunu belirten Taşpınar, “Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası bazı uyması gereken kurallar vardır. Yemek yerken su içmemeli. Çünkü mide kapasitesi artık eskisi gibi değil daha küçük. Gazlı içeceklerden uzak durulmalı. Çünkü net olmamakla birlikte mide hacmini büyütebilir. Hazır yemeklerden uzak durulmalı. Çünkü dışarıdan alınan gıdaların protein, karbonhidrat, yağ oranlarını ayarlamak zor olabilir. Alkol tüketimi önermiyoruz. Vitamin almamak bir hata olur. Bazı hastaların bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Demir B12, d vitamini, kalsiyum eksikliği olabilir. Ameliyat tipine bağlı olarak belli süreler mutlaka vitamin ve mineral takviyesi alınmalı. Abur cubura dönmek bütün mücadelenizi sekteye uğratabilir. Beslenme planı proteinli gıdalar üzerinde olmalı. Çok karbonhidrat almamalı. Ameliyat sonrası diyetisyen, psikolog, cerrah, sportif danışmanlarla yapılacak takip en az ameliyat kadar önemli. Ameliyat öncesi ve sonrası haftalık menü planları yapılmalı. Düzenli uyku son derece önemli. Tabi ki, ’bütün bunları yapacak olsam cerrahi operasyon geçirmeden kilo veririm’ diye düşünebilirsiniz. Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu sebeple bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki, obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymak son derece kolay olacak” diye konuştu.
Obezite çağımızın en önemli hastalıklarından birisidir. Evet hastalık diyorum çünkü özellikle vücut kitle indeksi (boy ve kilo ile yapılan hesaplama) 35’i geçenlerde diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, barsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşur.
Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisi olduğunu belirtmem gerekir.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibi son derece önemlidir. Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası uyarılarım şunlar olabilir;
- Yemek yerken su içmeyin. Çünkü mide kapasiteniz artık eskisi gibi değil daha küçük. Siz öğünlerinizde hem katı hem sıvıyı birlikte alırsanız mideniz daha erken dolar ve özellikle ameliyat sonrası beslenme önerimiz olan protein alımı azalır. Hatta daha çok su içilirse kusulabilir. Neticede bir bardağa bir sürahi suyu doldurursanız taşacaktır. Su yemekten yarım saat önce veya yarım saat sonra içilmelidir.
- Gazlı içeceklerden uzak durun. Özellikle ameliyat öncesinde muhtemelen çok içiyordunuz. Ameliyat sonrası bu alışkanlıklar devam ederse çalışmalarda net olmamakla birlikte mide hacmini büyütebilir. Peki ömür boyu mu içmeyeceksiniz? Özellikle kalorili olanları içmemenizi öneriyoruz. Özellikle ilk 6 ay kalorisiz olanları da önermiyoruz.
- Hazır yemeklerden uzak durun. Sürekli ev yemeği hazırlamak, işe götürmek elbette zor olabilir. Ancak hazır gıdalar çok sık tüketilirse sorun yaratabilir. Çünkü dışarıdan alınan gıdaların protein, karbonhidrart, yağ oranlarını ayarlamanız zor olabilir.
- Alkol alımını ilk bir yıl önermiyoruz. Her şeyden önce kilo verme sürecinizi yüksek kalori içeriğinden dolayı olumsuz ekiler. Ayrıca çapraz etkilerden dolayı ileriki dönemlerde ana yemek yerine alınan alkol oranı artabilir. Özellikle gastrik by pass sonrası alınan gıdalar barsağa direkt geçtiği için alınan alkolün etkisi artar ve az miktarla bile sarhoş yapabilir.
- Vitamin almamak bir hata olur. Bazı hastaların bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Demir B12, d vitamini, kalsiyum eksikliği olabilir. Ameliyat tipine bağlı olarak belli süreler mutlaka vitamin ve mineral takviyesi alınmalı.
- Yeterince su içmelisiniz. Su içmek kilo kaybı daha fazla olmasına yardımcı olur. Özellikle erken dönemde az su içerseniz dehidratasyon olur ve bunun sonucunda halsizlik, bulantı, kusma gibi bulgular oluşabilir. Böbrekler olumsuz olarak etkilenebilir.
- Abur cubura dönmek bütün mücadelenizi sekteye uğratabilir. Bu tarz gıdaları almanın psikolojik komponenti de var tabi ki. Bu nedenle ameliyat sonrası beslenme alışkanlıklarınızın takip edilmesi gerektiği gibi psikolojik durumunuzun ve sosyal hayatınızın da obezite tedavisi ekibinde bulunan psikoloğunuz tarafından takip edilmesi gerekecektir. Ancak sosyal hayatınızın düzenlenmesinde finalde top sizde.
- Beslenme planınız proteinli gıdalar üzerinde olmalı. Çok karbonhidrat almamalısınız. Özellikle basit karbonhidratlar çok alınırsa kilo kaybı yavaşlayabilir.
- Balayı dönemine aldanmayın. 1 yıl mekanik etkiyle kilo kaybı belirgin derecede olur ancak daha sonra bu etki azalır bu sürede beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmiş olmanız, sağlıklı beslenmeyi öğrenmiş olmanız lazım. Bu nedenle hep söylüyorum ameliyat bu işin 1. kısmı. Daha sonraki diyetisyen, psikolog, cerrah, sportif danışmanlarınızla yapılacak takip en az ameliyat kadar önemli.
- Çevrenizde size daha çok destek olanlarla birlikte olun. Tek başlına bu yükü sırtlamaktansa çevrenizden motivasyon anlamında da olsa destek alın Pozitif destek başarıyı artırır.
- Ameliyat öncesi ve sonrası haftalık menü planları yapın. Hekiminiz ve ekibinin bunları size detaylı olarak anlatması ve takip etmesi gerekiyor.
- Yeni tatlara açık olun. Protein ağırlıklı beslenmeye uygun yeni tarifler öğrenin. İnternette, sosyal medyada bu konuda pek çok seçenek bulunabilir.
- Düzenli uyku son derece önemli. Çalışmalara göre 6 saatten az uyuyanlarda iştah hormonu artarken tokluk hormonu azalıyor. Dolayısıyla az uyuyanlarda obezite riski artıyor. Hayatınıza düzen getirin, uykunuzu gece almaya çalışın.
- Uzun döneme odaklanın. Birbirinizi takip etmeye çalışmayın. Herkesin vereceği kilo değişir. Elbette ki daha çok kilolu olanlar daha çok kilo kaybeder ama oransal olarak yaklaşık herkes dikkat ettiği sürece aynı oranda kilo verir
- Ameliyat olacağınız hekimi ve hastaneyi iyi seçin. Hekimin tecrübesi, sorunlarla karşılaştığında durumu yönetebilme yeteneği ve tecrübesi, psikolog, diyetisyen, göğüs hastalıkları, psikiyatri, gibi pek çok branşla ekip olarak çalışması ayrıca hastanenin obezite cerrahisi hastalarına bakış açısı, hastanenin donanımı, teknolojik alt yapı son derece önemli noktalardır.
Tabi bütün bunları okuyunca aklınıza şu gelebilir. ‘’zaten bunları yapacak olsam ben kilo veririm. Neden ameliyat olayım ki? ‘’ Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu nedenle bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymanız son derece kolay olacak. Bu ameliyatların bir mucize olmadığını önemli olanın beslenme alışkanlıklarını değiştirme sürecinde kilo verme konsunda çok ciddi bir destek sağladığını belirtmem gerekir. Asıl olan ameliyat sonrası takip ve destek sürecidir, Bu aşamada sağlıklı beslenmeyi öğrenerek kalıcı olarak sağlıklı bir bedene sahip olmak ana hedef olmalıdır
Merak etmeyin sonraki süreç daha iyi olacak
PRE-OP (CERRAHİ ÖNCESİ) DÖNEMDE BESLENME
- Hastanın cerrahi risklerinin azaltılması,
- Karaciğer hacminin küçültülmesi,
- Hastanede yatış süresinin kısaltılması,
- Cerrahi sonrası kilo verme başarısının arttırılmasında etkili olan, düşük karbonhidratlı, düşük enerjili ve yeterli protein içeren diyet programı uygulanır.
Hastanın beslenme durumu saptandıktan sonra uygulanan bu programla cerrahi sonrası diyete uyumunun arttırılması hedeflenir.
POST-OP (CERRAHİ SONRASI) DÖNEMDE BESLENME
- Evre berrak sıvı diyet ile obezite cerrahisi geçiren hastalarımıza tanesiz, posasız, püresiz şekilde hazırlanmış et/tavuk sulu çorba, meyve/sebze suyu, laktozsuz süt, ayran, çay, su önerilir.
- Evre sıvı diyet ile obezite cerrahisi geçiren hastalarımıza yoğurt ve yumurta beyazı eklenmiş et/tavuk sulu çorba, yağsız taze peynir, katı meyve/sebze suyu, laktozsuz yoğurt, süt, ayran, çay, su önerilir.
Ayrıca bu dönemde yağsız vücut kitlesi (kas ve kemik kütlesi) nin korunması için yararlanımı yüksek whey proteini takviyeleri önerilir.
- Evre diyet ile obezite cerrahisi geçiren hastalarımıza iyi pişirilmiş, blender edilmiş ya da çatalla ezilmiş besinleri iyice çiğneyerek tüketmesi önerilir. Diyete tam yumurta, kabuksuz sebze ve meyveler, iyi pişirilmiş kıyma, tavuk, balık eklenir.
Bu evrede katı-sıvı ayrımı oldukça önemlidir. Küçülen mide hacmine uygun olarak katı besinlerle birlikte sıvı besin tüketimi önerilmez. Katı ve sıvı besin tüketimi arasında 30 dakika zaman farkı bırakılması önerilir.
- Evre diyet ile hastalarımızın diyetine tüm besin gruplarına ek gaz yapmayacak şekilde hazırlanmış kuru baklagiller, kuruyemişler ve kuru meyveler eklenir.
- Evre diyet ile hastalarımızın kişiye özgü olarak uygun miktarlarda tüm besin gruplarını (süt ve süt ürünleri, et, kurubaklagil, kuruyemiş, sebze ve meyveler ve tahıllar) içeren diyet planı hazırlanır.
Bireye bariyatrik yaşama uygun, bariyatrik beslenme piramiti ile beslenme eğitimi verilir. Bireyin beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri izlenir, kilo koruma programı ile hasta düzenli aralıklarla takip edilir.
Tüp mide ameliyatından 24 saat sonra su, 48 saat sonra çorba,meyve suyu,laktozsuz süt içerek sıvı diyet dönemine başlamış oluyorsunuz. Bu 15 günlük sıvı diyet döneminde katı herhangi bir besin tüketmemek bu dönemin en önemli kuralıdır. Bu dönemde içilen sıvılar ılık, şeffaf, berrak, tanesiz, şekersiz olmalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk olması barsak hareketlerini bozacağı için önerilmemektedir.
Bu dönemde taze meyve suyu veya şekersiz komposto, laktozsuz süt, laktozsuz sütten yapılmış ayran, et suyu/ tavuk suyu/ kemik suyu ve proteini arttırılmış içecekler, cerrahi sonrası verilen protein tozları ve bolca su tüketilmelidir.
Taze meyve suları hazırlanırken meyve seçimleri önemlidir. Portakal, mandalina, greyfurt gibi asitli; vişne, nar gibi ekşi meyvelerin suları tercih edilmemelidir. Elma, armut suyu ve ya kayısı, ayva kompostosu bu dönem için güvenilirdir. Bu meyvelerin içerisinde bulunan lif oranları fazla olduğu için hastanın barsak hareketini arttırmakta ve kabızlık gibi problemini minimuma indirmektedir. Meyve suları bu dönemde bir seferde maksimum100 cc. içilmesi tavsiye edilir. Günlük ne kadar içilebileceği diyetisyeniniz tarafından belirlenmelidir.
Laktozsuz süt bu özel dönemde normal süte göre tercih edilmelidir. Laktozsuz süt ile hazırladığınız içecekler sizlere sindirim problemleri yaşatmayacaktır. Obezite cerrahisinden sonra gün içerisinde tansiyonu düşen, tuzlu bir tat arayanlar için laktozsuz yoğurda su ve tansiyon hastası değilse biraz tuz karıştırılarak yapılan ayran tercih edebilirler.
Bir diğer protein kaynağı ise et/tavuk/ kemik suyudur. Bu sularını hazırlarken haşlama suyuna baharat, salça, soğan, sarımsak, limon suyu gibi mide asidini arttıracak gıdalar konulmamalıdır. Tansiyon hastası olmayan bireyler içerisine bir miktar tuz koyabilirler. Tavuk/et suyunun tadını hoş bulmayan hastalar içerisine sonradan süzmek şartı ile gaz yapmayan sebzelerden koyabilir veya laktozsuz yoğurt ile terbiye yapabilirler.
Bu dönemden tüketilmesi gereken bir diğer önemli içecek ise protein tozlarıdır. Hastaların günlük ihtiyacı kadar protein almaları ilerleyen dönemlerde karşılaşılabilecek Saç dökülmesi, tırnak kırılması, kas kaybı, halsizlik, yorgunluk gibi durumların minimumda olmasını ve iyileşme sürecinin daha hızlı olmasını sağlar.
Bu dönemde bolca su tüketilmesi gerekmektedir. Tüketilmemesi durumunda hastalar baş dönmeleri, halsizlik, göz kararmaları, oluşabilir. Bu dönemde ılık açık çay tüketilebilinir. Ancak kahve kesinlikle tüketilmemelidir.
İçecekler çok yavaş ve ufak yudumlarla verilen ölçülerde içilmelidir. Büyük bir yudum aldığında kişiler yemek borusunda tıkanma hissi yaşayabilirler. Sıvı tüketimi ile bazı hastalarda kabızlık veya ishal gibi durumlar görülebilir. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında doktor ve diyetisyenle iletişime geçilmelidir.
OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA PÜRE DÖNEMİNDE NELER TÜKETİLMELİDİR?
Obezite cerrahisinden sonra oluşan yeni midenin alışma süreci için normal ( katı ) beslenme sürecine aşamalı diyetler ile geçmek gerekir. Bu aşamalarının olmasının sebebi midenin alışma sürecini tamamlaması ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak için adeta beyine format atmayı amaçlamaktadır . Berrak sıvı dönemini, yumuşak püre diyeti dönemini takip etmektedir.
Püre diyetinde dikkat etmeniz gerek en önemli husus tüm besinleri blender yardımı ile tanesiz püre haline getirilmiş olmasıdır. Bu dönemde pürenin açık kıvamlı olması, mideyi yormamak ve normal beslenmeye geçiş döneminde midenin alışması açısından önemlidir.
Bu dönemde kısıtlı miktarda besin tüketimi sağlandığı için besinlerin protein içeriğinin yüksek olması, kas kaybının minimum düzeyde olması için önemli bir rol oynamaktadır.
Püre Döneminde Hangi Besinleri Tüketebillirim ?
-Porsiyonunda şeker oranı 10 gr’dan az olan bebek püreleri
-Blenderize edilmiş çorbalar ( Gaz yapmayacak gıdaların olmasına özen gösterilmelidir.)
-Yumurta (rafadan ile başlayıp ilerleyen günlerde yağsız omlet veya menemen tarzında devam edilebilir.)
– Tercihe göre; az yağlı veya yağsız peynir
-Haşlama ızgara veya buharda pişirilmiş sebzelerin püreleri
-Ton Balığı ( yağsız )
-Kabuksuz elma,şeftali,muz,kayısı gibi yumuşak meyveler.( Asitli meyveler hariç )
-Orta boy bir patatesin püresi
Obezite Cerrahisi Koordinatörü Belkız Keskin
Obezite ameliyatları 14 yaş ile 74 yaş arasında; yandaş hastalık, Hastamızın genel durumu, yapılan tahlillerin sonuçları ve konsültasyonlarına göre yapılabilmektedir. Hayatınızı ertelemeyin her yaşınızı güzelliklerle yaşayın.
Detaylı Bilgi ve Randevu için:
GSM: 0546 970 11 23 ( Obezite İletişim Hattı )
☎ (0224) 970 01 01 (Özel Medicana Bursa Hastanesi )