Bugün 25 yaşında bir bayan hastamızı ameliyat ettik. Sleeve gastrektomi ameliyatı yaptık.Vücut kitle indeksi 41 idi. Gayet güzel bir ameliyat oldu. Ameliyatta kullandığımız bir malzemeden bahsedeceğim.
Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) Ameliyatı ile ilgilenen herkes stapler cihazlarını bilir. Kullandığımız stapler cihazı şu elimde görmüş olduğunuz cihaz.Bu cihazın diğer manüel cihazlardan farkı öncelikle şurada gördüğünüz joystick düğmelerden, ameliyat sırasında gördüğünüz hareketleri rahatlıkla yapıyor olmanız. Çünkü midenin kendi eğimine göre yön vermemiz gerektiği için açı vermemiz gerekiyor tüp mide ameliyatı sırasında ve bu hareketler sayesinde bu açıyı rahatlıkla verebiliyoruz. Gördüğünüz gibi midenin kesilme işlemi için şuraya bir kartuş yerleştirmemiz gerekiyor. Şu elimde görmüş olduğunuz kartuşun içerisine ki zımbalar kullanılıyor. Bunu yerleştirdikten sonra mideyi cihazın arasına sıkıştırıyoruz ve daha sonra ekranında bir aparatı bulunmakta. Buradan bize dokunun kalınlığı ile ilgili uyarı vermekte.Cihaz dokunun kalın olduğunu düşünüyorsa bu zımbanın uygun olmayabileceğini başka bir zımba kullanmamız konusunda bizi uyarıyor.Bizde onu değiştiriyoruz. Daha sonra burada bir emniyet düğmesi bulunmakta. Emniyet düğmesine bastıktan sonra cihaz mideyi kesmek için hazırdır.Biz tetiğe bastığımız zaman cihaz mideyi kesip dikiyor.Ve kesme işlemi sırasında biz burada ekrandan takip ediyoruz kalın olan dokularda daha yavaş, ince olan dokularda daha hızlı kesebiliyor.Bu özellik şu elimde görmüş olduğunuz zımbanın smart özelliğinden kaynaklanıyor.Zımbanın üzerinde bir cip var ve dokunun kalınlığını bu şekilde tespit edebiliyor.Ve ameliyat daha güvenli bir şekilde geçebiliyor.
Tüp Mide Ameliyatlarında Kullanılan Malzemeler
Obezite hastası olanlar ve obezite ameliyatı için bir merkeze ve hekime başvurmayı düşünen hastalar için gerek sosyal medya platformlarında, gerek televizyon programlarında, gerekse internet sitelerinde en çok merak edilen soru belki de, “Tüp Mide Ameliyatı Riskli midir?” sorusudur. O kadar haklı bir soru ki. Söz konusu olan en önemli hazineniz, sağlığınız…
Bunu düşünerek açtığımız başlığımızda Bursa Bariatric ve Medicana Obezite Akademisi gibi tüp mide ameliyatlarında en çok tercih edilen merkezlerde başarılı tüp mide ameliyatlarına imza atan Op. Dr. Ersoy Taşpınar’ın vereceği güvenilir bilgilere başvurduk.
Öncelikle tüp mide ameliyatının kimlere yapılabileceğini açıklığa kavuşturmak gerekir. Bu ameliyat vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde veya 35 in üzerinde olup ek hastalıkları olan veya 30-35 arası olup kontrolsüz diyabet veya metabolik sendromu olanlara uygulanabilir. Kişi zayıflamaz ise gelecekte ciddi hastalıkların başlaması muhtemeldir. Yani obezite kozmetik bir sorun değil ciddi bir sağlık sorunudur.
Tüp mide ameliyatı aşırı kilolu ve obez olduğu hekimce karar verilenlerin birden fazla hastalıklarını iyileştirmek ve yaşam kalitelerini artırmak amacıyla midenin büyük bölümünün alınması işlemidir.
Tüp mide ameliyatının başarılı olma yüzdesi, doğru obezite merkezi seçimi ve cerrahi ekibe bağlı olduğu kadar, obezite hastasına da bağlıdır elbette. Ameliyat öncesinde öngörülen fazla kiloların tüp mide ameliyatı sonrasında 18-20 ay içerisinde yaklaşık olarak yüzde 70-90 oranında sağlıklı bir şekilde azalması, başarılı bir obezite ameliyatı geçirildiğinin göstergesidir.
Buradan yola çıkarak, tüp mide ameliyatında karşılaşılabilecek olası komplikasyonları tüm cerrahi girişimler için de geçerli olan kanama, organ yaralanması, emboli ve anesteziye bağlı komplikasyonlardır. Elbette bu genel risklerdir ve yeniden altını çizmek gerekir ki tüm mide ameliyatında genel cerrahi müdahalelerde karşılaşılabilecek riskler vardır. Yapılan çalışmalarda kanama riski %0,9, emboli atma riski %0,3-4 olup bu riskler obezite ameliyatına değil kişinin obez olmasından kaynaklı risklerdir. Yanı bu kişi başka bir ameliyat olsa da aynı riskler söz konusudur. Kaçak riski%1-2 olup bu risklerin gelişmemesi için doktorun alacağı tedbirler ;tecrübe, kalliteli tek kullanımlık malzeme, hastanede yardımcı personel bakımı, hastaya ait tedbirler ; ameliyat öncesi ve sonrası diyete uyum, sigarayı bırakmak, bol bol yürüyüş yapmaktır.
Hekim gözetiminde tüp mide ameliyatından sonraki hastanın sağlık durumunun seyrine göre bazen ikinci bir ameliyat ya da ameliyatsız müdahaleler gerekebilir. Bu anlamda hastanenin donanımı ve ekibin tecrübesi son derece önemlidir
Tüm bunların yanı sıra tüp mide ameliyatında cerrahi operasyona bağlı ölüm riski yüzde 0.2 gibi çok düşük orandır. Yapılan çalışmalarda , kalp, beyin, yemek borusu ameliyatlarında ölüm oranlarının daha yüksek olduğu görülmektedir.
Risksiz bir ameliyat tabi ki yoktur. Ancak önemli olan komplikasyonların öngörülen oranların üzerinde olmaması ve komplikasyon gelişirse de hastanenin ve ekibin donanımının bu durumu çözebilecek yetide olmasıdır.
Vücut Kitle İndeksi (VKİ) nedir, obezite ameliyatı olmak için bu değer ne kadar olmalıdır?
Vücut Kitle İndeksi kişinin boy ve kilosunun matematiksel bir hesaplama ile elde edilen oranı demektir. Bu hesaplamaya göre hasta; VKİ 30-35 arasında ise 1.sınıf obezite, 35-40 arasında ise 2.sınıf obezite, 40 ve üzerinde ise mobid obezite hastası olarak sınıflandırılır.
Tüp mide ameliyatının gerçekleşebilmesi için hastanın VKİ 35 ve 35in üzerinde olması gerekir.
Tüp Mide ameliyatı nedir, nasıl gerçekleşiyor?
Tüp Mide Ameliyatı VKİ 35 ve üzeri olan hastalarda uygulanan bir operasyon türüdür. Tüp Mide ameliyatı laparoskopi yoluyla karnınıza 4 delikten girilmesiyle gerçekleşen bir ameliyattır.
Tüp Mide ameliyatı ile midenizin 4%3 lük bölümü alınır. Kapalı yöntem ile gerçekleşen bir ameliyat olduğundan konforlu ameliyat sınıfına girer.
Tüp Mide Ameliyatının riskleri nelerdir?
Tüp mide ameliyatları kapalı yöntemle gerçekleşen operasyonlar olduğundan konforlu ameliyat sınıfına girer. Tüp mide ameliyatının yüksek olmamakla birlikte kaçak,kanama, emboli ve anesteziye bağlı riskleri bulunmaktadır. (daha&helliip;)
Tüp mide ameliyatı, fazla kilolarından kurtulmak isteyen hastaların başvurdukları cerrahi bir yöntemdir. Obezite cerrahisi öncesi ve sonrası bir süreç olup, hastaların doktorlarının önerdikleri kuralları uygulamaları önemlidir. Mide küçültme ameliyatı sonrası kişinin verdiği kilolar ve kazandığı sağlığı gibi bir çok faydasını görecek ve hayatına yeni bir başlangıç yapmış olacaktır.
Tüp Mide Ameliyatı Nedir?
Tüp mide ameliyatları, obezite tedavisine için uygulanan cerrahi işlemdir. Ameliyat öncesi mide kapasitesi 1 – 1.5 litrelik bir hacme sahip iken aşağıdan dikey olarak yukarıya doğru kesip, midenin dışarıda alan büyük kısmı çıkarma işlemidir. Ameliyattan sonra mide dar, uzun tüpe benzer görünüme sahip olur. Tüp mide ameliyatından sonra midenin kapasitesi 100 – 150 mililitrelik bir hacme sahip olacaktır. Böylece ameliyat ile midenin %80 – % 85 bir kısmı alınarak işlev dışı bırakılır. Geri kalan mide küçük, dar ve uzun olacaktır. Bu küçülme ile kişilerin yeme – içme düzeninde azalma görülecektir. Çıkarılan mide kısmıyla beraber açlık hormonun daha az salgılanması sonucu açlık hissi de azalmış ve böylece kişinin kilo vermesi daha kolay olacaktır.
Tüp Mide Ameliyatının Avantajları Nelerdir?
Tüp mide ameliyatı, hastaların fazla kilolarından kurtulması için cerrahi bir yöntemdir. Aşırı kilolu kişilerin ve obez hastalarının hayatlarında spor ya da diyet yapıp fayda görmedikleri tıbbi müdahale ile hayatlarına yeniden başlayabilir. Kendilerinde gerçekleşecek değişimlere sahip olabilirler. Tüp mide ameliyatı sonrası dikkat etmeleri gerekenler olacağı gibi, dikkat ettiklerinin sonuçlarını en iyi şekilde alacaklardır. Tüp mide ameliyatı faydaları hastanın hayatında büyük değişiklere neden olacaktır.
Laparoskopik yani kapalı olarak uygulanması mümkün olup, bu şekilde yapılması hastanın yara iyileşmesini hızlandırır ve hasta daha az ağrı çeker. Dolayısıyla hastanede daha az süre kalmış olur.
Mide kapasitesi bu ameliyatla küçültülür, birçok besinin daha az miktarda tüketilmesine sebep olur.
Midenin açlık hormonu (Ghrelin) üreten kısmı çıkarıldığı için, kişilerde iştah azalması ve hızlı kilo kaybı görülür.
Mide kapakçığı (pilor) korunduğu için, dumping sendromunun önüne geçilmiş olur. Alınan besinler mideyi geç terk etiği için midedeki tokluk hissi uzun sürer.
Ameliyat sırasında ülser oluşumu en az seviyeye indirilir.
Tüp mide ameliyatı ile yiyeceğiniz porsiyonunuz azacak hatta yemek yeme isteğiniz azalacaktır.
Bağırsak tıkanıklığı, anemi, osteoporoz( kemik erimesi), protein vitamin eksikliği, marjinal ülser yaşanma riski ortadan kalkar.
İki aşamalı ameliyatlarda, vücut kitle indeksi yüksek yani 55kg/m2 olan hastalar, birinci aşama ameliyatlarda çok etkili sonuçlar alır.
Bağırsak by-pass riski taşıyan, anemisi olan kişiler, crohn hastalığı (ağızdan makata kadar olan bir bölümde herhangi bir iltihabi hastalık) olan kişiler için iyi bir tercihtir.
Tüp mide operasyonu gerekli durumlarda Doudenal Switche ve Gastrik Bypassa ameliyatına çevrilmesi mümkündür.
Aşırı kilolu olan hastalarda kapalı ameliyat uygulandığından, operasyon sonrası daha az yara, daha az akciğer sorunu yaşanır ve daha hızlı iyileşme süreci geçirirler.
İstediğiniz gıdalardan yiyebilirsiniz böylece dengeli beslenmiş olursunuz.
Ameliyat sonrası mide daralır böylece az gıda yiyerek doyma hissine ulaşırsınız.
Mide bağırsak yani sindirim sistemindeki doğallık korunur.
İştahınız azalır çünkü iştah hissi veren hormon üretimi azalmaktadır.
Bir yıl içerisinde fazla kilolarınızı kaybetmiş, ideallerinize yaklaşmış olursunuz.
Tüp mide ameliyatının diğer obezite cerrahisinden farkı;
Obezite cerrahisi yöntemlerinde tüp mide ameliyatı başta olmak üzere daha bir çok ameliyat bulunmaktadır. Mide küçültme ameliyatlarının birden farklı yarar ya da zararları görülebilir.
Tüp mide ameliyatı gerekli durumlarda diğer obezite ameliyatlara çevrilebir.
Gastrik Band yani mide kelepçesi ameliyatında mideye kalıcı cisim yerleştirilirken, tüp mideye ameliyatında yerleştirilmez.
Mide katlama ameliyatına göre tüp mide ameliyatı daha çok rahat bir süreç izler.
Mide katlama ameliyatlarında geriye kalan mide hacmi değişiklik gösterebilirken, tüp mide ameliyatlarında bu standart bir hacime sahip olur.
Gastrik Bypass ameliyatlarına göre hastanede kalış süresi tüp mide ameliyatlarında daha kısadır.
Gastrik Bypass ameliyatına göre tüp mide ameliyatı daha kolay bir ameliyattır.
Gastrik Bypass ameliyatına göre tüp mide ameliyatı kısa süreli bir ameliyattır.
Gastrik Bypass ameliyatlarında bağırsak fonksiyonları devre dışı bırakılabilir ve bazı komplikasyonlar görülür ama tüp mide ameliyatlarında böyle bir durumla karşılaşılmaz.
Obezite cerrahisi olduysanız, geçirdiğiniz sorun ya da tecrübelerinizi, ameliyat sonrası fark ettiğiniz faydalarını bizlerle paylaşabilirsiniz. Mide küçültme ameliyatı olduğunuz için mutlu musunuz ya da keşke olmasaydım diyor musunuz? Eğer tüp mide ameliyatı olmak istiyor korkuyorsanız korkularınızı beraber yenebiliriz.
Özellikle son yıllarda obezite cerrahisi hayatımızda sıkça duyduğumuz kavramlar arasında yerini aldı. Hemen hemen herkes günlük yaşamında obezite ameliyatı geçirmiş biriyle karşılaşıyor, hatta aile ve yakın çevresinden kişilerin obezite ameliyatı deneyimine tanıklık ediyorlar.
Her geçen gün aşırı şişmanlık nedeniyle yaşamsal anlamda kalite kaybeden bireyler, birçok sağlık sorunu da yaşamaktadırlar. Bu da obezite cerrahisine başvurmalarına neden olmaktadır. Peki ama bu kolayca tercih edilebilecek bir yol mudur? Elbette ki hayır.
İnsan hayatının söz konusu olduğu obezite alanında uzman hekimler ve obezite merkezleri hastaya uyguladıkları gerekli tetkikler sonucunda obezite ameliyatına karar kılarlar. Tam bu noktada da obezite ameliyatlarında hastane donanımı ve hastanenin uzman ekibinin önemi konusu gündeme gelmektedir. Zira, yaşamsal öneme sahip bu konuda bireyler en doğru yolu izlemek zorundadırlar.
Obezite ameliyatı yoluyla aşırı kilolarıyla mücadele yoluna çıkanlar, hekim ile birlikte hastaya özel ameliyat şekline karar vereceklerdir. Tam bu noktada, hastaların obezite cerrahi merkezlerinde üzerinde durması ve tatmin edici yanıt alması gereken sorular vardır.
Obezite cerrahisi ekibinin kimlerden oluştuğu ve cerrahi merkezinin donanımının ne olduğu akla gelebilecek en önemli iki araştırma sorusudur.
Obezite Cerrahisi Ameliyatlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Elbette ki obezite cerrahisinde tercih edilen ameliyatın başarısında operasyonun öncesi, esnası ve sonrasında görev alan ekibin rolü oldukça büyüktür. Obezite hastası, ameliyattan önce yapacağı hastane ve uzman görüşmelerinde bu konulara dikkat etmeli, gerekirse önceden incelemelerde bulunmalıdır. Ki bu, hastanın olmazsa olmaz hakkıdır.
Obezite cerrahisindeki ekipte kimler vardır sorusunun yanıtı şu sırayla verilebilir: Genel cerrah, endokrinolog, göğüs hastalıkları uzmanı, psikiyatr, kardiyolog, bariatri konusunda uzman diyetisyen, obezite koordinatörü, ameliyat ve servis hemşiresi, anestezi doktoru, kulak burun boğaz doktoru ve psikolog.
Obezite merkezinin etkin imkân ve teknolojiye sahip donanımıyla birlikte hizmet verecek bu geniş ekibin görevlerini mercek altına yatırmakta fayda bulunmaktadır.
Genel cerrahın ameliyatta baş rolü oynayacağı obezite cerrahisinde hastalar, ameliyat sırasında alacakları anesteziye uygunluk yönünden değerlendirilirler. Ameliyat sırasında anesteziye bağlı oluşabilecek komplikasyonları önlemek adına tedbir alınır. Herhangi bir problem görüldüğü takdirde kardiyoloji veya göğüs hastalıkları uzmanıyla görüşüp ameliyat öncesi dönemde tedavi önerilebilir.
Obezite Ameliyatı Öncesi Ayrıntılı Tetkikler…
Obezite Ameliyatı Öncesi hastalarımızın kan tahlillerine bakılarak hormonal ve metabolik durumları etraflıca incelenir. Bu nedenle endokrinoloji muayenesi olmazsa olmazlardan biridir. Obeziteye yol açan hastalıklar tespit edilir .
Obezite Ameliyatı olmayı engelleyecek bir durum söz konusu ise önce problemi ortadan kaldırmak için uygun tedaviye başlanır. Tedavi takibi yapıldıktan sonra ameliyat olmaya engel bir durum kalmadıysa obezite ameliyatına onay verilir. Kardiyoloji muayenesindeyse hastalarımızın kan tahlillerine bakılarak ve elektrokardiyografi incelenir.
Obezite Ameliyatı olmayı, anestezi almayı engelleyecek bir durum söz konusu ise önce problemi ortadan kaldırmak için uygun tedaviye başlanır. Tedavi takibi yapıldıktan sonra ameliyat olmaya engel bir durum kalmadıysa, ameliyata onay verilir.
Obezite cerrahisi öncesi hastanın akciğer grafisi de incelenir. Obezite Ameliyatı olmayı, anestezi almayı engelleyecek bir durum söz konusu ise diğerlerinde olduğu gibi yine problemi ortadan kaldırmak yoluna gidilir.
Sıra, KBB (Kulak Burun Boğaz) muayenesine geldiğinde hastada ameliyata engel olabilecek herhangi bir enfeksiyonun varlığı araştırılır. Eğer gribal bir durum varsa gerekli tedaviye başlanır. Enfeksiyonel durum ortadan kaltığında ameliyat aşamasına geçilir.
Obezite ameliyatından önce ve sonra olmazsa olmazlar arasında psikolog muayenesi yer alır. Tüp mide ameliyatı öncesinde psikolog muayenesi ile obezitenin ruhsal ve davranışsal nedenleri incelenir. Psikolog, hasta gerçekten bu ameliyata hazır hissediyor mu, ne kadar araştırdı ve ne kadar bilinçli, kilo vermeyi gerçekten istiyor mu yoksa yakınlarının baskısıyla mı ameliyat oluyor gibi soruların yanıtlarını doğru bir şekilde elde etmelidir.
Obezite Ameliyatı sonrasında ise psikolog, hastanın yaşamsal anlamdaki yeni düzeninde yanında olmalı ve duygu durumunu, davranışlarını kontrol altında tutması için destek vermelidir.
Obezite cerrahisinde hasta belirlenecek ameliyat öncesinde tüm bu konularda bilinç sahibi olmalıdır ki uzmanlar en doğru tespitleri ortaya koyabilsinler. Bu bakımdan, hasta obezite merkezindeki cerrahlar kadar diğer uzmanlardan oluşacak ekiple ilgili de araştırma yapmalı ve bilgi sahibi olmalıdır.
Obezite cerrahisinde oluşturalacak tıbbi ekibin rolü önemlidir. Obezite cerrahisinde belirlenecek ameliyat türü öncesi muayeneler yapılır. Obezite cerrahisinde doktorlardan oluşan ekibin muayeneleri sonucu ameliyata onay verilir.
Obezite cerrahisinde görev alan ekip, genel cerrah, endokrinolog, göğüs hastalıkları uzmanı, psikiyatr, kardiyolog, bariatri konusunda uzman diyetisyen, obezite koordinatörü, ameliyat ve servis hemşiresi, anestezi doktoru, kulak burun boğaz doktoru ve psikolog’ tan oluşur.
Temel olarak obezite cerrahisi kriterlerine uygun olan herkes tüp mide ameliyatı için de adaydır. Öncelikle kilo probleminizin uzun bir sürece yayılıyor olması gerekir. Yani sadece son 6 ayda hızla kilo aldıysanız bunun altında mutlaka başka bir problem aranmalıdır. Ayrıca, ameliyatsız diğer yöntemleri ve diyeti mutlaka denemiş olmanız gerekir, yani kilo vermek için bir motivasyonunuzun olduğuna emin olunmalıdır. Ailesinin ya da eşinin baskısıyla ameliyata yönlenen ama hiç diyet uygulamamış ya da kilo vermek için bir isteği olmayan hastalar uygun adaylar değildir.
Obezite cerrahisine uygunluğunuzu belirlemekte en önemli kriter boy ve kilonuzdan hesaplanan vücut kitle indeksi (body mass index, BMI) değerinizdir. Bu değerin 40 ve üzerinde olduğu kişiler morbid obez grubundadır ve doğrudan obezite cerrahisine adaydır. Vücut kitle indeksi 35 olup, obeziteyle ilişkili bir veya birden çok yandaş hastalığı olan kişiler de obezite ameliyatı olabilirler. BMI 35’in altındaki hastalarda çok dikkatli seçim yapılmalıdır. Kişisel olarak bu değerin altında ancak ağır diyabet varlığında veya ek konsültasyonlarla da saptanan ve belgelenen ağır yeme bozukluğu durumunda ameliyat kararı alıyorum.
Ağır psikotik bozukluk, alkol ya da madde bağımlılıkları obezite cerrahisine engeldir. Laparoskopik ameliyata izin vermeyecek oranda bozuk kalp ya da akciğer problemlerinde de obezite cerrahisi uygulanamaz. 18 yaş ve altında ancak çocuk endokrinoloji uzmanından onay alarak ameliyat öneriyoruz. Üst yaş sınırı ise tamamen hastanın sağlık parametrelerine bağlıdır. Hastanın performansı iyi, yaşam beklentisi uzun ve obeziteye bağlı yandaş hastalıkları ağırsa 65 ve üstünde dahi operasyon uygun olabilir.
Tüp Mide Ameliyatı
Ülkemizde ve dünya genelinde son zamanlarda en çok kullanılan obezite cerrahi modeli tüp mide ameliyatıdır.
Obezite cerrahisi (Tüp Mide Ameliyatı), Şeker Hastalığı Ameliyatı (Tip2 Diyabet), Mide Balonu, Revizyon Cerrahisi konularında çağdaş teknolojileri en iyi şekilde kullanarak hastalarımızın ihtiyaçlarına ve isteklerine en kısa zamanda en doğru uygulamalarla cevap veriyoruz.