
Obezite cerrahisi amacıyla başvurmuş kişilerde ilk görüşme sırasında ayrıntılı bir değerlendirme yapmak gerekir.
Bursa Bariatrik Cerrahisi
0 (224) 970 01 23
Email: info@bursabariatric.com
Bursa Bariatric
Odunluk Mahallesi, Liman Cd. No:4, 16110 Nilüfer/Bursa
Obezite Cerrahisi Blog
Obezite cerrahisi amacıyla başvurmuş kişilerde ilk görüşme sırasında ayrıntılı bir değerlendirme yapmak gerekir.
Standart bir hasta değerlendirmesi 20 dk sürebilecekken bu hastalar ile görüşme yaklaşık 45 dk olmaktadır.
Obezite Cerrahisi hasta görüşme sırasında kişinin beslenme şekli, ek hastalıkları, kullandığı ilaçlar, daha önce diyet yapıp yapmadığı, obeziteye neden olabilecek hastalıklar, alkol, sigara, egzersiz durumu, mesleği, evde kaç kişi yaşadığı, bir gününün nasıl geçtiği, tatlı düşkünlüğü, gece horlamaları, ekonomik durum (ameliyat sonrasında vitamin ve protein takviyelerini alabilmesi açısından) değerlendirilir.
Hastaya yöntemin detayları, ameliyat sonrası gelişebilecek komplikasyonlar, yaşamında oluşacak değişiklikler detaylı anlatılır. Bu görüşmeler mümkünse ailesi ile birlikte yapılmalıdır.
Görüşmeden sonra hastaya hemen karar vermemesi, düşünmesi için birkaç gün süre vermek gerekir. İsterse bu süre zarfında daha önce ameliyat olmuş kişilerle görüşmesi sağlanıp fikir alması, empati yapması sağlanabilir.
Tabi ki yukarıda sayılan kriterler uygulanırken hastanın obezite ameliyatı için uygun olup olmadığı da değerlendirilir.Bu bağlamda aşağıdaki kriterler göz önüne alınmalıdır.
Öncelikle kişinin obezite sorunu en az son 3 yıldır var olmalı.Ayrıca daha önce profesyonel yardımla (diyet,spor) kilo vermeye çalışmış ancak başaramamış olmalı.
Obezite ameliyatlarında yaş kriteri için ise 18-74 yaş arasında bu ameliyatların yapılabileceği söylenebilir. Ancak artık adolösan dönmede de 15-18 yaş arasında bu ameliyatlar yapılabiliyor. Bu kriterleri sağlayan kişilerde aşağıdaki kriterlere göre değerlendirme yapılır.
Bu noktada vücut kitle indeksi dediğimiz kavram ortaya çıkar. VKİ kişinin kilosu ile birlikte boyunu da dikkate alan bir hesap sonucudur. Kişinin boyunun metre olarak karesi alınır , çıkan sonuç kg cinsinden kilosuna bölünerek bulunur.
Örneğin bir kişinin boyu 1,60 , kilosu 140 olsun. İlk önce 1,6×1,6= 2,56 daha sonra 140/2,56=54,6. Kişinin VKİ=54,6.
Dünyada pek çok ülkede obezite cerrahisi derneklerinin önerisi doğrultusunda aşağıdaki kriterler uygulanır.
Ancak bazı durumlarda kişi bu kriterlere uysa bile ameliyat etmek doğru olmayacaktır.
VKİ olarak ameliyat kriterlerine uymayan veya ameliyat olmak istemeyen kişilere de ameliyatsız yöntemler olan mide balonu ve mide botoksu uygulanabilmektedir. Başarı şansı ameliyat kadar yüksek olmasa da hastaya kilo verme sürecinde önemli destek sağlayacak bu yöntemleri de uygun hastalarda önerebilmekteyiz.
Obezite Cerrahisinde önemli olan ameliyat veya ameliyatsız yöntemler için uygun hastayı seçip, uygun müdahaleyi yapabilmektir. Ancak o zaman mükemmel sonuçlar alınabilir.
Kilo vermek için yardımcı yollara başvurmak isteyenler için yeni bir yöntem daha geliştirildi. Mide Botoksu yöntemi olarak adlandırılan bu yöntem kilo vermek isteyenlerin sıklıkla başvurduğu yöntemlerden biri haline geldi. Ancak Mide Botoksu yöntemi bazı tartışmaları da beraberinde getirdi. Çıkan tartışmalar üzerine ise uzmanlar Mide Botoksu tekniğinin başarısız olmasının nedenleri üzerinde duruyor. Uzmanların Mide Botoksu başarısı konusunda altını çizdikleri nokta ise diyete sadık kalınması. (daha&helliip;)
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası genel olarak mide hacmi ufaltıldığından dolayı vücudumuza giren gıdaların azalması ile beraber almamız gereken vitamin oranı da azalmaktadır. Bunu kontrol altına almak için tüp mide ameliyatı obezite cerrahisi sonrasında doktorunuzun kontrolünde bazı vitaminleri ön görülen süre içinde alınması gerekmektedir. Vitamin almanın nedenleri arasında;
• Az gıda alınacağı için vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin vücudun belli bir seviyeye kadar alınmasını sağlamak
• Vitamin yetersizliğinden dolayı oluşacak hastalıklara karşı önlem almak
• Bazı vitaminlerin eksik alınması sonunda beslenme sisteminde de bozulmalar olmaktadır. Özellikle bu bozulmalar obezite ameliyatı sonrası ciddi önem taşımaktadır.
Bu sorunun cevabı hastanın vücut metabolizmasına göre doktorun belirlemesi gerekmektedir. Fakat en sık kullanılanlar arasında;
• B12 Vitamini
• Multi vitaminler
• Kalsiyum
• Demir
Her insanın sağlık durumunun, vücudun ihtiyacının farklı olması nedeniyle herkesin farklı bir vitamin eksikliği durumu söz konusu olabilir. Bunun mutlaka doktor tarafından belirlenmesi gerekir. Çünkü doktor hastanın yaşına, kilosuna, sağlık durumuna hâkim olacağından bazı tahliller sonucunda hastanın ihtiyaçlarını belirleyecektir. Bazen vitamin takviyesine ihtiyaç olmadığı durumlar da görülebilmektedir.
Hastalar ne kadar düzenli beslenme alışkanlığını elde etmiş olsalar bile mide hacmindeki küçülme nedeniyle bazı vitaminleri yeteri kadar elde edemiyor olabilir.
Daha önce çok hastada karşılaşılan vitamin eksiklikleri rahatsızlıklarının görülmesi tecrübesi ile hastaların bu rahatsızlık başlamadan öncesinde bu riski en aza indirecek önlemler alınması amacının olması.
Hala yeterli şekilde düzenli beslenme alışkanlığı elde
edemeyen hastaların bu yetersizliğini karşılamak isteği.
Tüp Mide Ameliyatı Operasyonundan sonra hastalarda en çok görünen vitamin ve mineral eksiklikleri; B1 ve B2 vitaminleri ve kalsiyum eksikliğidir.
Tüp Mide Ameliyatı geçirmiş hastalarda vitamin eksikliğine bağlı şikayetlere rastlanabilir. Fakat tecrübeli bir uzman hekim tarafından gerçekleştirilen ve yine tecrübeli diyetisyenler tarafından takibi yapılan operasyonların ardından, hastaların diyetlerine eklenen vitamin destekleriyle, bu risk ortadan kaldırılabilir.
Son zamanlarda obezite cerrahisi, hastalarda bazen beslenme bozukluklarının oluşmasına neden olduğu için gelişmiş ülkelerde pek kullanılan bir yöntem değildir. Mide hacminin tüp şeklinde küçültülmesi hastaların vücudun ihtiyacı olan vitamin ve minerali almasına engel olabilmektedir. Bu yüzden bazen haplar vasıtasıyla bazen de kas enjeksiyonu yoluyla hastaların bu yetersiz beslenmelerini karşılamak amacı ile takviye yapılabilmektedir. Bu takviyeler arasında B1 vitamini en önemli vitaminlerden biridir.
Tiamin olarak da bilinen B1 vitamini ince bağırsağın 2. kısmında emilir. B1 vitamininin bilinen en önemi özelliği lipid ve karbonhidratta koenzim olarak rol almasıdır. Gelişmiş ülkelerde çok fazla alkol tüketimi, karbonhidrat ve kalori değeri yüksek olan yiyecek ve içeceklerin tüketimi ve rafineli unlu gıdalar tüketimi çok fazla olduğu için B1 vitamini eksikliğine rastlanması ihtimali çok daha yüksek olacaktır.
Tüp Mide Ameliyatı hastayı fazla kilolarından bir anda kurtararak tüm sorunları çözen bir ameliyat değildir. Hastanın öncelikle bu sürecin nasıl işlediği konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Hastanın yeterli bilinçte olmaması ameliyat sonrasında verilen kiloların yeniden alınmasına neden olabilmektedir.
Obezite cerrahisinin temel amacı hastanın mide hacmini tüp şeklinde küçülterek hastanın acıkma isteğini en aza indirmektir. Bu tedavi yöntemi ile hastalar çok az besinle beslenerek çok kolay bir şekilde doygunluk hissine kapılırlar.
Obezite cerrahisi tedavisinden yararlanan hastalar genellikle artık fazla kilolarından kurtulduğunu ve bundan sonraki süreçte dilediği her besini yiyebileceğini zanneder. Oysaki asıl yenilen besinlerin kalori miktarlarına dikkat edilmesi gereken zaman cerrahi müdahalenin olmasından hemen sonrasında başlayan zamandır. Hasta bu süreçte yediği besinlerin hepsinin tek tek listesini çıkarmalı ve düzenli bir beslenme alışkanlığı edinmelidir. Aksi takdirde yapılan operasyonun hiçbir anlamı kalmaz ve hasta eski kilosuna yeniden döner.
Hastaların düzenli bir şekilde beslenmeye dikkat etmesine ve hastaların vücudundaki emilim miktarında bir değişiklik olmamasına rağmen hastalarda mide hacminin küçülmesine bağlı olarak bazı vitaminlerin yeterli düzeyde olmaması gibi bir durum söz konusu olabilir. Bu tür durumlarda vitamin takviyesini mutlaka yapılması gerekir. Ancak hangi vitamine ne denli ihtiyaç olduğu doktorlar tarafından tayin edilmelidir. Hasta kendi düşüncesinden hareketle vitamin hapları vs. asla almamalıdır!
Kalsiyumun güçlü kemiklerin oluşması için çok etkili bir mineral olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Kalsiyum eksikliği ise kemiklerin zayıflamasına neden olur. Tüp Mide Ameliyatı olduktan sonrasında ciddi oranda kalsiyum eksikliği olan hastaların çoğunluğunda el ve ayak kemikleri başta olmak üzere farklı kemiklerde kırılma sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. O yüzden Tüp Mide Ameliyatı geçirmiş olan hastalardaki kalsiyum oranının takip edilmesi son derece önemlidir.
B12 vitamininin fonksiyonları genellikle mide ile alakalıdır. Mide asidi vücuttaki kan vasıtası ile B12 vitaminlerini alır. Ancak obezite cerrahisinde kullanılan tüp ya da başka etkiler nedeniyle vücuda yeterli düzeyde B12 vitamininin alınmaması, metabolizmanın işleyişini olumsuz şekilde etkiler. O yüzden B12 vitamini takviyesinin mutlaka her gün alınması gerekir. B12 vitamini 3 şekilde vücuda verilmektedir. Birincisi kan içi enjeksiyon yöntemi, ikincisi halk arasında da bilinen dil altı tablet yöntemi ve üçüncüsü ise burun spreyi yöntemi iledir.
Hastaların ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrasındaki kan değerlerine ve tahlillerine bakılır. Bu değerlere göre hastanın neye ihtiyacı olup olmadığı doktor tarafından belirlenir ve buna göre de hastalara düzenli bir şekilde vücudun ihtiyacını karşılayacak besinler ve ilaçlar uygulanır. Bazen başka vitamin eksiklikleri ya da protein eksiklikleri de görülebilmektedir. D vitamini eksikliği de çok sık olmamakla birlikte karşılaşılan problemler arasında yer almaktadır.
Kısacası obezite cerrahisi olarak söylenen yöntem sadece hastanın ameliyat masasına yatarak fazla kilolarından kurtulması ve hemen sonrasında normal hayatına geri dönmesinden ibaret bir yöntem değildir. Bunun aksine hasta o ameliyat masasına yattığı andan itibaren bundan sonraki kalan hayatında yediği her besinin miktarına özen göstermesi gerektiğini aklından çıkarmamalıdır.
Hastaların vitamin eksiklikleri ile karşılaşılmaması adına vitamin takviyeleri tüm ömrü boyunca devam edebilir. Genellikle hastalar cerrahi müdahaleden 2-3 sene sonrasında tüm eski alışkanlıklarına devam ederek yeniden aynı sorunlar ile karşılaşabilmektedir. Bu durumun yeniden oluşmaması için gerekirse psikolojik tedavi almaktan da geri durmamak gerekir.
Ameliyat olduktan sonrasında artık hastanın tüm hayatı boyunca çok düzenli beslenmesi gerekir. Alınan tüm vitaminlerin miktarı, yenilen her besinin kalori değerleri hayat boyunca titiz bir şekilde hesaplanmalı ve ona göre hareket edilmelidir.
En az 1 yıllık süreçte kontrollerinizin dahilinde laboratuvar sonuçlarınıza bakılarak doktorunuzun önereceği demir, kalsiyum, multivitamin dönemsel olarak kullanım gerektirebilir.
Mide küçültme ameliyatı sonrası spor yapılmaktadır. Fakat ilk önce doktorun yönlendirilmesi dikkate alınmalıdır. İlk bir ay zaten doktor yenmesi gereken yiyecekler hakkında hastayı bilgilendirmektedir. Bu kurallara uyulma zorundadır. Daha sonra ameliyat sonrası doktorlar küçük yürüyüşler ile hastayı motive etmektedir. Hasta eve geçtiği zaman yürümeye devam etmelidir. Tabi ki de fazla zorlamadan yürüyüşe izin verilmektedir. Hemen ameliyat sonrası ağır egzersizler yapılmamaktadır. Bu zaman 1 ay ya da 2 ay olabilir. Doktorunuzun dediğine bağlıdır. Bu süreç sonrası istediğiniz sporları yapmanız mümkün olmaktadır.
İnsanları kilo psikolojik olarak çok yıpratır. Mide artık daha fazla yemek ile doymaya başlamaktadır. Çünkü midenin bir sınırı yoktur. İnsanlar ne kadar çok yerse mide o kadar çok genişleme göstermektedir. Burada en önemli kısım az yemek ve spor yapmaktır. Düzensiz bir şekilde spor yapılmamalıdır. Her gün belli saatlerde spor yapılmalıdır.
Uzman obezite cerrahisi başarısı için en önemli etken; kişilerin uzman gözetimi altında önerilen diyet ve egzersizleri benimseyerek, eksiksiz uygulamasıdır. Bu durumun kişinin iyileşme süresini hızlandırdığı araştırmalar sonucu kanıtlanmış bir durumdur. Daha önceden hiç egzersiz ve diyet yapmayan bir kimsenin böyle bir durumu benimseyip, kabullenmesi zor bir durum olabilir. Ancak bu programlar uygulandıkça verilen kilolar ve zaman içinde sevdiği egzersizleri yapması kişinin motivasyonunu artıracaktır.
Her hasta için özel diyet ve egzersiz programları oluşturuluyor olsa da obezite cerrahisi sonrasında bazı temel prensiplere uymak gerekir.
Yapmayı planladığınız bütün egzersizleri doktorunuza anlatarak onun onayını almalısınız. Kendi başınıza bir program uygulamamalısınız.
Doktorunuz sizin kişisel faktörlerinize göre gereken diyet ve egzersiz programları önerecektir. Kesinlikle önerilenin dışına çıkıp, hızlı kilo vereceğim diye uzun süreli spor ve egzersiz yapmayın.
İlk başta uzman doktorunuzun sizin için önerdiği süre ve tempoda yürüyüşler yapmaya ve bunları aksatmamaya hassasiyet gösterin.
Operasyondan sonra doktorunuz onay verene kadar ağırlık ve karın hareketleri çalışmayın.
Hem kas hem de kemik yapınızı geliştirecek, sevebileceğiniz egzersizleri yapmanız daha uzun vadede size fayda sağlar.
Eğer imkanınız varsa önce hekiminize danışarak yüzme ve su jimnastiği gibi ideal egzersizlere yönelin. Doktorunuz bunlardan bahsettiğinizde sizin için ideal bir program düzenleyebilir.
Egzersiz ve spor yapmak obezite hastalığı olan veya olmayan herkes için son derece olumlu etkilere sahiptir. Obezite tedavisinde egzersiz programları, kilo kaybı sürecini hızlandırmak ve yaşanan kilo kaybının daha uzun süre korunmasına yardımcı olmak adına son derce önemli bir rol almaktadır.
Egzersizin Diğer Olumlu Etkileri;
Stres oranını aşağı çekerek, kaliteli bir yaşam sunar.
Kalp ve damar rahatsızlıklarının azalmasına yol açar.
Uyku kalitesini artırır.
Kalp ve akciğerlerin güçlenmesine sebep olur.
Kemik erimesini azalmasında etkilidir.
Kas ve eklem bağlarının güçlenmesini sağlar.
Obezite Cerrahisi Sonrası Egzersiz Türleri
Egzersizlerin çeşitlerini; aerobik, kas güçlendirici, kemik güçlendirici, gerdirme olarak dört bölüme ayırabiliriz.
Obezite tedavisinde egzersiz tercihinde yalnızca vücut kitle indeksi ele alınmaz. Bu tercihte her hasta kendi fiziksel durumlarına göre değerlendirilerek, ihtiyacına göre hangi egzersiz programı kullanılacağı belirlenir. Morbid obezite hastalarına genellikle orta-ağır egzersiz programı kullanılır. Kişiler egzersiz programına alınmadan önce kalp ve damar rahatsızlıkları ve kalp kapasitesi bakımından değerlendirmeye alınmalıdır. Solunum testleri de dikkate alınmalıdır. Herhangi bir sorun görüldüğünde öncelikle bu sorunun tedavisi yapılmalıdır. Hangi egzersiz programı uygulanacağına ise bu tedavinin bitiminde karar verilmelidir.
Devamlı olarak yapılan egzersizler programlarında kişi kendini fazla yormadan süreleri de uzun tutmadan ilerlemelidir. İlk başta onar dakika olarak başlayabilir. Bütün egzersizlerin ağırlığı, temposu yavaş yavaş artırılmalıdır. Ciddi sağlık problemleri olan kişilere ağır egzersiz programları tavsiye edilmez.
En çok tavsiye edilen egzersizler yürüyüş, yüzme ve merdiven çıkmaktır. Bütün egzersiz ve sporlar ısınma sağlanmadan uygulanmamalıdır. On dakikalık hafif yürüyüş ısınma için yeterli olacaktır. Daha sonra yavaş yavaş tempo yükseltilebilir.
Yaklaşık olarak 30 dakikalık bir egzersizden sonra hemen durulmamalı 5-10 dakika hafif hareketlerle yavaşlama sağlanmalıdır. Bu kasların dinlenmesine ve vücudun enerji harcamasından dinlenme pozisyonuna geçişini sağlar. Bu işleme soğutma denir. Soğutma yapılmadan aniden bitirilen hareketler sonucunda kaslarda yaralanmalar ve kramplar meydana gelebilir.
Aerobik egzersizleri kilo verdikçe oluşabilecek deri sarkmalarını önleyici ve sıkılaşmanıza yardımcı olacaktır.
Gideceğiniz yere varmadan bir durak önce inip yürümeniz basit olsa da etkili bir yürüyüş olacaktır.
Eğer eviniz için asansör var ise asansöre binmek yerine merdivenleri kullanarak çıkmanız yaralı olacaktır.
Eve sipariş vermek yerine, dışarıya çıkıp yürüyerek markete gidip ihtiyaçlarınızı almanız daha iyi olacaktır.
Ev içerisinde eskileri göz önüne getirerek kumanda kullanmaktan kaçının, ya da kumandayı uzan yere bırakarak otur kalk hareketleri yapılabilir.
Gideceğiniz yerlere araba ya da bisiklet gibi araçlar kullanmak yerine yürümeyi tercih edin.
Pilates topunuz olsun, üzerine oturup dengede kalmaya çalışmaya çalışın böylece kalça ve göbek sorunlarınıza iyi gelecektir.
Morbit obezite rahatsızlığı insanlar hayatını zorlaştırarak strese girmelerine sebep olur. Egzersiz ve spor programları uygulamak sağlıklı bir şekilde kilo verilmesine sebep olur. Fakat morbit obezite hastalığına sahip kişiler spor salonlarına gitmeye çekinebilirler. Bu durum anormal olmayıp gayet normal bir histir. Spor salonlarındaki aletlerin çoğu da bu hastalara uygun olmayabilir. Bu durum morbid obezite hastalarını daha çok strese sokabilir. Böyle bir durumda yüzmek veya merdiven çıkmak gibi tek başına uygulanabilen sporlara yönelme olabilir. Kişi fazla yorulmadan kalori yakımını bu sporlarla sağlayabilir.
Spora her insan yaşamında yer vermesi gerekmektedir. Yenilen her şey kontrollü olmalıdır. Ameliyat olmak zorunda olan kişiler devlet hastanelerinde ücretsiz hizmetten faydalanmaktadır. Fakat birçok insan da mide küçültme ameliyatları için özel hastaneleri tercih etmektedir. Obezite cerrahi ücretleri için 6 bin ya da 30 bin TL’yi gözden çıkarmalısınız. Çünkü doktorların uzmanlığına ve ününe göre fiyatlarda değişiklik olması çok normal bir durumdur. Hiç kimse sporsuz bir sağlıklı yaşam düşünmemelidir.
Obezite cerrahileri sonrasında oluşabilecek sarkmalar oluştu mu? Tüp mide ameliyatları sonrasında nasıl bir spor programınız var mı? Ya da spor yaptınız mı? Ne zaman spor yapmaya başladınız? Bizlerle paylaşabilirsiniz.
Türkiye‘ de yeni yeni uygulanmaya başlanan mide botoksu dünyada uzun zamandır uygulanmaktadır Mide botoksu, endoskopik olarak uygulanan, midenin iştah ve açlık üzerinde etkili olan sinir ve kaslarını geçici olarak etkisiz hale getirmeyi amaçlayan ameliyatsız bir obezite tedavi yöntemidir.
Mide Botoksu mideye botilinum toksin (botoks) uygulanması endoskopik yöntem ile midenin belirli bölgelerine Botilinum toksin enjekte edilmesi esasına dayanan nispeten yeni bir kilo verdirme yöntemidir
Mide botoksu, özellikle vücut kitle indeksi 27 ve üzeri olan bireyler için, ameliyat olmak istemeyen kişilerin de tercih ettiği, son dönem gittikçe yaygın kullanılan bir yöntemdir.
Mide Botoksu işlemi endoskopik bir yöntem olduğu için ameliyat hazırlığına gerek duyulmadan yapılıyor.
Mide Botoksunun amacı, insanların genel olarak daha fazla gıda tüketimini büyük ölçüde azaltarak, daha hızlı ve daha uzun süre toklukhissetmelerine yardımcı olmaktır. Mide botoksu, oldukça kolay bir işlemdir.
Mide botoksu işlemi on dakika gibi kısa bir sürede tamamlanıyor. İşlemden sonra hasta bir ya da iki saat tedavi merkezinde dinlendirilip evine gidebiliyor.
Mide botokosu 3. Gün kendini göstermeye başlıyor. Yedinci gün etkisi maksimuma ulaşıyor. İşlemden sonra hastalar 6-8 ay sonra ideal kiloya ulaşıyor. Az gıda ile uzun süre tokluk sağladığı için ideal kiloya kısa sürede ulaşılıyor.
Mide botoksu işlemi özel bir hazırlık gerektirmiyor. Endoskopik olarak yapıldığı için ameliyatın gerektirdiği bir hazırlığa ihtiyaç duyulmuyor. Endoskopi işlemi sırasında hastalar uyutuluyor, sonra mide botoksu işlemi tamamlanıyor. İşlemden sonra hasta uyandırılıyor, daha sonra ise hastanede yatmaya gerek kalmadan, kısa sürede evine gidebiliyor. Kilo verme sürecinde ise düzenli kontroller yapılıyor. Mide botoksu için özel bir diyet yapmak gerekmiyor. Midenin iştah ve açlık hormunu sinirler geçici olarak felç ediliyor. Bu sayede de çok az gıdayla tokluk sağlanabiliyor.
Mide botoksu uygulaması, son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaygın olarak kullanılmaya başlanan etkin bir obezite tedavi yöntemidir. Özellikle, zayıflama diyeti programlarına uymakta ve düzenli egzersiz yapmakta zorlanan, obeziteye bağlı sağlık sorunları olup diyetle kilo vermede sürekli başarısız olan kişiler için devrim niteliğinde bir tedavidir. Uluslararası kriterlere göre vücut kitle indeksi (VKİ)* 35’in altında olan kişilere uygulanabilmektedir. Vücut kitle indeksi 35’in üzerinde olan kişilere, mide botoksu uygulaması önerilmez.
Mide botoksu alerjisi olanlarda, mide ülseri, gastrit, on iki parmak bağırsağı ülseri gibi durumlarda uygulanması önerilmiyor ve öncelikle bu problemin düzeltilmesi gerekiyor. Bu nedenlerle gastroskopi ile işlem öncesi mutlaka midenin değerlendirilmesi gerekir. İşlem sonrası çok sık olmayarak bulantı, şişkinlik şikayetleri olabiliyor. Botoks işleminden sonra ilk 6 aylık sürecin iyi değerlendirilmesi gerekir. Botoksun etki süresi ortalama 4-6 ay kadardır. Bundan sonraki süreçte botoksun tekrarlanıp tekrarlanmaması hastanın genel durumuna bağlıdır. Hastanın sağlık problemleri düzelirse botoksun yenilenmesine gerek duyulmaz ancak diyet ve spor programını devam ettirmelidir. 6 aydan sonra bir miktar daha kilo kaybına ihtiyaç olduğu düşünülürse ve yapılan teknikten başarı elde edilmişse botoks tekrarlanabilir. Literatür bilgilerinde 3 seansa kadar öneriliyor.
• Genellikle 27 ve 35 arasında bir BMI (Vücut Kitle İndeksi) ile kilo kaybı isteyen hastalara uygulanır.
• 10-20 kg kaybetmek isteyenler için uygundur.
• Kişinin 18 yaşından büyük ve 55 yaşından büyük olmaması gerekir.
• Hastanın geçmiş 6 ay boyunca diyet ve egzersizle geçmişte önemli kilo verememiş olması gerekir.
Mide Botoksu Nedir? Nasıl Tedavi Edilir ? Kimlere Yapılır?
İlk olarak mideye endoskopik olarak yani ağızdan bir hortum aracılığı ile ulaşılır. Ancak bu aşama, hastalar için ameliyatla yapılacak bir işlem değildir. İşlem tamamen endoskopiktir. Ardından genellikle ciltteki kırışıklıkları düzeltmek için kullanılan ve tanınan botoks, midenin ilgili bölgelerine dikkatli şekilde transfer edilir. Ortalama olarak 30 dakikalık bir işlem sonrasında mide motoksu tamamlanır.
Mideye enjekte edilen botoks sayesinde bazı kasların kasılması engellenir. Bundan dolayı da genellikle yüz bölgesinde kullanılır. Mide duvarındaki kasların kasılmasını engellemesi sayesinde de iştah hormonları kontrol altına alınır. Kişi, oldukça küçük porsiyonlarla daha uzun süre tokluk yaşar. Kişinin iştahı kapanır ve daha uzun süre tokluk yaşar. Bunun dışında, mide kaslarının kasılması azaldığında, mide daha erken dolmaya başlar ve kısa sürede doyuma ulaşılır. Bu sayede kilo verme süreci desteklenir. Elbette kişinin bu tedaviyi spor ve beslenme alışkanlıklarını değiştirerek desteklemesi de oldukça önem teşkil ediyor.
Mide botoksu uygulaması Op.Dr. Ersoy Taşpınar tarafından Bursa’da Medicana Hastanesi Bünyesinde yapılmaktadır. Şehir dışından gelen hastalarımız (İzmir, Ankara, İstanbul vb.) ve yurtdışından hasta kabulu, yapan hastaneler arasında yer almaktayız.
Mide botoksu Bursa ilinde Medicana Bursa Hastanesi Bünyesinde Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Ersoy TAŞPINAR, 1000’in üzerinde başarılı uygulaması ise, bu alanda çalışmaları olan bir cerrahi hekimidir. Sizlerde ücretsiz ön görüşme randevusu alabilmek için 0 546 970 1123 numaralı telefondan daha ayrıntılı olarak bilgi alabilir, muayene randevusu oluşturabilirsiniz.
Mide botoksu için Genel Cerrahi uzmanı Op.Dr. Ersoy Taşpınar ile irtibat kurabilirsiniz.
Mide botoksu, mide kaslarına enjekte ediliyor. Bu sayede kasların kasılma süresi yavaşlıyor ve besinler daha uzun sürede sindiriliyor. Bu sayede de tokluk hissi uzun sürerek kilo verme kolaylaşıyor. Obezite ile mücadelede devrim niteliğinde bir yenilik mide botoksu, dünyada da yaygınlaşmaya başladı. Kilo sorunu yaşayan kişiler, mide botoksu yöntemi sayesinde amaçladıkları kiloya kısa sürede ulaşabiliyor. Kilo kaybı ile ile hayat kalitesi artıyor, sağlıklı bir yaşamın kapıları açılıyor.
Mide botoksunun bilinen herhangi bir ciddi ya da uzun vadeli yan etkisi yoktur. Cilde yaptırdıktan sonra dahi, altı ay içinde etkisini kaybeder. Mide botoksunda da ulaşılmak istenen kiloya 6 ayda ulaşmak mümkündür. Bu altı aylık süreçte, kişi beslenme, spor ve yaşam alışkanlıklarını değiştirdikten sonra mide botoksunun etkisi geçse de kilo verme devam eder.
Mide botoksunun etkisi 4-6 ay sürmektedir. Mide botoksu uygulamasının yan etkisi veya riski yoktur. Obezite tedavisinde başarı oranları yüksek olan güvenilir bir yöntemdir. Konuğumuz, uygulamadan 1-2 saat sonra yürüyerek hastaneden ayrılabilmektedir. Uygulamadan sonra nadir olarak gözlenebilen yan etkiler arasında bulantı, hazımsızlık ve şişkinlik gibi şikayetler sayılabilir.
Mide botoksu fiyatları 2019 Ocak ayına özel %20 indirimli olarak planlamıştır. Uygulamaya hastane ücreti, gastroskopi ücreti dahildir.
Mide botoksu Bursa, Balıkesir, Ankara, Mide botoksu İstanbul ve diğer illerden, yurtdışından gelen hastalar için, mide botoksu uygulaması sonrası, diyetisyen görüşmeleri Bursa dışından gelen hastalarımız ise 6 aylık diyetisyen paketi aldıklarında Online görüşebilirler ayrıca 2 haftada bir listeleri yenilenmektedir.
Mide botoksu fiyatları 2019 için 0 546 970 1123 numaralı telefondan bilgi edinebilirsiniz.
Bursa’dan Mide Botoksu İçin iletişime geçen hastalarımız için
Mide Botoksu ön görüşme randevusu alabilirsiniz.
Mide botoksu Bursa dışından gelen hastalarımız için
Mide botoksu Bursa, Balıkesir, Ankara, Mide botoksu İstanbul ve diğer illerden, yurt dışından gelen hastalar için, mide botoksu uygulaması sonrası, diyetisyen görüşmeleri 2 haftada bir listeleri yenilenmektedir.
Bursa dışından gelen hastalarımız ise 6 aylık diyetisyen paketi aldıklarında Online görüşebilirler ayrıca 2 haftada bir listeleri yenilenmektedir.
Mide Botoksu Uygulamaları 18 yaş ve üstü yetişkin bireylere yapılmaktadır. Uygulamada hastaneye yatış yapılmamaktadır. Ortalama 45 dakika – 1 saat sürede gerçekleştirilmektedir. Sonrasında 1-2 saat dinlenme yapılmaktadır. Uygulama öncesi endoskopi ile mide görüntülemesi yapılmakta, sorun olmadığı takdirde mide botoksu uygulaması yapılmaktadır.
Mideye Botilinum toksin (botoks) uygulanması endoskopik yöntem ile midenin belirli bölgelerine Botilinum toksin enjekte edilmesi esasına dayanan nispeten yeni bir kilo verdirme yöntemidir. Mide botoksu yöntemde mide kaslarının kasılması sınırlandırılarak mide boşalma süresi gecikir ve hastada iştah kaybı elde edilir.
Mide botoksu aslında kilo vermek isteyen herkese uygulanabilir. Bu işlem bir ameliyat değildir. Ancak hasta seçimi önemlidir. Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan ve ameliyat ile başarı elde edilebilecek hastalarda mide botoksunun çok faydalı olmayacağını söylemek gerekir. Bu noktada fazla kiloları olan ama ameliyat edilecek kadar da obez olmayan ve kilo vermek isteyen hastalar ideal hasta grubunu oluşturur. Midesinde ülser veya gasrit olan hastalarda ise öncelikle bu hastalıkların uygun tedavisi gerçekleştirildikten sonra mide botoksu uygulanabilir.
Botoks esas olarak ciltte kırışık azaltmak amacıyla çok yaygın kullanılmaktadır ve tehlikeli bir yan etkisi bilinmemektedir. Mide botoks uygulaması ise standart bir endoskopik işlem olduğundan literatürde bildirilmiş önemli bir yan etkisi bulunmamaktadır. Kas hastalığı olanlar ve botoksa karşı alerjisi olan kişilerde işlemin uygulanması uygun değildir.
Mide botoksu da dahil olmak üzere hiç bir yöntemin kilo verdirme garantisi yoktur. Mide botoksuna mucizevi tedavi gibi davranmak doğru değildir.
Mide botoksunun iştahı azaltıcı etkisi olduğu ve diyete yardımcı olduğu bilinmekle beraber, botoks uygulaması sonrası yüksek karbonhidratla beslenen hastalarda başarısız olma ihtimali de mevcuttur.
Mide botoksu uygulaması ile 6-8 ay içinde ideal kiloya ulaşılması sağlanabilmektedir. Bu süre zarfında bir miktar kilo veren ancak ideal kilosuna ulaşamayan kişilere, kilo kaybının devamı için yeniden mide botoksu uygulanabilir.
Mide botoksu bir ameliyat değildir. Tamamen endoskopik olarak ağızdan girilerek yapılan bir işlemdir. Kesi yoktur. İşlem ortalama 20 dakika sürer. Hastalar, işlem esnasında anestezi hekimi eşliğinde uyutulur. Hastanede yatmak gerekli değildir. İşlem sonrası genellikle 1-2 saatlik müşahede yeterlidir.
Mide botoksunda kullanılan ilacın tüm etkisinin 4-6 ay içinde vücuttan tamamen silindiği bilinmektedir. Bu nedenle kalıcı bir hasar oluşturma ihtimali yoktur.
Mide botoks işlemi sadece midenin düz kaslarına yönelik uygulanmaktadır, sinir hücrelerine ve bağırsakların hareketine bir etkisi yoktur. Dolayısıyla bağırsak tembelliğini arttırıcı bir etki yapmamaktadır.
Mide botoksu sonrası size özel hazırlanacak diyette, (bu durumu diyetisyeninize belirtiniz),bağırsakların çalışmasına yönelik gıdaların diyete eklenmesiyle bağırsak tembelliğinde düzelme de görülebilir.
Yapılan çalışmalarda mide botoks işleminden sonra sistemik yayılım gösterilmemiş olup tamamen lokal olarak sinir iletimini bloke ettiği ve dolayısıyla acıkmayı geciktirdiği gözlenmiştir.
Mide botoksu Gebelerde ve emzirenlerde kullanımı ile ilgili yeterli çalışma yapılmamıştır.
Hastaların toplam ağırlığının %10-15 kadarını 3-6 aylık süre içinde kaybetmesi beklenir. Verilen kilo miktarı; yaş, metabolizma hızı ve yapılan egzersiz sıklığına göre kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Fastfood gibi hızlı tüketilen gıdalar, asitli içecekler tüketilmesi zararlıdır. Botoks uygulanan hastalar daha geç acıkmakta, daha az porsiyonlarla doymakta, daha erken tokluk hissetmektedir.
Mide balonu da kilo vermek için yapılan endoskopik müdahalelerden biridir. Ancak mide balonunun hacminin hastaya göre ara sıra ayarlanması gerekir ki bu da her seferinde endoskopi yapmayı gerektirir.
Mide botoksu tek uygulama ile 3-6 ay etkili bir iştah kaybı sağlar. Mide balonunda mide içinde bir yabancı cisim olması nadiren de olsa bulantılara neden olmaktadır. Ayrıca mide balonu çekildikten sonra bir çok hasta iştahının aniden tekrar açıldığından şikayet etmektedir.
Mide botoksunun etkisi yavaş yavaş geçtiğinden bu şekilde ani iştah artışı yaşanmamaktadır, iştah yavaş yavaş normale dönmektedir.
Özellikle son yıllarda obezite cerrahisi hayatımızda sıkça duyduğumuz kavramlar arasında yerini aldı. Hemen hemen herkes günlük yaşamında obezite ameliyatı geçirmiş biriyle karşılaşıyor, hatta aile ve yakın çevresinden kişilerin obezite ameliyatı deneyimine tanıklık ediyorlar.
Her geçen gün aşırı şişmanlık nedeniyle yaşamsal anlamda kalite kaybeden bireyler, birçok sağlık sorunu da yaşamaktadırlar. Bu da obezite cerrahisine başvurmalarına neden olmaktadır. Peki ama bu kolayca tercih edilebilecek bir yol mudur? Elbette ki hayır.
İnsan hayatının söz konusu olduğu obezite alanında uzman hekimler ve obezite merkezleri hastaya uyguladıkları gerekli tetkikler sonucunda obezite ameliyatına karar kılarlar. Tam bu noktada da obezite ameliyatlarında hastane donanımı ve hastanenin uzman ekibinin önemi konusu gündeme gelmektedir. Zira, yaşamsal öneme sahip bu konuda bireyler en doğru yolu izlemek zorundadırlar.
Obezite ameliyatı yoluyla aşırı kilolarıyla mücadele yoluna çıkanlar, hekim ile birlikte hastaya özel ameliyat şekline karar vereceklerdir. Tam bu noktada, hastaların obezite cerrahi merkezlerinde üzerinde durması ve tatmin edici yanıt alması gereken sorular vardır.
Obezite cerrahisi ekibinin kimlerden oluştuğu ve cerrahi merkezinin donanımının ne olduğu akla gelebilecek en önemli iki araştırma sorusudur.
Elbette ki obezite cerrahisinde tercih edilen ameliyatın başarısında operasyonun öncesi, esnası ve sonrasında görev alan ekibin rolü oldukça büyüktür. Obezite hastası, ameliyattan önce yapacağı hastane ve uzman görüşmelerinde bu konulara dikkat etmeli, gerekirse önceden incelemelerde bulunmalıdır. Ki bu, hastanın olmazsa olmaz hakkıdır.
Obezite merkezinin etkin imkân ve teknolojiye sahip donanımıyla birlikte hizmet verecek bu geniş ekibin görevlerini mercek altına yatırmakta fayda bulunmaktadır.
Genel cerrahın ameliyatta baş rolü oynayacağı obezite cerrahisinde hastalar, ameliyat sırasında alacakları anesteziye uygunluk yönünden değerlendirilirler. Ameliyat sırasında anesteziye bağlı oluşabilecek komplikasyonları önlemek adına tedbir alınır. Herhangi bir problem görüldüğü takdirde kardiyoloji veya göğüs hastalıkları uzmanıyla görüşüp ameliyat öncesi dönemde tedavi önerilebilir.
Obezite Ameliyatı Öncesi hastalarımızın kan tahlillerine bakılarak hormonal ve metabolik durumları etraflıca incelenir. Bu nedenle endokrinoloji muayenesi olmazsa olmazlardan biridir. Obeziteye yol açan hastalıklar tespit edilir .
Obezite Ameliyatı olmayı engelleyecek bir durum söz konusu ise önce problemi ortadan kaldırmak için uygun tedaviye başlanır. Tedavi takibi yapıldıktan sonra ameliyat olmaya engel bir durum kalmadıysa obezite ameliyatına onay verilir. Kardiyoloji muayenesindeyse hastalarımızın kan tahlillerine bakılarak ve elektrokardiyografi incelenir.
Obezite Ameliyatı olmayı, anestezi almayı engelleyecek bir durum söz konusu ise önce problemi ortadan kaldırmak için uygun tedaviye başlanır. Tedavi takibi yapıldıktan sonra ameliyat olmaya engel bir durum kalmadıysa, ameliyata onay verilir.
Obezite cerrahisi öncesi hastanın akciğer grafisi de incelenir. Obezite Ameliyatı olmayı, anestezi almayı engelleyecek bir durum söz konusu ise diğerlerinde olduğu gibi yine problemi ortadan kaldırmak yoluna gidilir.
Sıra, KBB (Kulak Burun Boğaz) muayenesine geldiğinde hastada ameliyata engel olabilecek herhangi bir enfeksiyonun varlığı araştırılır. Eğer gribal bir durum varsa gerekli tedaviye başlanır. Enfeksiyonel durum ortadan kaltığında ameliyat aşamasına geçilir.
Obezite ameliyatından önce ve sonra olmazsa olmazlar arasında psikolog muayenesi yer alır. Tüp mide ameliyatı öncesinde psikolog muayenesi ile obezitenin ruhsal ve davranışsal nedenleri incelenir. Psikolog, hasta gerçekten bu ameliyata hazır hissediyor mu, ne kadar araştırdı ve ne kadar bilinçli, kilo vermeyi gerçekten istiyor mu yoksa yakınlarının baskısıyla mı ameliyat oluyor gibi soruların yanıtlarını doğru bir şekilde elde etmelidir.
Obezite Ameliyatı sonrasında ise psikolog, hastanın yaşamsal anlamdaki yeni düzeninde yanında olmalı ve duygu durumunu, davranışlarını kontrol altında tutması için destek vermelidir.
Obezite cerrahisinde hasta belirlenecek ameliyat öncesinde tüm bu konularda bilinç sahibi olmalıdır ki uzmanlar en doğru tespitleri ortaya koyabilsinler. Bu bakımdan, hasta obezite merkezindeki cerrahlar kadar diğer uzmanlardan oluşacak ekiple ilgili de araştırma yapmalı ve bilgi sahibi olmalıdır.
Obezite cerrahisinde oluşturalacak tıbbi ekibin rolü önemlidir. Obezite cerrahisinde belirlenecek ameliyat türü öncesi muayeneler yapılır. Obezite cerrahisinde doktorlardan oluşan ekibin muayeneleri sonucu ameliyata onay verilir.
Obezite cerrahisinde görev alan ekip, genel cerrah, endokrinolog, göğüs hastalıkları uzmanı, psikiyatr, kardiyolog, bariatri konusunda uzman diyetisyen, obezite koordinatörü, ameliyat ve servis hemşiresi, anestezi doktoru, kulak burun boğaz doktoru ve psikolog’ tan oluşur.
Tüm tetkikleri yapılıp, diyetisyen ve psikolog görüşmelerini tamamlayan hastalar, klinikten çıktıkları anda obezite ameliyatı olacakları güne biraz daha yaklaşırlar.
Obezite ameliyatı gününe kadar geçen sürede kişi endişe, korku hissedebilir. Bu olumsuz duygular obezite ameliyatının risklerine ya da ameliyat sonrası beslenmeye dair olabilir. İki durumun aynı anda görülmesi de kişinin kaygılı olmasına sebep olabilir.
Kilolarından dolayı ortopedik rahatsızlıkları, şeker ve tansiyonu, düşük özgüveni, kanser riski ve gittikçe kötüleşen ruh sağlığına sahip olan hastalar obezite küçültme ameliyatına ve obezite ameliyatı sonrasına dair kaygılarıyla nasıl baş edebilirler?
Obezite doktorlarımız tetkiklerinizi inceleyip, obezite ameliyatı gününe kadar yapmanız gerekenleri size belirteceklerdir. Olası riskler ve çözüm yolları sizinle paylaşılacaktır. Aklınızdaki soru işaretlerini sormanız, belirsizlikten dolayı yaşadığınız kaygıyı azaltmanızda yardımcı olacaktır.
Obezitenin günümüzde gittikçe artması, obezite ameliyatına başvurma oranını da arttırmıştır. Cerrahi yola başvuran kişi sayısı arttıkça, yakın çevrede ameliyat olmuş kişilere ulaşmak daha kolay hale gelmiştir. Bu durum sizin için hem avantajı hem de dezavantajı olabilir.
Avantajı; bilgi paylaşımının sağlanması ve tüp mide ameliyatı olmayı düşünmeyen birinin sağlığını geri kazanmak için atacağı adımda tetikleyici rol oynayabilir.
Dezavantajları ise; obezite ameliyat tekniklerinin farkını, yaşı, metabolizmayı, daha önceki kilo verme girişimlerini ve vücut kitle indeksi farklılıklarını göz önünde bulundurmayıp, kilo verme açısından gerçeği yansıtmayan hedefler belirlemektir. Mide küçültme ameliyatı sonrası aynı dönemde olan iki kişi, iki farklı süreç yaşayabilir. Özellikle sosyal medya paylaşımları hastaların kendilerini diğer kişilerle karşılaştırmaları açısından en ulaşılabilir araç haline gelmiştir. Ama bu durum kişide zaman zaman mutsuzluk ve kaygı uyandırabilir. Sizin gidişatınızı ve sağlıklı kilo değerinizi takip edecek, size en doğru yolu gösterecek olan kişiler obezite cerrahisi Özellikle ameliyat sonrası takip sürecinden çıkmamak sizi hem kaygıdan uzaklaştıracak hem de uzun dönemde kilo verme başarısını kalıcı kılmanızı sağlayacaktır.
Hastalarda obezite ameliyatı öncesinde ya da hastanedeki yatışları sırasında yemeğin onlar için eski anlamının, değerinin olmayacağını ve eskisi gibi yemekten haz/tatmin almayacakları düşüncesi oluşabilir. Böyle bir fikre kapılmak için ameliyat öncesi ya da ameliyat sonrası ilk ay çok uygun zaman dilimleri değildir. Özellikle 3.-4. aylardan itibaren hastalar istedikleri şeyleri yiyebildiklerini görürler. Burada üzerinde durulması gereken nokta yemeğe yüklenen anlamdır.
Yemek yemek neden mutluluk ve tatmin aracıdır? Hayatta size yemekten başka mutluluk veren bir şey yok mudur?
Yemek hayatınızın ne kadarlık kısmını kapsamakta? Yemeğe çok vakit harcamaktan mı yoksa yemek yemeği geçiştirdiğiniz ve düzensiz beslendiğiniz için mi kilo aldınız?
Bu sorulara vereceğiniz cevaplar belki de doyduğunuz halde “aç hissetmenizin” ya da yemekten eskisi gibi zevk alamadığınızı düşündürten sebepleri bulmanızda size yardımcı olacaktır.
Verebileceğiniz en önemli kararlardan birisi doktorunuzu seçmektir. Günümüz de özellikle ameliyat planlanan durumlarda ameliyat öncesinde karar aşamasında ameliyat sırasında ve ameliyat sonrasındaki takip ve tedavi süresince multidisipliner ve çalışma şekli esas alınmalıdır.
Bu anlamda cerrahhınızın sizin hastalığınız konusunda ki tecrübesi tabi ki en önemli konu olsa da bunun yanında hastanenin bu anlamdaki donanımı sizin hastalığınız ile ilgili diğer yardımcı branşların mevcudiyeti acil durumlarda ani olarak ihtiyaç duyulabilecek donanım ve teçhizata hastanede kolaylıkla ulaşabilmesi.
Bunun dışında konsey kararları ile alınması gereken bazı durumlarda hastanede konsey sisteminin olması sizin güvenliğinizi arttırması açısından hem bilimsel hem profesyonel anlamda son derece faydalıdır.
Tabi ki cerrahınız ile kuracağınız iletişim herhangi bir zorluk anında bu süreci daha kolay atlatmanız için hem sizin için hem cerrahınız için daha faydalı olacaktır.
Bursa Bariatric, obezite cerrahisi ve tedavisi konusunda kentin güvenli ve kaliteli sağlık yüzünü yansıtmaktadır. Obezite Cerrahisi alanında deneyim sahibi uzman ekibimizde yer alan Op.Dr.Ersoy Taşpınar, Bursa MEDİCANA Hastanesi’nde bir araya gelerek obezite cerrahisi ve tedavi alanında başarılı operasyonlara imza atmaya devam ediyoruz.
Obezite ile mücadelede çıkılan yolda hastalarımızı ameliyat öncesi olduğu gibi ameliyat sonrası da iç hastalıkları/endokrinolog, diğer bölüm uzman doktorları,diyetisyen, psikolog, hasta takip koordinatörlerimizle birlikte destekliyoruz.
Obezite ile mücadelede obezitenin altında yatan farklı nedenlerin belirlenmesi son derece önemlidir. Obezite cerrahisine başvuran hastaların bilinçaltında yatan asıl nedenin, ölüm korkusu olduğu araştırmalarca ortaya konulmuştur. Bunda medyadaki haberler etkileyicidir.
Obezite, sağlık sorunlarını doğuran, besleyen ya da felakete sürükleyen bir olgu olarak obez bireylerde ölüm tehditi olarak algılanır. Bu nedenle de ölüm korkusu baş göstererek obezite cerrahisine başvurulur. Genel olarak böyle işleyen süreç, son yıllarda ülkemizde hızla yükselen bir ivme kazanmıştır. Bu da başka bir riski doğurmuştur: Komplikasyonlar.
Obezite cerrahi merkezleri, özellikle mide küçültme ameliyatlarının aşırı ve kontrolsüz yaygınlaşması nedeniyle tecrübe eksikliği olan cerrahlara kapı açabiliyor. Bu da “komplikasyon” olasılığını güçlendiriyor. Daha da fenası, “komplikasyon”ların tedavi edilememesine bağlı sorunlar kendini gösterebiliyor.
Obezite cerrahisi sırasında oluşabilecek ölüm riski, ABD’li araştırmacılara göre binde bir gibi bir orana sahiptir. Yani, neredeyse safra kesesi ameliyatı kadar az bir risk taşır. Oysa, kalp ameliyatlarında yüzde ikilik bir risk söz konusudur. Baypass ameliyatına girerken ölüm olasılığını sorgulamayan hastalar obezite cerrahisinde ölüm riskini sorgulayabiliyorlar.
Oysa, obezite nedeniyle baş gösteren kalp rahatsızlıkları sonucu ölümler mide küçültme ameliyatı sonrası yüzde 60 oranında azalıyor. Araştırmalara göre, obezite cerrahisinden sonra şeker hastalığına bağlı ölüm oranı yüzde 90’lık bir payla azalıyor.
Yani, obezite cerrahisinde ölüm riski çok az olduğu gibi diğer hastalıklarda da ölüm riskini oransal olarak düşürüyor.
Obezite cerrahisiyle ilgili yapılan birçok çalışma bulunuyor. Yapılan çalışmaların en önemlilerinden biri de İsveçli araştırmacıların raporuna dayanıyor. Bu raporda, ameliyat olanlarla olmayanlar arasında yapılan karşılaşmada, ameliyat olanların olmayanlara göre 10 yıl daha fazla yaşadığı ortaya konuluyor.
Elbette ki bu verilere rağmen dikkat edilmesi gereken gerçekler de var. Bunlardan en önemlisi de en başta ifade ettiğimiz gibi hastaların doktor seçimine dikkat etmesidir. İkinci sıradaysa obezite cerrahi merkezinin seçimi bulunmaktadır.
Bu noktada yanıtı alınması gereken sorular, “Centre of Excellence” kriterlerinde aranmalıdır. Bu ne demektir?
Obezite hastası, hekim ve obezite cerrahisi merkezi belirlerken şu soruları sormalıdır?
Tüm bu soruların yanıtını tam ve dürüst olarak almak hastanın en doğal hakkıdır. Bu noktada bizler, sahip olduğumuz tecrübe, alanlarında uzman ekibimiz, kullanılan teknolojimiz, gerekli müdahale söz konusu olduğunda başvurulacak imkânlarımızla hem cerrahi anlamda hem de merkez anlamında hastalarımıza güvenli ve kaliteli sağlık hizmeti sunmaktayız.
Yeterli donanıma sahip merkezimizde hastalarımızın her sorusuna yanıt veren cerrahlarımız ve hastaları ameliyat öncesi ve sonrası takip eden uzman ekibimizle Bursa’nın obezite cerrahisinde önde gelen adresiyiz.
Bursa’da obezite tedavisi ve obezite ameliyatlarında Bursa Bariatric, Bursa MEDİCANA hastanesinde, güvenli ve doğru adres. Bursa’da obezite cerrahisinde uzman ekibi ve merkeziyle hastalara güven sağlıyor.
Bursa’da obezite cerrahisi denince akla gelen isim MEDİCANA’da Bursa Bariatric oluyor. Bursa’da obezite cerrahisi ve obezite tedavisinde doğru adres için yöneltilmesi gereken sorular var. Bursa’da obezite merkezinin seçimi için aranan kriterler var.
Bursa’da obezite cerrahisi, obezite tedavisi ve obezite merkezi için doğru sorular “Centre of Excellence” kriterlerinde aranmalı.
Obezite hastaları genel durumları itibari ile risk altında kişilerdir. Özellikle bu ameliyatı çok fazla yapan merkezlerde bu tarz komplikasyonların yaşanması olağan bir süreçtir. Hiç komplikasyon olamayan bir ameliyat hiç yapılmamış bir ameliyattır.
Obezite ameliyatlarında genel olarak bakacak olursak ölüm riski ‰ 1 binde bir ve ‰ 4 binde dört arasındadır. Karşılaştıracak olursak bir koroner bypass ameliyatında evrensel olarak öngörülen ölüm oranı yüzde iki buçuktur. Bu şu anlama geliyor bir merkez yılda yüz tane koroner bypass ameliyatı yapıyor bunlardan 2 yada 3 tanesi hayatını kaybedebiliyor.
Bu istatistiksel olarak kabul edilebilir bir sınırlar içerisinde yer alır. Ancak bu oranın üzerindeki ölüm tabi ki bu merkezi sorgulanabilir bir hale getirebilir.
Tabi ki evrensel istatistiklere uygun olarak kabul edilebilir riski aşmamak lazım. Buda kendini bu işe adamış cerrahi ekibin 7 gün 24 saat hastaya hizmet verebilmesi hastanenin donanımı üstün teknoloji cihazlarla ameliyatları yapabilen güncel gelişmeleri takip edebilen hastasıyla ilgilenebilen bir ekip tarafından sağlanır.
Mide Balonu, “Tokluk Hissi” sağlar. Bu sayede sağlıklı beslenme ile birlikte hızlı kilo vermenize yardımcı olur
Mide balonu (İntra Gastrik Balon) ; yumuşak, genişleyebilir bir balon, bir yerleştirme tüpü ve bir doldurma sisteminden oluşur.
Mide balonu (İntra Gastrik Balon) bağırsaktan geçemeyecek kadar büyüktür ve bu da midenizde daha az yiyecekle daha uzun süre doygun hissetmenizi sağlar.
Genel olarak, gastrik balon tedavisi porsiyon büyüklüğünüzü önemli ölçüde azaltır ve uzun vadeli kilo kaybı hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olur.
Mide balonu mideye yerleştirildikten sonra hava veya sıvı ile 400-700 cc hacme şişirilen silikon bir balondur. Diet ve egzersiz ile kilo veremeyenlerde, ameliyat olmak istemeyenlerde ve ameliyat riski yüksek olan hastalarda endoskopik olarak uygulanan geçici bir kilo verme yöntemidir.
Mide balonu yerleştirildikten 6 ay – 1 sene arası değişen süreler sonra çıkarılmalıdır. Mide ülseri , geniş mide fıtığı varlığı ve gebelik durumlarında uygulanamaz. Mide bulantısı, ağrı, ülser, mide kanaması, mide delinmesi, barsak tıkanıklığı çok nadir de olsa görülen komplikasyonlarıdır.
Mide balonu size porsiyonlarınızın boyutları ve yeme sıklığınızı azaltma konusunda yardımcı olur. Böylece daha az yiyecek ama daha uzun süre tok kalacaksınız. Yemek aralarında atıştırma alışkanlığınız ortadan kalkacak ve kilo vereceksiniz.
Mide balonu ile yapılan çalışmalarda 6 ay-1 yıllık takip sonrası metabolik sendrom, şeker hastalığı, gut hastalığı ve kolesterol- trigliserid yüksekliğinde önemli ölçüde gerileme saptanmıştır.
Özet olarak Mide balonu silikondan üretilmiş havayla şişirilen bir balon.
Endoskopik yöntemle mide boşluğuna bırakılıp kitle etkisi yaratarak tokluk hissi verip zayıflatmayı amaçlıyor.
Hasta bu yöntemle başlangıç kilosunun 15-20%’sini verebilir, bazı durumlarda ise 5kg bile veremeyebilir, hatta bazı durumlarda balonun varlığına hasta birkaç gün bile tahammül edemeyip bir an önce çıkarılması gerekebilir.
Balon en geç 6 ay ve 1 yıl sonra mideden çıkarılıyor. Çıkarıldığında hasta diyet ve egzersiz programı takip etmez ise hızla verdiği kiloları geri alır. Bu yüzden mide balonu özellikle çok aşırı kilolu (Vücut Kitle İndeksi 55i geçen) kişilerde ameliyata ön hazırlık olarak önerilebilir.
Tekli bir çözüm yöntemi olarak görülmemeli çünkü yetersiz kalıyor ve metabolik bir etkisi yok. Obez birinde sadece mide balonuyla uzun vadede başarılı sonuç elde etmek imkansıza yakın bir durum.
Balonu yerleştirme işlemi yaklaşık 15 dakika sürer ve hasta genelde aynı gün hastaneden ayrılabilir.
Medsil®
Midede 6 ay boyunca kalabilen, Rus malı bir balondur. Endoskopik yöntemle, anestezi altında ağızdan yerleştirilir ve aynı şekilde çıkarılır. Türkiye’de en çok kullanılan balon markalarından biridir.
Spatz3®
Spatz ayarlanabilir balon sistemi (Spatz Medical,Great Neck,NY) balonun hacminin ayarlanabildiği tek sistemdir. Balona bağlı şikayetleri azaltmak için tekrar indirilebilr, ya da kilo verme etkinliğini arttırmak için tekrar şişirilebilir. 12 aylık kullanım için onaylanmıştır.
Orbera®
Orbera mide balonu (Apollo Endosurgery,Austin,TX), 2015 yılında Amerika’da klinik kullanım için FDA tarafından onaylanmıştır. 1991 yılından beri Avrupa’da kullanılmaktadır. 12 ay boyunca midede kalabilmektedir.
Elipse®
Elipse mide balonu (Allurion Technologies,Wellesley, MA), endoskopi ve anestezi gerektirmemesi bakımından benzersizdir. Yutularak yerleştirildikten 4-5 ay sonra eriyerek sindirim sisteminden dışkı ile beraber atılır.
Hastalarımızı ameliyat sonrası 1., 3., 6. ve 1. yılda kontrollere çağırmaktayız.
Kontrollere geldiğinizde beslenme parametrelerini değerlendirmek için bazı tahliller yapıyoruz. Eksiklik varsa zamanında müdahale ediyoruz. Ayrıca yaşanılan süreci karşılıklı görüşerek önerilerde bulunabiliyoruz.
Ameliyat öncesi hastanın beslenme durumunun saptanması ve ameliyat sonrası beslenme takibi, olası beslenme komplikasyonlarının önlenmesi için son derece önemlidir.
Obezite ameliyatları bir mucize değildir. Ameliyatın başarısı kadar sonrasındaki takip ve hastanın performansı da önemli. Düzenli beslenme alışkanlığı, düzenli uyku bu konuda çok önemlidir
Düzenli kontroller, belirli dönemde yapılacak tahliller, hayat tarzı değişikliği, protein ve vitamin takviyelerini almak, katı-sıvı ayrımı başlıca uyulması gereken kurallardır
Egzersiz bir hayat tarzı haline gelmeli. Hem kilo verme sürecini desteklemek hem sarkmaları önlemek için kritik öneme sahiptir. Kas kütlesindeki artış metabolizmayı hızlandırarak kilo verdikten sonra sabitlenmesi için de fayda sağlayacaktır.
Alkol veya kalorisi yüksek gıdalar tüketmek kilo verimi sürecini olumsuz etkiler. Ancak ideal kiloya indikten sonra diyette denge oluşturarak ölçülü şekilde alkol tüketilebilir.
Obezite ameliyatları tek başına bir mucize değildir. Beslenme psikolojisini de düzeltmek esastır. Bu anlamda ameliyat sonrası bu açıdan da takip etmek gerekir
———————————-
Sağlıklı bir hayat için;
(0224) 970 01 01
(0224) 970 01 23 OBEZİTE HATTI
(0546) 970 11 23
Numaralı telefonlardan bize ulaşabilirsiniz.
Obezitenin çağın en önemli hastalıklarından birisi olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, cerrahi operasyon geçirmiş veya geçireceklere önemli uyarılarda bulundu.
Obezitenin çağın en önemli hastalıklarından birisi olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, cerrahi operasyon geçirmiş veya geçireceklere önemli uyarılarda bulundu.
Özellikle vücut kitle indeksi 35’i geçenlerin diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, bağırsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşturduğunu belirten Özel Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, “Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisidir. Ancak obezite cerrahisi geçirmiş veya geçirecek hastalar bazı önemli noktalara dikkat etmelidir” dedi.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibinin son derece önemli olduğunu belirten Taşpınar, “Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası bazı uyması gereken kurallar vardır. Yemek yerken su içmemeli. Çünkü mide kapasitesi artık eskisi gibi değil daha küçük. Gazlı içeceklerden uzak durulmalı. Çünkü net olmamakla birlikte mide hacmini büyütebilir. Hazır yemeklerden uzak durulmalı. Çünkü dışarıdan alınan gıdaların protein, karbonhidrat, yağ oranlarını ayarlamak zor olabilir. Alkol tüketimi önermiyoruz. Vitamin almamak bir hata olur. Bazı hastaların bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Demir B12, d vitamini, kalsiyum eksikliği olabilir. Ameliyat tipine bağlı olarak belli süreler mutlaka vitamin ve mineral takviyesi alınmalı. Abur cubura dönmek bütün mücadelenizi sekteye uğratabilir. Beslenme planı proteinli gıdalar üzerinde olmalı. Çok karbonhidrat almamalı. Ameliyat sonrası diyetisyen, psikolog, cerrah, sportif danışmanlarla yapılacak takip en az ameliyat kadar önemli. Ameliyat öncesi ve sonrası haftalık menü planları yapılmalı. Düzenli uyku son derece önemli. Tabi ki, ’bütün bunları yapacak olsam cerrahi operasyon geçirmeden kilo veririm’ diye düşünebilirsiniz. Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu sebeple bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki, obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymak son derece kolay olacak” diye konuştu.
obezite_cerrahisi_sonrasi_kritik_uyarilar_obezite_gazete
Obezite çağımızın en önemli hastalıklarından birisidir. Evet hastalık diyorum çünkü özellikle vücut kitle indeksi (boy ve kilo ile yapılan hesaplama) 35’i geçenlerde diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, beklenen yaşam süresinin kısalması, felç geçirme, uyku apnesi, nefes darlığı, meme, barsak kanseri dahil bazı kanserler gibi pek çok hastalık için risk oluşur.
Vücut kitle indeksi 40’ı geçenlerde ise durum kendiliğinden zaten morbid yani hastalık anlamına gelen dereceye geçmiş oluyor. Diyet ve spor tabi ki ilk önce denenmesi gereken uygulamalardır. Ancak günümüzde ilaç tedavileri de dahil obezite tedavisinde en etkin yolun obezite cerrahisi olduğunu belirtmem gerekir.
Obezite cerrahisi olan hastaların ameliyat sonrası takibi son derece önemlidir. Yanlış bilgilenmeler ya da bilinçsizce yapılan hatalar başarı şansını düşürebilir. Bu anlamda obezite cerrahisi geçirmiş hastalara ameliyat sonrası uyarılarım şunlar olabilir;
Tabi bütün bunları okuyunca aklınıza şu gelebilir. ‘’zaten bunları yapacak olsam ben kilo veririm. Neden ameliyat olayım ki? ‘’ Eğer zaten bunları yapabiliyor ve kilo verebiliyorsanız siz ameliyat için uygun bir kişi değilsiniz. Başarılı olan azınlık grubundasınız, bu nedenle bir tebriği kesinlikle hak ediyorsunuz. Ancak bunları uygulayamayan hastalarımıza şunu söyleyebilirim ki obezite cerrahisi sonrası yukarıda yazılan kurallara uymanız son derece kolay olacak. Bu ameliyatların bir mucize olmadığını önemli olanın beslenme alışkanlıklarını değiştirme sürecinde kilo verme konsunda çok ciddi bir destek sağladığını belirtmem gerekir. Asıl olan ameliyat sonrası takip ve destek sürecidir, Bu aşamada sağlıklı beslenmeyi öğrenerek kalıcı olarak sağlıklı bir bedene sahip olmak ana hedef olmalıdır
Merak etmeyin sonraki süreç daha iyi olacak