
Obezite cerrahisi amacıyla başvurmuş kişilerde ilk görüşme sırasında ayrıntılı bir değerlendirme yapmak gerekir.
Bursa Bariatrik Cerrahisi
0 (224) 970 01 23
Email: info@bursabariatric.com
Bursa Bariatric
Odunluk Mahallesi, Liman Cd. No:4, 16110 Nilüfer/Bursa
Obezite cerrahisi amacıyla başvurmuş kişilerde ilk görüşme sırasında ayrıntılı bir değerlendirme yapmak gerekir.
Standart bir hasta değerlendirmesi 20 dk sürebilecekken bu hastalar ile görüşme yaklaşık 45 dk olmaktadır.
Obezite Cerrahisi hasta görüşme sırasında kişinin beslenme şekli, ek hastalıkları, kullandığı ilaçlar, daha önce diyet yapıp yapmadığı, obeziteye neden olabilecek hastalıklar, alkol, sigara, egzersiz durumu, mesleği, evde kaç kişi yaşadığı, bir gününün nasıl geçtiği, tatlı düşkünlüğü, gece horlamaları, ekonomik durum (ameliyat sonrasında vitamin ve protein takviyelerini alabilmesi açısından) değerlendirilir.
Hastaya yöntemin detayları, ameliyat sonrası gelişebilecek komplikasyonlar, yaşamında oluşacak değişiklikler detaylı anlatılır. Bu görüşmeler mümkünse ailesi ile birlikte yapılmalıdır.
Görüşmeden sonra hastaya hemen karar vermemesi, düşünmesi için birkaç gün süre vermek gerekir. İsterse bu süre zarfında daha önce ameliyat olmuş kişilerle görüşmesi sağlanıp fikir alması, empati yapması sağlanabilir.
Tabi ki yukarıda sayılan kriterler uygulanırken hastanın obezite ameliyatı için uygun olup olmadığı da değerlendirilir.Bu bağlamda aşağıdaki kriterler göz önüne alınmalıdır.
Öncelikle kişinin obezite sorunu en az son 3 yıldır var olmalı.Ayrıca daha önce profesyonel yardımla (diyet,spor) kilo vermeye çalışmış ancak başaramamış olmalı.
Obezite ameliyatlarında yaş kriteri için ise 18-74 yaş arasında bu ameliyatların yapılabileceği söylenebilir. Ancak artık adolösan dönmede de 15-18 yaş arasında bu ameliyatlar yapılabiliyor. Bu kriterleri sağlayan kişilerde aşağıdaki kriterlere göre değerlendirme yapılır.
Bu noktada vücut kitle indeksi dediğimiz kavram ortaya çıkar. VKİ kişinin kilosu ile birlikte boyunu da dikkate alan bir hesap sonucudur. Kişinin boyunun metre olarak karesi alınır , çıkan sonuç kg cinsinden kilosuna bölünerek bulunur.
Örneğin bir kişinin boyu 1,60 , kilosu 140 olsun. İlk önce 1,6×1,6= 2,56 daha sonra 140/2,56=54,6. Kişinin VKİ=54,6.
Dünyada pek çok ülkede obezite cerrahisi derneklerinin önerisi doğrultusunda aşağıdaki kriterler uygulanır.
Ancak bazı durumlarda kişi bu kriterlere uysa bile ameliyat etmek doğru olmayacaktır.
VKİ olarak ameliyat kriterlerine uymayan veya ameliyat olmak istemeyen kişilere de ameliyatsız yöntemler olan mide balonu ve mide botoksu uygulanabilmektedir. Başarı şansı ameliyat kadar yüksek olmasa da hastaya kilo verme sürecinde önemli destek sağlayacak bu yöntemleri de uygun hastalarda önerebilmekteyiz.
Obezite Cerrahisinde önemli olan ameliyat veya ameliyatsız yöntemler için uygun hastayı seçip, uygun müdahaleyi yapabilmektir. Ancak o zaman mükemmel sonuçlar alınabilir.
Obezite Cerrahisi doğru hastaya, donanımı yeterli hastane ve deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığında düşük riskli bir cerrahidir. Bursa Obezite Cerrahlarıyla bilgi paylaşımında bulunulmuş, canlı cerrahi uygulamasıyla ameliyat teknikleri Bursa Obezite Cerrahisi Uygulayan Doktorlar tarafından gösterilmiştir. (daha&helliip;)
Kilo vermek için yardımcı yollara başvurmak isteyenler için yeni bir yöntem daha geliştirildi. Mide Botoksu yöntemi olarak adlandırılan bu yöntem kilo vermek isteyenlerin sıklıkla başvurduğu yöntemlerden biri haline geldi. Ancak Mide Botoksu yöntemi bazı tartışmaları da beraberinde getirdi. Çıkan tartışmalar üzerine ise uzmanlar Mide Botoksu tekniğinin başarısız olmasının nedenleri üzerinde duruyor. Uzmanların Mide Botoksu başarısı konusunda altını çizdikleri nokta ise diyete sadık kalınması. (daha&helliip;)
Hangi tip obezite ameliyatı uygulanılırsa uygulansın düşük oranlarda (%5-15) yetersiz kilo verimi veya tekrar kilo alma riski mevcuttur. Birinci obezite ameliyatı sonrası tekrar kilo alan grupta ikinci obezite ameliyatı uygulanabilir ve buna revizyon ameliyatları adı verilir.
Revizyon cerrahisi; herhangi bir ameliyatın, hastaya bağlı veya teknik problemden dolayı olması gerektiği gibi sonuç vermemesi durumunda yapılan ikinci ameliyata verilen isme revizyon cerrahisi denilmektedir. Günümüzde en çok revizyon cerrahisi; mide bandı olarak adlandırdığımız ‘ mide kelepçesi’ nin yetersiz kilo verimi ve oluşan komplikasyonlar nedeniyle çıkarılıp işlemin başka bir obezite cerrahisine çevrilmesidir.
Obezite ameliyatlarının tamamında düşük de olsa tekrar kilo alma ihtimali vardır. Bu hastalara ikinci bir cerrahi işlem uygulanarak tekrar aldılarsa aldıkları kiloyu vermeleri, kilo vermeleri durmuşsa tekrar kilo vermenin başlaması sağlanabilir.
Günümüzde obezite, morbid obezite, süper ve hiper obeziteyle savaşmanın en akılcı ve etkili yolu ‘ Bariatrik Cerrahi’dir. Kişinin yaşam tarzı, yeme alışkanlıkları ve yandaş hastalıklarına göre değişen cerrahi prosedürleri, hastanın kaliteli ve sağlıklı bir hayata adım atmasındaki en güvenilir yaklaşımdır.
Her zaman dediğimiz gibi amaç kişilere ameliyat sonrası ‘ yeni alışkanlıklar’ kazandırmaktır. Beslenme alışkanlıklarının kökten değiştirip, fiziksel aktiviteyi yaşamlarının bir parçası haline getirmeyi hedef olarak koymalıdırlar.
Kimi zaman işler pek umulduğu gibi gitmeyebiliyor.
İşte Bu noktada devreye ‘ Revizyon Cerrahisi’ giriyor.
18 ay boyunca kişi sağlıklı beslenme alışkanlıklarını oturtamayan, yeterli kilo verimini sağlayamayan veya kişide tekrar kilo alımları gözlemleniyorsa revizyon cerrahisine ihtiyaç duyulabilir. Teknik yetersizlikler sonucu (operasyonun optimal şekilde yapılmamış olması) , tecrübe edinmemiş cerrah veya yeterli kilo kaybı sağlanmadığında revizyon cerrahisi başvurulan bir yöntemdir.
Bilmeliyiz ki revizyon cerrahisi ilk yapılan ameliyata göre daha zor ve deneyim isteyen bir cerrahi müdahaledir. İlk olduğunuz ameliyat revizyon cerrahisiyle farklı birçok ameliyata dönüştürülebilir.
Mide küçültme ameliyat( Sleeve Gastrektomi); Re-Sleeve Gastrektomi yani daha küçük bir mide hacmine veya By-pass türü cerrahi prosedürlerine,
By-pass türü ameliyatlar; Roux-N Y Gastrik By-pass veya Duodenal Switch gibi bir çok ameliyat türüne revize edilebilirler
Eğer hekiminiz tecrübeli ve revizyon cerrahisi yapmış bir hekimse ikinci ameliyatınızı da aynı hekimde olmak fayda sağlayacaktır.
Revizyon Cerrahisi Ameliyatı
Revizyon Cerrahisi ameliyatı yetersiz teknik ile yapılmış ve yeteri kadar iştah azalması sağlanmamış olabilir. Diğer bir sebep, hasta aşırı şekerli ve yüksek kalorili gıdalarla besleniyor olabilir. Bazen özellikle tüp mide ameliyatından sonra midenin ortasında belli belirsiz bir darlık gelişir ve bu darlığın üst tarafındaki mide yıllar içinde yavaş yavaş büyüyerek hastanın daha çok yemek yemesine neden olabilir. Revizyon ameliyatına karar vermeden önce tekrar kilo almanın veya yetersiz kilo vermenin nedenleri ortaya konulmalı ve tedavi ona göre planlanmalıdır.
Revizyon cerrahisi ameliyatları oldukça özellikli olan ve ciddi tecrübe ve beceri gerektiren ameliyatlardır. İşlemi yapacak hekimin ve hastanenin mutlaka aşağıdaki özelliklerin tamamını taşıması gereklidir.
Cerrahın her türlü obezite cerrahisi ameliyatını yapabiliyor olması ve revizyon ameliyatları konusunda da tecrübesinin olması gerekir.
Cerrahın endoskopik müdahaleler konusunda tecrübe sahibi olması ve hastanenin tam donanımlı bir endoskopi ünitesinin olması gerekir.
Ameliyatın yapılacağı hastanenin ileri seviye yoğun bakıma sahip olması gerekir.
Ameliyatın yapılacağı hastanede kardioloji, endokrinoloji, göğüs hastalıkları, psikiatri ve yoğun bakım hekimlerinin olması yani tam teşekküllü olması gereklidir.
Aksine bunlar obezitenin neden olduğu hastalıklardır ve obeziteyi tedavi ettiğimizde büyük oranda iyileşecek hastalıklardır. Bu nedenle asıl bu hastalıkları olan hastaların ameliyat olması gereklidir.
Hayır revizyon ameliyatları da birinci obezite ameliyatları gibi kapalı (laparoskopik) yöntemle yapılabilir. Muhtemelen ilk ameliyatta kullanılan yerlerden tekrar giriş sağlanacaktır. Yani yeni bir iz oluşmayacaktır.
Revizyon cerrahisi sonrası normal hayata dönüş ilk ameliyatla çok benzerdir. Her şey yolunda giderse, hastanede 3-4 gün yattıktan sonra taburcu olunur ve 7-10 gün içinde normal hayata dönülür.
Tüp mide ameliyatı (mide küçültme ameliyatı) Avantajları ve Ayrıntıları; Tüm mide ameliyatının avantajları dikkati çeker. Tüp mide ameliyatlarının en büyük avantajı komplikasyon riski düşüktür.
Aşırı kilolu bireylerin son 10 yılda tercih ettiği tüp mide ameliyatı, mide küçültme operasyonu olarak da biliniyor.
Tüp mide ameliyatları, başta ABD olmak üzere tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en sık uygulanan şişmanlıkla mücadele yollarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Aşırı kilolu bireyler, şişmanlıktan şikayet edenler ya da görüntüsünden memnun olmayanların başvurduğu tüp mide ameliyatları, uzmanlarca belirli ölçümler yapıldıktan sonra tercih edilen bir yöntemdir.
Kolay ve hızlı yoldan zayıflama yöntemi olarak bilinen Tüp Mide Ameliyatı, aşırı kilo problemi yaşayan kişilerin başvurduğu alternatif bir yöntemdir. Kilo vermek isteyen obezite hastalarına kalıcı tedavi yöntemi sunan Tüp Mide Ameliyatı nedir, nasıl yapılır? Mide Küçültme ameliyatı için kaç kilo almak gerekir?
Tüp mide ameliyatı, karın ön duvarında milimetrik deliklerden “laparoskopik”, yani “kapalı” olarak midenin yaklaşık yüzde 80’lik bölümünün alımıdır.
Tüm mide ameliyatı sırasında bir kesi yapılmadığı için karında bir kesik izi oluşmaz. Tüm mide ameliyatı’nda özel ve tek kullanımlık “stapler” adlı el aletlerinin yardımı ile midenin yüzde 80’lik bölümünü kesip çıkartmaya dayalı “restriktif” , yani gıda alınımını “kısıtlayıcı” bir girişim söz konusudur.
Vücut kitle indeksinin (vücut kütlesinin, uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır) 40’ın üstünde olması, günümüzde en sık rastlanan ve ölümcül hastalıkların kapısını aralayan bir sağlık sorunudur.
Obezite cerrahisi dediğimiz şişmanlık giderici “kapalı” ameliyatlar sayesinde, şişman bireylerin yeniden sağlıklarına kavuşması mümkün olabilmektedir.
Tüp mide ameliyatı tam bu noktada bazı avantajlar sunmaktadır.
Tüp Mide Ameliyatının Avantajlarından bazıları şöyle sıralanabilir:
Mide geçiş yolu daraldığı için az miktarda gıdayla doyma hissi yakalanır.
İştah hissi veren hormon üretimi düşer. Bu da iştah azaltıcı etki gösterir.
Dengeli beslenmek artık daha mümkündür. Her şeyden az az yenebilinir.
Besinlerin mide ve bağırsak sistemindeki doğal akış yolu korunur.
Tüp mide ameliyatlarında komplikasyon ve yan etki oranı oldukça düşüktür.
Tüp mide ameliyatından sonraki bir yıl içinde fazla kiloların büyük bir bölümü kaybedilir.
Tüp mide ameliyatı, her ne kadar mideyi küçülterek kilo verilmesini hedefleyen bir ameliyat olsa da uzun yıllara yayılan sonuçları beraberinde getirir.
Tüp mide ameliyatı sonrasında hastalarda B vitamini, demir, folik asit, ve D vitamini eksikliği gelişebilmektedir. Bu nedenle, düzenli aralıklarla bazı vitamin ve elementler için kan tahlilleri yapılmalı ve bir beslenme uzmanından destek alınmalıdır.
B vitamini eksikliği, fark edilmediği takdirde beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. B1 vitamini ve B12 vitamini, beyin fonksiyonları için olmazsa olmaz vitaminlerdir. Tüp mide ameliyatı sonrası en sık eksikliği tespit edilen bu vitaminleri uzman kontrolünde almakta yarar vardır.
B12 vitamininin eksikliği depresyon ile kendini gösterebilir ve Alzheimer hastalığına benzer bir tabloya yol açabilir. Demir eksikliğiyse kansızlık ile kendini gösterir ve soluk görünümün dışında, çabuk yorulma ve hızlı kalp atımı en sık karşılaşılan belirtileridir.
Bunların yanı sıra, tüp mide ameliyatından sonra hastalar ilk gün biraz ağrısı yaşamaktadır. Bu nedenle ilk günü rahat geçirebilmeleri için ağrı kesici uygulanmaktadır.
İkinci gün itibariyle hasta, ağrı hissetmemeye başlar. Bu ağrının ikinci gün yaşanmaması, tüm mide operasyonunun ve mide organının özelliği ile ilgilidir. Sonuç itibariyle, tüp mide ameliyatından sonra hasta kısa sürede kendini toparlayıp ayağa kalkarak uzmanlar eşliğinde günlük yaşamına devam edebilmektedir.
Günümüzde; genetiksel yapı, yanlış ve zararlı beslenme, hareketsizlik, iş ve sosyal yaşam koşulları sosyo-kültürel faktörler, psikolojik ve ekonomik sorunlar nedeniyle aşırı kilo almak, eğer önüne geçilmezse, kaçınılmaz bir hal almıştır.
Bugün, Türkiye’de birçok kişi şişmanlıkla mücadele etmektedir. Tüm mide ameliyatı, obezite cerrahisinde ne sık tercih edilen yöntem olarak son yıllarda yükselişe geçen bir mücadele yoludur.
Tüp mide ameliyatı geçiren hastalar, ameliyat öncesi doğru tetkikler, uzman ellerden geçirilen operasyon ve ameliyat sonrası destekle günlük yaşamlarına daha sağlıklı ve yenilenmiş olarak devam etmektedir. Aşırı kiloları nedeniyle sağlık sorunları yaşayan hastaların tüp mide ameliyatını tercih etmelerinin nedeni de başarılı sonuçlara dayanan örneklerin çok sayıda olmasıdır.
Tüp mide ameliyatı geçiren hastalar, yaşamlarında yeni bir sayfa açtıklarını belirterek, saha sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmenin keyfini çıkardıklarını söylüyorlar.
AÇIKLAMA: Tüp mide ameliyatı nedir, kimlere yapılır? Tüm mide ameliyatı Türkiye’de sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. Tüm mide ameliyatının avantajları dikkati çeker. Tüp mide ameliyatlarında komplikasyon riski düşüktür. Tüp mide ameliyatından hemen sonra kilo verilir. Tüp mide ameliyatından sonra bir yıl içinde hedeflenen kiloya ulaşılır. Şişman insanlar tüp mide ameliyatını bu nedenle tercih eder. Tüp mide ameliyatında karında iz kalmaz. Tüp mide ameliyatında ilk gün ağrı olabilir. Tüp mide ameliyatında ikinci gün ağrı yoktur. Tüp mide ameliyatında midenin yaklaşık yüzde 80’lik bölümü alınır. Tüp mide ameliyatı vücut kitle indeksi 40’ın üstünde olanlara yapılır. Tüp mide ameliyatından sonra yeme alışkanlıkları ve egzersiz gibi çeşitli yaşam tarzı değişikliğine gidilir. Tüp mide ameliyatı sonrasında B1, B12 ve demir gibi vitamin ve minerallere ihtiyaç vardır. Tüp mide ameliyatından sonra uzman diyetisyen eşliğinde bu vitaminler alınmalıdır.
Obezite ameliyatları 14 yaş ile 74 yaş arasında; yandaş hastalık, Hastamızın genel durumu, yapılan tahlillerin sonuçları ve konsültasyonlarına göre yapılabilmektedir. Hayatınızı ertelemeyin her yaşınızı güzelliklerle yaşayın.
Detaylı Bilgi ve Randevu için:
GSM: 0546 970 11 23 ( Obezite İletişim Hattı )
☎ (0224) 970 01 01 (Özel Medicana Bursa Hastanesi )
Gastrik bypass ameliyatlarının alternatifi olarak, MİNİ GASTRİK BYPASS ameliyatları geliştirilmiştir ve hastalar tarafından sıkça tercih edilir hale gelmiştir. Operasyon süresi kısa olan ve teknikleri açısından ‘gastrik bypass’a göre daha kolay olan Mini Gastrik Bypass’ta komplikasyonlar daha az gözlemlenmektedir. Bu ameliyat hem bağırsak emilimini bozan hem de besin tüketimini kısıtlayan bir ameliyattır.
Teknikleri: Kapalı olarak yapılan bu ameliyatta genel anestesi kullanılır. Önce trokar yerleştirmesi ardından karbondioksit insuflasyonu yapılır. Bu işlemden sonra da mide içine orogastrik tüp koyulur. Pilordan 3-4 cm proksimalden başlanıp ince ve uzun bir mide hazırlanır. Treitzdan itibaren 200 cm ince bağırsak ölçümüyle oluşturulan mideye anastomoz işlemi gerçekleştirilir.
* Fazla kilolardan kurtulmak amacıyla diğer tedavileri denedikten sonra başarısız olan hasta,
* Vücüt Kitle Endeksi (VİK) 35 üzeri olan hasta,
* Anestezi ve ameliyat işlemlerini kaldırabilecek hasta,
* 18 ile 65 yaşları arasında olan hastalar. Kurul kararlarıya da özel durumlarda 18 altı ve 65 üstü hastalar,
* VİK 35 üzeri olup, fazla kiloya bağlı kolesterol, şeker hastalığı, uyku apnesi, kalp yetmezliği, metabolik sendrom ve hipertansiyonlu hastalar Mini Gastrik Bypass ameliyatı olabilir.
* Kanser hastaları,
* Uyuşturucu ve alkol bağımlıları,
* Önemli hormon hastalıkları olanlar,
* Ağır psikiyatrik rahatsızlıklar yaşayanlar,
* Beslenme programı ve sportif programlara uyum sağlayamayacak hastalar,
* Bir sene içinde çocuk doğurma planı olan hastalar ve yaşam biçimini değiştiremeyecfek olan hastalar “mini gastrik bypass” ameliyatı olamazlar.
Metabolik cerrahi ve obezite operasyonlarının ücretlerini belirleyen kriterlerin başında hastane gelir. Hastanelerin hangi segmentte olduğuna göre değişen tarifeler farklılık göstermektedir. Otellerde olduğu gibi A+, A, B, C olarak belirlenen hastane segmentlerini belirleyen bazı faktörler bulunur. Bu faktörleri; klinikler, sınıf, donanım, teknolojik ekipman, malzeme kalitesi, laboratuvar, görüntüleme hizmetleri olarak sıralamak mümkündür.
A+ segmentindeki hastanelerin sayısı oldukça azdır ve bu segmentteki tesislerde yüksek seviyeli imkanlar bulunur. Ani durumda anjiyo işlemi dahil olmak üzere birçok farklı hizmete sunabilirler. Bursa’daki Özel Medicana Bursa Hastanesi, A+ segmenttedir ve BURSA BARİATRİC ekibimiz operasyonlar için bu hastaneyi tercih etmektedir.
Obezite ve Metabolik Cerrahi ameliyat fiyatlarının belirlenmesindeki ikincil önemli etmen hastanedeki yatış süreleridir. Segmentlerin farklılaşmasıyla birlikte yatış süreleri ücret tarifeleri de farklılaşır. Hastanın yoğun bakım izleme süreçleri ise maliyetleri artıran bir başka etmendir. Hastalar ve hasta yakınları bu ameliyatlardan önce kendilerine bildirilen pakette neler olduğunu ayrıntılı biçimde öğrenmelidir.
Vakanın seyrine göre beslenme programı ve diyet uzmanı fiyatları ya da ameliyat sonrası kontrol için hekim muayene ücreti değişiklik gösterebilir. Hastaya önerilen tarifeye bu hizmetlerin dahil olup olmadığı mutlaka önceden öğrenilmelidir. Uygun ameliyat tarifelerinin, sonradan ekleme ücretler yüzünden artış göstermesi bütçeleri zorlayabilir.
* Op. Dr. Ersoy Taşpınar ile Bursa Bariatric’te ücretsiz ön görüşme,
* Ameliyat öncesinde, alanında uzman Medicana Bursa Hastanesi hekimlerinden oluşan kardiyoloji, uzman psikolog, endokrin, uzman diyet ekibi ile rutin hazırlık muayenesi. Tahliller, ameliyattan sonra takibi ve Özel oda ile refakatçi birlikte konaklama hizmetleri sunulmaktadır.
* Uzman diyetisyen takibi ve yıllık doktor kontrolü için Bursa Bariatric’ (Kontrollerde istenecek tahlil ve tetkikler ücrete tabi olacaktır).ekibinden bilgi alınız.
* Fazla kilolardan kurtulma oranı TÜP MİDE işlemine göre daha yüksektir.
* Kilo yüzünden ortaya çıkan hastalıklardan kurtulma oranı’tüp mide’ye göre fazladır.
* Risklere ve zorluklara rağmen kısmen geriye dönüşüm olasılığı vardır.
* Emilim bozukluğu ile yemek kısıtlaması özelliğine sahiptir
* Mini Gastrik Bypass yöntemi, mide bypass yöntemine göre daha kolaydır.
* Metabolik cerrahi ve obezite operasyonlarından biri olan ‘Mini Gastrik Bypass’ emilim deformasyonu gerçekleştirdiği için ömür süresince minimum 2 mineral ve vitamin desteği gerektirmektedir.
* Hastane kalış zamanı biraz daha uzun olabilir.
* Komplikasyon olasılığı biraz daha fazladır çünkü karmaşık bir ameliyattır ve operasyon süresi anlamında daha uzundur.
* Diğerlerine göre daha yakın izleme gerektiren bir obezite ve metabolik cerrahi operasyonudur.
* Mini Gastrik Bypass’ta ‘Dumping Sendromu’na rastlanabilir.
* Kapalı ameliyat tekniği ile karın içinde görüntülenemeyen mide kısmı kalabilir.
* Bu ameliyat sonrasında barsaklar ile ilgili ülserlenme ya da tıkanma problemleri yaşanabilir.
Bursa Bariatrics’te Mini Gastrik Bypass ameliyatı sonrasındaki kontroller
Op.Dr.Ersoy Taşpınar ile Bursa Bariatric’te gerçekleştirilen MİNİ GASTRİK BYPASS ameliyatınızın sonrasında 10. günde ilk kontrolünüz yapılacaktır. Sonraki ilk ayın bitiminde genel bedensel durum ve ameliyatla ilgili komplikasyon kontrolü, varsa diyet problemleri incelenir ama kan tahlili yapılmaz.
İlerleyen süreçlerde, izleyen 3,6 ve 12. aylarda kliniğimiz tarafından aksi belirtilmedikçe, aşağıda listelenen tahlilleri ‘aç karnına sabah’ yaptırıldıktan sonra;
info@bursabariatric.com adresli e-postaya;
* İsim ve soyisim
* Kullanılmakta olan telefon ve e-posta bilgileri
* O günkü tartı ağırlığı ile birlikte göndermenizi rica ederiz.
Bursa Bariatric’e gönderdiğiniz verilerin incelenmesinin ardından, bize gönderdiğiniz adres üzerinden, 1-2 iş günü içerisinde sonuç bildirimi yapılacaktır, lütfen takipte kalınız.
KONTROL RANDEVULARI HAKKINDA
* Saat 14:00’ten sonra Bursa Bariatric kliniğinde kontrol randevuları gerçekleştirilir.
* E-posta adresi bulunmayan hastalarımı ‘whatsapp’ uygulamasını kullanabilirler.
* Danışanlarımız tahlillerini herhangi bir devlet kuruluşunda ya da özel sağlık kuruluşunda yaptırabilirler.
* Özel Medicana Bursa Hastanesi’nde ya da aşağıda listelenmiş anlaşmalı kurumlarda da indirimli olarak bu tetkikleri yaptırmak mümkündür.
* Bursa Bariatric Sağlık Hizmetleri: İş yerinizde ya da konutunuzda kan alma hizmetlerimiz bulunmaktadır.
Dünya çapında aşırı kilo tedavisinde kullanılan en güvenilir yöntemlerden biri TÜP MİDE ameliyatlarıdır. Türkiye’de de kullanılan bu yönteme, beslenme programı uygulamalarından, egzersiz çalışmalarından sonuç alınamadığında başvurulmaktadır.
Genel anestesiyle gerçekleştirilen bu operasyonları hem hekimler hem de hastalar tarafından yaygınlıkla tercih edilmektedir.
TÜP MİDE prosedürü, Vücut Kitle Endeksi 36 üzerinde olan bireylere uygulanır. Elbette, MİDE BOTOKSU ya da MİDE BALONU gibi cerrahi müdahalenin yer almadığı tedavi metotları da kullanılmaktadır ancak bu yöntemler bazen yetersiz kalabilir, işte bu noktada TÜP MİDE işlemleri devreye girer.
Bursa’da gerçekleştirdiği TÜP MİDE operasyonlarıyla isminden söz ettiren Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Ersoy Taşpınar , yıllardır süren çalışmalarında hem obezite cerrahisi alanında hem de cerrahi kullanılmayan işlemlerde elde edilen sonuçlar sayesinde bireylerin sağlıklı kilo verebilmelerine yardımcı olmaktadır.
Tanımında, mide hacminin küçültülerek kilo vermenin kolaylaştırılması ve bu işlemin genel anestezi altında yapıldığı bulunan TÜP MİDE operasyonu kapalı cerrahi işlem ile gerçekleştirilir.
Kapalı ameliyat yöntemi ile yapılarak iyileşme süreçlerinin kısaltılması ve ortaya çıkabilecek komplikasyonların en aza indirgenmesi sayesinde TÜP MİDE operasyonları birçok hekim tarafından önerilmektedir. Bu işlemler, hastanın bütün organları ve karın içi bölgesi HD görüntü ile ekrana yansıtan endoskopik kamera aracılığıyla, 1,3 santim uzunluğundaki kesiklerden (4-5 kesik) birinden karın içine girilerek gerçekleştirilir. Beklenmedik endikasyonlar oluştuğunda hekimler kolaylıkla kapalı yöntemden açık ameliyat yöntemine geçiş yapabilirler. Örneğin, kontrol edilemeyen kanamalar ya da endoskopik metotla dikilemeyecek organ zedelenmeleri gerçekleşirse açık yönteme dönülebilir. İstenmeyen durumlar ile karşılaşıldığında hastanın sağlığı açısından en doğru yönteme geçiş yapılır.
Obezite tedavisinde TÜP MİDE yönteminin uygulanmasında en önemli etken hastanın kilosu ve nekadar zamandır o kiloda kaldığıdır.
Bu noktada, ‘ne kadar kaldığı’ hususundaki önemli değişken, daha önce ameliyatsız yöntemlerin denenmesidir. Belirgin bir kilo seviyesinde olan bireyler hakkında bizim kliniğimizde geçerliliğini koruyan kriterler başka sağlık kuruluşlarında geçerli olamayabilir. TÜP MİDE tekniğinin gerçekleştirilebilmesi için hastaların bazı kriterlere uygun olması aranır. ‘VİK 40’ve üzeri hasta iseniz, ‘hastalık seviyesinde obez’ sayılırsınız ve obezite cerrahisi yapılacak hasta tanımlaması içine girersiniz. Boyunuzun kilonuza olan oranı ifadesiyle tanımlanan indeksiniz 35-40 birim arasında ise TÜP MİDE işlemine alınabilmeniz için, ek olarak bir başka hastalığınızın daha bulunması kriter olarak alınır. Bu işlem öncesinde yapılacak değerlendirmelerde kalp, akciğer problemleri, psikiyatrik vakalar, alkol ve uyuşturucu sorunları ameliyatı etkiler.
Tüp mide ameliatı süresi ortalaması 45 dakikalık bir süre olarak kaydedilen TÜP MİDE ameliyatları, hazırlık, anestezi işlemleri, ameliyattan sonra hastanın uyandırılması etkenleri hesaba katılınca toplamda 1,5 saati bulabilir.
Sadece ‘ameliyat’ kelimesi yeterince kaygı verici olabilir. Buna rağmen aşırı kilolarından kurtulmak isteyen herkes güvenilir hekimlere başvurabilir. Fazla kilolarından şikayetçi olan ama ameliyata girmek konusunda endişe duyan bireyler için ameliyat yapılmadan uygulanan aşırı kilo tedavi metotları önerilebilmektedir. Ancak buradaki en önemli husus hastaların gereken kriterlere uygun olmasıdır, tersi durumlarda TÜP MİDE ameliyatları kaçınılmaz seçenek olarak kalacaktır.
Bazı hastaların TÜP MİDE ameliyatlarından çekinmesinin temel nedeni olarak basından yayılan bazı yanlış ve abartılı haberler gösterilebilir. Aktüel olarak olumsuz haberlerin yaygınlaşması bu işlemin korkulacak bir teknik olduğu anlamına gelmez. Her operasyonda olduğu gibi TÜP MİDE işlemlerinde de bazı risklerden söz edilebilir fakat bu işlemler zannedildiği gibi karmaşık ve tehlikeli işlemler değildir. Yan etki oranı 3/1000 oranındadır. Operasyon anlamında ‘safra kesesi’ ameliyatı kadar basit olan TÜP MİDE prosedürlerinde de her ameliyatta beklendiği kadar iltihap ya da kaçak gibi gelişmeler yaşanabilir. Bu durumda bile, uzman hekimler tarafından takip edilen hasta, derhal müdahale edilip yine kapalı ameliyat yöntemleriyle sağlığına kavuşturulur.
Kendisini bu işlemden sonra ‘ince ve sağlıklı’ görmek isteyen danışanlar, sportif etkinliklerine mutlaka devam etmeli ve beslenme programına sadık kalmalıdır. Bu prosedür boyunca ve sonrasında danışanlar neyi elde etmek istediklerini kesinlikle hatırlamalıdır. Bu işlem için belirli süreçlerden geçen hasta fit beden ve mutlu bir yaşam için yaptığı fedakarlıkları unutmayarak eski diyet alışkanlıklarından uzak durmalıdır.
Hastalar TÜP MİDE işleminden sonra derhal ‘GASTRIC SLEEVE’ beslenme programına alınır. Bu program yağ açısından düşük oranlıdır ve endüstriyel şeker ürünleri bu programa dahil edilmez. Lif açısından zengin ve dengesi yerinde bir beslenme programını uygulayan hastalar ağırlığının aşağı yukarı yüzde 40’ını ameliyat sonrasındaki 5 ay içinde verir.
TÜP MİDE işleminden sonra hastalar şekeri az berrak sıvılı besin ile beslenir. Bu süreci izleyen zamanlarda protein açısından kuvvetli bir diyet desteği alınır (Protifar Ensure vb.). Takip eden süreçte 3 ile 5 hafta arasında püre formundaki besinlere geçilir. Eklenen diyette ise et ürünleri ve meyveler bulunur. İşlemlerin sonunda ameliyatın 4 ay ardından disiplinli bir beslenme programına geçilir. Hasta, 365 günlük süreçte kiloların önemli kısmından kurtulur. Sonraki 6 ay içinde ise hedeflenen ağırlığa rahatlıkla ulaşılabilir.
Türkiye’nin en deneyimli ekiplerinden birine önderlik eden Op.Dr.Ersoy Taşpınar, Obezite ve Metabolik Cerrahi alanında önemli çalışmalara imza atıyor.
Kliniğimize ulaşan hastalarımızın durumunu kapsamlı biçimde inceledikten sonra kendilerine en uygun tedavi yöntemini belirliyoruz. Tepeden tırnağa sağlık muayenesi olan hastanın tetkiklerini gördükten sonra, hastamızda oluşabilecek, operasyon sonrası komplikasyonları engellemiş oluyoruz.
Obezite hastası olarak tanımlanan hastalarımız için başka yöntemler ile kilo verdirme süreçleri tamamlanamamışsa mide ameliyatına yöneliriz. Pek çok yönden incelediğimiz hastamızın ameliyata uygun olduğuna karar veririz. Mesela hastamızın şeker hastalığı ve ya hipertansiyon problemi varsa ameliyat öncesinde bu problemlerle ilgili tedavi almasını sağlarız. Bunlara ek olarak tütün ve tütün ürünlerinin kullanımından, ameliyattan en az 14 gün önce, vazgeçilmesini sağlayarak hastamıza önemli bire sağlık faydası sağlarız.
Kalp damarlarında ‘stent’ ya da By-pass hikayesi varsa bu durumlar kardiyoloji uzmanı arkadaşlarımızla paylaşılmalıdır.
Bursa’da gerçekleştirdiği birçok metabolik cerrahi ve obezite operasyonu sayesinde hastalarının fit ve sağlıklı yaşamlara kavuşmasına destek olan Op.Dr. Ersoy Taşpınar tedavinin başından sonuna nitelikli sağlık hizmeti sunarak ülke çapında tanınmış bir hekimdir. Kapalı ameliyat yöntemini kullanarak TÜP MİDE işlemlerini gerçekleştirerek KALICI OBEZİTE’yi ortadan kaldıran Op.Dr. Ersoy Taşpınar yaşam kalitesini artıran hastaları ile sürekli görüşerek iyileşmenin ‘sürdürülebilir’ olmasını sağlamaktadır. Siz de daha sağlıklı bir yaşam sürmek ve obezite sorunlarından kurtulmak isterseniz Bursa Bariatric Obezite Cerrahı Op.Dr. Ersoy Taşpınar’dan randevu alabilirsiniz.
Aynalarla barışıp, sağlıklı yaşantınızın keyfini sürmeniz dileğiyle…
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diabet ve aşırı kilo tedavisinde Özel Medicana Bursa Hastanesi bünyesinde, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr.Ersin Öztürk ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar ile deneyimli ekipleri tarafından bu tedavinin gerçekleştirilmesi amacıyla çeşitli ameliyatlar yapılmaktadır.
Modern tıbbi tekniklerden biri olan mide kapasitesinin azaltılması (Mide Küçültme) ve bağırsak uzunluğunun azaltılması yöntemleriyle Obezite ile Diabet Cerrahisi ameliyatları da gerçekleştirilebilmektedir.
Öncesinde kapsamlı incelemelerin yapıldığı bu operasyonlar herkese uygulanamaz. Hasta şikayeti dikkate alınarak detaylı bir teşhis çalışması yapılır. Tanılama işlemlerinden sonra gereken cerrahi girişimler devreye alınır ve ardından gereken ameliyat prosedürleri işletilir.
Aşırı kilo ve şeker hastalığı tedavilerinde uygulanan bu cerrahi işlemler, 18 ile 60 yaş aralığındaki bireylere uygulanabilir. Bu işlemlerin öncesinde diyetisyen, dahiliye uzmanı ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından hastalarda tanılama çalışmaları yapılır.
Beden kitle indeksinin 40 üzerinde tespit edilmesi, altında olması durumunda da metabolik hastalıklara dair bulgunun varlığı değerlendirmelerin ana eksenini oluşturur. 18 yaşındaki hastalara uygulanmayan bu cerrahi tedavi yöntemi, 60 yaşının üzerinde bulunan hastalarda, bireyin fiziksel nitelikleri göz önünde bulundurularak yapılır.
Aşırı kilo ve mide hacminin azaltılması işlemleri her hastaya göre değişen bir süreçler zinciridir. Bireysel nitelikler ve hasta ihtiyaçları doğrultusunda yapılan bu ameliyatlardan önce hastalar bütün özellikleriyle incelenmelidir. Bu ameliyatlardan hastanın maksimum fayda sağlayacağına kanaat getirildikten sonra prosedür başlatılır. Operasyon bittikten sonra bireyin uyum sağlaması çok önemlidir. Bireylere, operasyon sonrasında karşılaşacakları yaşam şekli hakkında detaylı bilgilendirme yapılır ve operasyondan sonraki 1.5 ile 2 sene zarfında yüz yüze geleceği değişiklikler anlatılmalıdır. Bu noktada danışan ile hekimin karşılıklı olarak güven duyması elzemdir.
Tıbbi istatistiklere göre hastalar, Mide Küçültme işlemi sonrasında yaşanan ilk 6 aylık zaman zarfında, ameliyat öncesindeki kilolarının yarısını kaybetmektedir. Sonraki 6 ay içinde yine yüzde 50 oranında kilo kaybı yaşanır. Böylece bir yıl içinde toplam kilonun yüzde 75’i kaybedilir. Danışanların ideal kilolarına 1,5 sene içinde ulaşmaları öngörülür. Bu noktada en önemli husus, hastaların beslenme programına ne kadar sadık kaldığı ve korunma programını harfiyen uygulamasıdır. Kesinlikle 180 günlük ilk zaman zarfı en mühim olanıdır.
Cerrahi müdahale ile gerçekleştirilen aşırı kilo tedavisinde iki önemli hedef ve amaç vardır. Bunlardan ilki; midenin küçültülerek tüketilen besin miktarının otomatik olarak azaltıldığı ‘Kısıtlayıcı Ameliyatlar’dır. İkinci amaç ise bağırsakların kısaltılarak emilimin azaltılması için besin emiliminin düşük seviyelere çekilmesidir.
Obezite Cerrahisi, hormonal rahatsızlığı olmadığına kanaat getirilen ama halen kilo veremeyen ve bunların yanı sıra farklı tedavi metotlarına da cevap vermeyen hastalarda uygulanır. Aşırı kilodan muzdarip her hastaya bu cerrahi işlemler uygulanamayabilir.
Obez bireylerin ameliyatla tedavi edilebilmesi için bazı kıstaslar vardır. Hastanın yaşamsal tehlikesinin olmadığına kanaat getiren hekim bu kararı verebilir.
18-56 yaş aralığında bulunan, VKİ 40 üzerinde olan, kardiyoloji, gastroenteroloji, yüksek kolesterol, uyku apnesi sorunları yaşayan, hormon problemleri bulunan, madde ya da alkol iptilası olan hastalara uygulanmaz. Ayrıca 5 sene boyunca kronik obezite hastalığı bulunan hastalara da uygulanmaz. Hekimler, farklı tedavi yöntemleri ile sonuca ulaşamayan hastalarda obezite cerrahisi yöntemlerini uygularlar.